9786055830977
495873
https://www.turkishbooks.com/books/varolusun-psikiyatrisi-p495873.html
Varoluşun Psikiyatrisi
7.68
Bir bilim olarak modern psikiyatri, tüm tarihi boyunca olduğu gibi, bugün de tüm özgünlük ve
ilginçliğini muhafaza ediyor. Psikiyatriyi özgün ve ilginç hâle getiren ve onu kutupsallıklara
mahkûm eden şey, zihin-beyin ikilemidir. Zihin-beyin ikileminden köken alan kutupsallıkların en
önde geleni, tüm beşerî bilim-doğa bilimi tartışmaları boyunca başköşede oturmuş olan,
dolayısıyla yorumsama ile doğrudan bağlantılı olan meşhur 'açıklama-anlama' kutupsallığıdır.
Psikiyatrinin açıklamaya dayalı doğa bilimsel yöntem bilgisine mi yoksa anlamaya dayalı beşeri
bilimlerin yöntem bilgisine mi bağlı olarak işleyeceği sorunu, sonu gelmez ve her iki tarafın da
taraftarlara sahip olduğu bir tartışmadır.
Varoluşun Psikiyatrisi, açıklama-anlama kutupsallığının tıp ve psikiyatri için aşılmaya
çalışılmasına büyük önem vermektedir. İnsanı bir Dasein olarak kavrar ve böylelikle
yorumsamacı felsefenin Heidegger'den kaynaklanan felsefî antropolojisini paylaşır. Varoluş kavramı, bu felsefî antropolojiden gelmekte ve Dasein'in insandaki karşılığı olarak
kullanılmaktadır. Varoluşun Psikiyatrisi, Dasein olarak kavradığı insanın varoluşunu
Heidegger'in temellerini attığı zamansallık, mekânsallık, anlamın ilksel (primordial) niteliği gibi
varoluşça (existential)lardan giderek aydınlatmaya çalışır. İnsanla ilgili tüm bilgiyi ve bu arada
tıbbı ve psikiyatriyi bu bağlamsallıktan yola çıkarak değerlendirir.
ilginçliğini muhafaza ediyor. Psikiyatriyi özgün ve ilginç hâle getiren ve onu kutupsallıklara
mahkûm eden şey, zihin-beyin ikilemidir. Zihin-beyin ikileminden köken alan kutupsallıkların en
önde geleni, tüm beşerî bilim-doğa bilimi tartışmaları boyunca başköşede oturmuş olan,
dolayısıyla yorumsama ile doğrudan bağlantılı olan meşhur 'açıklama-anlama' kutupsallığıdır.
Psikiyatrinin açıklamaya dayalı doğa bilimsel yöntem bilgisine mi yoksa anlamaya dayalı beşeri
bilimlerin yöntem bilgisine mi bağlı olarak işleyeceği sorunu, sonu gelmez ve her iki tarafın da
taraftarlara sahip olduğu bir tartışmadır.
Varoluşun Psikiyatrisi, açıklama-anlama kutupsallığının tıp ve psikiyatri için aşılmaya
çalışılmasına büyük önem vermektedir. İnsanı bir Dasein olarak kavrar ve böylelikle
yorumsamacı felsefenin Heidegger'den kaynaklanan felsefî antropolojisini paylaşır. Varoluş kavramı, bu felsefî antropolojiden gelmekte ve Dasein'in insandaki karşılığı olarak
kullanılmaktadır. Varoluşun Psikiyatrisi, Dasein olarak kavradığı insanın varoluşunu
Heidegger'in temellerini attığı zamansallık, mekânsallık, anlamın ilksel (primordial) niteliği gibi
varoluşça (existential)lardan giderek aydınlatmaya çalışır. İnsanla ilgili tüm bilgiyi ve bu arada
tıbbı ve psikiyatriyi bu bağlamsallıktan yola çıkarak değerlendirir.
Bir bilim olarak modern psikiyatri, tüm tarihi boyunca olduğu gibi, bugün de tüm özgünlük ve
ilginçliğini muhafaza ediyor. Psikiyatriyi özgün ve ilginç hâle getiren ve onu kutupsallıklara
mahkûm eden şey, zihin-beyin ikilemidir. Zihin-beyin ikileminden köken alan kutupsallıkların en
önde geleni, tüm beşerî bilim-doğa bilimi tartışmaları boyunca başköşede oturmuş olan,
dolayısıyla yorumsama ile doğrudan bağlantılı olan meşhur 'açıklama-anlama' kutupsallığıdır.
Psikiyatrinin açıklamaya dayalı doğa bilimsel yöntem bilgisine mi yoksa anlamaya dayalı beşeri
bilimlerin yöntem bilgisine mi bağlı olarak işleyeceği sorunu, sonu gelmez ve her iki tarafın da
taraftarlara sahip olduğu bir tartışmadır.
Varoluşun Psikiyatrisi, açıklama-anlama kutupsallığının tıp ve psikiyatri için aşılmaya
çalışılmasına büyük önem vermektedir. İnsanı bir Dasein olarak kavrar ve böylelikle
yorumsamacı felsefenin Heidegger'den kaynaklanan felsefî antropolojisini paylaşır. Varoluş kavramı, bu felsefî antropolojiden gelmekte ve Dasein'in insandaki karşılığı olarak
kullanılmaktadır. Varoluşun Psikiyatrisi, Dasein olarak kavradığı insanın varoluşunu
Heidegger'in temellerini attığı zamansallık, mekânsallık, anlamın ilksel (primordial) niteliği gibi
varoluşça (existential)lardan giderek aydınlatmaya çalışır. İnsanla ilgili tüm bilgiyi ve bu arada
tıbbı ve psikiyatriyi bu bağlamsallıktan yola çıkarak değerlendirir.
ilginçliğini muhafaza ediyor. Psikiyatriyi özgün ve ilginç hâle getiren ve onu kutupsallıklara
mahkûm eden şey, zihin-beyin ikilemidir. Zihin-beyin ikileminden köken alan kutupsallıkların en
önde geleni, tüm beşerî bilim-doğa bilimi tartışmaları boyunca başköşede oturmuş olan,
dolayısıyla yorumsama ile doğrudan bağlantılı olan meşhur 'açıklama-anlama' kutupsallığıdır.
Psikiyatrinin açıklamaya dayalı doğa bilimsel yöntem bilgisine mi yoksa anlamaya dayalı beşeri
bilimlerin yöntem bilgisine mi bağlı olarak işleyeceği sorunu, sonu gelmez ve her iki tarafın da
taraftarlara sahip olduğu bir tartışmadır.
Varoluşun Psikiyatrisi, açıklama-anlama kutupsallığının tıp ve psikiyatri için aşılmaya
çalışılmasına büyük önem vermektedir. İnsanı bir Dasein olarak kavrar ve böylelikle
yorumsamacı felsefenin Heidegger'den kaynaklanan felsefî antropolojisini paylaşır. Varoluş kavramı, bu felsefî antropolojiden gelmekte ve Dasein'in insandaki karşılığı olarak
kullanılmaktadır. Varoluşun Psikiyatrisi, Dasein olarak kavradığı insanın varoluşunu
Heidegger'in temellerini attığı zamansallık, mekânsallık, anlamın ilksel (primordial) niteliği gibi
varoluşça (existential)lardan giderek aydınlatmaya çalışır. İnsanla ilgili tüm bilgiyi ve bu arada
tıbbı ve psikiyatriyi bu bağlamsallıktan yola çıkarak değerlendirir.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.