Son Osmanlı Sarayında Gördüklerim Sultan Mehmed Reşad Han'ın ve Halife'nin Sarayında Gördüklerim

Stok Kodu:
9789757651284
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
381
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2004-05
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
16.50
13.20
9789757651284
36149
Son Osmanlı Sarayında Gördüklerim
Son Osmanlı Sarayında Gördüklerim Sultan Mehmed Reşad Han'ın ve Halife'nin Sarayında Gördüklerim
13.2
Halit Ziya Uşaklıgil, Saray ve Ötesi adlı hatıra kitabında, Son Osmanlı Sarayında Gördüklerim kitabının yazarı arkadaşı Lütfi Simavi Bey'i şöyle anlatır: Mahfil odasında Lütfi Simavi pürgû kesilir ve bir hafta içinde gördüklerinden birikmiş neleri varsa eline geçirdiği bir dinleyiciye onları anlatarak içinin derdini boşaltırdı. Onu en ziyade sabırla dinleyen Mahmut Muhtar Paşa olurdu. Mahmut Muhtar benim çocukluk arkadaşım, onun da gençlik dostuydu. Ben ona söylemek fırsatını bulmaz, daha doğrusu bulmağa ihtiyaç hissetmezdim. Fakat Lütfi Simavi´nin daima anlatacak şeyleri olurdu. Lütfi Bey pek dürüst, pek metin bir ahlâka sahip ve her şeyin usule cereyan etmesine şiddetle istekli olduğundan doğru olmayan işlere karşı hemen püsküren bir isyan hamlesini zabt edemezdi. Hatta kendisinin sıkca tekrar ettiği bir kadı hikâyesi vardı. Davası bir kör kadı tarafından görülen doğruyu söylemekten kendini alıkoymaz bir davacının mahkemede kadıya kör dadı diye hitap etmesi neticesiyle davasını kayıp ettiğine dair bir hikâye... Lütfi Bey bu hikâyeyi tekrar ettikçe kendisi için "İşte ben de öyleyim!..." derdi.
Halit Ziya Uşaklıgil, Saray ve Ötesi adlı hatıra kitabında, Son Osmanlı Sarayında Gördüklerim kitabının yazarı arkadaşı Lütfi Simavi Bey'i şöyle anlatır: Mahfil odasında Lütfi Simavi pürgû kesilir ve bir hafta içinde gördüklerinden birikmiş neleri varsa eline geçirdiği bir dinleyiciye onları anlatarak içinin derdini boşaltırdı. Onu en ziyade sabırla dinleyen Mahmut Muhtar Paşa olurdu. Mahmut Muhtar benim çocukluk arkadaşım, onun da gençlik dostuydu. Ben ona söylemek fırsatını bulmaz, daha doğrusu bulmağa ihtiyaç hissetmezdim. Fakat Lütfi Simavi´nin daima anlatacak şeyleri olurdu. Lütfi Bey pek dürüst, pek metin bir ahlâka sahip ve her şeyin usule cereyan etmesine şiddetle istekli olduğundan doğru olmayan işlere karşı hemen püsküren bir isyan hamlesini zabt edemezdi. Hatta kendisinin sıkca tekrar ettiği bir kadı hikâyesi vardı. Davası bir kör kadı tarafından görülen doğruyu söylemekten kendini alıkoymaz bir davacının mahkemede kadıya kör dadı diye hitap etmesi neticesiyle davasını kayıp ettiğine dair bir hikâye... Lütfi Bey bu hikâyeyi tekrar ettikçe kendisi için "İşte ben de öyleyim!..." derdi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat