9786054042708
168803
https://www.turkishbooks.com/books/turkistan-ruyasi-p168803.html
Türkistan Rüyası
5.334
'Türkistan Rüyası' kitabı, Dr. Hayati BİCE'nin hayatındaki önemli gelişme ve olayların roman tadında kaleme alındığı hatıratıdır. Ancak, kitapta anlatılan olaylar sade bir hatırattaki gündelik olayları içermez. Bilakis; komünizm sonrası Türkistan Cumhuriyetleri'nin durumu, Türk yurtlarında misyonerlik faaliyetleri, Kerkük dramı, Doğu Türkistan'daTürk asimilasyonu, Yesevilik tasavvufun günümüzde nasıl yaşanacağı konusunda çok önemli bilgiler, Allah dostlarından tavsiyeler, gibi bir çok konu yaşanmış olaylar etrafında inanılmaz gerçeklikleri ile yazıldı.
Otobiyografik bir roman olan 'Türkistan Rüyası'nda, yazar Dr. Oğuz Karaçay takma adı ile okurla buluşur. Kitapta yer alan isimlerin bazıları da rumuzlu isimleri ile konuların içinde yer alsa da kamuoyu tarafından iyi bilinen veya maneviyat sahasının önemli şahsiyetleri gerçek isimleri kullanılarak olaylara kahraman olmuştur. Bu şahsiyetlerden bazılarını anmak gerekirse; Nakşbendi Şeyhi Mustafa İhsan Karadağ, Riacalullahdan Zekeriya Buharî, Galip Erdem, Namık Kemal Zeybek, Orhan Kavuncu, Lütfi Sahsuvaroglu, Naci Bostancı, Öner Kabasakal, Abdulhamid Kaşgarî gibi isimler kitabın kahramanlarından bazılarıdır.
Türkistan'ın bir ucunda görülen, Türkistan'da mânanın maddeye bir kez daha hâkim olacağını müjdeleyerek Türk'ün milli ruhunun konulmasını vurgulayan ve kitaba ismini veren "Türkistan Rüyası" başlı başına bir ruhanî nasip meselesini gözler önüne seriyor. Dr. Hayati Bice, etkili bir tasavvuf silsilesinin "yaşayan mürşid-i kâmili" Mustafa İhsan Karadağ ile buluşuyor ve Kazakistan'a gidiş gelişlerinde O'nun manevî rehberliğine müracaat ediyor. Medine'de, Ravza-ı Mutahhara gölgesinde tanıştığı Kaşgarlı bir Uygur Türk'ünden aldığı Divan-ı Hikmet'i parça parça yayına hazırlayan Bice, gördüğü 'ağır bir rüya'nın Mustafa İhsan Karadağ Dede tarafından yorumlanması için huzura varıyor; mürşidi kahramanımıza, görülen rüyanın derin bir anlamı olduğunu söylüyor ve… Görev başlıyor.
Bir dervişin umre yolculuğu ile başlayan manevî seferin, her durağında milli feraset objektifine takılan ve hiçbir belgeselde bulunamayacak kadar "bizden" olan sahneleri, yazarın aşkını her mekânda yakalıyor ve kitapta "bütün yollar" bir şekilde Türkistan'a çıkıyor. "Türkistan Rüyası" kitabında, yakın tarihimizde Ahmed Yesevî için Türkiye'de doğru-yanlış, iyi-kötü, az-çok ne yapılmışsa, hepsi hakkındaki gerçekleri de bulmak mümkündür.
Kitabın grafik düzenlemelerini yapan Burak Anılır'ın Ahmed Yesevî türbesinde gerçekleşen rüyayı canlandırdığı kapağı, görenler tarafından çok beğeniliyor.
Otobiyografik bir roman olan 'Türkistan Rüyası'nda, yazar Dr. Oğuz Karaçay takma adı ile okurla buluşur. Kitapta yer alan isimlerin bazıları da rumuzlu isimleri ile konuların içinde yer alsa da kamuoyu tarafından iyi bilinen veya maneviyat sahasının önemli şahsiyetleri gerçek isimleri kullanılarak olaylara kahraman olmuştur. Bu şahsiyetlerden bazılarını anmak gerekirse; Nakşbendi Şeyhi Mustafa İhsan Karadağ, Riacalullahdan Zekeriya Buharî, Galip Erdem, Namık Kemal Zeybek, Orhan Kavuncu, Lütfi Sahsuvaroglu, Naci Bostancı, Öner Kabasakal, Abdulhamid Kaşgarî gibi isimler kitabın kahramanlarından bazılarıdır.
Türkistan'ın bir ucunda görülen, Türkistan'da mânanın maddeye bir kez daha hâkim olacağını müjdeleyerek Türk'ün milli ruhunun konulmasını vurgulayan ve kitaba ismini veren "Türkistan Rüyası" başlı başına bir ruhanî nasip meselesini gözler önüne seriyor. Dr. Hayati Bice, etkili bir tasavvuf silsilesinin "yaşayan mürşid-i kâmili" Mustafa İhsan Karadağ ile buluşuyor ve Kazakistan'a gidiş gelişlerinde O'nun manevî rehberliğine müracaat ediyor. Medine'de, Ravza-ı Mutahhara gölgesinde tanıştığı Kaşgarlı bir Uygur Türk'ünden aldığı Divan-ı Hikmet'i parça parça yayına hazırlayan Bice, gördüğü 'ağır bir rüya'nın Mustafa İhsan Karadağ Dede tarafından yorumlanması için huzura varıyor; mürşidi kahramanımıza, görülen rüyanın derin bir anlamı olduğunu söylüyor ve… Görev başlıyor.
Bir dervişin umre yolculuğu ile başlayan manevî seferin, her durağında milli feraset objektifine takılan ve hiçbir belgeselde bulunamayacak kadar "bizden" olan sahneleri, yazarın aşkını her mekânda yakalıyor ve kitapta "bütün yollar" bir şekilde Türkistan'a çıkıyor. "Türkistan Rüyası" kitabında, yakın tarihimizde Ahmed Yesevî için Türkiye'de doğru-yanlış, iyi-kötü, az-çok ne yapılmışsa, hepsi hakkındaki gerçekleri de bulmak mümkündür.
Kitabın grafik düzenlemelerini yapan Burak Anılır'ın Ahmed Yesevî türbesinde gerçekleşen rüyayı canlandırdığı kapağı, görenler tarafından çok beğeniliyor.
'Türkistan Rüyası' kitabı, Dr. Hayati BİCE'nin hayatındaki önemli gelişme ve olayların roman tadında kaleme alındığı hatıratıdır. Ancak, kitapta anlatılan olaylar sade bir hatırattaki gündelik olayları içermez. Bilakis; komünizm sonrası Türkistan Cumhuriyetleri'nin durumu, Türk yurtlarında misyonerlik faaliyetleri, Kerkük dramı, Doğu Türkistan'daTürk asimilasyonu, Yesevilik tasavvufun günümüzde nasıl yaşanacağı konusunda çok önemli bilgiler, Allah dostlarından tavsiyeler, gibi bir çok konu yaşanmış olaylar etrafında inanılmaz gerçeklikleri ile yazıldı.
Otobiyografik bir roman olan 'Türkistan Rüyası'nda, yazar Dr. Oğuz Karaçay takma adı ile okurla buluşur. Kitapta yer alan isimlerin bazıları da rumuzlu isimleri ile konuların içinde yer alsa da kamuoyu tarafından iyi bilinen veya maneviyat sahasının önemli şahsiyetleri gerçek isimleri kullanılarak olaylara kahraman olmuştur. Bu şahsiyetlerden bazılarını anmak gerekirse; Nakşbendi Şeyhi Mustafa İhsan Karadağ, Riacalullahdan Zekeriya Buharî, Galip Erdem, Namık Kemal Zeybek, Orhan Kavuncu, Lütfi Sahsuvaroglu, Naci Bostancı, Öner Kabasakal, Abdulhamid Kaşgarî gibi isimler kitabın kahramanlarından bazılarıdır.
Türkistan'ın bir ucunda görülen, Türkistan'da mânanın maddeye bir kez daha hâkim olacağını müjdeleyerek Türk'ün milli ruhunun konulmasını vurgulayan ve kitaba ismini veren "Türkistan Rüyası" başlı başına bir ruhanî nasip meselesini gözler önüne seriyor. Dr. Hayati Bice, etkili bir tasavvuf silsilesinin "yaşayan mürşid-i kâmili" Mustafa İhsan Karadağ ile buluşuyor ve Kazakistan'a gidiş gelişlerinde O'nun manevî rehberliğine müracaat ediyor. Medine'de, Ravza-ı Mutahhara gölgesinde tanıştığı Kaşgarlı bir Uygur Türk'ünden aldığı Divan-ı Hikmet'i parça parça yayına hazırlayan Bice, gördüğü 'ağır bir rüya'nın Mustafa İhsan Karadağ Dede tarafından yorumlanması için huzura varıyor; mürşidi kahramanımıza, görülen rüyanın derin bir anlamı olduğunu söylüyor ve… Görev başlıyor.
Bir dervişin umre yolculuğu ile başlayan manevî seferin, her durağında milli feraset objektifine takılan ve hiçbir belgeselde bulunamayacak kadar "bizden" olan sahneleri, yazarın aşkını her mekânda yakalıyor ve kitapta "bütün yollar" bir şekilde Türkistan'a çıkıyor. "Türkistan Rüyası" kitabında, yakın tarihimizde Ahmed Yesevî için Türkiye'de doğru-yanlış, iyi-kötü, az-çok ne yapılmışsa, hepsi hakkındaki gerçekleri de bulmak mümkündür.
Kitabın grafik düzenlemelerini yapan Burak Anılır'ın Ahmed Yesevî türbesinde gerçekleşen rüyayı canlandırdığı kapağı, görenler tarafından çok beğeniliyor.
Otobiyografik bir roman olan 'Türkistan Rüyası'nda, yazar Dr. Oğuz Karaçay takma adı ile okurla buluşur. Kitapta yer alan isimlerin bazıları da rumuzlu isimleri ile konuların içinde yer alsa da kamuoyu tarafından iyi bilinen veya maneviyat sahasının önemli şahsiyetleri gerçek isimleri kullanılarak olaylara kahraman olmuştur. Bu şahsiyetlerden bazılarını anmak gerekirse; Nakşbendi Şeyhi Mustafa İhsan Karadağ, Riacalullahdan Zekeriya Buharî, Galip Erdem, Namık Kemal Zeybek, Orhan Kavuncu, Lütfi Sahsuvaroglu, Naci Bostancı, Öner Kabasakal, Abdulhamid Kaşgarî gibi isimler kitabın kahramanlarından bazılarıdır.
Türkistan'ın bir ucunda görülen, Türkistan'da mânanın maddeye bir kez daha hâkim olacağını müjdeleyerek Türk'ün milli ruhunun konulmasını vurgulayan ve kitaba ismini veren "Türkistan Rüyası" başlı başına bir ruhanî nasip meselesini gözler önüne seriyor. Dr. Hayati Bice, etkili bir tasavvuf silsilesinin "yaşayan mürşid-i kâmili" Mustafa İhsan Karadağ ile buluşuyor ve Kazakistan'a gidiş gelişlerinde O'nun manevî rehberliğine müracaat ediyor. Medine'de, Ravza-ı Mutahhara gölgesinde tanıştığı Kaşgarlı bir Uygur Türk'ünden aldığı Divan-ı Hikmet'i parça parça yayına hazırlayan Bice, gördüğü 'ağır bir rüya'nın Mustafa İhsan Karadağ Dede tarafından yorumlanması için huzura varıyor; mürşidi kahramanımıza, görülen rüyanın derin bir anlamı olduğunu söylüyor ve… Görev başlıyor.
Bir dervişin umre yolculuğu ile başlayan manevî seferin, her durağında milli feraset objektifine takılan ve hiçbir belgeselde bulunamayacak kadar "bizden" olan sahneleri, yazarın aşkını her mekânda yakalıyor ve kitapta "bütün yollar" bir şekilde Türkistan'a çıkıyor. "Türkistan Rüyası" kitabında, yakın tarihimizde Ahmed Yesevî için Türkiye'de doğru-yanlış, iyi-kötü, az-çok ne yapılmışsa, hepsi hakkındaki gerçekleri de bulmak mümkündür.
Kitabın grafik düzenlemelerini yapan Burak Anılır'ın Ahmed Yesevî türbesinde gerçekleşen rüyayı canlandırdığı kapağı, görenler tarafından çok beğeniliyor.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.