9789756342390
103628
https://www.turkishbooks.com/books/turk-siirinin-poetikasi-p103628.html
Türk Şiirinin Poetikası 1980 Kuşağı
6.666
Türk edebiyatının seyrine kabaca bakıldığında bu edebiyatın daha çok, şiir merkezli, şiir ağırlıklı olarak geliştiği görülür. Gerek en eski zamanlardan kalan Sözlü edebiyat verimlerimiz, gerekse Yazılı edebiyatımız şiir üzerine kurulmuş ve o paralelde gelişmiştir. Tanzimattan sonra her ne kadar düzyazıda atılım olmuşsa da hem Tanzimatta hem de sonrasında şiir önemini kaybetmemiştir.
Şiir tarihimizin modern zamanları, denebilir ki, kuşakların (nesillerin) kendilerinden hemen önceki dönemden kopmalarıyla, kendilerine yeni bir yol çizmeleriyle biçimlenmiştir: Tanzimatın iki kuşağı, ara nesil, Servet-i Fünun nesli, Beş Hececiler, Yedi Meşaleciler, Garipçiler, 1960 Kuşağı vs. 1980lere gelindiğinde de yeni bir kopuş gerçekleşmiş, 1970lerin toplumcu gerçekçi şiir anlayışını reddeden genç şairler 1980lerde yeni anlayışların yolunu açmıştır.
1980 Kuşağı Türk Şiirinin Poetikası adlı bu çalışma yakın tarihlerde gerçekleştirilen bir kopuşun ana dokusunu ayrıştırma, bu kopuşun şiirde açtığı yeni yolları belirleme arzusundan doğmuştur. Doğum yılları itibariyle bakıldığında sosyolojik anlamda kuşak tanımına ters düşmeseler de 1980 sonrası şiirimizde tek bir poetikadan değil, poetikalardan söz etmek gerekir; çünkü 1970lerin teksesli şiirine karşı 1980lerde şiir ortamını belirleyen genç şairler beğenide çokseslilikten yana olmuştur. Bunun esas nedeni, Türk şiiri tarihinin bir bütün olarak görülmesi ve şiir tarihine bakışta ayrımlardan çok birleştirmelere eğilimli olunmasıdır. Öyle ki 1980 Kuşağı üyesi bir şairin, poetikaları birbirinden çok farklı olan Yahya Kemali ve Ahmet Haşimi, yahut da Ahmet Muhip Dıranas ve Behçet Necatigili aynı derecede sevip benimsediği görülür.
1980ler şiiri gelişme ortamını dergilerde bulmuştur. Yeni dergiler hem önceki dönemden kopuşun yolunu açmış hem de, paradoks gibi görünecek ama, farklı poetik eğilimlerden ve farklı dünya görüşlerinden şairlerin buluşma yerleri olmuştur. Belki de bu kuşağın en ilginç özelliği, farklılıkların bir arada yaşayabilmesidir. Sözgelimi, imgeciliği uç noktalarda savunan bir şairle anlatımcılığın ateşli taraftarı bir başka şair aynı tarihte aynı dergide şiir yayımlatmış, birlikte dergi çıkarmış, şiir kitabını kısa aralıklarla -belki de finansmanını birlikte karşıladıkları- yayınevinden beraberce çıkarmıştır. Bunun nedeni, 1970lerden farklı olarak, poetik kaygıların politik kaygılara galebe çalması, şiire ilişkin estetik değerlerin politik ayrımları törpüleyebilmesidir. Araştırmamı yaparken bu durumu özellikle göz önünde tutmaya özen gösterdim.
Dönem şiirinin çerçevesini iyi çizebilmek için önce, kuşak kavramından ne anladığımı belirtmem gerekiyordu. Bu bakımdan, araştırmamın ilk bölümünde kuşak kavramını açıklamaya ve kavramın 1980 sonrası bağlamında hangi çerçevede kullanıldığını izah etmeye çalıştım. Kavramın 1980 öncesi ve sonrasındaki kullanılışlarına örnekler vererek şiir tarihimizde kuşak (nesil) ayrımlarına dikkat çektim. 1980lerin sosyolojik durumunun belirlenmesi yine bu bölümün konuları arasındadır. Bölüm sonunda 1980lerdeki, dergi etkinliklerine eğilerek kuşağın poetik karakterini ortaya koymayı istedim.
