Zekatla Alakalı Sualler Ve Cevapları

Stok Kodu:
8614654645131
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-11
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
4.50
3.60
8614654645131
123785
Zekatla Alakalı Sualler Ve Cevapları
Zekatla Alakalı Sualler Ve Cevapları
3.6
Kurân-ı Azîmüşşân, Zekâtı verin [1] emriyle, zengin Müslümanlara zekâtın farz kılındığını sarâhaten bildirmektedir. Zekât, İslâmın beş temel rüknünden birisi olup, hayât-ı ictimâıyye-i beşeriyyede hatt-ı muvâsalayı temîn etmeye vesîledir. Resûl-i Ekrem (asm) Efendimiz, Zekât İslâmın köprüsüdür buyurmakla, zengin ile fakìr arasındaki muvâsalanın zekât köprüsüyle tahakkuk edeceğini bildirmektedir. Evet, zekât sebebiyle, zenginler ile fakìrler arasında şefkat, merhamet, saygı ve hürmet gibi ahlâk-ı âliyye yeşerir ve yerleşir. Kezâ, kalblerdeki mal ve servete karşı olan muhabbet zâil olur. Hayât-ı ictimâıyye âsâyiş, huzûr ve sükûna kavuşur. Evet, târih şâhiddir ki; zekât müessesesi, devlet-i şerıyye eliyle hakkıyla icrâ ve tatbîk edildiği zamânlarda Müslümanlar müreffeh bir hayât yaşamış; aralarında kin, nefret ve adâvet gibi ahlâk-ı rezîle zâil olmuş; kavga, kargaşa ve anarşi son bulmuştur. Nev-i beşer, evâmir-i İlâhiyyeye imtisâl etmesi sebebiyle daha dünyâda iken Cennet-misâl bir hayâta mazhar olmuş; dâr-ı âhirette ise ebedî bir Cenneti kazanma müjdesini almıştır. Dünyâ ve âhiret saâdetini elde etmek için bu dâr-ı imtihân denilen dünyâda bulunan her bir mümîn, elbette Allahın Zekâtı verin[2] emrini, şerîatın tayîn ve tesbît ettiği ölçüler dâiresinde edâ etmeye çalışır. Edille-i şerıyye tabîr edilen kitâb, sünnet, icmâ-ı ümmet ve kıyâs-ı fukahânın tesbît ettiği çerçevenin dışına çıkıldığı zamân, elbette edâ edilen bir ibâdetin -kişinin niyyeti ne olursa olsun- sahîh olmadığını, Allah katında merdûd olduğunu bilir. O hâlde, biz Müslümanlara düşen vazîfe; bu zekât ibâdetini kitâb, sünnet, icmâ-ı ümmet ve kıyâs-ı fukahâ çerçevesinde îfâ etmektir. Bu konudaki yanlış ve bâtıl inançlara kapılmadan, sırât-ı müstakìm olan ehl-i sünnet vel-cemâatin cadde-i kübrâsından ayrılmamaktır. İşte bizler, başta rızâ-i İlâhîye nâil olmak ve Müslümanların zekât ibâdetini sahîh bir şekilde edâ etmelerine, bu konuda yanlış ve bâtıl inançlara kapılmamalarına yardımcı olmak için Kitâb, sünnet, icmâ-ı ümmet ve kıyâs-ı fukahâ çerçevesinde, dört mezheb imâmlarının görüşleri doğrultusunda zekâtla alâkalı bazı meseleleri suâl ve cevâb şeklinde bir araya toplamak sûretiyle bu kitâbı kaleme aldık. İnşâallah, Müslümanların zihnini meşgùl eden zekâtla alâkalı en ehemmiyyetli meseleler, tevfîk-ı Rabbânî ile bu suâl ve cevâb tarzı ile hâllolacaktır. Bu kitâb, sâdece bir nakilden ibârettir. Şahsî ve indî herhangi bir görüş içinde mevcûd değildir. Müslümanları tenkíd niyyetiyle değil, Kitâb, sünnet ve dört mezhebin görüşleri çerçevesinde Müslüman kardeşlerimize zekât konusunda rehber olması mülâhazası ve niyyetiyle kaleme alınmıştır. Say u gayret bizden, tevfîk Allahtandır.
