9789756043067
583479
https://www.turkishbooks.com/books/turkiye-maskeli-degisimin-tuzaginda-p583479.html
Türkiye Maskeli Değişimin Tuzağında
3.111
Türkiye , son yirmi yıldır çok tehlikeli bir oyunun sahnelendiği bir ülke görünümünde. Güya demokratik çoğulculuk ve barışçı beraberlik adına köklerimiz ve inançlarımız kasıtlı bir şekilde öne çıkarılıyor. İnsanlarımızın birbirlerine duydukları güven ve birlikte yaşama istekleri büyük modern, liberal ve evrensel değerlerin de sinsice alet edildiği bir dille tahrip edilmeye çalışılıyor.
Bütün bu meşum gayretlerin nihai hedefi çok açık: Türkiye'yi önce unsurlarına ayrıştırmak. Ardından onu siyasi ve idari haritasının şartlara göre söyle veya böyle değiştirildiği bir çözülme noktasına getirmek . Kısaca Türkiye'yi bir tür Yugoslavya'nın ve/veya Çekoslovakya'nın akıbetine mahkum etmek. Bunu da, Türkiye içinde Kanada'nın Qebec eyaletine benzer statüde, self determinasyon hakkı için fırsat kollayacak özerk siyasi ve idari yapılar inşa edilmesiyle gerçekleştirmeye çalışmak. Üstelik bütün maliyetlerini Türk insanına ödeterek!
Bütün bunlar ne paranoyadır; ne de komplo teorisidir. Sebep -sonuç bağlantıları, arka planına nüfuz edildiğinde kolaylık kurulabilecek bir ilişkiler dizisinin Türkiye'yi getirdiği noktanın ta kendisidir. Türkiye, onu bir tür Yugoslavyalaştıracak şartlara hiç bu kadar yaklaştırılmamıştı.
Ufuk Söylemez ve Melih Yürüşen, Türkiye Maskeli Değişimin Tuzağında ile Türkiye'ye oynan oyunun işbirliği içindeki bütün aktörlerini fikri-siyasi kimlikleriyle seffaflaştırmakla kalmıyorlar. Onların işbirliklerinin ardındaki amaçları, niyetleri ve dayandıkları fikri paradigmayı da sergiliyorlar. Elbette çözümün, cumhuriyetin kurucu rurhuyla modern liberal değerlerin kapsayıcısı bir milliyetçilik / ulusallık çerçevesinde bir araya getirildiği dinamik, özgüveni sağlam, dünyaya açık ve birleştirici bir değişim anlayışına dayanan yeni bir merkez perspektifinde olduğunu göstererek...
Tam zamanında. Türkiye dönüşü olmayan noktaya henüz gelmemişken. Oynanan oyunu, kurulan tuzağı bozmak için hale vakit varken...
Türk insanı ve Türkiye için...
Bütün bu meşum gayretlerin nihai hedefi çok açık: Türkiye'yi önce unsurlarına ayrıştırmak. Ardından onu siyasi ve idari haritasının şartlara göre söyle veya böyle değiştirildiği bir çözülme noktasına getirmek . Kısaca Türkiye'yi bir tür Yugoslavya'nın ve/veya Çekoslovakya'nın akıbetine mahkum etmek. Bunu da, Türkiye içinde Kanada'nın Qebec eyaletine benzer statüde, self determinasyon hakkı için fırsat kollayacak özerk siyasi ve idari yapılar inşa edilmesiyle gerçekleştirmeye çalışmak. Üstelik bütün maliyetlerini Türk insanına ödeterek!
Bütün bunlar ne paranoyadır; ne de komplo teorisidir. Sebep -sonuç bağlantıları, arka planına nüfuz edildiğinde kolaylık kurulabilecek bir ilişkiler dizisinin Türkiye'yi getirdiği noktanın ta kendisidir. Türkiye, onu bir tür Yugoslavyalaştıracak şartlara hiç bu kadar yaklaştırılmamıştı.
Ufuk Söylemez ve Melih Yürüşen, Türkiye Maskeli Değişimin Tuzağında ile Türkiye'ye oynan oyunun işbirliği içindeki bütün aktörlerini fikri-siyasi kimlikleriyle seffaflaştırmakla kalmıyorlar. Onların işbirliklerinin ardındaki amaçları, niyetleri ve dayandıkları fikri paradigmayı da sergiliyorlar. Elbette çözümün, cumhuriyetin kurucu rurhuyla modern liberal değerlerin kapsayıcısı bir milliyetçilik / ulusallık çerçevesinde bir araya getirildiği dinamik, özgüveni sağlam, dünyaya açık ve birleştirici bir değişim anlayışına dayanan yeni bir merkez perspektifinde olduğunu göstererek...
Tam zamanında. Türkiye dönüşü olmayan noktaya henüz gelmemişken. Oynanan oyunu, kurulan tuzağı bozmak için hale vakit varken...
