9786055831714
560340
https://www.turkishbooks.com/books/tuz-p560340.html
Tuz Bir Yunus Emre Romanı
3
Her kim ki aşka müşteri, canına od vurmuşlar
Yunus, küçük çilehanede çenesi müttekaya yaslı, gözleri açık öylece durmaktaydı. Çahâr darb tıraşa vurulalı hayli vakit geçmişti. Kaşları, saçları bıyığı ve sakalı sanki biraz uzamıştı. Yazıcı İdrisin kapı aralığından bilmem ne zaman bıraktığı, biraz kül katılmış çavdar ekmeğiyle bir tas su, çilehanenin bir köşesinde öylece durmaktaydı. Küçük tahta kapı şöyle biraz aralıktı sanki. Tamamen kapanmamıştı. Kapı aralığından içeri sızan gün ışığı mıydı ? Bilmem Uykuda mıydı ? Uyanık mıydı ? Bir düş mü görüyordu yoksa bir başka âlemde miydi ? Bilmem Dili damağı kurumuştu susuzluktan, içmiyordu. Bir el Yunusa bir kadeh uzattı.
İç, dedi sonra bir ses.
Kana kana içti Yunus
İçtiği buz gibiydi
Bal gibiydi.
Kıvanç Nalça, Tuz adlı bu romanında Yunus Emrenin Moğol istilası altındaki Anadoluda Taptuk Emre dergâhına sığınıp, orada kendisini var edecek gerçeğe ulaşma yolculuğunu anlatıyor. Yunusun birbirinden hisli dizeleriyle süslü bu romanda ilâhi aşkın gücünü damarlarınızda hissedecek ve Yunus Emrenin evrensel büyüklüğüne bir kez daha tanık olacaksınız.
Yunus, küçük çilehanede çenesi müttekaya yaslı, gözleri açık öylece durmaktaydı. Çahâr darb tıraşa vurulalı hayli vakit geçmişti. Kaşları, saçları bıyığı ve sakalı sanki biraz uzamıştı. Yazıcı İdrisin kapı aralığından bilmem ne zaman bıraktığı, biraz kül katılmış çavdar ekmeğiyle bir tas su, çilehanenin bir köşesinde öylece durmaktaydı. Küçük tahta kapı şöyle biraz aralıktı sanki. Tamamen kapanmamıştı. Kapı aralığından içeri sızan gün ışığı mıydı ? Bilmem Uykuda mıydı ? Uyanık mıydı ? Bir düş mü görüyordu yoksa bir başka âlemde miydi ? Bilmem Dili damağı kurumuştu susuzluktan, içmiyordu. Bir el Yunusa bir kadeh uzattı.
İç, dedi sonra bir ses.
Kana kana içti Yunus
İçtiği buz gibiydi
Bal gibiydi.
Kıvanç Nalça, Tuz adlı bu romanında Yunus Emrenin Moğol istilası altındaki Anadoluda Taptuk Emre dergâhına sığınıp, orada kendisini var edecek gerçeğe ulaşma yolculuğunu anlatıyor. Yunusun birbirinden hisli dizeleriyle süslü bu romanda ilâhi aşkın gücünü damarlarınızda hissedecek ve Yunus Emrenin evrensel büyüklüğüne bir kez daha tanık olacaksınız.
Her kim ki aşka müşteri, canına od vurmuşlar
Yunus, küçük çilehanede çenesi müttekaya yaslı, gözleri açık öylece durmaktaydı. Çahâr darb tıraşa vurulalı hayli vakit geçmişti. Kaşları, saçları bıyığı ve sakalı sanki biraz uzamıştı. Yazıcı İdrisin kapı aralığından bilmem ne zaman bıraktığı, biraz kül katılmış çavdar ekmeğiyle bir tas su, çilehanenin bir köşesinde öylece durmaktaydı. Küçük tahta kapı şöyle biraz aralıktı sanki. Tamamen kapanmamıştı. Kapı aralığından içeri sızan gün ışığı mıydı ? Bilmem Uykuda mıydı ? Uyanık mıydı ? Bir düş mü görüyordu yoksa bir başka âlemde miydi ? Bilmem Dili damağı kurumuştu susuzluktan, içmiyordu. Bir el Yunusa bir kadeh uzattı.
İç, dedi sonra bir ses.
Kana kana içti Yunus
İçtiği buz gibiydi
Bal gibiydi.
Kıvanç Nalça, Tuz adlı bu romanında Yunus Emrenin Moğol istilası altındaki Anadoluda Taptuk Emre dergâhına sığınıp, orada kendisini var edecek gerçeğe ulaşma yolculuğunu anlatıyor. Yunusun birbirinden hisli dizeleriyle süslü bu romanda ilâhi aşkın gücünü damarlarınızda hissedecek ve Yunus Emrenin evrensel büyüklüğüne bir kez daha tanık olacaksınız.
Yunus, küçük çilehanede çenesi müttekaya yaslı, gözleri açık öylece durmaktaydı. Çahâr darb tıraşa vurulalı hayli vakit geçmişti. Kaşları, saçları bıyığı ve sakalı sanki biraz uzamıştı. Yazıcı İdrisin kapı aralığından bilmem ne zaman bıraktığı, biraz kül katılmış çavdar ekmeğiyle bir tas su, çilehanenin bir köşesinde öylece durmaktaydı. Küçük tahta kapı şöyle biraz aralıktı sanki. Tamamen kapanmamıştı. Kapı aralığından içeri sızan gün ışığı mıydı ? Bilmem Uykuda mıydı ? Uyanık mıydı ? Bir düş mü görüyordu yoksa bir başka âlemde miydi ? Bilmem Dili damağı kurumuştu susuzluktan, içmiyordu. Bir el Yunusa bir kadeh uzattı.
İç, dedi sonra bir ses.
Kana kana içti Yunus
İçtiği buz gibiydi
Bal gibiydi.
Kıvanç Nalça, Tuz adlı bu romanında Yunus Emrenin Moğol istilası altındaki Anadoluda Taptuk Emre dergâhına sığınıp, orada kendisini var edecek gerçeğe ulaşma yolculuğunu anlatıyor. Yunusun birbirinden hisli dizeleriyle süslü bu romanda ilâhi aşkın gücünü damarlarınızda hissedecek ve Yunus Emrenin evrensel büyüklüğüne bir kez daha tanık olacaksınız.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.