9786055343712
550409
https://www.turkishbooks.com/books/turkiyenin-ekonomik-tarihi-p550409.html
Türkiye'nin Ekonomik Tarihi
4.422
Genç akademisyen arkadaşlarımızın öncülüğü ve katkılarıyla pişirile pişirile süreç içinde iyice olgunlaştırılan, Türkiyenin Ekonomik Tarihi: Osmanlıdan İkibinli Yıllara adlı çalışma iki temel bölümden oluşuyor
İlk kısım, Türkiyenin ekonomik yapısını tarihsel bir perspektiften incelerken, ikinci kısım sektörel analizleri ele almakta
Ancak, Türkiyenin bugünkü resminin DNAları dünkü geçmişinde gizlidir
Örneğin, Osmanlı Toprak Düzeni ile Feodalite arasındaki farklar iyi tetkik edilerek günümüze taşınır ise, çağ ile aramızdaki açığın nedenleri daha da somutlaşır
Osmanlı İmparatorluğu mali bir imparatorluktu.
Üretimden ziyade maliyesi dara düştüğünde yeni vergi alanları peşine düşmesi temel karakteristiğiydi
Bir anlamda Bizans İmparatorluğundan devralınan bu temel özellik, bizi sermaye birikiminden, sanayi devriminden, zamana ve zemine uygun olarak sürekli kendini dönüştüren üretim toplumu olmaktan uzaklaştırdı.
Bu tarihsel zaaf nedeniyle dün de, bugün de tasarruf oranları ekonominin amansız derdi oldu, ihtiyacımız olan zenginliği de, zenginliği sürekli kılacak bir dinamizmi taşıyacak öncü bir sınıfı da doğuramadık
21. Yüzyılda da hala ürettiği ile tükettiği arasındaki dengeyi kendi lehine bozamayan ve cari açık derdinden mustarip bir Türkiye, bu geçmişin bize mirasıdır.
Türkiyenin Ekonomik Tarihini irdelerken bir yandan da çağın değiştiğini göz ardı etmemek gerekiyor.
Sanayi dönemi geride kalırken, sanayi sonrası dönem hükmünü icra etmekte
Klasik üretim faktörlerinin yerini, adeta beyinsel yaratıcılığın aldığı, inovasyonun tüm diğerlerinden daha fazla zenginlik yarattığı yeni bir dönem
İlk kısım, Türkiyenin ekonomik yapısını tarihsel bir perspektiften incelerken, ikinci kısım sektörel analizleri ele almakta
Ancak, Türkiyenin bugünkü resminin DNAları dünkü geçmişinde gizlidir
Örneğin, Osmanlı Toprak Düzeni ile Feodalite arasındaki farklar iyi tetkik edilerek günümüze taşınır ise, çağ ile aramızdaki açığın nedenleri daha da somutlaşır
Osmanlı İmparatorluğu mali bir imparatorluktu.
Üretimden ziyade maliyesi dara düştüğünde yeni vergi alanları peşine düşmesi temel karakteristiğiydi
Bir anlamda Bizans İmparatorluğundan devralınan bu temel özellik, bizi sermaye birikiminden, sanayi devriminden, zamana ve zemine uygun olarak sürekli kendini dönüştüren üretim toplumu olmaktan uzaklaştırdı.
Bu tarihsel zaaf nedeniyle dün de, bugün de tasarruf oranları ekonominin amansız derdi oldu, ihtiyacımız olan zenginliği de, zenginliği sürekli kılacak bir dinamizmi taşıyacak öncü bir sınıfı da doğuramadık
21. Yüzyılda da hala ürettiği ile tükettiği arasındaki dengeyi kendi lehine bozamayan ve cari açık derdinden mustarip bir Türkiye, bu geçmişin bize mirasıdır.
Türkiyenin Ekonomik Tarihini irdelerken bir yandan da çağın değiştiğini göz ardı etmemek gerekiyor.
