9786059069977
501897
https://www.turkishbooks.com/books/zamanin-derinliklerinden-p501897.html
Zamanın Derinliklerinden
3.6
Yazar bu kitabında diğer iki romanının çizgisinden çıkarak; Geçmişin karanlıklarında unutulmaya yüz
tutmuş olan yaşanmış anıları kaleme almış ve okuyucularını bazen gülümsetip bazen de hüzünlendirerek gerçek
hayatlarda, bir bakıma kendi mazilerinde yolculuğa çıkmaya davet ediyor...
Gece zifiri karanlık, yağmur yağıyor, mübarek gök delinmiş gibi ara vermeden yağıyor. Asya iki
kuzusuyla sığındığı kovuktan çıkamıyordu. Ama bir an evvel oralardan uzaklaşması gerektiğini biliyordu...
Delikanlı sabah erkenden uyandı ve halen gördüğü rüyanın etkisindeydi. Kapıdan çıktığını gören annesi
arkasından; "Oğlum nereye gidiyorsun? Gel de kahvaltını yap. Babanın yanına tarlaya gideceksin" diye seslendi.
Ama gördüğü rüya delikanlıyı öyle etkilemişti ki annesini duymadı bile. Hiç oyalanmadan dedesinin yanına gitti
ve heyecanla; "Dede öyle bir rüya gördüm ki hemen sana anlatmam lazım" dedi...
Gece karanlık hava da soğuktu. Büyük bir deprem olmuştu. Depremden kurtulan köylüler, ilk şaşkınlıkları
geçince okulun önündeki açık alana toplanıp ateş yaktılar. Hem ısınıp hem de alevlerin ışığında köydeki hasarı
anlamaya çalıştılar. Gördükleri her ev yerle bir olmuştu. Muhtar o hengame içinde Ali'nin ağlama sesini duyunca,
sesin geldiği tarafa koşar adımlarla gitti....
tutmuş olan yaşanmış anıları kaleme almış ve okuyucularını bazen gülümsetip bazen de hüzünlendirerek gerçek
hayatlarda, bir bakıma kendi mazilerinde yolculuğa çıkmaya davet ediyor...
Gece zifiri karanlık, yağmur yağıyor, mübarek gök delinmiş gibi ara vermeden yağıyor. Asya iki
kuzusuyla sığındığı kovuktan çıkamıyordu. Ama bir an evvel oralardan uzaklaşması gerektiğini biliyordu...
Delikanlı sabah erkenden uyandı ve halen gördüğü rüyanın etkisindeydi. Kapıdan çıktığını gören annesi
arkasından; "Oğlum nereye gidiyorsun? Gel de kahvaltını yap. Babanın yanına tarlaya gideceksin" diye seslendi.
Ama gördüğü rüya delikanlıyı öyle etkilemişti ki annesini duymadı bile. Hiç oyalanmadan dedesinin yanına gitti
ve heyecanla; "Dede öyle bir rüya gördüm ki hemen sana anlatmam lazım" dedi...
Gece karanlık hava da soğuktu. Büyük bir deprem olmuştu. Depremden kurtulan köylüler, ilk şaşkınlıkları
geçince okulun önündeki açık alana toplanıp ateş yaktılar. Hem ısınıp hem de alevlerin ışığında köydeki hasarı
anlamaya çalıştılar. Gördükleri her ev yerle bir olmuştu. Muhtar o hengame içinde Ali'nin ağlama sesini duyunca,
sesin geldiği tarafa koşar adımlarla gitti....
Yazar bu kitabında diğer iki romanının çizgisinden çıkarak; Geçmişin karanlıklarında unutulmaya yüz
tutmuş olan yaşanmış anıları kaleme almış ve okuyucularını bazen gülümsetip bazen de hüzünlendirerek gerçek
hayatlarda, bir bakıma kendi mazilerinde yolculuğa çıkmaya davet ediyor...
Gece zifiri karanlık, yağmur yağıyor, mübarek gök delinmiş gibi ara vermeden yağıyor. Asya iki
kuzusuyla sığındığı kovuktan çıkamıyordu. Ama bir an evvel oralardan uzaklaşması gerektiğini biliyordu...
Delikanlı sabah erkenden uyandı ve halen gördüğü rüyanın etkisindeydi. Kapıdan çıktığını gören annesi
arkasından; "Oğlum nereye gidiyorsun? Gel de kahvaltını yap. Babanın yanına tarlaya gideceksin" diye seslendi.
Ama gördüğü rüya delikanlıyı öyle etkilemişti ki annesini duymadı bile. Hiç oyalanmadan dedesinin yanına gitti
ve heyecanla; "Dede öyle bir rüya gördüm ki hemen sana anlatmam lazım" dedi...
Gece karanlık hava da soğuktu. Büyük bir deprem olmuştu. Depremden kurtulan köylüler, ilk şaşkınlıkları
geçince okulun önündeki açık alana toplanıp ateş yaktılar. Hem ısınıp hem de alevlerin ışığında köydeki hasarı
anlamaya çalıştılar. Gördükleri her ev yerle bir olmuştu. Muhtar o hengame içinde Ali'nin ağlama sesini duyunca,
sesin geldiği tarafa koşar adımlarla gitti....
tutmuş olan yaşanmış anıları kaleme almış ve okuyucularını bazen gülümsetip bazen de hüzünlendirerek gerçek
hayatlarda, bir bakıma kendi mazilerinde yolculuğa çıkmaya davet ediyor...
Gece zifiri karanlık, yağmur yağıyor, mübarek gök delinmiş gibi ara vermeden yağıyor. Asya iki
kuzusuyla sığındığı kovuktan çıkamıyordu. Ama bir an evvel oralardan uzaklaşması gerektiğini biliyordu...
Delikanlı sabah erkenden uyandı ve halen gördüğü rüyanın etkisindeydi. Kapıdan çıktığını gören annesi
arkasından; "Oğlum nereye gidiyorsun? Gel de kahvaltını yap. Babanın yanına tarlaya gideceksin" diye seslendi.
Ama gördüğü rüya delikanlıyı öyle etkilemişti ki annesini duymadı bile. Hiç oyalanmadan dedesinin yanına gitti
ve heyecanla; "Dede öyle bir rüya gördüm ki hemen sana anlatmam lazım" dedi...
Gece karanlık hava da soğuktu. Büyük bir deprem olmuştu. Depremden kurtulan köylüler, ilk şaşkınlıkları
geçince okulun önündeki açık alana toplanıp ateş yaktılar. Hem ısınıp hem de alevlerin ışığında köydeki hasarı
anlamaya çalıştılar. Gördükleri her ev yerle bir olmuştu. Muhtar o hengame içinde Ali'nin ağlama sesini duyunca,
sesin geldiği tarafa koşar adımlarla gitti....
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.