9786052246689
493368
https://www.turkishbooks.com/books/sular-divani-p493368.html
Sular Divanı
4.8
İbrahim Halil Baran'ın "Sular Divanı" adlı şiir kitabı, yeni baskısıyla Avesta'da.
Hilmi Yavuz, İbrahim Halil Baran şiirine ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: "İbrahim Halil
Baran ürkütücü imgelerle inşa ediyor şiirini. Ürkütücü, evet, çünkü imgesel bir Kıyamet'i
betimliyor. "kendinde bir talan adamı olarak kal[an]" ve "ruhunu elmas bir yarayla
döven" bir şairin kıyametini... Sular Divanı'nın adından da anlaşılacağı gibi Tufan'la
gelecek bir Kıyamet bu: "su ve su"yla taşan, neredeyse her dizesini suyla Tufan'a
dönüştüren bir şiir...
Bu Kıyamet ya da Tufan, bize artık "ruhların ve çiçeklerin vaktinde" olmadığımızı
bildiriyor. Şair, "yatağında akrep kokusu"yla ve sanki "taşla gül arasında uyuyan
gençliği"yle Nuh'un gemisindedir. Tufan'a "biat etmeyen" bir şairdir o. Ve gemi, "evlat
edindiği söz"ün bile yetmediği bir Blake evrenine doğru yol alıyor, "yanlış bir şehre
demirlerini atan" bir denizi düzelterek...İbrahim Halil Baran; şiirde bir Tufan'ın kaptanı..."
Mehmet H. Doğan, "Sular Divanı" için şunları söylüyor: "Nicedir, ortak dili, sözcükleri ve
havasıyla yeni bir şiirin ayak sesleri geliyor "doğu"dan. İbrahim Halil Baran gibi genç bir
şairin şiirinde de aynı sesi buldum: umut değil acı emziren; sevgilinin memelerinden "süt
yerine kan"ın aktığı; meleklerin "ibriklerden kirli sular içtiği"; kendi içinde kavrulup duran,
yüzü gülmeyen bir şiir. Ama yine de "ceylan diriliği"nde umudu ve aşkı çağırıyor."
Hilmi Yavuz, İbrahim Halil Baran şiirine ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: "İbrahim Halil
Baran ürkütücü imgelerle inşa ediyor şiirini. Ürkütücü, evet, çünkü imgesel bir Kıyamet'i
betimliyor. "kendinde bir talan adamı olarak kal[an]" ve "ruhunu elmas bir yarayla
döven" bir şairin kıyametini... Sular Divanı'nın adından da anlaşılacağı gibi Tufan'la
gelecek bir Kıyamet bu: "su ve su"yla taşan, neredeyse her dizesini suyla Tufan'a
dönüştüren bir şiir...
Bu Kıyamet ya da Tufan, bize artık "ruhların ve çiçeklerin vaktinde" olmadığımızı
bildiriyor. Şair, "yatağında akrep kokusu"yla ve sanki "taşla gül arasında uyuyan
gençliği"yle Nuh'un gemisindedir. Tufan'a "biat etmeyen" bir şairdir o. Ve gemi, "evlat
edindiği söz"ün bile yetmediği bir Blake evrenine doğru yol alıyor, "yanlış bir şehre
demirlerini atan" bir denizi düzelterek...İbrahim Halil Baran; şiirde bir Tufan'ın kaptanı..."
Mehmet H. Doğan, "Sular Divanı" için şunları söylüyor: "Nicedir, ortak dili, sözcükleri ve
havasıyla yeni bir şiirin ayak sesleri geliyor "doğu"dan. İbrahim Halil Baran gibi genç bir
şairin şiirinde de aynı sesi buldum: umut değil acı emziren; sevgilinin memelerinden "süt
yerine kan"ın aktığı; meleklerin "ibriklerden kirli sular içtiği"; kendi içinde kavrulup duran,
yüzü gülmeyen bir şiir. Ama yine de "ceylan diriliği"nde umudu ve aşkı çağırıyor."
İbrahim Halil Baran'ın "Sular Divanı" adlı şiir kitabı, yeni baskısıyla Avesta'da.
Hilmi Yavuz, İbrahim Halil Baran şiirine ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: "İbrahim Halil
Baran ürkütücü imgelerle inşa ediyor şiirini. Ürkütücü, evet, çünkü imgesel bir Kıyamet'i
betimliyor. "kendinde bir talan adamı olarak kal[an]" ve "ruhunu elmas bir yarayla
döven" bir şairin kıyametini... Sular Divanı'nın adından da anlaşılacağı gibi Tufan'la
gelecek bir Kıyamet bu: "su ve su"yla taşan, neredeyse her dizesini suyla Tufan'a
dönüştüren bir şiir...
Bu Kıyamet ya da Tufan, bize artık "ruhların ve çiçeklerin vaktinde" olmadığımızı
bildiriyor. Şair, "yatağında akrep kokusu"yla ve sanki "taşla gül arasında uyuyan
gençliği"yle Nuh'un gemisindedir. Tufan'a "biat etmeyen" bir şairdir o. Ve gemi, "evlat
edindiği söz"ün bile yetmediği bir Blake evrenine doğru yol alıyor, "yanlış bir şehre
demirlerini atan" bir denizi düzelterek...İbrahim Halil Baran; şiirde bir Tufan'ın kaptanı..."
Mehmet H. Doğan, "Sular Divanı" için şunları söylüyor: "Nicedir, ortak dili, sözcükleri ve
havasıyla yeni bir şiirin ayak sesleri geliyor "doğu"dan. İbrahim Halil Baran gibi genç bir
şairin şiirinde de aynı sesi buldum: umut değil acı emziren; sevgilinin memelerinden "süt
yerine kan"ın aktığı; meleklerin "ibriklerden kirli sular içtiği"; kendi içinde kavrulup duran,
yüzü gülmeyen bir şiir. Ama yine de "ceylan diriliği"nde umudu ve aşkı çağırıyor."
Hilmi Yavuz, İbrahim Halil Baran şiirine ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: "İbrahim Halil
Baran ürkütücü imgelerle inşa ediyor şiirini. Ürkütücü, evet, çünkü imgesel bir Kıyamet'i
betimliyor. "kendinde bir talan adamı olarak kal[an]" ve "ruhunu elmas bir yarayla
döven" bir şairin kıyametini... Sular Divanı'nın adından da anlaşılacağı gibi Tufan'la
gelecek bir Kıyamet bu: "su ve su"yla taşan, neredeyse her dizesini suyla Tufan'a
dönüştüren bir şiir...
Bu Kıyamet ya da Tufan, bize artık "ruhların ve çiçeklerin vaktinde" olmadığımızı
bildiriyor. Şair, "yatağında akrep kokusu"yla ve sanki "taşla gül arasında uyuyan
gençliği"yle Nuh'un gemisindedir. Tufan'a "biat etmeyen" bir şairdir o. Ve gemi, "evlat
edindiği söz"ün bile yetmediği bir Blake evrenine doğru yol alıyor, "yanlış bir şehre
demirlerini atan" bir denizi düzelterek...İbrahim Halil Baran; şiirde bir Tufan'ın kaptanı..."
Mehmet H. Doğan, "Sular Divanı" için şunları söylüyor: "Nicedir, ortak dili, sözcükleri ve
havasıyla yeni bir şiirin ayak sesleri geliyor "doğu"dan. İbrahim Halil Baran gibi genç bir
şairin şiirinde de aynı sesi buldum: umut değil acı emziren; sevgilinin memelerinden "süt
yerine kan"ın aktığı; meleklerin "ibriklerden kirli sular içtiği"; kendi içinde kavrulup duran,
yüzü gülmeyen bir şiir. Ama yine de "ceylan diriliği"nde umudu ve aşkı çağırıyor."
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.