İkinci bölüm, 1980 Kuşağı şairlerinin poetik eğilimlerine ayrılmıştır. Bu bölümde belli şairlerin oluşturduğu gruplar çerçevesinde poetik anlayışları ele alarak bunlar arasındaki farklılıkları, benzerlikleri, geçişleri incelemeye çalıştım. İmgeci şiirden anlatımcı (narrative) şiire, mistik-metafizikçilerden toplumcu gerçekçilere çeşitli şiir anlayışları bu bölümün ana dokusunu oluşturmaktadır. Elbette, 1980lerde söz konusu eğilimlere bağlı şairlerin hepsini buraya dahil edemedim, buna imkân da yoktu zaten; bu nedenle temsil yeteneği taşıdıklarına inandıklarımı inceledim. Bu bölümde ele aldığım şairlerin bütün kitaplarına değinmeye çabaladım. Fakat, çok kitap çıkarmış olanların bütün kitaplarına tek tek değinmeyi gereksiz bularak, yine, o şairi temsil edebilecek kitaplara ağırlık verdim. Üçüncü bölümde kuşak şairlerinin geleneğe ve ustalara bakışına odaklanarak Türk şiiri tarihinin bu dönemdeki yansımalarını ele aldım. Son bölümde ise, önceki zamanlara da eğilerek araştırmaya konu olan poetik yönelimlerden örnekler vermeye ve şiirler üzerinde küçük belirlemeler yapmaya çaba gösterdim.
Biraz önce de belirttiğim gibi, 1980 Kuşağı, poetikasını dergilerde geliştirmiş bir kuşak olduğundan, araştırmamın ana kaynağını dönemin büyüklü küçüklü dergileri oluşturdu. Dipnotların büyük bir kısmının dergilere göndermesinin nedeni budur. Şunu da söylemeliyim ki, bazı kısımlarda alıntıların fazlaca görünmesi, çok sayıda dergiden topladığım birinci elden verilerin göz önüne çıkmasını istememden kaynaklanıyor.
Dönem şiiri hakkında 1980lerin ortalarından beri oluşturmaya çalıştığım kendi arşivim yanında kütüphanelerde ve yayınevlerinin özel arşivlerinde dergi taraması yaparak kaynaklara ulaşmaya çalıştım. Ülkemizde arşivcilik geleneği maalesef pek yerleşmediğinden küçük dergilerin ancak bazı sayılarına ulaşabildim. Dönemin şiiri hakkında yapılmış kitap boyutunda bir araştırma henüz mevcut olmadığından, ne yazık ki belli antolojiler veya edebiyatçı ansiklopedileri dışında araştırmamda bana yardımcı olacak kitap yoktu. Bu araştırmanın, olabildiği kadar, bu açığı kapatmasını dilerim. - Dr. Bâki Asiltürk
Türk edebiyatının seyrine kabaca bakıldığında bu edebiyatın daha çok, şiir merkezli, şiir ağırlıklı olarak geliştiği görülür. Gerek en eski zamanlardan kalan Sözlü edebiyat verimlerimiz, gerekse Yazılı edebiyatımız şiir üzerine kurulmuş ve o paralelde gelişmiştir. Tanzimattan sonra her ne kadar düzyazıda atılım olmuşsa da hem Tanzimatta hem de sonrasında şiir önemini kaybetmemiştir.
Şiir tarihimizin modern zamanları, denebilir ki, kuşakların (nesillerin) kendilerinden hemen önceki dönemden kopmalarıyla, kendilerine yeni bir yol çizmeleriyle biçimlenmiştir: Tanzimatın iki kuşağı, ara nesil, Servet-i Fünun nesli, Beş Hececiler, Yedi Meşaleciler, Garipçiler, 1960 Kuşağı vs. 1980lere gelindiğinde de yeni bir kopuş gerçekleşmiş, 1970lerin toplumcu gerçekçi şiir anlayışını reddeden genç şairler 1980lerde yeni anlayışların yolunu açmıştır.
1980 Kuşağı Türk Şiirinin Poetikası adlı bu çalışma yakın tarihlerde gerçekleştirilen bir kopuşun ana dokusunu ayrıştırma, bu kopuşun şiirde açtığı yeni yolları belirleme arzusundan doğmuştur. Doğum yılları itibariyle bakıldığında sosyolojik anlamda kuşak tanımına ters düşmeseler de 1980 sonrası şiirimizde tek bir poetikadan değil, poetikalardan söz etmek gerekir; çünkü 1970lerin teksesli şiirine karşı 1980lerde şiir ortamını belirleyen genç şairler beğenide çokseslilikten yana olmuştur. Bunun esas nedeni, Türk şiiri tarihinin bir bütün olarak görülmesi ve şiir tarihine bakışta ayrımlardan çok birleştirmelere eğilimli olunmasıdır. Öyle ki 1980 Kuşağı üyesi bir şairin, poetikaları birbirinden çok farklı olan Yahya Kemali ve Ahmet Haşimi, yahut da Ahmet Muhip Dıranas ve Behçet Necatigili aynı derecede sevip benimsediği görülür.
