9786055980801
114022
https://www.turkishbooks.com/books/terorle-mali-ve-hukuki-mucadele-p114022.html
Terörle Mali ve Hukuki Mücadele
4.56
11 Eylül sonrasında Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası örgütlerin teröre karşı başlattığı savaşın en önemli stratejilerinden birini, Afganistan gibi terör örgütlerine yardım eden ve teröristlere güvenli bölgeler oluşturan devletlerin desteğini kesmek oluşturmuştur. Bu strateji ile terör örgütlerinin faaliyetlerini sürdürebilmek için ihtiyaç duydukları güvenli bölgeler, mali kaynaklar, teçhizat, eğitim, teknoloji, serbest dolaşım gibi bir takım unsurlara ulaşmaları önlenmek istenmiştir. Bu çerçevede terörle ve terörün mali kaynakları ile mücadeleye ilişkin başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası faaliyet gösteren örgütler nezdinde bir çok uluslararası sözleşme hazırlanmıştır. Türkiye, bu sözleşmelerin pek çoğunu imzalamış, uygun bulma kanunları ile onaylamış ve Anayasanın 90 ncı maddesi gereği mevzuatını bu sözleşme hükümlerine uygun hale getirme yükümlülüğü altına girmiştir.
Diğer taraftan terörden dünyada en fazla ıstırap çeken, insanını kaybeden, para ve zaman kaybına uğrayan devletlerin başında gelen Türkiye, 11 Eylül öncesi -Terörle Mücadele Kanunu- na sahip ender ülkelerden biridir. -Terör suçları ve terör suçlarının soruşturma, kovuşturma ve infaz rejimi- ne ilişkin özel hükümler 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda yer almaktadır. Bu çerçevede kolluk güçleri, terör suçunun işlenmesi durumunda; suç ve suç sanıkları ile bunlara ait delillerin tespiti, suç sanıklarının yakalanması ve adli mercilere teslimi safhaları ile ilgili olarak -Adli nitelikte görevleri- ni yerine getirirken uygulayacağı; yakalama, arama, el koyma, iletişimin dinlenmesi ve tespiti, gizli görevliden yararlanma, şüphelinin bulunduğu yerin teknik araçlarla izlenmesi gibi soruşturma tedbirlerini 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda yer alan usul ve esaslara göre, her hangi özel bir hüküm yer almıyorsa, genel mevzuata göre yerine getirecektir.
Avrupa Birliğine uyum süreci içerisinde demokratikleşme yolunda atılan adımlar doğrultusunda, 01. 06. 2005 tarihinde yürürlüğe giren ve reform mahiyetindeki 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunundaki düzenlemeler ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun uyumunu sağlamak ihtiyacı doğmuş olup, ihtiyacı karşılamak amacıyla 29. 06. 2006 tarihli ve 5532 sayılı Kanun Türkiye Büyük Millet Meclisinde onaylanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu eser, uluslararası metinlerde terörle ve terörün mali kaynaklarına ilişkin düzenlemeler ile başta 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu olmak üzere kolluk kuvvetlerini ilgilendiren mevzuatta gerçekleşen değişiklikler ve bu değişiklikler çerçevesinde terör suçlarının soruşturulması, kovuşturulması ve infazına ilişkin usul ve esasların ortaya konması; terör ve terörün mali kaynakları ile mücadelede yeni yaklaşımlar ve yeni suç türlerinin açıklanması; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun yeni felsefesi çerçevesinde kolluk kuvvetlerinin suç soruşturmalarında ortaya çıkması muhtemel aksaklıkların önlenmesi ve uygulamacı birimlerin ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için kaleme alınmıştır. Bu eserle kolluk kuvvetlerinin görevden doğan ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, güvenliği sağlamaktan sorumlu kurumların mensupları ile güvenlik üzerine hizmet vermek amacıyla eğitim gören öğrencilerin ve çeşitli hizmet içi eğitim sınavlarına hazırlanan kolluk personelinin faydalanması hedeflenmiştir.
Avrupa Birliğine uyum yasalarının 01. 06. 2005 tarihinde yürürlüğe girmesiyle, konunun uzmanlarının bile çözmekte zorlandığı ve içinden çıkamadığı mevzuat karmaşası nedeniyle kolluk personelinin bir kısmı suç soruşturmasını tam olarak bilememekte ve gönül rahatlığı ile görev ifa edememektedir. Bu durum daha özel düzenlemelerin yer aldığı -Terörle mücadele- alanında önem arz etmektedir. Zira, suç ve suçlularla sürekli mücadele halinde bulunan kolluk güçleri, suç şebekelerinin iftiraları ile karşı karşıya kalabilmektedir. Bu çerçevede, ders kitabı niteliği yanı sıra, uygulamaya dönük bilgilere yer verilen, yüksek mahkeme kararları da irdelenerek uygulamada tereddüde düşülen bir çok konuya açıklık getirilen ve az sayıda eserin yer alması dolayısıyla önemli bir boşluğu dolduran çalışmanın fayda sağlayacağı umulmaktadır.
