9786056955693
601124
https://www.turkishbooks.com/books/yetim-koleksiyoncusu-p601124.html
Yetim Koleksiyoncusu
10.8
1918 yılının güzel bir sonbahar gününde başlamıştı her şey. Ben, annem ve henüz küçücük birer bebek olan ikiz erkek kardeşlerimle sanki babam hâlâ savaşta, bir zamanlar adına vatan dediğimiz bir cehennemin ortasında değilmiş gibi o büyük kutlamaya katılmıştık. Sinsice yayılan küçücük bir virüsün, sadece birkaç gün içinde her şeyi değiştireceğinden, o an önem verdiğimiz, kutladığımız, sevdiğimiz şeyleri, etrafımızda dönüp duran, gülen, nefes alan, şarkı söyleyen tüm bu hayatları birer birer hayat sahnesinden sileceğinden habersiz bir şekilde o mahşeri kalabalığın içindeydik.
Biliyor musunuz? Benim annem sabah güneşi gibi kokardı. Sıcacık gülüşü içimde buz tutmuş tüm korkuları teker teker eritip yok ederdi. Bilseydim... Ah, keşke bilseydim annemin ellerini son kez tuttuğumu. Ona daha sıkı sarılır, beni, kardeşlerimi bırakıp gitmemesi için yalvarırdım. O kalabalığa girmemek, sonsuza dek evimizin güvenli duvarları arasında kalabilmek için ne gerekirse yapardım.
Ancak şimdi, annemin bedeni yatağında cansız bir şekilde yatarken ve kardeşlerim açlıktan kıvranarak ağlarken bir seçim yapmak zorundayım. Hayatlarımızı ve görünmez bir iple birbirine bağlıymış gibi duran kaderlerimizi tamamen değiştirecek bir seçim. Evet, korkuyorum, hem de çok ama güçlü olmaktan başka şansım da yok. İnancın, sevginin gücüne inanmalıyım. Çünkü gelmiş geçmiş en güçlü ilaç sevgidir. Bunu biliyorum ve dünya dönmeye devam ettiği sürece bu asla değişmeyecek.
Ben, Pia Lange ve bu, benim hikâyem.
Ellen Marie Wiseman'ın usta kaleminden dökülen Yetim Koleksiyoncusu, dünya nüfusunun üçte birini etkileyen, ölümcül bir pandeminin tam ortasında verilen güçlü mücadeleye, sevgiye, bağlılığa ve umuda yazılmış bir destan.
Biliyor musunuz? Benim annem sabah güneşi gibi kokardı. Sıcacık gülüşü içimde buz tutmuş tüm korkuları teker teker eritip yok ederdi. Bilseydim... Ah, keşke bilseydim annemin ellerini son kez tuttuğumu. Ona daha sıkı sarılır, beni, kardeşlerimi bırakıp gitmemesi için yalvarırdım. O kalabalığa girmemek, sonsuza dek evimizin güvenli duvarları arasında kalabilmek için ne gerekirse yapardım.
Ancak şimdi, annemin bedeni yatağında cansız bir şekilde yatarken ve kardeşlerim açlıktan kıvranarak ağlarken bir seçim yapmak zorundayım. Hayatlarımızı ve görünmez bir iple birbirine bağlıymış gibi duran kaderlerimizi tamamen değiştirecek bir seçim. Evet, korkuyorum, hem de çok ama güçlü olmaktan başka şansım da yok. İnancın, sevginin gücüne inanmalıyım. Çünkü gelmiş geçmiş en güçlü ilaç sevgidir. Bunu biliyorum ve dünya dönmeye devam ettiği sürece bu asla değişmeyecek.
Ben, Pia Lange ve bu, benim hikâyem.
Ellen Marie Wiseman'ın usta kaleminden dökülen Yetim Koleksiyoncusu, dünya nüfusunun üçte birini etkileyen, ölümcül bir pandeminin tam ortasında verilen güçlü mücadeleye, sevgiye, bağlılığa ve umuda yazılmış bir destan.
1918 yılının güzel bir sonbahar gününde başlamıştı her şey. Ben, annem ve henüz küçücük birer bebek olan ikiz erkek kardeşlerimle sanki babam hâlâ savaşta, bir zamanlar adına vatan dediğimiz bir cehennemin ortasında değilmiş gibi o büyük kutlamaya katılmıştık. Sinsice yayılan küçücük bir virüsün, sadece birkaç gün içinde her şeyi değiştireceğinden, o an önem verdiğimiz, kutladığımız, sevdiğimiz şeyleri, etrafımızda dönüp duran, gülen, nefes alan, şarkı söyleyen tüm bu hayatları birer birer hayat sahnesinden sileceğinden habersiz bir şekilde o mahşeri kalabalığın içindeydik.
Biliyor musunuz? Benim annem sabah güneşi gibi kokardı. Sıcacık gülüşü içimde buz tutmuş tüm korkuları teker teker eritip yok ederdi. Bilseydim... Ah, keşke bilseydim annemin ellerini son kez tuttuğumu. Ona daha sıkı sarılır, beni, kardeşlerimi bırakıp gitmemesi için yalvarırdım. O kalabalığa girmemek, sonsuza dek evimizin güvenli duvarları arasında kalabilmek için ne gerekirse yapardım.
Ancak şimdi, annemin bedeni yatağında cansız bir şekilde yatarken ve kardeşlerim açlıktan kıvranarak ağlarken bir seçim yapmak zorundayım. Hayatlarımızı ve görünmez bir iple birbirine bağlıymış gibi duran kaderlerimizi tamamen değiştirecek bir seçim. Evet, korkuyorum, hem de çok ama güçlü olmaktan başka şansım da yok. İnancın, sevginin gücüne inanmalıyım. Çünkü gelmiş geçmiş en güçlü ilaç sevgidir. Bunu biliyorum ve dünya dönmeye devam ettiği sürece bu asla değişmeyecek.
Ben, Pia Lange ve bu, benim hikâyem.
Ellen Marie Wiseman'ın usta kaleminden dökülen Yetim Koleksiyoncusu, dünya nüfusunun üçte birini etkileyen, ölümcül bir pandeminin tam ortasında verilen güçlü mücadeleye, sevgiye, bağlılığa ve umuda yazılmış bir destan.
Biliyor musunuz? Benim annem sabah güneşi gibi kokardı. Sıcacık gülüşü içimde buz tutmuş tüm korkuları teker teker eritip yok ederdi. Bilseydim... Ah, keşke bilseydim annemin ellerini son kez tuttuğumu. Ona daha sıkı sarılır, beni, kardeşlerimi bırakıp gitmemesi için yalvarırdım. O kalabalığa girmemek, sonsuza dek evimizin güvenli duvarları arasında kalabilmek için ne gerekirse yapardım.
Ancak şimdi, annemin bedeni yatağında cansız bir şekilde yatarken ve kardeşlerim açlıktan kıvranarak ağlarken bir seçim yapmak zorundayım. Hayatlarımızı ve görünmez bir iple birbirine bağlıymış gibi duran kaderlerimizi tamamen değiştirecek bir seçim. Evet, korkuyorum, hem de çok ama güçlü olmaktan başka şansım da yok. İnancın, sevginin gücüne inanmalıyım. Çünkü gelmiş geçmiş en güçlü ilaç sevgidir. Bunu biliyorum ve dünya dönmeye devam ettiği sürece bu asla değişmeyecek.
Ben, Pia Lange ve bu, benim hikâyem.
Ellen Marie Wiseman'ın usta kaleminden dökülen Yetim Koleksiyoncusu, dünya nüfusunun üçte birini etkileyen, ölümcül bir pandeminin tam ortasında verilen güçlü mücadeleye, sevgiye, bağlılığa ve umuda yazılmış bir destan.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.