Türk insanı ve Türkiye için...
Türkiye , son yirmi yıldır çok tehlikeli bir oyunun sahnelendiği bir ülke görünümünde. Güya demokratik çoğulculuk ve barışçı beraberlik adına köklerimiz ve inançlarımız kasıtlı bir şekilde öne çıkarılıyor. İnsanlarımızın birbirlerine duydukları güven ve birlikte yaşama istekleri büyük modern, liberal ve evrensel değerlerin de sinsice alet edildiği bir dille tahrip edilmeye çalışılıyor.
Bütün bu meşum gayretlerin nihai hedefi çok açık: Türkiye'yi önce unsurlarına ayrıştırmak. Ardından onu siyasi ve idari haritasının şartlara göre söyle veya böyle değiştirildiği bir çözülme noktasına getirmek . Kısaca Türkiye'yi bir tür Yugoslavya'nın ve/veya Çekoslovakya'nın akıbetine mahkum etmek. Bunu da, Türkiye içinde Kanada'nın Qebec eyaletine benzer statüde, self determinasyon hakkı için fırsat kollayacak özerk siyasi ve idari yapılar inşa edilmesiyle gerçekleştirmeye çalışmak. Üstelik bütün maliyetlerini Türk insanına ödeterek!
Bütün bunlar ne paranoyadır; ne de komplo teorisidir. Sebep -sonuç bağlantıları, arka planına nüfuz edildiğinde kolaylık kurulabilecek bir ilişkiler dizisinin Türkiye'yi getirdiği noktanın ta kendisidir. Türkiye, onu bir tür Yugoslavyalaştıracak şartlara hiç bu kadar yaklaştırılmamıştı.
Ufuk Söylemez ve Melih Yürüşen, Türkiye Maskeli Değişimin Tuzağında ile Türkiye'ye oynan oyunun işbirliği içindeki bütün aktörlerini fikri-siyasi kimlikleriyle seffaflaştırmakla kalmıyorlar. Onların işbirliklerinin ardındaki amaçları, niyetleri ve dayandıkları fikri paradigmayı da sergiliyorlar. Elbette çözümün, cumhuriyetin kurucu rurhuyla modern liberal değerlerin kapsayıcısı bir milliyetçilik / ulusallık çerçevesinde bir araya getirildiği dinamik, özgüveni sağlam, dünyaya açık ve birleştirici bir değişim anlayışına dayanan yeni bir merkez perspektifinde olduğunu göstererek...
Tam zamanında. Türkiye dönüşü olmayan noktaya henüz gelmemişken. Oynanan oyunu, kurulan tuzağı bozmak için hale vakit varken...
Türk insanı ve Türkiye için...
Bütün bu meşum gayretlerin nihai hedefi çok açık: Türkiye'yi önce unsurlarına ayrıştırmak. Ardından onu siyasi ve idari haritasının şartlara göre söyle veya böyle değiştirildiği bir çözülme noktasına getirmek . Kısaca Türkiye'yi bir tür Yugoslavya'nın ve/veya Çekoslovakya'nın akıbetine mahkum etmek. Bunu da, Türkiye içinde Kanada'nın Qebec eyaletine benzer statüde, self determinasyon hakkı için fırsat kollayacak özerk siyasi ve idari yapılar inşa edilmesiyle gerçekleştirmeye çalışmak. Üstelik bütün maliyetlerini Türk insanına ödeterek!
Bütün bunlar ne paranoyadır; ne de komplo teorisidir. Sebep -sonuç bağlantıları, arka planına nüfuz edildiğinde kolaylık kurulabilecek bir ilişkiler dizisinin Türkiye'yi getirdiği noktanın ta kendisidir. Türkiye, onu bir tür Yugoslavyalaştıracak şartlara hiç bu kadar yaklaştırılmamıştı.
Ufuk Söylemez ve Melih Yürüşen, Türkiye Maskeli Değişimin Tuzağında ile Türkiye'ye oynan oyunun işbirliği içindeki bütün aktörlerini fikri-siyasi kimlikleriyle seffaflaştırmakla kalmıyorlar. Onların işbirliklerinin ardındaki amaçları, niyetleri ve dayandıkları fikri paradigmayı da sergiliyorlar. Elbette çözümün, cumhuriyetin kurucu rurhuyla modern liberal değerlerin kapsayıcısı bir milliyetçilik / ulusallık çerçevesinde bir araya getirildiği dinamik, özgüveni sağlam, dünyaya açık ve birleştirici bir değişim anlayışına dayanan yeni bir merkez perspektifinde olduğunu göstererek...
Tam zamanında. Türkiye dönüşü olmayan noktaya henüz gelmemişken. Oynanan oyunu, kurulan tuzağı bozmak için hale vakit varken...
Türk insanı ve Türkiye için...
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.