9789757132943
79344
https://www.turkishbooks.com/books/xezala-min-delala-min-p79344.html
Xezala Min Delala Min
7.2
Ecevit´e Armagan
Anadilim Kürtçe´dir.
Türkçe´yi, ilkokula gittigim 1959 yilindan sonra ögrenmeye basladim. Üstelik, Türkçe´yi o kadar güzel belledim ki, bu dil sayesinde kazaniyorum.
Mesleginde 27 yili geride birakan bir gazeteci olarak, bunu dile getirmekten iftihar duyuyorum.
Ondan fazla gazete ve dergide düzeltmenlik, redaktörlük, sayfa sekreterligi, muhabirlik ve haber müdürlügü yaptim.
Türkçe üç kitabim yayinlandi.
Tahsil hayatimda, Fransizca dilbilgisini çok iyi ögrenmeme ragmen, konusma pratigini gelistiremememin ezikligini hep duydum.
Ancak, 50 yildir annemle konustugum ve neredeyse unutmaya basladigim bir dilim daha vardi:
Kürtçe...
Onu, sartlarin etkisiyle hep ikinci plana atmistim.
Oysa, 1966 nüfus sayimindan kalma ilginç animi hiç unutmadim.
Bozova-Urfa´da, Izmirli cografya ögretmenim Sevdiye Canli sayimda görevliydi.
Bozovalilarin çogunlugu Türkçe bilmiyordu. Ögretmenim de Kürtçe´yi...
Ben kendisine o gün tercümanlik yaptim...
Tabii ki, sonuç olarak herkesin anadilini de Türkçe olarak kayda geçtik...
1996´da bazi Kürtçe kitaplari okuyunca da, bu dilimi yeniden kesfettim.
...Ve ilk hikayemi o yil kaleme aldim.
Nûbihar dergisinin degisik sayilarinda yayinlanan bu hikayelerimin kitap haline gelmesi ise, Basbakan Sayin Bülent Ecevit´in "Kürtçe dil degil lehçedir" seklindeki açiklamasi üzerine gerçeklesti.
Bu iddia, bir yerde hayatimin ilk yedi yilinin inkâri anlamini da tasiyordu.
Bu nedenle, yedi yil tek iletisim aracim olan Kürtçe ile yazdigim bu kitabi, "Türk-Yunan dostlugu üzerine siir yazan" sair Basbakan Sayin Bülent Ecevit´e armagan ediyorum...
Rahmetullah Karakaya
Ecevit´e Armagan
Anadilim Kürtçe´dir.
Türkçe´yi, ilkokula gittigim 1959 yilindan sonra ögrenmeye basladim. Üstelik, Türkçe´yi o kadar güzel belledim ki, bu dil sayesinde kazaniyorum.
Mesleginde 27 yili geride birakan bir gazeteci olarak, bunu dile getirmekten iftihar duyuyorum.
Ondan fazla gazete ve dergide düzeltmenlik, redaktörlük, sayfa sekreterligi, muhabirlik ve haber müdürlügü yaptim.
Türkçe üç kitabim yayinlandi.
Tahsil hayatimda, Fransizca dilbilgisini çok iyi ögrenmeme ragmen, konusma pratigini gelistiremememin ezikligini hep duydum.
Ancak, 50 yildir annemle konustugum ve neredeyse unutmaya basladigim bir dilim daha vardi:
Kürtçe...
Onu, sartlarin etkisiyle hep ikinci plana atmistim.
Oysa, 1966 nüfus sayimindan kalma ilginç animi hiç unutmadim.
Bozova-Urfa´da, Izmirli cografya ögretmenim Sevdiye Canli sayimda görevliydi.
Bozovalilarin çogunlugu Türkçe bilmiyordu. Ögretmenim de Kürtçe´yi...
Ben kendisine o gün tercümanlik yaptim...
Tabii ki, sonuç olarak herkesin anadilini de Türkçe olarak kayda geçtik...
1996´da bazi Kürtçe kitaplari okuyunca da, bu dilimi yeniden kesfettim.
...Ve ilk hikayemi o yil kaleme aldim.
Nûbihar dergisinin degisik sayilarinda yayinlanan bu hikayelerimin kitap haline gelmesi ise, Basbakan Sayin Bülent Ecevit´in "Kürtçe dil degil lehçedir" seklindeki açiklamasi üzerine gerçeklesti.
Bu iddia, bir yerde hayatimin ilk yedi yilinin inkâri anlamini da tasiyordu.
Bu nedenle, yedi yil tek iletisim aracim olan Kürtçe ile yazdigim bu kitabi, "Türk-Yunan dostlugu üzerine siir yazan" sair Basbakan Sayin Bülent Ecevit´e armagan ediyorum...
Rahmetullah Karakaya
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.