9786052152058
438170
https://www.turkishbooks.com/books/yoneticilerin-hesap-gunu-var-mi-p438170.html
Yöneticilerin Hesap Günü Var mı? Bir Rektörün Aklında Kalanlar
10.8
Üç meslek grubu cüppe giymektedir ve üçünün de cüppesinde ilik-düğme yoktur; din adamları, akademisyenler ve yargı mensupları. Adaleti,
bağımsızlığı, tarafsızlığı, sorumluluğu, özerkliği ve özgürlüğü ifade eden bu kıyafetlere bürünmüş̧ gerçek meslek erbabı; hiçbir otoritenin önünde
eğilmezler ve iliklenecek düğmeye sahip olmazlar.
Yönetici; onuruyla, haysiyetiyle, birikimiyle, kişiliğiyle, öz gücüyle bir 'Duruş̧' sergilemeli ve koltuğuna güç vermelidir. Asîl bir makam sahibi,
oturduğu koltuğa güç verendir. Gücün kaynağı koltuk değil, koltuğa oturan olmalıdır. Herkesle 'iyi' olan bir yöneticinin; ya bir zafiyeti ya da bir
çıkar ilişkisi vardır.
Allah herkese makam nasip etmez, her makam nasip ettiğine de hizmet etmeyi nasip etmez. Bu bilinçle hareket edilerek; oturulan makamın ve
tüketilen zamanın hakkının verilmesi gerekir. Geçmişi eleştirerek yahut gelecek zamanı konuşarak, kişi kendisini avutmamalıdır. Yahut devraldığı
miras, kişiyi atalete sevk etmemelidir. Çünkü hiçbir sistem; sadece geçmişten aldığı miras ile ayakta kalmadığı gibi, gelecek üzerine kurduğu
hayallerle de yol almamıştır. Her şeyden önce; herkes, kendi bireysel imtihanını verdiğini unutmamalıdır. Bir başkasının başarısı ya da
başarısızlığı, bir diğerinin; ne sığınacağı bir liman, ne de mazereti olmalıdır.
Başta makam sahipleri olmak üzere, tüm çalışanlar "Haklar-Sorumluluklar" dengesini korumalıdırlar. Ne kadar hak varsa o kadar da sorumluluk
olduğu unutulmamalıdır. Hakkını ararken sıfır tolerans gösteren, sorumluluğunu yerine getirmezken sonsuz mazeret sunanlardan olunmamalıdır.
Makam sahipleri, daha işin başında, tuzaklara karşı dikkatli olmalıdırlar. Kendilerine sunulan gayrimeşru imkânları, marifeti kendilerinden
menkul zannederek, kullanmaya kalkışmamalıdırlar. Çoğu zaman görünmeyen bir el tarafından, makam sahiplerine imkânlar verilerek, hata
yapmaları ve şantaj dosyalarının oluşturulması hedeflenir.
2008 yılı gibi zor bir zamanda başlayan; sıfırdan bir üniversite kurmanın zorluklarından çetelerle mücadele etmeye, PKK'dan
Fetullah Gülen grubunun kumpaslarına kadar, birçok tecrübeden "Bir Rektörün Aklında Kalanları" bu kitapta bulacaksınız.
bağımsızlığı, tarafsızlığı, sorumluluğu, özerkliği ve özgürlüğü ifade eden bu kıyafetlere bürünmüş̧ gerçek meslek erbabı; hiçbir otoritenin önünde
eğilmezler ve iliklenecek düğmeye sahip olmazlar.
Yönetici; onuruyla, haysiyetiyle, birikimiyle, kişiliğiyle, öz gücüyle bir 'Duruş̧' sergilemeli ve koltuğuna güç vermelidir. Asîl bir makam sahibi,
oturduğu koltuğa güç verendir. Gücün kaynağı koltuk değil, koltuğa oturan olmalıdır. Herkesle 'iyi' olan bir yöneticinin; ya bir zafiyeti ya da bir
çıkar ilişkisi vardır.
