Talihli Kız

Tecavüze uğradığım dehlizde (...) bir kız öldürülmüş, cesedi parçalara ayrılmış. Bana bu hikâyeyi polisler anlattı. Karşılaştırılacak olursa, benim talihli olduğumu söylediler. Alice Sebold, üniversiteye başladığı yıl, okulun yakınlarındaki parkta tecavüze uğrar. Bu saldırı, hayatını etkileyecek bir baskı zincirinin ilk halkasını oluşturacaktır. Kendisine manalı bakışlar yönelten, onu kafalarındaki tecavüz kurbanı rolüne oturtmaya çalışan insanlarla yüzleşmesi bir yana, öğretmenleriyle, en yakın arkadaşlarıyla ve ailesiyle de yeni bir ilişki kurmak zorunda kalacaktır. Sebold, saldırının ardından çetin bir hukuki mücadele verirken, bunaltıcı bir çevreyle başa çıkmaya çalışır. Sebold'un kitabı yalnızca bir tecavüz anlatısı değil, kendi kimliğini oluşturmanın, olgunlaşmanın, bir ayakta kalma mücadelesinin öyküsü aynı zamanda. Talihli Kız'ın başarısı, sitem etmek yerine mücadele etmenin gerekçelerini görmeye ve göstermeye çalışmasında, yaşadıklarını etkileyici bir edebi üslupla okurla paylaşabilmesinde: Kimse kimseyi herhangi bir yerden çekip çıkaramaz. Kendinizi kurtarabilirseniz ne âlâ, yoksa kurtulamaz, kalırsınız. Talihli Kız'ı bir nefeste okurken, şiddetin beraberinde getirdiği yalnızlık hissinin dehşetiyle sarsıldım. Tecavüzle nasıl başa çıktığını ve adalet arayışını, incelikli, eğlenceli ve keskin bir üslupla anlatan Sebold bu yalnızlığa son vermeyi başarmış. Biz okuyucular, bundan yararlandığımız için şanslıyız. Margot Livesey 'Tecavüz anıları' okumak tercihleriniz arasında yer almıyor olabilir; ilk beş sayfayı okuduktan sonra Alice Sebold'un kitabına kendinizi kaptıracaksınız. Sally Eckhoff (salon.com)