Söz Kuşandı Şairler Kılıçtan Keskin Atışmalar

Stok Kodu:
9786055350123
Boyut:
175-235
Sayfa Sayısı:
432
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-03
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
16.50
13.20
9786055350123
151104
Söz Kuşandı Şairler Kılıçtan Keskin
Söz Kuşandı Şairler Kılıçtan Keskin Atışmalar
13.2
Bir milleti meydana getiren unsurların en önemlileri din, dil, kültür, vatan ve bayrak birliğidir. Ortak kültür, bir milletin tarih içinde meydana getirdiği değerlerden oluşarak nesilden nesile aktarılır. Bu kültürün oluşturulmasında ve aktarılmasında rol oynayan faktörlerden biri de halk şairleridir. Şairler; içinde yaşadıkları halkın hassasiyetleri ile sevinç, hasret, elem, keder, hüzün, nefret, sıkıntı ve acılarını yakından görüp şiirleştirerek sonraki nesillere aktarır. Şair kendinden sonra gelen zaman dilimlerinde, yaşadığı döneme şahitlik eder. Sunumunu da üstleneceğimiz bir atışma yapma isteği, gönlümüzden nicedir geçmekteydi. Bu istek git-gide dilimize de dolandı. Nihayet bu arzumuzu kuvveden fiile geçirmeyi başardık. 20 Ekim 2011 tarihinde başlayıp 20 Ocak 2012 tarihinde biten atışmamızda sesimiz; Elbistan'dan Ahmet Bulut'a, İstanbul'dan hemşehrimiz, Çiçek köyünden İsmail Kutlu Özalp'e, Afşin'den Haşim Kalender ile Erol Boyunduruk'a, Fransa'dan Elbistan Evcihüyük köyünden Mehmet Ali Kepez'e, Konya'dan Saliha Değirmenci/Yavaş'a, Artvin'den Fatma Kalkan'a, Göksun ilçesinin Çardak kasabasından Mahir Başpınar'a, Ankara'da ikamet eden Afşin'in Çobanbeyli beldesinden Eyüp Şahan'a, Elbistan'ın Söğütlü kasabasından Hacı Hasan Uğur'a ve itidal şiiri yazarak atışmaya renk katan yine Söğütlü kasabasından Can Uğur ile Afşin'in Bakraç (Arıstıl) kasabasından Osman Konak'a ulaştı. Başlangıçta; Türk kültür geleneğinde olduğu üzere, mizahtan hicive kadar tüm sahaların tek tek yoklanacağı bir atışma planlamıştık. Bunda da yanılmadığımızı atışmanın sonunda gördük. Atışmada zaman zaman muammaya da kapı aralayarak okuyucunun dikkatini dağıtmadan ilgisini artırmayı başardık. Bütün bunlarla birlikte, toplumun şaire olan bakış açısını olumlu bir istikamete çevirecek söyleyişlere ve müsbet yakalayışlara da kapı aralanacağını ümit etmekteyiz. Çünkü atışmada abartı, ironi gibi ince zeka ürünü yöntemlerin yanısıra düşüncelerin nükte, şaka ve takılmalarla süslenip anlatılması da vardır. Dikkat edilmesi gereken hususlardan bir tanesi de şuydu: Şamata ve gösteriye açık ve irticali olması dolayısıyla saz şairlerinin yaptığı atışmalarda bazı söylemler hoş karşılanabilmekteydi. Kalem şairlerince basın yoluyla yapılan atışmalarda ise, şairlerin, şiirlerini düşünerek vücuda getirdikleri dikkate alınacak olursa bu hoşgörüyü beklemek her zaman mümkün olmayabilirdi. Onun için, atışmaya katılan şairlerimiz; ifadeleri toplumda hoş karşılanacak nitelik ve sıfatta olmak şartıyla şiirlerini yapıcı, taltif edici söylemlerin yanısıra nükte, şaka, alaya alma, taşlama ve takılmalarla da süsleyebileceklerdi. Gerçi bu söylediklerimiz insanın mizacıyla alakalı bir husustu. Koyma su ile değirmen dönmez. Kişi dilinin altında gizlidir. Kimin ne söyleyeceğini kimse kestiremez. Sağolsunlar; şairlerimiz de, söz ustası olmaları hasebiyle, sözü en güzel şekilde kullanmanın gereğini yerine getirerek umudumuzu boşa çıkarmadılar. Atışma denince her ne kadar âşıklar akla gelirse de, kalem şairleri olarak memleketimiz Elbistan'da geleneksel hale getirmeye gayret gösterdiğimiz bu işin, bir zaman gelip mutlaka hak ettiği yeri bulacağına inanıyoruz. Bu tür geleneklere belediye veya kaymakamlık gibi sahip çıkan bir kurum veya kuruluşun olması halinde, çok daha organizeli ve seviyeli çalışmalar çıkacağı tartışma götürmez bir gerçektir.
Bir milleti meydana getiren unsurların en önemlileri din, dil, kültür, vatan ve bayrak birliğidir. Ortak kültür, bir milletin tarih içinde meydana getirdiği değerlerden oluşarak nesilden nesile aktarılır. Bu kültürün oluşturulmasında ve aktarılmasında rol oynayan faktörlerden biri de halk şairleridir. Şairler; içinde yaşadıkları halkın hassasiyetleri ile sevinç, hasret, elem, keder, hüzün, nefret, sıkıntı ve acılarını yakından görüp şiirleştirerek sonraki nesillere aktarır. Şair kendinden sonra gelen zaman dilimlerinde, yaşadığı döneme şahitlik eder. Sunumunu da üstleneceğimiz bir atışma yapma isteği, gönlümüzden nicedir geçmekteydi. Bu istek git-gide dilimize de dolandı. Nihayet bu arzumuzu kuvveden fiile geçirmeyi başardık. 20 Ekim 2011 tarihinde başlayıp 20 Ocak 2012 tarihinde biten atışmamızda sesimiz; Elbistan'dan Ahmet Bulut'a, İstanbul'dan hemşehrimiz, Çiçek köyünden İsmail Kutlu Özalp'e, Afşin'den Haşim Kalender ile Erol Boyunduruk'a, Fransa'dan Elbistan Evcihüyük köyünden Mehmet Ali Kepez'e, Konya'dan Saliha Değirmenci/Yavaş'a, Artvin'den Fatma Kalkan'a, Göksun ilçesinin Çardak kasabasından Mahir Başpınar'a, Ankara'da ikamet eden Afşin'in Çobanbeyli beldesinden Eyüp Şahan'a, Elbistan'ın Söğütlü kasabasından Hacı Hasan Uğur'a ve itidal şiiri yazarak atışmaya renk katan yine Söğütlü kasabasından Can Uğur ile Afşin'in Bakraç (Arıstıl) kasabasından Osman Konak'a ulaştı. Başlangıçta; Türk kültür geleneğinde olduğu üzere, mizahtan hicive kadar tüm sahaların tek tek yoklanacağı bir atışma planlamıştık. Bunda da yanılmadığımızı atışmanın sonunda gördük. Atışmada zaman zaman muammaya da kapı aralayarak okuyucunun dikkatini dağıtmadan ilgisini artırmayı başardık. Bütün bunlarla birlikte, toplumun şaire olan bakış açısını olumlu bir istikamete çevirecek söyleyişlere ve müsbet yakalayışlara da kapı aralanacağını ümit etmekteyiz. Çünkü atışmada abartı, ironi gibi ince zeka ürünü yöntemlerin yanısıra düşüncelerin nükte, şaka ve takılmalarla süslenip anlatılması da vardır. Dikkat edilmesi gereken hususlardan bir tanesi de şuydu: Şamata ve gösteriye açık ve irticali olması dolayısıyla saz şairlerinin yaptığı atışmalarda bazı söylemler hoş karşılanabilmekteydi. Kalem şairlerince basın yoluyla yapılan atışmalarda ise, şairlerin, şiirlerini düşünerek vücuda getirdikleri dikkate alınacak olursa bu hoşgörüyü beklemek her zaman mümkün olmayabilirdi. Onun için, atışmaya katılan şairlerimiz; ifadeleri toplumda hoş karşılanacak nitelik ve sıfatta olmak şartıyla şiirlerini yapıcı, taltif edici söylemlerin yanısıra nükte, şaka, alaya alma, taşlama ve takılmalarla da süsleyebileceklerdi. Gerçi bu söylediklerimiz insanın mizacıyla alakalı bir husustu. Koyma su ile değirmen dönmez. Kişi dilinin altında gizlidir. Kimin ne söyleyeceğini kimse kestiremez. Sağolsunlar; şairlerimiz de, söz ustası olmaları hasebiyle, sözü en güzel şekilde kullanmanın gereğini yerine getirerek umudumuzu boşa çıkarmadılar. Atışma denince her ne kadar âşıklar akla gelirse de, kalem şairleri olarak memleketimiz Elbistan'da geleneksel hale getirmeye gayret gösterdiğimiz bu işin, bir zaman gelip mutlaka hak ettiği yeri bulacağına inanıyoruz. Bu tür geleneklere belediye veya kaymakamlık gibi sahip çıkan bir kurum veya kuruluşun olması halinde, çok daha organizeli ve seviyeli çalışmalar çıkacağı tartışma götürmez bir gerçektir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat