9789755391762
23087
https://www.turkishbooks.com/books/vatan-aski-p23087.html
Vatan Aşkı
2.667
´´Vatan´´, ´´millet´´ sözcükleri çok kullanılmaya başlandığında ortamın gerginleştiği, şiddetin arttığı bir ülkede yaşıyoruz. Kimilerinin ´´vatansever´´ dediklerine kimileri ´´vatan haini´´ diyebiliyor. Çünkü vatan tanımları ve vatana hizmet anlayışları farklı. Benzer olansa, vatan/.../vatan kurtulmaksa kokmuş karanlığınızdan/ ben vatan hainiyim´´ diyor, diğeri ´´Ya sev ya terk et´´.
Böylesi sözler ya yurtseverliğin diliyle ya da milliyetçiliğin diliyle söylenir. Maurizio Viroli Vatan Aşkı kitabında modern öncesi düşünürlerden başlayıp Montesquieu, Rousseau ve Machiavvelli´ den Habermas´ ın yazdılarına uzanarak bu iki dili çözümlüyor. Sonra da ´´yurtseverlik´´, ´´yurttaş erdemi´´ gibi kavramları yeniden tanımlıyor ve içeriklendiriyor.
Cumhuriyet, yurttaşların haklarını koruduğu ve ortak iyiye hizmet ettiği için vatan aşkı rasyonel bir sevgidir. Ortak özgürlüğün düşmanlarıyla savaşırken bile yasal sınırların dışına çıkılmamalı, adaletsizliğe maruz kalan tek bir kişi olsa bile, yıurttaşlar sesini yükseltmeli ve karşı koymalıdır. Yoksa tehlikeye giren yalnızca ortak özgürlük değil kendi kjişisel ve politik özgürlüğü olacaktır.kısaca vatan aşkı, kültürü ve hayat tarzıyla ortak özgürlük ilkesine dayalı bir politik cemaat olarak cuhuriyeti sevmek anlamına gelir
Milliyetçiler için millet politik bir kurum değil, doğal bir varlıktır; bir bitki hayat bulduğu toprağa ve havaya nasıl bağlıysa insanlardan da o kadar sıkı bir bağlılık ister. Yurttaşları birbirine ve vatana bağlayan bağ birliğe duyulan dinsel bir bağdır; biriyler millet bünyesinde erimelidirler. Kişi hakların ancak bu birlik sağlandıktan sonra ve birliğe katılan için söz konusu olabilir. Miiliyetçiliğin vatan aşkı, şan ve şeref arzusuyla tutuşan kahramanlık ruhuyla birleştiğinde, en iğrenç araçlarla yürütülen bir ihtiras halini alır. Bu tehlkikeye dikkat çeken Rousseau ´´Gereğinden fazla kahraman varken, asla yeteri kadar yurttaş olmamıştır´´. der.
Bir paranın iki yüzü gibi olan milliyetçilik ve yurseverlik çok farklı toplumsal tasarımlara sahiptir. Maurizio Viroli bu kitapta yurtseverliğin millliyetçiliğe teslim edilmeyecek kadar önemli olduğunu altını özellikle çiziyor. Çünkü yurtseverlik, yurtaşların yönetime katıldığı,çoğulculuktan yana bir toplum projesinden yana olurken; milliyetçilik, farklılıkların silindiği, bunu sağlamak için de otoriter olmaktan çekinmeyen, kişi haklarını reddeden bir toplumsal yapıyı amaçlar.
Neyi,niçin sevdiğine ve nasıl sevmesi gerektiğine kafa yoranlara...
´´Vatan´´, ´´millet´´ sözcükleri çok kullanılmaya başlandığında ortamın gerginleştiği, şiddetin arttığı bir ülkede yaşıyoruz. Kimilerinin ´´vatansever´´ dediklerine kimileri ´´vatan haini´´ diyebiliyor. Çünkü vatan tanımları ve vatana hizmet anlayışları farklı. Benzer olansa, vatan/.../vatan kurtulmaksa kokmuş karanlığınızdan/ ben vatan hainiyim´´ diyor, diğeri ´´Ya sev ya terk et´´.
Böylesi sözler ya yurtseverliğin diliyle ya da milliyetçiliğin diliyle söylenir. Maurizio Viroli Vatan Aşkı kitabında modern öncesi düşünürlerden başlayıp Montesquieu, Rousseau ve Machiavvelli´ den Habermas´ ın yazdılarına uzanarak bu iki dili çözümlüyor. Sonra da ´´yurtseverlik´´, ´´yurttaş erdemi´´ gibi kavramları yeniden tanımlıyor ve içeriklendiriyor.
Cumhuriyet, yurttaşların haklarını koruduğu ve ortak iyiye hizmet ettiği için vatan aşkı rasyonel bir sevgidir. Ortak özgürlüğün düşmanlarıyla savaşırken bile yasal sınırların dışına çıkılmamalı, adaletsizliğe maruz kalan tek bir kişi olsa bile, yıurttaşlar sesini yükseltmeli ve karşı koymalıdır. Yoksa tehlikeye giren yalnızca ortak özgürlük değil kendi kjişisel ve politik özgürlüğü olacaktır.kısaca vatan aşkı, kültürü ve hayat tarzıyla ortak özgürlük ilkesine dayalı bir politik cemaat olarak cuhuriyeti sevmek anlamına gelir
Milliyetçiler için millet politik bir kurum değil, doğal bir varlıktır; bir bitki hayat bulduğu toprağa ve havaya nasıl bağlıysa insanlardan da o kadar sıkı bir bağlılık ister. Yurttaşları birbirine ve vatana bağlayan bağ birliğe duyulan dinsel bir bağdır; biriyler millet bünyesinde erimelidirler. Kişi hakların ancak bu birlik sağlandıktan sonra ve birliğe katılan için söz konusu olabilir. Miiliyetçiliğin vatan aşkı, şan ve şeref arzusuyla tutuşan kahramanlık ruhuyla birleştiğinde, en iğrenç araçlarla yürütülen bir ihtiras halini alır. Bu tehlkikeye dikkat çeken Rousseau ´´Gereğinden fazla kahraman varken, asla yeteri kadar yurttaş olmamıştır´´. der.
Bir paranın iki yüzü gibi olan milliyetçilik ve yurseverlik çok farklı toplumsal tasarımlara sahiptir. Maurizio Viroli bu kitapta yurtseverliğin millliyetçiliğe teslim edilmeyecek kadar önemli olduğunu altını özellikle çiziyor. Çünkü yurtseverlik, yurtaşların yönetime katıldığı,çoğulculuktan yana bir toplum projesinden yana olurken; milliyetçilik, farklılıkların silindiği, bunu sağlamak için de otoriter olmaktan çekinmeyen, kişi haklarını reddeden bir toplumsal yapıyı amaçlar.
Neyi,niçin sevdiğine ve nasıl sevmesi gerektiğine kafa yoranlara...
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.