9786257912983
499541
https://www.turkishbooks.com/books/unutulmaya-yuz-tutmus-bir-destan-p499541.html
Unutulmaya Yüz Tutmuş Bir Destan Köy Ebeleri
7.056
Dört yıllıktım daha. Gençtim. İdealisttim. Gençken dünyayı bambaşka gözle görüyorduk.
Giyinmeyi, gezmeyi seviyordum. Düzce çarşısından alışveriş yapmıştım. Apartman topuk vardı o
zaman. Bir ayakkabı almışım... Hevesle... Nerede giyeceksem artık... Taşlık, çakıllık yollar,
kütüklerden basamak, tomruklardan köprüler... Hadi giy giyebilirsen o papucu... Dururdu dolapta.
Topuksuz ayakkabılar, lastik çizme, çamur içinde gezerdik...
*****
Bir kadının doğum sancısı tutmuştu. Çağırdılar. Normal doğum yaptı. Kayınvalide sofra kurdu. Beni
ve yanımdaki kadını da davet etti. Yarım saat önce doğuran gelin hanım da yanımıza oturuverdi. Bir
güzel karnını doyurdu. Ertesi gün de katıra binmiş, yayla yoluna düşmüş giderken gördüm onu.
Yapma etme demenin faydası yoktu. Endişelerim boşunaydı. Bir şey olmuyordu. Orta Asya
bozkırlarında at üstünde doğuran kadınların torunları işte... Öyle diyordum.
Bu gibi durumlar stres kaynağıydı. Kabullenmesi zor olsa da katlanırdım. Değiştiremeyeceği şeyler
için kaygılanmayı bırakmayı da öğreniyor insan. En önemlisi insanları sevmekti. Sevince kolaydır.
Giyinmeyi, gezmeyi seviyordum. Düzce çarşısından alışveriş yapmıştım. Apartman topuk vardı o
zaman. Bir ayakkabı almışım... Hevesle... Nerede giyeceksem artık... Taşlık, çakıllık yollar,
kütüklerden basamak, tomruklardan köprüler... Hadi giy giyebilirsen o papucu... Dururdu dolapta.
Topuksuz ayakkabılar, lastik çizme, çamur içinde gezerdik...
*****
Bir kadının doğum sancısı tutmuştu. Çağırdılar. Normal doğum yaptı. Kayınvalide sofra kurdu. Beni
ve yanımdaki kadını da davet etti. Yarım saat önce doğuran gelin hanım da yanımıza oturuverdi. Bir
güzel karnını doyurdu. Ertesi gün de katıra binmiş, yayla yoluna düşmüş giderken gördüm onu.
Yapma etme demenin faydası yoktu. Endişelerim boşunaydı. Bir şey olmuyordu. Orta Asya
bozkırlarında at üstünde doğuran kadınların torunları işte... Öyle diyordum.
Bu gibi durumlar stres kaynağıydı. Kabullenmesi zor olsa da katlanırdım. Değiştiremeyeceği şeyler
için kaygılanmayı bırakmayı da öğreniyor insan. En önemlisi insanları sevmekti. Sevince kolaydır.
Dört yıllıktım daha. Gençtim. İdealisttim. Gençken dünyayı bambaşka gözle görüyorduk.
Giyinmeyi, gezmeyi seviyordum. Düzce çarşısından alışveriş yapmıştım. Apartman topuk vardı o
zaman. Bir ayakkabı almışım... Hevesle... Nerede giyeceksem artık... Taşlık, çakıllık yollar,
kütüklerden basamak, tomruklardan köprüler... Hadi giy giyebilirsen o papucu... Dururdu dolapta.
Topuksuz ayakkabılar, lastik çizme, çamur içinde gezerdik...
*****
Bir kadının doğum sancısı tutmuştu. Çağırdılar. Normal doğum yaptı. Kayınvalide sofra kurdu. Beni
ve yanımdaki kadını da davet etti. Yarım saat önce doğuran gelin hanım da yanımıza oturuverdi. Bir
güzel karnını doyurdu. Ertesi gün de katıra binmiş, yayla yoluna düşmüş giderken gördüm onu.
Yapma etme demenin faydası yoktu. Endişelerim boşunaydı. Bir şey olmuyordu. Orta Asya
bozkırlarında at üstünde doğuran kadınların torunları işte... Öyle diyordum.
Bu gibi durumlar stres kaynağıydı. Kabullenmesi zor olsa da katlanırdım. Değiştiremeyeceği şeyler
için kaygılanmayı bırakmayı da öğreniyor insan. En önemlisi insanları sevmekti. Sevince kolaydır.
Giyinmeyi, gezmeyi seviyordum. Düzce çarşısından alışveriş yapmıştım. Apartman topuk vardı o
zaman. Bir ayakkabı almışım... Hevesle... Nerede giyeceksem artık... Taşlık, çakıllık yollar,
kütüklerden basamak, tomruklardan köprüler... Hadi giy giyebilirsen o papucu... Dururdu dolapta.
Topuksuz ayakkabılar, lastik çizme, çamur içinde gezerdik...
*****
Bir kadının doğum sancısı tutmuştu. Çağırdılar. Normal doğum yaptı. Kayınvalide sofra kurdu. Beni
ve yanımdaki kadını da davet etti. Yarım saat önce doğuran gelin hanım da yanımıza oturuverdi. Bir
güzel karnını doyurdu. Ertesi gün de katıra binmiş, yayla yoluna düşmüş giderken gördüm onu.
Yapma etme demenin faydası yoktu. Endişelerim boşunaydı. Bir şey olmuyordu. Orta Asya
bozkırlarında at üstünde doğuran kadınların torunları işte... Öyle diyordum.
Bu gibi durumlar stres kaynağıydı. Kabullenmesi zor olsa da katlanırdım. Değiştiremeyeceği şeyler
için kaygılanmayı bırakmayı da öğreniyor insan. En önemlisi insanları sevmekti. Sevince kolaydır.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.