Allah herkese makam nasip etmez, her makam nasip ettiğine de hizmet etmeyi nasip etmez. Bu bilinçle hareket edilerek; oturulan makamın ve
tüketilen zamanın hakkının verilmesi gerekir. Geçmişi eleştirerek yahut gelecek zamanı konuşarak, kişi kendisini avutmamalıdır. Yahut devraldığı
miras, kişiyi atalete sevk etmemelidir. Çünkü hiçbir sistem; sadece geçmişten aldığı miras ile ayakta kalmadığı gibi, gelecek üzerine kurduğu
hayallerle de yol almamıştır. Her şeyden önce; herkes, kendi bireysel imtihanını verdiğini unutmamalıdır. Bir başkasının başarısı ya da
başarısızlığı, bir diğerinin; ne sığınacağı bir liman, ne de mazereti olmalıdır.
Başta makam sahipleri olmak üzere, tüm çalışanlar "Haklar-Sorumluluklar" dengesini korumalıdırlar. Ne kadar hak varsa o kadar da sorumluluk
olduğu unutulmamalıdır. Hakkını ararken sıfır tolerans gösteren, sorumluluğunu yerine getirmezken sonsuz mazeret sunanlardan olunmamalıdır.
Makam sahipleri, daha işin başında, tuzaklara karşı dikkatli olmalıdırlar. Kendilerine sunulan gayrimeşru imkânları, marifeti kendilerinden
menkul zannederek, kullanmaya kalkışmamalıdırlar. Çoğu zaman görünmeyen bir el tarafından, makam sahiplerine imkânlar verilerek, hata
yapmaları ve şantaj dosyalarının oluşturulması hedeflenir.
2008 yılı gibi zor bir zamanda başlayan; sıfırdan bir üniversite kurmanın zorluklarından çetelerle mücadele etmeye, PKK'dan
Fetullah Gülen grubunun kumpaslarına kadar, birçok tecrübeden "Bir Rektörün Aklında Kalanları" bu kitapta bulacaksınız.
Üç meslek grubu cüppe giymektedir ve üçünün de cüppesinde ilik-düğme yoktur; din adamları, akademisyenler ve yargı mensupları. Adaleti,
bağımsızlığı, tarafsızlığı, sorumluluğu, özerkliği ve özgürlüğü ifade eden bu kıyafetlere bürünmüş̧ gerçek meslek erbabı; hiçbir otoritenin önünde
eğilmezler ve iliklenecek düğmeye sahip olmazlar.
Yönetici; onuruyla, haysiyetiyle, birikimiyle, kişiliğiyle, öz gücüyle bir 'Duruş̧' sergilemeli ve koltuğuna güç vermelidir. Asîl bir makam sahibi,
oturduğu koltuğa güç verendir. Gücün kaynağı koltuk değil, koltuğa oturan olmalıdır. Herkesle 'iyi' olan bir yöneticinin; ya bir zafiyeti ya da bir
çıkar ilişkisi vardır.
Allah herkese makam nasip etmez, her makam nasip ettiğine de hizmet etmeyi nasip etmez. Bu bilinçle hareket edilerek; oturulan makamın ve
tüketilen zamanın hakkının verilmesi gerekir. Geçmişi eleştirerek yahut gelecek zamanı konuşarak, kişi kendisini avutmamalıdır. Yahut devraldığı
miras, kişiyi atalete sevk etmemelidir. Çünkü hiçbir sistem; sadece geçmişten aldığı miras ile ayakta kalmadığı gibi, gelecek üzerine kurduğu
hayallerle de yol almamıştır. Her şeyden önce; herkes, kendi bireysel imtihanını verdiğini unutmamalıdır. Bir başkasının başarısı ya da
başarısızlığı, bir diğerinin; ne sığınacağı bir liman, ne de mazereti olmalıdır.
Başta makam sahipleri olmak üzere, tüm çalışanlar "Haklar-Sorumluluklar" dengesini korumalıdırlar. Ne kadar hak varsa o kadar da sorumluluk
olduğu unutulmamalıdır. Hakkını ararken sıfır tolerans gösteren, sorumluluğunu yerine getirmezken sonsuz mazeret sunanlardan olunmamalıdır.
Makam sahipleri, daha işin başında, tuzaklara karşı dikkatli olmalıdırlar. Kendilerine sunulan gayrimeşru imkânları, marifeti kendilerinden
menkul zannederek, kullanmaya kalkışmamalıdırlar. Çoğu zaman görünmeyen bir el tarafından, makam sahiplerine imkânlar verilerek, hata
yapmaları ve şantaj dosyalarının oluşturulması hedeflenir.
2008 yılı gibi zor bir zamanda başlayan; sıfırdan bir üniversite kurmanın zorluklarından çetelerle mücadele etmeye, PKK'dan
Fetullah Gülen grubunun kumpaslarına kadar, birçok tecrübeden "Bir Rektörün Aklında Kalanları" bu kitapta bulacaksınız.
bağımsızlığı, tarafsızlığı, sorumluluğu, özerkliği ve özgürlüğü ifade eden bu kıyafetlere bürünmüş̧ gerçek meslek erbabı; hiçbir otoritenin önünde
eğilmezler ve iliklenecek düğmeye sahip olmazlar.
Yönetici; onuruyla, haysiyetiyle, birikimiyle, kişiliğiyle, öz gücüyle bir 'Duruş̧' sergilemeli ve koltuğuna güç vermelidir. Asîl bir makam sahibi,
oturduğu koltuğa güç verendir. Gücün kaynağı koltuk değil, koltuğa oturan olmalıdır. Herkesle 'iyi' olan bir yöneticinin; ya bir zafiyeti ya da bir
çıkar ilişkisi vardır.
Allah herkese makam nasip etmez, her makam nasip ettiğine de hizmet etmeyi nasip etmez. Bu bilinçle hareket edilerek; oturulan makamın ve
tüketilen zamanın hakkının verilmesi gerekir. Geçmişi eleştirerek yahut gelecek zamanı konuşarak, kişi kendisini avutmamalıdır. Yahut devraldığı
miras, kişiyi atalete sevk etmemelidir. Çünkü hiçbir sistem; sadece geçmişten aldığı miras ile ayakta kalmadığı gibi, gelecek üzerine kurduğu
hayallerle de yol almamıştır. Her şeyden önce; herkes, kendi bireysel imtihanını verdiğini unutmamalıdır. Bir başkasının başarısı ya da
başarısızlığı, bir diğerinin; ne sığınacağı bir liman, ne de mazereti olmalıdır.
Başta makam sahipleri olmak üzere, tüm çalışanlar "Haklar-Sorumluluklar" dengesini korumalıdırlar. Ne kadar hak varsa o kadar da sorumluluk
olduğu unutulmamalıdır. Hakkını ararken sıfır tolerans gösteren, sorumluluğunu yerine getirmezken sonsuz mazeret sunanlardan olunmamalıdır.
Makam sahipleri, daha işin başında, tuzaklara karşı dikkatli olmalıdırlar. Kendilerine sunulan gayrimeşru imkânları, marifeti kendilerinden
menkul zannederek, kullanmaya kalkışmamalıdırlar. Çoğu zaman görünmeyen bir el tarafından, makam sahiplerine imkânlar verilerek, hata
yapmaları ve şantaj dosyalarının oluşturulması hedeflenir.
2008 yılı gibi zor bir zamanda başlayan; sıfırdan bir üniversite kurmanın zorluklarından çetelerle mücadele etmeye, PKK'dan
Fetullah Gülen grubunun kumpaslarına kadar, birçok tecrübeden "Bir Rektörün Aklında Kalanları" bu kitapta bulacaksınız.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.