Kurân-ı Azîmüşşân, Zekâtı verin [1] emriyle, zengin Müslümanlara zekâtın farz kılındığını sarâhaten bildirmektedir. Zekât, İslâmın beş temel rüknünden birisi olup, hayât-ı ictimâıyye-i beşeriyyede hatt-ı muvâsalayı temîn etmeye vesîledir. Resûl-i Ekrem (asm) Efendimiz, Zekât İslâmın köprüsüdür buyurmakla, zengin ile fakìr arasındaki muvâsalanın zekât köprüsüyle tahakkuk edeceğini bildirmektedir. Evet, zekât sebebiyle, zenginler ile fakìrler arasında şefkat, merhamet, saygı ve hürmet gibi ahlâk-ı âliyye yeşerir ve yerleşir. Kezâ, kalblerdeki mal ve servete karşı olan muhabbet zâil olur. Hayât-ı ictimâıyye âsâyiş, huzûr ve sükûna kavuşur. Evet, târih şâhiddir ki; zekât müessesesi, devlet-i şerıyye eliyle hakkıyla icrâ ve tatbîk edildiği zamânlarda Müslümanlar müreffeh bir hayât yaşamış; aralarında kin, nefret ve adâvet gibi ahlâk-ı rezîle zâil olmuş; kavga, kargaşa ve anarşi son bulmuştur. Nev-i beşer, evâmir-i İlâhiyyeye imtisâl etmesi sebebiyle daha dünyâda iken Cennet-misâl bir hayâta mazhar olmuş; dâr-ı âhirette ise ebedî bir Cenneti kazanma müjdesini almıştır. Dünyâ ve âhiret saâdetini elde etmek için bu dâr-ı imtihân denilen dünyâda bulunan her bir mümîn, elbette Allahın Zekâtı verin[2] emrini, şerîatın tayîn ve tesbît ettiği ölçüler dâiresinde edâ etmeye çalışır. Edille-i şerıyye tabîr edilen kitâb, sünnet, icmâ-ı ümmet ve kıyâs-ı fukahânın tesbît ettiği çerçevenin dışına çıkıldığı zamân, elbette edâ edilen bir ibâdetin -kişinin niyyeti ne olursa olsun- sahîh olmadığını, Allah katında merdûd olduğunu bilir. O hâlde, biz Müslümanlara düşen vazîfe; bu zekât ibâdetini kitâb, sünnet, icmâ-ı ümmet ve kıyâs-ı fukahâ çerçevesinde îfâ etmektir. Bu konudaki yanlış ve bâtıl inançlara kapılmadan, sırât-ı müstakìm olan ehl-i sünnet vel-cemâatin cadde-i kübrâsından ayrılmamaktır. İşte bizler, başta rızâ-i İlâhîye nâil olmak ve Müslümanların zekât ibâdetini sahîh bir şekilde edâ etmelerine, bu konuda yanlış ve bâtıl inançlara kapılmamalarına yardımcı olmak için Kitâb, sünnet, icmâ-ı ümmet ve kıyâs-ı fukahâ çerçevesinde, dört mezheb imâmlarının görüşleri doğrultusunda zekâtla alâkalı bazı meseleleri suâl ve cevâb şeklinde bir araya toplamak sûretiyle bu kitâbı kaleme aldık. İnşâallah, Müslümanların zihnini meşgùl eden zekâtla alâkalı en ehemmiyyetli meseleler, tevfîk-ı Rabbânî ile bu suâl ve cevâb tarzı ile hâllolacaktır. Bu kitâb, sâdece bir nakilden ibârettir. Şahsî ve indî herhangi bir görüş içinde mevcûd değildir. Müslümanları tenkíd niyyetiyle değil, Kitâb, sünnet ve dört mezhebin görüşleri çerçevesinde Müslüman kardeşlerimize zekât konusunda rehber olması mülâhazası ve niyyetiyle kaleme alınmıştır. Say u gayret bizden, tevfîk Allahtandır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat