9786055532512
143778
https://www.turkishbooks.com/books/yoldakiler-p143778.html
Yoldakiler
22.8
beat kuşağının en mükemmel ve en içerden tarihçesi!
beat akımını yaratan adam ve o adamı yaratan asıl adam!
tarihsel tüm süreç çarpıcı ve iç gıcıklayıcı bir dille eksiksiz aktarılıyor!
hiç bir kadın ve hiç bir kimse Carolyn Cassadynin bildiklerini bilmedi, tattıklarını tatmadı!
YOLDAKİLER HAKKINDA:
Carolyn Cassady ismi size tanıdık geliyor mu' Gelmeyenler için şöyle başlanabilir: Neal Cassadyi bilir misiniz, evet evet Allen Ginsbergin Howl şiirindeki tarifiyle Denverın Adonisi, yarrak adam. Ya da o efsanevi söz: Neal o sıralar kamyon dolusu kadın düzerdi-evet bu gerçek. Diğer yandan Neal Cassady: Beat Kuşağının movementı, Jack Kerouacın tüm kitaplarının ana kahramanı, Yoldanın yazılmasına sebep olan kişi, bir edebiyat devrinin yazar olmayan yaratıcısı.
Günün birinde Neal kandırdığı kadınlar listesine Carolyni ekler ama hayatında o kadar uzun kalacağını ve o kadından 2 çocuğu olacağını Neal tahmin edemez. Carolynde doğmasına yıllar olan bir edebiyat kuşağının, efsanevi Beat Hareketinin merkezinde duracağını ve her biri kendi başına birer külte, dünyanın büyük yazar ve şairlerine dönüşecek olan bu insanların hayatlarını yazabilecek denli onlarla birlikte yaşayacağını bilemez. Ne Allen, Ginsberg imiş, ne Jack, Kerouac imiş ne de Gary, Snyder imiş bir vakitler, heyecanlı, yazar olmak için yanan, değişim için damarlarında deli kan dolaşan bu genç adamlar dünyayı değilse de Amerikayı değiştirmek, Hemingway sonrası ölü toprağını alt-üst etmek isterlermiş o zamanlar. İşte Carolyn, Neal ile evlendiğinde ne Howl, ne On the Road ne de William Burroughsun Junkysi varmış ortada. Ve tüm olacaklardan habersiz, gelecekte neler olacağına asla ihtimal veremeyecek olan Carolyn, Neal ile evlenerek bir tarihin de beşiğine yerleşmiş olur.
William Burroughsun ilk yazmaya başlamasının hikayesini anlatacak bu kadın size, Allenın Ginsberg olmak için yapıp ettiği her şeyi, tüm o hikayeyi, Jackin Yoldanın getirdiği meşhurlukla tanışmasının çok çok öncesindeki sevişmelerini ve sonrasını, daha fazlasıyla ama: Kerouacın ve de diğerlerinin yayımlanmışlıklarında dahi yer almayan yol notlarıyla, birebir yaşamışlığıyla yapacak tüm bunları. Dönemin sabit-kilise merkezli ahlak yapısını ve bu yapının yavaş yavaş nasıl bir özgürlük hareketi dahilinde ezilip gideceğini ve kendisinin de bu koyu Katolik ahlakın bir parçası olduğu halde ruhunun içindeki fahişenin gıdım gıdım nasıl ortaya çıktığını, değişen siyaseti, etiği, edebiyatı tığ gibi, sabırla aktaracak sizlere.
Jack Kerouacın sandığınızdan ya da hiç bilmediğinizden çok daha fazla nasıl Proust takıntılı olduğunu, Proustun kuşak edebiyatı için olan önemini ve özellikle Jack Kerouac yazınındaki tartışmasız yerini birebir başucundaki şahitliğiyle kağıda dökecek sizler için.
Beat hareketinin ana damarlarından olan dinler tarihinin her birinin hayatına nasıl girdiğini ve değiştirdiğini, edebiyatlarında ne denli olumlu ve önemli etkilere sebep olduğunu da..
Romanın başlarında uzun sayfalar boyunca Carolyn sinirlerinizi gerebilir, onun tam bir kaltak, patates kafalı, tutucu bir Amerikalı olduğunu düşünebilirsiniz, sergilediği Katolik yasalar sizi delirtebilir yer zaman ve bir taraftan kadının erkek karşısında bu denli aciz olduğunu mu sanıyor bu kadın cümlelerini de kurdurtabilir, gerçekten sinir olabilirsiniz, bu insanlar mı Beat hareketinin merkezinde diyenleriniz bile çıkacaktır, ama bilin ki her şeyden önce Carolyn: seven, tek eşli en azında bir süre- ve çocuklarından ve Nealin çekip gitmelerinden dolayı madden aciz, Katolik bağımlısı bir kadındır karşımıza ilk çıktığında. Hatta ona tırnak içinde köylü-taşralı bile demeniz mümkün. Ama kadının kendisi de Amerikan edebiyatının değişiminin ve ülke siyasetinin değişiminin vücut bulmuş halidir aslında. Sinirlerin gerilmesi normaldir yani. Yer zaman Neal ve arkadaşlarına karşı davranışları faşizme varsa da bizim bu kitaptan almak istediklerimizi yerli zamanında net olarak verebilecektir bize yazarımız Carolyn Cassady. Neal Cassadynin karısı. Kerouacın aşığı.
Aslen Carolyni bir Beat kadını olarak göremeyiz. Beat kadını ancak gerçekten hareketin dahilinde olan -öncesinde ve sonrasında değil- üreten -yazan- kadın olabilir.
Aslında Neal Cassadyye kalırsa sadece yattığı ama çok fazla sevdiği bir kadın O.
Kitabın tanıklık olması tanığın Carolyn olması çeviri edebiyat anlamında çok zengin olduğunu söyleyemeyeceğimiz ülkemiz açısından oldukça önemli zira bu bir kaynak eser ve bize Amerikan edebiyatı devlerinin yaşamlarının yazılmamış taraflarını, anılarını sunuyor. Bu yadsınamaz.
Her şeyden önemlisi ilerleyen sayfalarda bir kuşağın ana temsilcisi ilan edilen, dev ilan edilen, her şey ilan edilen, Amerika tarafından kutsanan bir insanın yani Jack Kerouacın gene aynı kişilerce, aynı basınca, aynı yayımcılarca, aynı TVlerce nasıl mahvedildiğinin de, tabir caizdir: ağzına nasıl sıçıldığının da, Amerikanın nasıl sırt dönmeyi iyi becerdiğinin de kanıtlarını Kerouacın o acı ve alkol içindeki yalnızlığının şahitliğiyle sunuyor bize bu kadın.
Bir taraftan Carolyn Cassadynin gözünden Jack Kerouac biyografisi olarak okunacak denli detaylı ve derin. Çünkü Nealin karısı olsa da o Kerouaca, onun kalbine ve bedenine delicesine aşık ve tutkundu.
Henry Millerdan Prousta uzanan anlatının temeli Beat Kuşağının getirdiği o devasa değişimi sergilemekle kalmayıp fazlasını da yapabiliyor, Kerouacın Amerika tarafından ölmeden önce öldürülüp azizliği ilan edildiğinde, bir kenara atıldığında ve kısa süre sonrasında bedensel olarak gelen ölümü ardından hemen yeşillenmeye başlayan Beat uzantısı yeni kültürlere de Neal Cassady vasıtasıyla tanıklık ediyor: LSD kuşağının doğuşu, Ken Keseyin kendisini Amerikanın yeni Budası ilan etmesi ama bunu kimsenin onaylamaması- yanında; Cehennem Meleklerinden Laveyin Şeytanın Kilisesine, Grateful Dead anlatılarına dek aktarısını Çiçek Çocuklarının doğum noktasına dek sürdürüyor.
Şenol Erdoğan
beat kuşağının en mükemmel ve en içerden tarihçesi!
beat akımını yaratan adam ve o adamı yaratan asıl adam!
tarihsel tüm süreç çarpıcı ve iç gıcıklayıcı bir dille eksiksiz aktarılıyor!
hiç bir kadın ve hiç bir kimse Carolyn Cassadynin bildiklerini bilmedi, tattıklarını tatmadı!
YOLDAKİLER HAKKINDA:
Carolyn Cassady ismi size tanıdık geliyor mu' Gelmeyenler için şöyle başlanabilir: Neal Cassadyi bilir misiniz, evet evet Allen Ginsbergin Howl şiirindeki tarifiyle Denverın Adonisi, yarrak adam. Ya da o efsanevi söz: Neal o sıralar kamyon dolusu kadın düzerdi-evet bu gerçek. Diğer yandan Neal Cassady: Beat Kuşağının movementı, Jack Kerouacın tüm kitaplarının ana kahramanı, Yoldanın yazılmasına sebep olan kişi, bir edebiyat devrinin yazar olmayan yaratıcısı.
Günün birinde Neal kandırdığı kadınlar listesine Carolyni ekler ama hayatında o kadar uzun kalacağını ve o kadından 2 çocuğu olacağını Neal tahmin edemez. Carolynde doğmasına yıllar olan bir edebiyat kuşağının, efsanevi Beat Hareketinin merkezinde duracağını ve her biri kendi başına birer külte, dünyanın büyük yazar ve şairlerine dönüşecek olan bu insanların hayatlarını yazabilecek denli onlarla birlikte yaşayacağını bilemez. Ne Allen, Ginsberg imiş, ne Jack, Kerouac imiş ne de Gary, Snyder imiş bir vakitler, heyecanlı, yazar olmak için yanan, değişim için damarlarında deli kan dolaşan bu genç adamlar dünyayı değilse de Amerikayı değiştirmek, Hemingway sonrası ölü toprağını alt-üst etmek isterlermiş o zamanlar. İşte Carolyn, Neal ile evlendiğinde ne Howl, ne On the Road ne de William Burroughsun Junkysi varmış ortada. Ve tüm olacaklardan habersiz, gelecekte neler olacağına asla ihtimal veremeyecek olan Carolyn, Neal ile evlenerek bir tarihin de beşiğine yerleşmiş olur.
William Burroughsun ilk yazmaya başlamasının hikayesini anlatacak bu kadın size, Allenın Ginsberg olmak için yapıp ettiği her şeyi, tüm o hikayeyi, Jackin Yoldanın getirdiği meşhurlukla tanışmasının çok çok öncesindeki sevişmelerini ve sonrasını, daha fazlasıyla ama: Kerouacın ve de diğerlerinin yayımlanmışlıklarında dahi yer almayan yol notlarıyla, birebir yaşamışlığıyla yapacak tüm bunları. Dönemin sabit-kilise merkezli ahlak yapısını ve bu yapının yavaş yavaş nasıl bir özgürlük hareketi dahilinde ezilip gideceğini ve kendisinin de bu koyu Katolik ahlakın bir parçası olduğu halde ruhunun içindeki fahişenin gıdım gıdım nasıl ortaya çıktığını, değişen siyaseti, etiği, edebiyatı tığ gibi, sabırla aktaracak sizlere.
Jack Kerouacın sandığınızdan ya da hiç bilmediğinizden çok daha fazla nasıl Proust takıntılı olduğunu, Proustun kuşak edebiyatı için olan önemini ve özellikle Jack Kerouac yazınındaki tartışmasız yerini birebir başucundaki şahitliğiyle kağıda dökecek sizler için.
Beat hareketinin ana damarlarından olan dinler tarihinin her birinin hayatına nasıl girdiğini ve değiştirdiğini, edebiyatlarında ne denli olumlu ve önemli etkilere sebep olduğunu da..
Romanın başlarında uzun sayfalar boyunca Carolyn sinirlerinizi gerebilir, onun tam bir kaltak, patates kafalı, tutucu bir Amerikalı olduğunu düşünebilirsiniz, sergilediği Katolik yasalar sizi delirtebilir yer zaman ve bir taraftan kadının erkek karşısında bu denli aciz olduğunu mu sanıyor bu kadın cümlelerini de kurdurtabilir, gerçekten sinir olabilirsiniz, bu insanlar mı Beat hareketinin merkezinde diyenleriniz bile çıkacaktır, ama bilin ki her şeyden önce Carolyn: seven, tek eşli en azında bir süre- ve çocuklarından ve Nealin çekip gitmelerinden dolayı madden aciz, Katolik bağımlısı bir kadındır karşımıza ilk çıktığında. Hatta ona tırnak içinde köylü-taşralı bile demeniz mümkün. Ama kadının kendisi de Amerikan edebiyatının değişiminin ve ülke siyasetinin değişiminin vücut bulmuş halidir aslında. Sinirlerin gerilmesi normaldir yani. Yer zaman Neal ve arkadaşlarına karşı davranışları faşizme varsa da bizim bu kitaptan almak istediklerimizi yerli zamanında net olarak verebilecektir bize yazarımız Carolyn Cassady. Neal Cassadynin karısı. Kerouacın aşığı.
Aslen Carolyni bir Beat kadını olarak göremeyiz. Beat kadını ancak gerçekten hareketin dahilinde olan -öncesinde ve sonrasında değil- üreten -yazan- kadın olabilir.
Aslında Neal Cassadyye kalırsa sadece yattığı ama çok fazla sevdiği bir kadın O.
Kitabın tanıklık olması tanığın Carolyn olması çeviri edebiyat anlamında çok zengin olduğunu söyleyemeyeceğimiz ülkemiz açısından oldukça önemli zira bu bir kaynak eser ve bize Amerikan edebiyatı devlerinin yaşamlarının yazılmamış taraflarını, anılarını sunuyor. Bu yadsınamaz.
Her şeyden önemlisi ilerleyen sayfalarda bir kuşağın ana temsilcisi ilan edilen, dev ilan edilen, her şey ilan edilen, Amerika tarafından kutsanan bir insanın yani Jack Kerouacın gene aynı kişilerce, aynı basınca, aynı yayımcılarca, aynı TVlerce nasıl mahvedildiğinin de, tabir caizdir: ağzına nasıl sıçıldığının da, Amerikanın nasıl sırt dönmeyi iyi becerdiğinin de kanıtlarını Kerouacın o acı ve alkol içindeki yalnızlığının şahitliğiyle sunuyor bize bu kadın.
Bir taraftan Carolyn Cassadynin gözünden Jack Kerouac biyografisi olarak okunacak denli detaylı ve derin. Çünkü Nealin karısı olsa da o Kerouaca, onun kalbine ve bedenine delicesine aşık ve tutkundu.
Henry Millerdan Prousta uzanan anlatının temeli Beat Kuşağının getirdiği o devasa değişimi sergilemekle kalmayıp fazlasını da yapabiliyor, Kerouacın Amerika tarafından ölmeden önce öldürülüp azizliği ilan edildiğinde, bir kenara atıldığında ve kısa süre sonrasında bedensel olarak gelen ölümü ardından hemen yeşillenmeye başlayan Beat uzantısı yeni kültürlere de Neal Cassady vasıtasıyla tanıklık ediyor: LSD kuşağının doğuşu, Ken Keseyin kendisini Amerikanın yeni Budası ilan etmesi ama bunu kimsenin onaylamaması- yanında; Cehennem Meleklerinden Laveyin Şeytanın Kilisesine, Grateful Dead anlatılarına dek aktarısını Çiçek Çocuklarının doğum noktasına dek sürdürüyor.
Şenol Erdoğan
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.