9786057683939
530143
https://www.turkishbooks.com/books/yunus-emre-p530143.html
Yunus Emre Bütün Eserleri: 12
4.8
"İnsanlar arasında, Yunus Emre, Derviş Yunus, Âşık Yunus nâmlarıyla meşhur
olan ârif ve âşık-ı billâhtır ki, Bolu'da dünyaya gelmiş, Yıldırım Bâyezit zamanında
zuhûr etmiştir. Şeyhleri Tapduk Emre Hazretleri olup tarîkatleri Kâdirî'dir.
Yunus ümmîdir, yani zâhiren kimseden okumamış, ders almamıştır; fakat
bâtınen mekteb-i tevhit ve aşkta tahsilini ikmâl etmiş, aliyyü'l- âlâ olarak
şehâdetnâmesini almış ve birinci olarak çıkmıştır.
Yunus, tevhîd ve hakikatte bir Muhyiddin, esrâr ve hikmette bir Mevlânâ, aşk
ve muhabbette bir İbn Fârız'dır, denilse mubâlağa ve hata edilmemiş olur. Bu bir
hakikat olmakla beraber Yunus'un aşkı her hâline galip gelmiş ve her hâlinde aşk
olanca şiddet ve hararetiyle tecellî eylemiştir...
Yunus'u bize gösteren, bildiren âsârıdır. Biz onun tercüme-i hâlini onun hayat-ı
dervişâne ve sâfiyenesini, onun meşreb-i rindâne ve âşıkânesini onun makâmını,
zevkini, neşesini, hâsılı her hâlini bıraktığı âsârından anlalayacağız. Bizde zuhûr
eden meşâhirden hemen hiçbirinin muntazam ve etraflı bir tercüme-i hâli yok
gibidir. Bizim meşâhirimiz kendi kendilerine doğarlar, kendi kendilerine yaşarlar
ve kendi kendilerine terk-i hayat edip giderler. İşte tercüme-i hâlini yazmakta
olduğumuz Yunus, o kâbîl zevattandır."
Hazret-i Mevlânâ'nın, Yunus için, "Bu Türk'ün Divânı'nı evvelce görmüş
olsaydım Mesnevi'yi vücûda getirmezdim" dediği rivâyet olunmakta ise de
kendilerinin zuhûru Yunus'tan mukaddem olduğu târih bilenlerce
mâlûm olduğundan bu rivâyetin aslı yoktur. Maamâfih, hakikate yakın olmayan bu
rivâyet yine her halde Yunus'un yüksek mertebesine delâlet etmektedir.
Yunus, Türk'te zuhûr eden evliyâ ve pek büyük şeyhlerin yegânelerindendir.
olan ârif ve âşık-ı billâhtır ki, Bolu'da dünyaya gelmiş, Yıldırım Bâyezit zamanında
zuhûr etmiştir. Şeyhleri Tapduk Emre Hazretleri olup tarîkatleri Kâdirî'dir.
Yunus ümmîdir, yani zâhiren kimseden okumamış, ders almamıştır; fakat
bâtınen mekteb-i tevhit ve aşkta tahsilini ikmâl etmiş, aliyyü'l- âlâ olarak
şehâdetnâmesini almış ve birinci olarak çıkmıştır.
Yunus, tevhîd ve hakikatte bir Muhyiddin, esrâr ve hikmette bir Mevlânâ, aşk
ve muhabbette bir İbn Fârız'dır, denilse mubâlağa ve hata edilmemiş olur. Bu bir
hakikat olmakla beraber Yunus'un aşkı her hâline galip gelmiş ve her hâlinde aşk
olanca şiddet ve hararetiyle tecellî eylemiştir...
Yunus'u bize gösteren, bildiren âsârıdır. Biz onun tercüme-i hâlini onun hayat-ı
dervişâne ve sâfiyenesini, onun meşreb-i rindâne ve âşıkânesini onun makâmını,
zevkini, neşesini, hâsılı her hâlini bıraktığı âsârından anlalayacağız. Bizde zuhûr
eden meşâhirden hemen hiçbirinin muntazam ve etraflı bir tercüme-i hâli yok
gibidir. Bizim meşâhirimiz kendi kendilerine doğarlar, kendi kendilerine yaşarlar
ve kendi kendilerine terk-i hayat edip giderler. İşte tercüme-i hâlini yazmakta
olduğumuz Yunus, o kâbîl zevattandır."
Hazret-i Mevlânâ'nın, Yunus için, "Bu Türk'ün Divânı'nı evvelce görmüş
olsaydım Mesnevi'yi vücûda getirmezdim" dediği rivâyet olunmakta ise de
kendilerinin zuhûru Yunus'tan mukaddem olduğu târih bilenlerce
mâlûm olduğundan bu rivâyetin aslı yoktur. Maamâfih, hakikate yakın olmayan bu
rivâyet yine her halde Yunus'un yüksek mertebesine delâlet etmektedir.
Yunus, Türk'te zuhûr eden evliyâ ve pek büyük şeyhlerin yegânelerindendir.
"İnsanlar arasında, Yunus Emre, Derviş Yunus, Âşık Yunus nâmlarıyla meşhur
olan ârif ve âşık-ı billâhtır ki, Bolu'da dünyaya gelmiş, Yıldırım Bâyezit zamanında
zuhûr etmiştir. Şeyhleri Tapduk Emre Hazretleri olup tarîkatleri Kâdirî'dir.
Yunus ümmîdir, yani zâhiren kimseden okumamış, ders almamıştır; fakat
bâtınen mekteb-i tevhit ve aşkta tahsilini ikmâl etmiş, aliyyü'l- âlâ olarak
şehâdetnâmesini almış ve birinci olarak çıkmıştır.
Yunus, tevhîd ve hakikatte bir Muhyiddin, esrâr ve hikmette bir Mevlânâ, aşk
ve muhabbette bir İbn Fârız'dır, denilse mubâlağa ve hata edilmemiş olur. Bu bir
hakikat olmakla beraber Yunus'un aşkı her hâline galip gelmiş ve her hâlinde aşk
olanca şiddet ve hararetiyle tecellî eylemiştir...
Yunus'u bize gösteren, bildiren âsârıdır. Biz onun tercüme-i hâlini onun hayat-ı
dervişâne ve sâfiyenesini, onun meşreb-i rindâne ve âşıkânesini onun makâmını,
zevkini, neşesini, hâsılı her hâlini bıraktığı âsârından anlalayacağız. Bizde zuhûr
eden meşâhirden hemen hiçbirinin muntazam ve etraflı bir tercüme-i hâli yok
gibidir. Bizim meşâhirimiz kendi kendilerine doğarlar, kendi kendilerine yaşarlar
ve kendi kendilerine terk-i hayat edip giderler. İşte tercüme-i hâlini yazmakta
olduğumuz Yunus, o kâbîl zevattandır."
Hazret-i Mevlânâ'nın, Yunus için, "Bu Türk'ün Divânı'nı evvelce görmüş
olsaydım Mesnevi'yi vücûda getirmezdim" dediği rivâyet olunmakta ise de
kendilerinin zuhûru Yunus'tan mukaddem olduğu târih bilenlerce
mâlûm olduğundan bu rivâyetin aslı yoktur. Maamâfih, hakikate yakın olmayan bu
rivâyet yine her halde Yunus'un yüksek mertebesine delâlet etmektedir.
Yunus, Türk'te zuhûr eden evliyâ ve pek büyük şeyhlerin yegânelerindendir.
olan ârif ve âşık-ı billâhtır ki, Bolu'da dünyaya gelmiş, Yıldırım Bâyezit zamanında
zuhûr etmiştir. Şeyhleri Tapduk Emre Hazretleri olup tarîkatleri Kâdirî'dir.
Yunus ümmîdir, yani zâhiren kimseden okumamış, ders almamıştır; fakat
bâtınen mekteb-i tevhit ve aşkta tahsilini ikmâl etmiş, aliyyü'l- âlâ olarak
şehâdetnâmesini almış ve birinci olarak çıkmıştır.
Yunus, tevhîd ve hakikatte bir Muhyiddin, esrâr ve hikmette bir Mevlânâ, aşk
ve muhabbette bir İbn Fârız'dır, denilse mubâlağa ve hata edilmemiş olur. Bu bir
hakikat olmakla beraber Yunus'un aşkı her hâline galip gelmiş ve her hâlinde aşk
olanca şiddet ve hararetiyle tecellî eylemiştir...
Yunus'u bize gösteren, bildiren âsârıdır. Biz onun tercüme-i hâlini onun hayat-ı
dervişâne ve sâfiyenesini, onun meşreb-i rindâne ve âşıkânesini onun makâmını,
zevkini, neşesini, hâsılı her hâlini bıraktığı âsârından anlalayacağız. Bizde zuhûr
eden meşâhirden hemen hiçbirinin muntazam ve etraflı bir tercüme-i hâli yok
gibidir. Bizim meşâhirimiz kendi kendilerine doğarlar, kendi kendilerine yaşarlar
ve kendi kendilerine terk-i hayat edip giderler. İşte tercüme-i hâlini yazmakta
olduğumuz Yunus, o kâbîl zevattandır."
Hazret-i Mevlânâ'nın, Yunus için, "Bu Türk'ün Divânı'nı evvelce görmüş
olsaydım Mesnevi'yi vücûda getirmezdim" dediği rivâyet olunmakta ise de
kendilerinin zuhûru Yunus'tan mukaddem olduğu târih bilenlerce
mâlûm olduğundan bu rivâyetin aslı yoktur. Maamâfih, hakikate yakın olmayan bu
rivâyet yine her halde Yunus'un yüksek mertebesine delâlet etmektedir.
Yunus, Türk'te zuhûr eden evliyâ ve pek büyük şeyhlerin yegânelerindendir.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.