2029140100039
72287
https://www.turkishbooks.com/books/temmuz-sozler-p72287.html
Temmuz Sözler
0.888
Şiirleri yanında çoğu tarihsel, siyasal ve biyografik araştırmaları, makaleleri, çeşitli gazete ve dergilerde yer bulan Ercüment Âsaf Yanıç´ın Ağustos 2004´de Mozaik Yayınları´ndan yayınlanan "Erguvanî" isimli şiir kitabında yaşam öyküsü, "Kırk Satırda" başlığı altında şöyle resimlenmekte...
Elli´li senelerde Gaziantep´te doğmuşum,
oku da öğren herşeyi, belle bitamam demişler;
ilk, orta, lise derken bende,
bellemişim, öğrenmişim bir şeyler;
sonu yok öğrenmenin diyerek, sonunda,
yedi tepeli büyük kente gitmişim...
Kap kara döşeli taşlarında kanlı güller açar,
bir meydanmış, Beyazıt Meydanı,
özgürlük kokar ve dönermiş kuşlar durmadan;
konarlarmış meydana, kalkarlarmış bir yandan...
Süleymaniye´ye komşu ve ele geçmezmiş hiç,
taş yapıları çevirir, sanırsın bir kaleymiş,
o fildişi kulelerin içinde,
ilim öğretir, irfan belletirlermiş...
Emekçiliğim muhabirlikle başlamış,
ve geçenle elime, yetinmeyi öğrenmişim;
gazetecilikten geçinmişim de o yıllarda, onurla,
sonraları sakınmışım hep,
hiç gazeteci geçinmemişim...
Epey de diploma vermişler bana,
ne duvara asmışım onları,
ve kazanç kapısı deyip, ne de satmışım;
öğrendiğim ekonomi ekmeğimi büyütmemiş,
siyaseti ilim diye okumuş bilmişim,
içine girip görmüşüm ki, siyaset:
halka rağmen halk için, halkın sırtına binmekmiş...
Dağıtmışım ürettiklerimi hep, üleşmemişim bile,
kamuydu, özeldi ve kendi işimdi derken,
geçmiş seneler, devirmişim gençliği...
Sevmişim, sevilmişim, evlenmişim de;
iyi de etmişim:
bebek kokuları burnumda tüter,
iki de kızım olmuş,
ve büyütüp boyumca, yetiştirmişim;
yüklenecek kırk katırlık neyim kalmış,
kırk satırda bir yaşammış;
gelmişim bu güne:
eskilerden yenilerden,
söylenecek sözüm varmış;
düşmüşüm yola, merhabayla...
Şiirleri yanında çoğu tarihsel, siyasal ve biyografik araştırmaları, makaleleri, çeşitli gazete ve dergilerde yer bulan Ercüment Âsaf Yanıç´ın Ağustos 2004´de Mozaik Yayınları´ndan yayınlanan "Erguvanî" isimli şiir kitabında yaşam öyküsü, "Kırk Satırda" başlığı altında şöyle resimlenmekte...
Elli´li senelerde Gaziantep´te doğmuşum,
oku da öğren herşeyi, belle bitamam demişler;
ilk, orta, lise derken bende,
bellemişim, öğrenmişim bir şeyler;
sonu yok öğrenmenin diyerek, sonunda,
yedi tepeli büyük kente gitmişim...
Kap kara döşeli taşlarında kanlı güller açar,
bir meydanmış, Beyazıt Meydanı,
özgürlük kokar ve dönermiş kuşlar durmadan;
konarlarmış meydana, kalkarlarmış bir yandan...
Süleymaniye´ye komşu ve ele geçmezmiş hiç,
taş yapıları çevirir, sanırsın bir kaleymiş,
o fildişi kulelerin içinde,
ilim öğretir, irfan belletirlermiş...
Emekçiliğim muhabirlikle başlamış,
ve geçenle elime, yetinmeyi öğrenmişim;
gazetecilikten geçinmişim de o yıllarda, onurla,
sonraları sakınmışım hep,
hiç gazeteci geçinmemişim...
Epey de diploma vermişler bana,
ne duvara asmışım onları,
ve kazanç kapısı deyip, ne de satmışım;
öğrendiğim ekonomi ekmeğimi büyütmemiş,
siyaseti ilim diye okumuş bilmişim,
içine girip görmüşüm ki, siyaset:
halka rağmen halk için, halkın sırtına binmekmiş...
Dağıtmışım ürettiklerimi hep, üleşmemişim bile,
kamuydu, özeldi ve kendi işimdi derken,
geçmiş seneler, devirmişim gençliği...
Sevmişim, sevilmişim, evlenmişim de;
iyi de etmişim:
bebek kokuları burnumda tüter,
iki de kızım olmuş,
ve büyütüp boyumca, yetiştirmişim;
yüklenecek kırk katırlık neyim kalmış,
kırk satırda bir yaşammış;
gelmişim bu güne:
eskilerden yenilerden,
söylenecek sözüm varmış;
düşmüşüm yola, merhabayla...
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.