Türkiye'nin Çağdaşlaşması ve Kürtler

Stok Kodu:
9789759010518
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
336
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
6.11
4.89
9789759010518
105519
Türkiye'nin Çağdaşlaşması ve Kürtler
Türkiye'nin Çağdaşlaşması ve Kürtler
4.89
Çağdaşlaşma, belli bir tarih kesitindeki en ileri toplumların bilimde, teknolojide, sanatta, kültürde, yönetim tarzında, bireyler arası sosyal ve etik ilişkilerde sağladıkları kazanımların benimsenmesi istencidir. Çağdaşlaşma modernleşme ile eşanlamlıdır. Bugünkü nesnel koşullarda çağdaş uygarlığın temsilcisi Batı Avrupa ülkeleriyle onların oluşturdukları Avrupa Birliğidir. Çağdaşlaşmanın üç temel öğesi vardır. Bunlar, sanayileşme, tarımda modernleşme ve şehirleşme üçlüsüdür. İç dinamiklerle oluşan batı modernleşmesinin temel öğeleri dengeli ve bütünleyici biçimde gelişti. Osmanlı feodalizminin mirasçısı olan Türkiyede ise sanayi devrimi yapılmadığı için devleti kuran asker-sivil bürokrasinin öncülüğünde Batıdaki modernleşmenin sadece üstyapı değerleri alındı. İlk etapta aydınlanmaya ilişkin pozitif hukuk kuralları, laiklik, vatandaşlık ve ulus-devlet kavramları benimsendi. Bunları koruyup geliştirecek temel toplumsal sınıflar henüz oluşmadığı için ithal edilen değerler, topluma, devlet gücüyle dayatıldı. Bu nedenle uzun yıllar tek partili, otoriter ve baskıcı bir rejim uygulandı. Çok partili düzene geçince tarımda, sanayileşmeden kopuk bir kapitalistleşme yaşandı. Tarımdaki junker tipi bu kapitalistleşmenin itici etkisiyle modern şehirleşme yerine gecekondulaşma oldu. Kırsal alanda gücünü koruyan köylülük şehirlere de taşındı. Altyapısı olmayan aydınlanma, özellikle de laiklik kavramı dayanaksız kaldı. Bugün yaşanmakta olan bunalımın gerçek nedeni bu çarpık modernleşmedir. Türkiyenin bu açmazdan kurtulması, devlete egemen güçleri geriletecek demokrasi yanlısı sınıf ve katmanların birliğinden oluşacak emek eksenli, AB perspektifine bağlı siyasal bir hareketin kurulup etkinlik kazanmasıyla mümkündür. Bu da ancak insan hak ve özgürlüklerinden, demokratik hukuk devletinden ve çokkültürlü çağdaş bir ulus konseptinden yana Türk ve Kürt aydınlarının ortak bir program üzerinde uzlaşarak öncülük görevini yapmalarıyla gerçekleşebilir. Türkiyenin kaderini değiştirecek böyle bir hareketin oluşması için çaba göstermenin bir yurtseverlik olduğu yadsınamaz.
Çağdaşlaşma, belli bir tarih kesitindeki en ileri toplumların bilimde, teknolojide, sanatta, kültürde, yönetim tarzında, bireyler arası sosyal ve etik ilişkilerde sağladıkları kazanımların benimsenmesi istencidir. Çağdaşlaşma modernleşme ile eşanlamlıdır. Bugünkü nesnel koşullarda çağdaş uygarlığın temsilcisi Batı Avrupa ülkeleriyle onların oluşturdukları Avrupa Birliğidir. Çağdaşlaşmanın üç temel öğesi vardır. Bunlar, sanayileşme, tarımda modernleşme ve şehirleşme üçlüsüdür. İç dinamiklerle oluşan batı modernleşmesinin temel öğeleri dengeli ve bütünleyici biçimde gelişti. Osmanlı feodalizminin mirasçısı olan Türkiyede ise sanayi devrimi yapılmadığı için devleti kuran asker-sivil bürokrasinin öncülüğünde Batıdaki modernleşmenin sadece üstyapı değerleri alındı. İlk etapta aydınlanmaya ilişkin pozitif hukuk kuralları, laiklik, vatandaşlık ve ulus-devlet kavramları benimsendi. Bunları koruyup geliştirecek temel toplumsal sınıflar henüz oluşmadığı için ithal edilen değerler, topluma, devlet gücüyle dayatıldı. Bu nedenle uzun yıllar tek partili, otoriter ve baskıcı bir rejim uygulandı. Çok partili düzene geçince tarımda, sanayileşmeden kopuk bir kapitalistleşme yaşandı. Tarımdaki junker tipi bu kapitalistleşmenin itici etkisiyle modern şehirleşme yerine gecekondulaşma oldu. Kırsal alanda gücünü koruyan köylülük şehirlere de taşındı. Altyapısı olmayan aydınlanma, özellikle de laiklik kavramı dayanaksız kaldı. Bugün yaşanmakta olan bunalımın gerçek nedeni bu çarpık modernleşmedir. Türkiyenin bu açmazdan kurtulması, devlete egemen güçleri geriletecek demokrasi yanlısı sınıf ve katmanların birliğinden oluşacak emek eksenli, AB perspektifine bağlı siyasal bir hareketin kurulup etkinlik kazanmasıyla mümkündür. Bu da ancak insan hak ve özgürlüklerinden, demokratik hukuk devletinden ve çokkültürlü çağdaş bir ulus konseptinden yana Türk ve Kürt aydınlarının ortak bir program üzerinde uzlaşarak öncülük görevini yapmalarıyla gerçekleşebilir. Türkiyenin kaderini değiştirecek böyle bir hareketin oluşması için çaba göstermenin bir yurtseverlik olduğu yadsınamaz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat