9786057858160
485305
https://www.turkishbooks.com/books/yonetme-krizi-p485305.html
Yönetme Krizi Krizler Doğuran Kriz
5.52
Yeni çağda, "yeni yönetselcilik"
kavramıyla yeniden takdis edilen
yönetimin, bireysel
amaçlara erişmek bakımından taşıdığı
değer veya fonksiyonu elbette göz ardı
edilemez. Bu noktada yönetimin
üstlenmesi beklenen işlevler, klasik
dönemlerden beri çeşitli çalışmalarda
veya eserlerde,
farklı biçimlerde ele alınmış ve izah
edilmiştir. Ancak bütün bu çalışmalar, eserler; dikkat edilecek olursa, daha çoklukla
yönetimin etken veya aktif bir "özne" olduğu ve onun dışındaki her şeye baskın
olduğu, diğerlerinin resesif veya edilgen olduğu bir zemini esas alarak kendi kapsam
ve ölçeklerinde tartışmalar yapmaktadırlar. Örneğin; çatışma yönetimi, kriz yönetimi,
bilgi yönetimi veya insan kaynaklarının yönetimi gibi konulara bu açıdan bakılacak
olursa, herhalde yönetimin baskınlığından yahut özneliğinden kast edilen daha açık
olarak anlaşılabilecektir. Belki biraz daha metaforik bir anlatımla bu durum;
yönetimin, -kendisi dışında- ortaya çıktığı veya sergilendiği bağlamdaki her şeyin
(veya herkesin) "doktoru" olarak görüldüğü (veya olması gerektiğinin kabul edildiği)
savıyla da izah edilebilir.
20 yılı aşan gerek kamu gerekse özel sektörlerdeki yöneticilik ve danışmanlık
deneyimlerimde, ortaya çıkan hemen bütün krizlerin, yönetme kaynaklı olduğunu
cesaretle ifade veya işaret edebilen -çok az kişi olsalar da- herkese bu anlamda
şükran duymalıyım.
kavramıyla yeniden takdis edilen
yönetimin, bireysel
amaçlara erişmek bakımından taşıdığı
değer veya fonksiyonu elbette göz ardı
edilemez. Bu noktada yönetimin
üstlenmesi beklenen işlevler, klasik
dönemlerden beri çeşitli çalışmalarda
veya eserlerde,
farklı biçimlerde ele alınmış ve izah
edilmiştir. Ancak bütün bu çalışmalar, eserler; dikkat edilecek olursa, daha çoklukla
yönetimin etken veya aktif bir "özne" olduğu ve onun dışındaki her şeye baskın
olduğu, diğerlerinin resesif veya edilgen olduğu bir zemini esas alarak kendi kapsam
ve ölçeklerinde tartışmalar yapmaktadırlar. Örneğin; çatışma yönetimi, kriz yönetimi,
bilgi yönetimi veya insan kaynaklarının yönetimi gibi konulara bu açıdan bakılacak
olursa, herhalde yönetimin baskınlığından yahut özneliğinden kast edilen daha açık
olarak anlaşılabilecektir. Belki biraz daha metaforik bir anlatımla bu durum;
yönetimin, -kendisi dışında- ortaya çıktığı veya sergilendiği bağlamdaki her şeyin
(veya herkesin) "doktoru" olarak görüldüğü (veya olması gerektiğinin kabul edildiği)
savıyla da izah edilebilir.
20 yılı aşan gerek kamu gerekse özel sektörlerdeki yöneticilik ve danışmanlık
deneyimlerimde, ortaya çıkan hemen bütün krizlerin, yönetme kaynaklı olduğunu
cesaretle ifade veya işaret edebilen -çok az kişi olsalar da- herkese bu anlamda
şükran duymalıyım.
Yeni çağda, "yeni yönetselcilik"
kavramıyla yeniden takdis edilen
yönetimin, bireysel
amaçlara erişmek bakımından taşıdığı
değer veya fonksiyonu elbette göz ardı
edilemez. Bu noktada yönetimin
üstlenmesi beklenen işlevler, klasik
dönemlerden beri çeşitli çalışmalarda
veya eserlerde,
farklı biçimlerde ele alınmış ve izah
edilmiştir. Ancak bütün bu çalışmalar, eserler; dikkat edilecek olursa, daha çoklukla
yönetimin etken veya aktif bir "özne" olduğu ve onun dışındaki her şeye baskın
olduğu, diğerlerinin resesif veya edilgen olduğu bir zemini esas alarak kendi kapsam
ve ölçeklerinde tartışmalar yapmaktadırlar. Örneğin; çatışma yönetimi, kriz yönetimi,
bilgi yönetimi veya insan kaynaklarının yönetimi gibi konulara bu açıdan bakılacak
olursa, herhalde yönetimin baskınlığından yahut özneliğinden kast edilen daha açık
olarak anlaşılabilecektir. Belki biraz daha metaforik bir anlatımla bu durum;
yönetimin, -kendisi dışında- ortaya çıktığı veya sergilendiği bağlamdaki her şeyin
(veya herkesin) "doktoru" olarak görüldüğü (veya olması gerektiğinin kabul edildiği)
savıyla da izah edilebilir.
20 yılı aşan gerek kamu gerekse özel sektörlerdeki yöneticilik ve danışmanlık
deneyimlerimde, ortaya çıkan hemen bütün krizlerin, yönetme kaynaklı olduğunu
cesaretle ifade veya işaret edebilen -çok az kişi olsalar da- herkese bu anlamda
şükran duymalıyım.
kavramıyla yeniden takdis edilen
yönetimin, bireysel
amaçlara erişmek bakımından taşıdığı
değer veya fonksiyonu elbette göz ardı
edilemez. Bu noktada yönetimin
üstlenmesi beklenen işlevler, klasik
dönemlerden beri çeşitli çalışmalarda
veya eserlerde,
farklı biçimlerde ele alınmış ve izah
edilmiştir. Ancak bütün bu çalışmalar, eserler; dikkat edilecek olursa, daha çoklukla
yönetimin etken veya aktif bir "özne" olduğu ve onun dışındaki her şeye baskın
olduğu, diğerlerinin resesif veya edilgen olduğu bir zemini esas alarak kendi kapsam
ve ölçeklerinde tartışmalar yapmaktadırlar. Örneğin; çatışma yönetimi, kriz yönetimi,
bilgi yönetimi veya insan kaynaklarının yönetimi gibi konulara bu açıdan bakılacak
olursa, herhalde yönetimin baskınlığından yahut özneliğinden kast edilen daha açık
olarak anlaşılabilecektir. Belki biraz daha metaforik bir anlatımla bu durum;
yönetimin, -kendisi dışında- ortaya çıktığı veya sergilendiği bağlamdaki her şeyin
(veya herkesin) "doktoru" olarak görüldüğü (veya olması gerektiğinin kabul edildiği)
savıyla da izah edilebilir.
20 yılı aşan gerek kamu gerekse özel sektörlerdeki yöneticilik ve danışmanlık
deneyimlerimde, ortaya çıkan hemen bütün krizlerin, yönetme kaynaklı olduğunu
cesaretle ifade veya işaret edebilen -çok az kişi olsalar da- herkese bu anlamda
şükran duymalıyım.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.