9786050604818
493586
https://www.turkishbooks.com/books/sungu-ve-yara-p493586.html
Süngü ve Yara Dersim 38 Katliam ve Sürgün Tanıklıkları
7.2
"Gruplar halinde köylere giren askerler, köylülere;
"Şayet silahlarınızı teslim ederseniz, size Elazığ
ovasında toprak dağıtıp, tapusunu vereceğiz. Mal-mülk
sahibi olacaksınız" diyorlardı. Birçok köylü, kulağa hoş
gelen bu yalana kanıp, silahlarını teslim etmişti."
"Komutan, Seyit Rıza'yı karakola "ikna" yemeğine
davet etmişti. Seyit Rıza, nihayetinde yemek davetini
kabul edip, bir öğlen vakti kalabalık bir halde Zeranik
köyüne girdi.
Komutan, Seyit Rıza'yı sevinçle karşıladı. Bir taraftan
kazanlarda et kaynarken diğer yandan, ateşte kuzu
çevriliyordu. Bu davet gizli tutulmuştu. Seyit Rıza'nın
milisleri karakola, omuzlarındaki tüfeklerin namlularının
ucu yere çevrili bir şekilde gelmişlerdi. Bu barış ve
ateşkesin bir simgesiydi."
Elinizdeki kitap, okura, 1937-1938 yıllarında Dersim'de
yapılan katliamı bizzat yaşayanların tanıklıklarını
sunuyor.
O yıllarda henüz çocuk yaştayken annelerinin,
babalarının, kardeşlerinin, akrabalarının ve
arkadaşlarının öldürülmelerine tanık olan, kendileri
'şans' eseri, kurtulan sonra da topraklarından koparılıp
sürgün edilenlerin hikâyeleri bunlar. Yusuf Baran
Beyi'nin 'yanı başındaki tarih'e kulak vermesinin ürünü
olan bu kitapta, Cumhuriyet tarihinin örtülü
sayfalarından biri olan Dersim, akademik ve politik
tartışmanın nesnesi olmaktan çıkıp bizzat söz alıyor.
"Şayet silahlarınızı teslim ederseniz, size Elazığ
ovasında toprak dağıtıp, tapusunu vereceğiz. Mal-mülk
sahibi olacaksınız" diyorlardı. Birçok köylü, kulağa hoş
gelen bu yalana kanıp, silahlarını teslim etmişti."
"Komutan, Seyit Rıza'yı karakola "ikna" yemeğine
davet etmişti. Seyit Rıza, nihayetinde yemek davetini
kabul edip, bir öğlen vakti kalabalık bir halde Zeranik
köyüne girdi.
Komutan, Seyit Rıza'yı sevinçle karşıladı. Bir taraftan
kazanlarda et kaynarken diğer yandan, ateşte kuzu
çevriliyordu. Bu davet gizli tutulmuştu. Seyit Rıza'nın
milisleri karakola, omuzlarındaki tüfeklerin namlularının
ucu yere çevrili bir şekilde gelmişlerdi. Bu barış ve
ateşkesin bir simgesiydi."
Elinizdeki kitap, okura, 1937-1938 yıllarında Dersim'de
yapılan katliamı bizzat yaşayanların tanıklıklarını
sunuyor.
O yıllarda henüz çocuk yaştayken annelerinin,
babalarının, kardeşlerinin, akrabalarının ve
arkadaşlarının öldürülmelerine tanık olan, kendileri
'şans' eseri, kurtulan sonra da topraklarından koparılıp
sürgün edilenlerin hikâyeleri bunlar. Yusuf Baran
Beyi'nin 'yanı başındaki tarih'e kulak vermesinin ürünü
olan bu kitapta, Cumhuriyet tarihinin örtülü
sayfalarından biri olan Dersim, akademik ve politik
tartışmanın nesnesi olmaktan çıkıp bizzat söz alıyor.
"Gruplar halinde köylere giren askerler, köylülere;
"Şayet silahlarınızı teslim ederseniz, size Elazığ
ovasında toprak dağıtıp, tapusunu vereceğiz. Mal-mülk
sahibi olacaksınız" diyorlardı. Birçok köylü, kulağa hoş
gelen bu yalana kanıp, silahlarını teslim etmişti."
"Komutan, Seyit Rıza'yı karakola "ikna" yemeğine
davet etmişti. Seyit Rıza, nihayetinde yemek davetini
kabul edip, bir öğlen vakti kalabalık bir halde Zeranik
köyüne girdi.
Komutan, Seyit Rıza'yı sevinçle karşıladı. Bir taraftan
kazanlarda et kaynarken diğer yandan, ateşte kuzu
çevriliyordu. Bu davet gizli tutulmuştu. Seyit Rıza'nın
milisleri karakola, omuzlarındaki tüfeklerin namlularının
ucu yere çevrili bir şekilde gelmişlerdi. Bu barış ve
ateşkesin bir simgesiydi."
Elinizdeki kitap, okura, 1937-1938 yıllarında Dersim'de
yapılan katliamı bizzat yaşayanların tanıklıklarını
sunuyor.
O yıllarda henüz çocuk yaştayken annelerinin,
babalarının, kardeşlerinin, akrabalarının ve
arkadaşlarının öldürülmelerine tanık olan, kendileri
'şans' eseri, kurtulan sonra da topraklarından koparılıp
sürgün edilenlerin hikâyeleri bunlar. Yusuf Baran
Beyi'nin 'yanı başındaki tarih'e kulak vermesinin ürünü
olan bu kitapta, Cumhuriyet tarihinin örtülü
sayfalarından biri olan Dersim, akademik ve politik
tartışmanın nesnesi olmaktan çıkıp bizzat söz alıyor.
"Şayet silahlarınızı teslim ederseniz, size Elazığ
ovasında toprak dağıtıp, tapusunu vereceğiz. Mal-mülk
sahibi olacaksınız" diyorlardı. Birçok köylü, kulağa hoş
gelen bu yalana kanıp, silahlarını teslim etmişti."
"Komutan, Seyit Rıza'yı karakola "ikna" yemeğine
davet etmişti. Seyit Rıza, nihayetinde yemek davetini
kabul edip, bir öğlen vakti kalabalık bir halde Zeranik
köyüne girdi.
Komutan, Seyit Rıza'yı sevinçle karşıladı. Bir taraftan
kazanlarda et kaynarken diğer yandan, ateşte kuzu
çevriliyordu. Bu davet gizli tutulmuştu. Seyit Rıza'nın
milisleri karakola, omuzlarındaki tüfeklerin namlularının
ucu yere çevrili bir şekilde gelmişlerdi. Bu barış ve
ateşkesin bir simgesiydi."
Elinizdeki kitap, okura, 1937-1938 yıllarında Dersim'de
yapılan katliamı bizzat yaşayanların tanıklıklarını
sunuyor.
O yıllarda henüz çocuk yaştayken annelerinin,
babalarının, kardeşlerinin, akrabalarının ve
arkadaşlarının öldürülmelerine tanık olan, kendileri
'şans' eseri, kurtulan sonra da topraklarından koparılıp
sürgün edilenlerin hikâyeleri bunlar. Yusuf Baran
Beyi'nin 'yanı başındaki tarih'e kulak vermesinin ürünü
olan bu kitapta, Cumhuriyet tarihinin örtülü
sayfalarından biri olan Dersim, akademik ve politik
tartışmanın nesnesi olmaktan çıkıp bizzat söz alıyor.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.