Sanayi dönemi geride kalırken, sanayi sonrası dönem hükmünü icra etmekte
Klasik üretim faktörlerinin yerini, adeta beyinsel yaratıcılığın aldığı, inovasyonun tüm diğerlerinden daha fazla zenginlik yarattığı yeni bir dönem
Genç akademisyen arkadaşlarımızın öncülüğü ve katkılarıyla pişirile pişirile süreç içinde iyice olgunlaştırılan, Türkiyenin Ekonomik Tarihi: Osmanlıdan İkibinli Yıllara adlı çalışma iki temel bölümden oluşuyor
İlk kısım, Türkiyenin ekonomik yapısını tarihsel bir perspektiften incelerken, ikinci kısım sektörel analizleri ele almakta
Ancak, Türkiyenin bugünkü resminin DNAları dünkü geçmişinde gizlidir
Örneğin, Osmanlı Toprak Düzeni ile Feodalite arasındaki farklar iyi tetkik edilerek günümüze taşınır ise, çağ ile aramızdaki açığın nedenleri daha da somutlaşır
Osmanlı İmparatorluğu mali bir imparatorluktu.
Üretimden ziyade maliyesi dara düştüğünde yeni vergi alanları peşine düşmesi temel karakteristiğiydi
Bir anlamda Bizans İmparatorluğundan devralınan bu temel özellik, bizi sermaye birikiminden, sanayi devriminden, zamana ve zemine uygun olarak sürekli kendini dönüştüren üretim toplumu olmaktan uzaklaştırdı.
Bu tarihsel zaaf nedeniyle dün de, bugün de tasarruf oranları ekonominin amansız derdi oldu, ihtiyacımız olan zenginliği de, zenginliği sürekli kılacak bir dinamizmi taşıyacak öncü bir sınıfı da doğuramadık
21. Yüzyılda da hala ürettiği ile tükettiği arasındaki dengeyi kendi lehine bozamayan ve cari açık derdinden mustarip bir Türkiye, bu geçmişin bize mirasıdır.
Türkiyenin Ekonomik Tarihini irdelerken bir yandan da çağın değiştiğini göz ardı etmemek gerekiyor.
Sanayi dönemi geride kalırken, sanayi sonrası dönem hükmünü icra etmekte
Klasik üretim faktörlerinin yerini, adeta beyinsel yaratıcılığın aldığı, inovasyonun tüm diğerlerinden daha fazla zenginlik yarattığı yeni bir dönem
İlk kısım, Türkiyenin ekonomik yapısını tarihsel bir perspektiften incelerken, ikinci kısım sektörel analizleri ele almakta
Ancak, Türkiyenin bugünkü resminin DNAları dünkü geçmişinde gizlidir
Örneğin, Osmanlı Toprak Düzeni ile Feodalite arasındaki farklar iyi tetkik edilerek günümüze taşınır ise, çağ ile aramızdaki açığın nedenleri daha da somutlaşır
Osmanlı İmparatorluğu mali bir imparatorluktu.
Üretimden ziyade maliyesi dara düştüğünde yeni vergi alanları peşine düşmesi temel karakteristiğiydi
Bir anlamda Bizans İmparatorluğundan devralınan bu temel özellik, bizi sermaye birikiminden, sanayi devriminden, zamana ve zemine uygun olarak sürekli kendini dönüştüren üretim toplumu olmaktan uzaklaştırdı.
Bu tarihsel zaaf nedeniyle dün de, bugün de tasarruf oranları ekonominin amansız derdi oldu, ihtiyacımız olan zenginliği de, zenginliği sürekli kılacak bir dinamizmi taşıyacak öncü bir sınıfı da doğuramadık
21. Yüzyılda da hala ürettiği ile tükettiği arasındaki dengeyi kendi lehine bozamayan ve cari açık derdinden mustarip bir Türkiye, bu geçmişin bize mirasıdır.
Türkiyenin Ekonomik Tarihini irdelerken bir yandan da çağın değiştiğini göz ardı etmemek gerekiyor.
Sanayi dönemi geride kalırken, sanayi sonrası dönem hükmünü icra etmekte
Klasik üretim faktörlerinin yerini, adeta beyinsel yaratıcılığın aldığı, inovasyonun tüm diğerlerinden daha fazla zenginlik yarattığı yeni bir dönem
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.