Süveyş'in Batısında Arap Milliyetçiliği -mısır ve Nasırcılık-

Stok Kodu:
9789756398098
Basım Yeri:
İstanbul
%20 indirimli
7.50
6.00
9789756398098
36480
Süveyş'in Batısında Arap Milliyetçiliği -mısır ve Nasırcılık-
Süveyş'in Batısında Arap Milliyetçiliği -mısır ve Nasırcılık-
6.00
Türkiye'nin 1950'li yıllarda uluslararası alanda sahip olduğu tercih ve yönelimler nedeniyle bağlantısızlık siyaseti güden Nasır iktidarının oluşumu, iç ve dış siyaset uygulamaları ülkemizde akademik çevrelerde yeterince ele alınmadı. Osmanlı mirası, sömürgelik deneyimi, 1930 ve 1940'ların kentli sınıfsal dinamikleri, Arap milliyetçiliğinin maddi ve düşünsel temelleri Türkiye'de uzunca bir dönem gündeme giremedi. Oysa ki Mısır 1950 ve 1960'larda bağlantısızlık hareketi içinde şekillenen güçlü ve kişilikli konumu ile derinlemesine tartışılması gereken bir örnek oluşturmaktaydı. Bir dönem Arap milliyetçiliği hareketinin taşıyıcılığını üstlenen Mısır, Arap, İslâm ve Akdeniz uygarlığına yaslanan kültürüyle, tarihsel, etnik ve kültürel bağlara sahip olduğu diğer Arap halkları ve Ortadoğu ülkelerinden farklı özellikler taşımaktaydı. 19.yüzyılda Batı ülkeleriyle ilişkiler ve Osmanlı etkisi ile güçlenen tarihsel arka plan sayesinde edinilen bu nitelikler, Arap-lsrail çatışmasının öne çıktığı bir zeminde gözardı edildi. Bugün Mısır benzeri zengin deneyimler üzerinde odaklanan araştırmaların önünü kesen bir faktör daha söz konusu. Nasıl sömürgecilik ilkel ilan ettiği dünyaya uygarlık taşıma iddiasında bulunduysa, bugün de batı kapitalizmi piyasa demokrasisi, küreselleşme söylemiyle sınırlarını genişletmeye çalışıyor. Bu genişlemenin ideolojisi, tek tek ülke ve bölgelerin toplumsal, siyasal zenginliklerini gölgede bırakıyor. Günümüzde esen rüzgarlar dikkatleri ya hakkında güzellemeler yazılan küresel düzleme ya da birbirini etkileme şansı olamayacak ölçüde daraltılmış mikro ölçeklere, mikro tarihçiliğe yönlendiriyor. Bu durumda Mısır'ın, belki de en önemlilerinden birini ürettiği bağımsızlıkçı, kalkınmacı deneyler çok daha fazla tartışılmayı, araştırılmayı hak ediyor; kuşkusuz eleştirel bir gözle ve yerelciliğe düşmeksizin... (Arka kapaktan)
Türkiye'nin 1950'li yıllarda uluslararası alanda sahip olduğu tercih ve yönelimler nedeniyle bağlantısızlık siyaseti güden Nasır iktidarının oluşumu, iç ve dış siyaset uygulamaları ülkemizde akademik çevrelerde yeterince ele alınmadı. Osmanlı mirası, sömürgelik deneyimi, 1930 ve 1940'ların kentli sınıfsal dinamikleri, Arap milliyetçiliğinin maddi ve düşünsel temelleri Türkiye'de uzunca bir dönem gündeme giremedi. Oysa ki Mısır 1950 ve 1960'larda bağlantısızlık hareketi içinde şekillenen güçlü ve kişilikli konumu ile derinlemesine tartışılması gereken bir örnek oluşturmaktaydı. Bir dönem Arap milliyetçiliği hareketinin taşıyıcılığını üstlenen Mısır, Arap, İslâm ve Akdeniz uygarlığına yaslanan kültürüyle, tarihsel, etnik ve kültürel bağlara sahip olduğu diğer Arap halkları ve Ortadoğu ülkelerinden farklı özellikler taşımaktaydı. 19.yüzyılda Batı ülkeleriyle ilişkiler ve Osmanlı etkisi ile güçlenen tarihsel arka plan sayesinde edinilen bu nitelikler, Arap-lsrail çatışmasının öne çıktığı bir zeminde gözardı edildi. Bugün Mısır benzeri zengin deneyimler üzerinde odaklanan araştırmaların önünü kesen bir faktör daha söz konusu. Nasıl sömürgecilik ilkel ilan ettiği dünyaya uygarlık taşıma iddiasında bulunduysa, bugün de batı kapitalizmi piyasa demokrasisi, küreselleşme söylemiyle sınırlarını genişletmeye çalışıyor. Bu genişlemenin ideolojisi, tek tek ülke ve bölgelerin toplumsal, siyasal zenginliklerini gölgede bırakıyor. Günümüzde esen rüzgarlar dikkatleri ya hakkında güzellemeler yazılan küresel düzleme ya da birbirini etkileme şansı olamayacak ölçüde daraltılmış mikro ölçeklere, mikro tarihçiliğe yönlendiriyor. Bu durumda Mısır'ın, belki de en önemlilerinden birini ürettiği bağımsızlıkçı, kalkınmacı deneyler çok daha fazla tartışılmayı, araştırılmayı hak ediyor; kuşkusuz eleştirel bir gözle ve yerelciliğe düşmeksizin... (Arka kapaktan)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat