9786055340827
365657
https://www.turkishbooks.com/books/yargu-p365657.html
Yargu
4.446
İncecik bir hilal doğuyor gökte... Gecenin göğu dönuyor...
Hilalin ince sızı göruntusunde huzursuzlanmış bir kurdun uzun uzun uluyuşu kaplıyor obayı, yeri, gölu ve göğu.
Karacakızlılar dönup her iki yanlarını selamlıyorlar, her iki yan uzayıp sonsuzlukta dönuyor... Bir ceylan geliyor, giriyor çemberin ortasına... Bir arslan geliyor peşi sıra... Karacakızlılar eğilip selamlıyorlar arslanı... Şavkı yeri ve gökleri tutuyor... Görklu Hunkâr geliyor... Yer ve gök dönuyor...
Şavkı yeri ve göğu, geçmişi ve geleceği ağartan ışıkta, o Bezmi eleste dönuyor alaçuk...
Bir ezgi cadallanıyor, yıldızlar kaynaşıyor, tutuşuyor gecenin göğu döne döne...
Onlar Bulunmuş Çocuklardan oluşmuş bir Turkmen oymağıydı.
Her şeyi oyun haline getiren ve suçtan, gunahtan da ari olmayan neşe içinde yaşayan bir kardeşlik, eşitlik, özgurluk topluluğuydular.
Anadolunun yangın yerine dönuşturulduğu bir çağda, Gelecek zamanlara, gelecek ağaçlara, gelecek guneşlere, bulutlara, yağmurlara, kuşlar ilen kurtlara, kelebekler ilen solucanlara, yel ile gune, yer ile göğe tanıkluk... öte çağlara fikir bırakma oyunu oynarken, suçlu olarak yargılandıkları bir Yargu çadırında buldular kendilerini.
Üstelik... Yargunun başı Ulu Yargucu da kendileri gibi bir Bulunmuş Çocuktu.
Bir oyundu Yargu zaten, onlar da oyunu oyuna çevirdiler.
Hilalin ince sızı göruntusunde huzursuzlanmış bir kurdun uzun uzun uluyuşu kaplıyor obayı, yeri, gölu ve göğu.
Karacakızlılar dönup her iki yanlarını selamlıyorlar, her iki yan uzayıp sonsuzlukta dönuyor... Bir ceylan geliyor, giriyor çemberin ortasına... Bir arslan geliyor peşi sıra... Karacakızlılar eğilip selamlıyorlar arslanı... Şavkı yeri ve gökleri tutuyor... Görklu Hunkâr geliyor... Yer ve gök dönuyor...
Şavkı yeri ve göğu, geçmişi ve geleceği ağartan ışıkta, o Bezmi eleste dönuyor alaçuk...
Bir ezgi cadallanıyor, yıldızlar kaynaşıyor, tutuşuyor gecenin göğu döne döne...
Onlar Bulunmuş Çocuklardan oluşmuş bir Turkmen oymağıydı.
Her şeyi oyun haline getiren ve suçtan, gunahtan da ari olmayan neşe içinde yaşayan bir kardeşlik, eşitlik, özgurluk topluluğuydular.
Anadolunun yangın yerine dönuşturulduğu bir çağda, Gelecek zamanlara, gelecek ağaçlara, gelecek guneşlere, bulutlara, yağmurlara, kuşlar ilen kurtlara, kelebekler ilen solucanlara, yel ile gune, yer ile göğe tanıkluk... öte çağlara fikir bırakma oyunu oynarken, suçlu olarak yargılandıkları bir Yargu çadırında buldular kendilerini.
Üstelik... Yargunun başı Ulu Yargucu da kendileri gibi bir Bulunmuş Çocuktu.
Bir oyundu Yargu zaten, onlar da oyunu oyuna çevirdiler.
İncecik bir hilal doğuyor gökte... Gecenin göğu dönuyor...
Hilalin ince sızı göruntusunde huzursuzlanmış bir kurdun uzun uzun uluyuşu kaplıyor obayı, yeri, gölu ve göğu.
Karacakızlılar dönup her iki yanlarını selamlıyorlar, her iki yan uzayıp sonsuzlukta dönuyor... Bir ceylan geliyor, giriyor çemberin ortasına... Bir arslan geliyor peşi sıra... Karacakızlılar eğilip selamlıyorlar arslanı... Şavkı yeri ve gökleri tutuyor... Görklu Hunkâr geliyor... Yer ve gök dönuyor...
Şavkı yeri ve göğu, geçmişi ve geleceği ağartan ışıkta, o Bezmi eleste dönuyor alaçuk...
Bir ezgi cadallanıyor, yıldızlar kaynaşıyor, tutuşuyor gecenin göğu döne döne...
Onlar Bulunmuş Çocuklardan oluşmuş bir Turkmen oymağıydı.
Her şeyi oyun haline getiren ve suçtan, gunahtan da ari olmayan neşe içinde yaşayan bir kardeşlik, eşitlik, özgurluk topluluğuydular.
Anadolunun yangın yerine dönuşturulduğu bir çağda, Gelecek zamanlara, gelecek ağaçlara, gelecek guneşlere, bulutlara, yağmurlara, kuşlar ilen kurtlara, kelebekler ilen solucanlara, yel ile gune, yer ile göğe tanıkluk... öte çağlara fikir bırakma oyunu oynarken, suçlu olarak yargılandıkları bir Yargu çadırında buldular kendilerini.
Üstelik... Yargunun başı Ulu Yargucu da kendileri gibi bir Bulunmuş Çocuktu.
Bir oyundu Yargu zaten, onlar da oyunu oyuna çevirdiler.
Hilalin ince sızı göruntusunde huzursuzlanmış bir kurdun uzun uzun uluyuşu kaplıyor obayı, yeri, gölu ve göğu.
Karacakızlılar dönup her iki yanlarını selamlıyorlar, her iki yan uzayıp sonsuzlukta dönuyor... Bir ceylan geliyor, giriyor çemberin ortasına... Bir arslan geliyor peşi sıra... Karacakızlılar eğilip selamlıyorlar arslanı... Şavkı yeri ve gökleri tutuyor... Görklu Hunkâr geliyor... Yer ve gök dönuyor...
Şavkı yeri ve göğu, geçmişi ve geleceği ağartan ışıkta, o Bezmi eleste dönuyor alaçuk...
Bir ezgi cadallanıyor, yıldızlar kaynaşıyor, tutuşuyor gecenin göğu döne döne...
Onlar Bulunmuş Çocuklardan oluşmuş bir Turkmen oymağıydı.
Her şeyi oyun haline getiren ve suçtan, gunahtan da ari olmayan neşe içinde yaşayan bir kardeşlik, eşitlik, özgurluk topluluğuydular.
Anadolunun yangın yerine dönuşturulduğu bir çağda, Gelecek zamanlara, gelecek ağaçlara, gelecek guneşlere, bulutlara, yağmurlara, kuşlar ilen kurtlara, kelebekler ilen solucanlara, yel ile gune, yer ile göğe tanıkluk... öte çağlara fikir bırakma oyunu oynarken, suçlu olarak yargılandıkları bir Yargu çadırında buldular kendilerini.
Üstelik... Yargunun başı Ulu Yargucu da kendileri gibi bir Bulunmuş Çocuktu.
Bir oyundu Yargu zaten, onlar da oyunu oyuna çevirdiler.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.