1980ler şiiri gelişme ortamını dergilerde bulmuştur. Yeni dergiler hem önceki dönemden kopuşun yolunu açmış hem de, paradoks gibi görünecek ama, farklı poetik eğilimlerden ve farklı dünya görüşlerinden şairlerin buluşma yerleri olmuştur. Belki de bu kuşağın en ilginç özelliği, farklılıkların bir arada yaşayabilmesidir. Sözgelimi, imgeciliği uç noktalarda savunan bir şairle anlatımcılığın ateşli taraftarı bir başka şair aynı tarihte aynı dergide şiir yayımlatmış, birlikte dergi çıkarmış, şiir kitabını kısa aralıklarla -belki de finansmanını birlikte karşıladıkları- yayınevinden beraberce çıkarmıştır. Bunun nedeni, 1970lerden farklı olarak, poetik kaygıların politik kaygılara galebe çalması, şiire ilişkin estetik değerlerin politik ayrımları törpüleyebilmesidir. Araştırmamı yaparken bu durumu özellikle göz önünde tutmaya özen gösterdim.
Dönem şiirinin çerçevesini iyi çizebilmek için önce, kuşak kavramından ne anladığımı belirtmem gerekiyordu. Bu bakımdan, araştırmamın ilk bölümünde kuşak kavramını açıklamaya ve kavramın 1980 sonrası bağlamında hangi çerçevede kullanıldığını izah etmeye çalıştım. Kavramın 1980 öncesi ve sonrasındaki kullanılışlarına örnekler vererek şiir tarihimizde kuşak (nesil) ayrımlarına dikkat çektim. 1980lerin sosyolojik durumunun belirlenmesi yine bu bölümün konuları arasındadır. Bölüm sonunda 1980lerdeki, dergi etkinliklerine eğilerek kuşağın poetik karakterini ortaya koymayı istedim.
İkinci bölüm, 1980 Kuşağı şairlerinin poetik eğilimlerine ayrılmıştır. Bu bölümde belli şairlerin oluşturduğu gruplar çerçevesinde poetik anlayışları ele alarak bunlar arasındaki farklılıkları, benzerlikleri, geçişleri incelemeye çalıştım. İmgeci şiirden anlatımcı (narrative) şiire, mistik-metafizikçilerden toplumcu gerçekçilere çeşitli şiir anlayışları bu bölümün ana dokusunu oluşturmaktadır. Elbette, 1980lerde söz konusu eğilimlere bağlı şairlerin hepsini buraya dahil edemedim, buna imkân da yoktu zaten; bu nedenle temsil yeteneği taşıdıklarına inandıklarımı inceledim. Bu bölümde ele aldığım şairlerin bütün kitaplarına değinmeye çabaladım. Fakat, çok kitap çıkarmış olanların bütün kitaplarına tek tek değinmeyi gereksiz bularak, yine, o şairi temsil edebilecek kitaplara ağırlık verdim. Üçüncü bölümde kuşak şairlerinin geleneğe ve ustalara bakışına odaklanarak Türk şiiri tarihinin bu dönemdeki yansımalarını ele aldım. Son bölümde ise, önceki zamanlara da eğilerek araştırmaya konu olan poetik yönelimlerden örnekler vermeye ve şiirler üzerinde küçük belirlemeler yapmaya çaba gösterdim.
Biraz önce de belirttiğim gibi, 1980 Kuşağı, poetikasını dergilerde geliştirmiş bir kuşak olduğundan, araştırmamın ana kaynağını dönemin büyüklü küçüklü dergileri oluşturdu. Dipnotların büyük bir kısmının dergilere göndermesinin nedeni budur. Şunu da söylemeliyim ki, bazı kısımlarda alıntıların fazlaca görünmesi, çok sayıda dergiden topladığım birinci elden verilerin göz önüne çıkmasını istememden kaynaklanıyor.
Dönem şiiri hakkında 1980lerin ortalarından beri oluşturmaya çalıştığım kendi arşivim yanında kütüphanelerde ve yayınevlerinin özel arşivlerinde dergi taraması yaparak kaynaklara ulaşmaya çalıştım. Ülkemizde arşivcilik geleneği maalesef pek yerleşmediğinden küçük dergilerin ancak bazı sayılarına ulaşabildim. Dönemin şiiri hakkında yapılmış kitap boyutunda bir araştırma henüz mevcut olmadığından, ne yazık ki belli antolojiler veya edebiyatçı ansiklopedileri dışında araştırmamda bana yardımcı olacak kitap yoktu. Bu araştırmanın, olabildiği kadar, bu açığı kapatmasını dilerim. - Dr. Bâki Asiltürk
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.