Çalışmamızda, kaynak tarama yöntemi kullanılmıştır. Terör, terörizm, karapara, terörizmin finansmanı konusunda yazılmış makale, kitap, tez v. b kaynaklar başta olmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü arşivlerinden gizlilik derecesi olmayan bilgi, belge ve dökümanlar taranmıştır. Araştırmanın yapılmasında karşılaşılan en büyük sınırlılık ise konu ile ilgili çalışmaların azlığı ve bazı kaynakların gizliliğidir. Bu bağlamda Emniyet Genel Müdürlüğü Arşivlerinden gizlilik dereceli evrak olmamak kaydıyla önemli ölçüde faydalanılmıştır.
Çalışmamızın birinci bölümünde, terörün tanımlama sorunu üzerinde durulduktan sonra terörün unsurları, nedenleri, çeşitleri incelenecektir.
İkinci bölümde ise terör örgütlerinin finans kaynakları ve terör örgütleri ile organize suç örgütleri arasındaki ilişkiler, terörün mali kaynakları ile mücadelenin teröre karşı mücadelenin önemli bir unsuru olduğu, 11 Eylül sonrası Birleşmiş Milletler ve FATF gibi uluslararası faaliyet gösteren örgütlerin ve Türkiyenin terörün mali kaynaklarına yönelik geliştirdikleri tedbirler açıklanmaya çalışılacaktır.
Üçüncü bölümde, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun birinci maddesinde tanımı yapılan ve aynı Kanunun 3 ncü ve 4 ncü maddelerinde somutlaşan terör suçlarının soruşturulması, kovuşturulması ve infazı 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu referans kabul edilerek ifade edilmeye çalışılacaktır.
Sonuç bölümünde ise terörle mali ve hukuki mücadele için çalışmamızda ortaya konan tezler değerlendirilerek, terörle mücadele konusunda yasal ve kurumsal alanda alınması gereken önlemler üzerinde durulacaktır.
11 Eylül sonrasında Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası örgütlerin teröre karşı başlattığı savaşın en önemli stratejilerinden birini, Afganistan gibi terör örgütlerine yardım eden ve teröristlere güvenli bölgeler oluşturan devletlerin desteğini kesmek oluşturmuştur. Bu strateji ile terör örgütlerinin faaliyetlerini sürdürebilmek için ihtiyaç duydukları güvenli bölgeler, mali kaynaklar, teçhizat, eğitim, teknoloji, serbest dolaşım gibi bir takım unsurlara ulaşmaları önlenmek istenmiştir. Bu çerçevede terörle ve terörün mali kaynakları ile mücadeleye ilişkin başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası faaliyet gösteren örgütler nezdinde bir çok uluslararası sözleşme hazırlanmıştır. Türkiye, bu sözleşmelerin pek çoğunu imzalamış, uygun bulma kanunları ile onaylamış ve Anayasanın 90 ncı maddesi gereği mevzuatını bu sözleşme hükümlerine uygun hale getirme yükümlülüğü altına girmiştir.
Diğer taraftan terörden dünyada en fazla ıstırap çeken, insanını kaybeden, para ve zaman kaybına uğrayan devletlerin başında gelen Türkiye, 11 Eylül öncesi -Terörle Mücadele Kanunu- na sahip ender ülkelerden biridir. -Terör suçları ve terör suçlarının soruşturma, kovuşturma ve infaz rejimi- ne ilişkin özel hükümler 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda yer almaktadır. Bu çerçevede kolluk güçleri, terör suçunun işlenmesi durumunda; suç ve suç sanıkları ile bunlara ait delillerin tespiti, suç sanıklarının yakalanması ve adli mercilere teslimi safhaları ile ilgili olarak -Adli nitelikte görevleri- ni yerine getirirken uygulayacağı; yakalama, arama, el koyma, iletişimin dinlenmesi ve tespiti, gizli görevliden yararlanma, şüphelinin bulunduğu yerin teknik araçlarla izlenmesi gibi soruşturma tedbirlerini 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda yer alan usul ve esaslara göre, her hangi özel bir hüküm yer almıyorsa, genel mevzuata göre yerine getirecektir.
Avrupa Birliğine uyum süreci içerisinde demokratikleşme yolunda atılan adımlar doğrultusunda, 01. 06. 2005 tarihinde yürürlüğe giren ve reform mahiyetindeki 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunundaki düzenlemeler ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun uyumunu sağlamak ihtiyacı doğmuş olup, ihtiyacı karşılamak amacıyla 29. 06. 2006 tarihli ve 5532 sayılı Kanun Türkiye Büyük Millet Meclisinde onaylanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu eser, uluslararası metinlerde terörle ve terörün mali kaynaklarına ilişkin düzenlemeler ile başta 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu olmak üzere kolluk kuvvetlerini ilgilendiren mevzuatta gerçekleşen değişiklikler ve bu değişiklikler çerçevesinde terör suçlarının soruşturulması, kovuşturulması ve infazına ilişkin usul ve esasların ortaya konması; terör ve terörün mali kaynakları ile mücadelede yeni yaklaşımlar ve yeni suç türlerinin açıklanması; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun yeni felsefesi çerçevesinde kolluk kuvvetlerinin suç soruşturmalarında ortaya çıkması muhtemel aksaklıkların önlenmesi ve uygulamacı birimlerin ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için kaleme alınmıştır. Bu eserle kolluk kuvvetlerinin görevden doğan ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, güvenliği sağlamaktan sorumlu kurumların mensupları ile güvenlik üzerine hizmet vermek amacıyla eğitim gören öğrencilerin ve çeşitli hizmet içi eğitim sınavlarına hazırlanan kolluk personelinin faydalanması hedeflenmiştir.
Avrupa Birliğine uyum yasalarının 01. 06. 2005 tarihinde yürürlüğe girmesiyle, konunun uzmanlarının bile çözmekte zorlandığı ve içinden çıkamadığı mevzuat karmaşası nedeniyle kolluk personelinin bir kısmı suç soruşturmasını tam olarak bilememekte ve gönül rahatlığı ile görev ifa edememektedir. Bu durum daha özel düzenlemelerin yer aldığı -Terörle mücadele- alanında önem arz etmektedir. Zira, suç ve suçlularla sürekli mücadele halinde bulunan kolluk güçleri, suç şebekelerinin iftiraları ile karşı karşıya kalabilmektedir. Bu çerçevede, ders kitabı niteliği yanı sıra, uygulamaya dönük bilgilere yer verilen, yüksek mahkeme kararları da irdelenerek uygulamada tereddüde düşülen bir çok konuya açıklık getirilen ve az sayıda eserin yer alması dolayısıyla önemli bir boşluğu dolduran çalışmanın fayda sağlayacağı umulmaktadır.
Çalışmamızda, kaynak tarama yöntemi kullanılmıştır. Terör, terörizm, karapara, terörizmin finansmanı konusunda yazılmış makale, kitap, tez v. b kaynaklar başta olmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü arşivlerinden gizlilik derecesi olmayan bilgi, belge ve dökümanlar taranmıştır. Araştırmanın yapılmasında karşılaşılan en büyük sınırlılık ise konu ile ilgili çalışmaların azlığı ve bazı kaynakların gizliliğidir. Bu bağlamda Emniyet Genel Müdürlüğü Arşivlerinden gizlilik dereceli evrak olmamak kaydıyla önemli ölçüde faydalanılmıştır.
Çalışmamızın birinci bölümünde, terörün tanımlama sorunu üzerinde durulduktan sonra terörün unsurları, nedenleri, çeşitleri incelenecektir.
İkinci bölümde ise terör örgütlerinin finans kaynakları ve terör örgütleri ile organize suç örgütleri arasındaki ilişkiler, terörün mali kaynakları ile mücadelenin teröre karşı mücadelenin önemli bir unsuru olduğu, 11 Eylül sonrası Birleşmiş Milletler ve FATF gibi uluslararası faaliyet gösteren örgütlerin ve Türkiyenin terörün mali kaynaklarına yönelik geliştirdikleri tedbirler açıklanmaya çalışılacaktır.
Üçüncü bölümde, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun birinci maddesinde tanımı yapılan ve aynı Kanunun 3 ncü ve 4 ncü maddelerinde somutlaşan terör suçlarının soruşturulması, kovuşturulması ve infazı 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu referans kabul edilerek ifade edilmeye çalışılacaktır.
Sonuç bölümünde ise terörle mali ve hukuki mücadele için çalışmamızda ortaya konan tezler değerlendirilerek, terörle mücadele konusunda yasal ve kurumsal alanda alınması gereken önlemler üzerinde durulacaktır.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.