Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu

Stok Kodu:
9786055412074
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
134
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2011-04
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
6.90
5.52
9786055412074
136598
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu
Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme Suçu
5.52
Suç işlendikten sonra failin tespit edilmesi ve muhakeme sürecinin yürütülmesi, bu bağlamda şüphenin ortadan kaldırılması ve kanaat elde edilmesi açısından delillerin önemi tartışmasızdır. Deliller, öncül suçu işleyen fail veya failler tarafından karartılabileceği gibi bambaşka kimseler tarafından da karartılabilir. Delillerin karartılmasına yönelik fiiller, çeşitli şekillerde ortaya çıkmaktadır. Günümüzde bu fiillerin engellenmesi ve maddi gerçeğe ulaşılmasının önemi dikkate değer bir konudur. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu, ceza muhakemesi sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi açısından önemli bir suç tipidir. Bu nedenle çalışmamızda, adliyeye karşı suçlar arasında suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun yeri tartışılmış, suçun uygulanışı Yargıtay kararları da dikkate alınarak örneklerle incelenmiş, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu ile suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu, suçluyu kayırma suçu ve tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme suçu arasında benzerlikler ve farklılıklar ortaya konulmuştur. Ayrıca, 765 Sayılı TCK ile 5237 Sayılı TCKnın aynı suça karşılık gelen maddeleri irdelenerek, uygulamadaki hataların nedenleri tespit edilmeye çalışılmıştır. GİRİŞ Adliyeye karşı suçların ceza kanunlarında devlete karşı işlenen suçlardan ayrı bir bölüm altında düzenlenmesi eski değildir. Çalışmamızda da göreceğimiz üzere, bu konuya ilişkin çeşitli görüşler mevcuttur. Geçmişte, adliyeye karşı suçların devlete karşı işlenen suçlardan ayrı bir hukuki değerinin olmadığı düşüncesi dile getirilmiş, bu bağlamda adliyeye karşı suçlarla korunmak istenen hukuki değerin devletin egemenlik yetkisinin korunması olduğu düşünülmüştür. Günümüzde, suçla mücadele için ceza adaletinin sağlanması şarttır. Ceza adaletinin sağlanması ise, ceza muhakemesinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi, adil yargılanma hakkının korunabilmesi ve neticede maddi gerçeğe ulaşılabilmesi ile mümkündür. Bu nedenlerle adliyeye karşı suçlar, koruduğu hukuki değer itibariyle devlete karşı işlenen suçlardan farklılık göstermektedir. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun konusu suç delilleridir. Deliller, ceza muhakemesinin olmazsa olmazıdır. Delillerin korunması, karartılmadan elde edilmesi ve böylelikle maddi gerçeğe uygun karar verilmesi suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu ile korunmak istenen hukuki değerdir. Adliyeye karşı suçlar arasında önemli bir yere sahip olan suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu, 5237 Sayılı TCKnın 281. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede suç delillerini yok etme, değiştirme, silme, bozma ve gizleme fiilleri suç olarak tanımlanmıştır. Suç delillerine yönelik söz konusu fiiller, 765 Sayılı TCKnın 296. maddesinde düzenlenmiştir. 296. maddede birbirinden bağımsız fiiller bir arada bulunmaktadır. İşlenen suçtan istifadeyi temin etmek, suç işleyen kişilerle ilgili kovuşturmayı yanlış yola sevk etmek, suç işleyen kişileri gizlemeye yardım etmek, hakkında yakalama veya tutuklama emri çıkartılmış kişilerin saklandığı yeri bildirmemek, suçun eser ve delillerini yok etmek, değiştirmek veya bozmak fiilleri 296. madde kapsamında yer almaktadır. Çalışmamızda iki yasa arasında düzenleme farklılıklarına değinilmiş, uygulamadan ve doktrinden örnekler verilerek suç tipine ilişkin sorunlara değinilmiştir. 765 Sayılı TCKnın 296. maddesindeki fiiller, 5237 Sayılı TCKda farklı suç tipleri halinde ayrı başlıklar altında ve anlaşılır bir dille düzenlenmiştir. Bu kapsamda suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu 281. maddede, suçluyu kayırma suçu 283. maddede, tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme suçu 284. maddede ele alınmıştır. Bu bağlamda suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun yanında bu suç tipleri de ayrıntılı olarak incelenmiştir. Çalışmamızın birinci bölümünde adliyeye karşı suç kavramı üzerinde durulmuştur. Adliyeye karşı suçların ceza kanunlarında ele alınışı, 765 Sayılı TCK ve 5237 Sayılı TCKda genel olarak adliyeye karşı suçların düzenlenişi incelenmiştir. İkinci bölümünde suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçuna giriş yapılmış, suçun benzer suçlar karşısındaki durumu Yargıtay kararları ışığında incelenmiştir. Ayrıca konu başlıklarında 765 Sayılı TCKnın 296. maddesinde yer alan cürüm işleyenleri saklamak ve cürmün delillerini yok etmek suçuna dair incelemeler ve değerlendirmelerde bulunulmuştur. 765 Sayılı TCKna ilişkin eksiklikler ve hatalı uygulamalar belirtilmiş, 5237 Sayılı TCKda getirilen düzenlemeler bu bağlamda değerlendirilmiştir. Bu bölümde suçla korunmak istenen hukuki değer ve suçun unsurları alt başlıklar halinde ele alınmıştır. Sonuç bölümünde mevcut mevzuat dikkate alınarak konu, genel hatlarıyla değerlendirilmiştir.
Suç işlendikten sonra failin tespit edilmesi ve muhakeme sürecinin yürütülmesi, bu bağlamda şüphenin ortadan kaldırılması ve kanaat elde edilmesi açısından delillerin önemi tartışmasızdır. Deliller, öncül suçu işleyen fail veya failler tarafından karartılabileceği gibi bambaşka kimseler tarafından da karartılabilir. Delillerin karartılmasına yönelik fiiller, çeşitli şekillerde ortaya çıkmaktadır. Günümüzde bu fiillerin engellenmesi ve maddi gerçeğe ulaşılmasının önemi dikkate değer bir konudur. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu, ceza muhakemesi sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi açısından önemli bir suç tipidir. Bu nedenle çalışmamızda, adliyeye karşı suçlar arasında suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun yeri tartışılmış, suçun uygulanışı Yargıtay kararları da dikkate alınarak örneklerle incelenmiş, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu ile suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu, suçluyu kayırma suçu ve tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme suçu arasında benzerlikler ve farklılıklar ortaya konulmuştur. Ayrıca, 765 Sayılı TCK ile 5237 Sayılı TCKnın aynı suça karşılık gelen maddeleri irdelenerek, uygulamadaki hataların nedenleri tespit edilmeye çalışılmıştır. GİRİŞ Adliyeye karşı suçların ceza kanunlarında devlete karşı işlenen suçlardan ayrı bir bölüm altında düzenlenmesi eski değildir. Çalışmamızda da göreceğimiz üzere, bu konuya ilişkin çeşitli görüşler mevcuttur. Geçmişte, adliyeye karşı suçların devlete karşı işlenen suçlardan ayrı bir hukuki değerinin olmadığı düşüncesi dile getirilmiş, bu bağlamda adliyeye karşı suçlarla korunmak istenen hukuki değerin devletin egemenlik yetkisinin korunması olduğu düşünülmüştür. Günümüzde, suçla mücadele için ceza adaletinin sağlanması şarttır. Ceza adaletinin sağlanması ise, ceza muhakemesinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi, adil yargılanma hakkının korunabilmesi ve neticede maddi gerçeğe ulaşılabilmesi ile mümkündür. Bu nedenlerle adliyeye karşı suçlar, koruduğu hukuki değer itibariyle devlete karşı işlenen suçlardan farklılık göstermektedir. Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun konusu suç delilleridir. Deliller, ceza muhakemesinin olmazsa olmazıdır. Delillerin korunması, karartılmadan elde edilmesi ve böylelikle maddi gerçeğe uygun karar verilmesi suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu ile korunmak istenen hukuki değerdir. Adliyeye karşı suçlar arasında önemli bir yere sahip olan suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu, 5237 Sayılı TCKnın 281. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede suç delillerini yok etme, değiştirme, silme, bozma ve gizleme fiilleri suç olarak tanımlanmıştır. Suç delillerine yönelik söz konusu fiiller, 765 Sayılı TCKnın 296. maddesinde düzenlenmiştir. 296. maddede birbirinden bağımsız fiiller bir arada bulunmaktadır. İşlenen suçtan istifadeyi temin etmek, suç işleyen kişilerle ilgili kovuşturmayı yanlış yola sevk etmek, suç işleyen kişileri gizlemeye yardım etmek, hakkında yakalama veya tutuklama emri çıkartılmış kişilerin saklandığı yeri bildirmemek, suçun eser ve delillerini yok etmek, değiştirmek veya bozmak fiilleri 296. madde kapsamında yer almaktadır. Çalışmamızda iki yasa arasında düzenleme farklılıklarına değinilmiş, uygulamadan ve doktrinden örnekler verilerek suç tipine ilişkin sorunlara değinilmiştir. 765 Sayılı TCKnın 296. maddesindeki fiiller, 5237 Sayılı TCKda farklı suç tipleri halinde ayrı başlıklar altında ve anlaşılır bir dille düzenlenmiştir. Bu kapsamda suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçu 281. maddede, suçluyu kayırma suçu 283. maddede, tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme suçu 284. maddede ele alınmıştır. Bu bağlamda suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunun yanında bu suç tipleri de ayrıntılı olarak incelenmiştir. Çalışmamızın birinci bölümünde adliyeye karşı suç kavramı üzerinde durulmuştur. Adliyeye karşı suçların ceza kanunlarında ele alınışı, 765 Sayılı TCK ve 5237 Sayılı TCKda genel olarak adliyeye karşı suçların düzenlenişi incelenmiştir. İkinci bölümünde suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçuna giriş yapılmış, suçun benzer suçlar karşısındaki durumu Yargıtay kararları ışığında incelenmiştir. Ayrıca konu başlıklarında 765 Sayılı TCKnın 296. maddesinde yer alan cürüm işleyenleri saklamak ve cürmün delillerini yok etmek suçuna dair incelemeler ve değerlendirmelerde bulunulmuştur. 765 Sayılı TCKna ilişkin eksiklikler ve hatalı uygulamalar belirtilmiş, 5237 Sayılı TCKda getirilen düzenlemeler bu bağlamda değerlendirilmiştir. Bu bölümde suçla korunmak istenen hukuki değer ve suçun unsurları alt başlıklar halinde ele alınmıştır. Sonuç bölümünde mevcut mevzuat dikkate alınarak konu, genel hatlarıyla değerlendirilmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat