Sokratesin Ortası

Stok Kodu:
9789753084857
Boyut:
135-195
Sayfa Sayısı:
99
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Çeviren:
Nafer Ermiş
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
4.00
3.20
9789753084857
14727
Sokratesin Ortası
Sokratesin Ortası
3.20
Felsefe ve futbolun sarmal tarihi... Hem futbolu hem felsefeyi bilenlerin müthiş bir keyif alacağı, ama futbolu bilmeyen felsefecilerin futbolu, felsefeyi bilmeyen futbolseverlerin de felsefeyi tanıyabileceği sıra dışı bir kitap. Futbolun ve felsefenin sarmal tarihini birbiri içinde anlatırken, her ikisi arasında da kurduğu şaşırtıcı benzerliklerle futbolun sadece futbol olmadığını gösteriyor. Bakın siyahlar giymiş bir hakem olarak tasavvur ettiği Sartre'la ilgili olarak neler anlatıyor: "...Bazen hakem-varouluşunun absürdlüğüne karşı deri bir nefret, bir tür bulantı duyuyordu içinde. Ama tam da yenilmişlik duygusunun ağır bastığı, soyunma odasına giden boş koridorların hiçliği karşısında duyulan varoluşsal yalnızlık anlarında, onda bir direnme istenci doğuyor, insan özgürlüğünün büyüklüğü birden önünde açılıveriyordu. Sonunda o da sahaya çıkan her oyuncunun en nihayetinde kendi kendinden sorumlu olduğunu ve onun hatalarından dolayı herhangi bir takım arkadaşına, antrenöre ya da hakeme hesap sorulamayacağını anladı. Kendini bir star ya da mızmızlanan bir mimoza yapmak onun kendi elindeydi..."
Felsefe ve futbolun sarmal tarihi... Hem futbolu hem felsefeyi bilenlerin müthiş bir keyif alacağı, ama futbolu bilmeyen felsefecilerin futbolu, felsefeyi bilmeyen futbolseverlerin de felsefeyi tanıyabileceği sıra dışı bir kitap. Futbolun ve felsefenin sarmal tarihini birbiri içinde anlatırken, her ikisi arasında da kurduğu şaşırtıcı benzerliklerle futbolun sadece futbol olmadığını gösteriyor. Bakın siyahlar giymiş bir hakem olarak tasavvur ettiği Sartre'la ilgili olarak neler anlatıyor: "...Bazen hakem-varouluşunun absürdlüğüne karşı deri bir nefret, bir tür bulantı duyuyordu içinde. Ama tam da yenilmişlik duygusunun ağır bastığı, soyunma odasına giden boş koridorların hiçliği karşısında duyulan varoluşsal yalnızlık anlarında, onda bir direnme istenci doğuyor, insan özgürlüğünün büyüklüğü birden önünde açılıveriyordu. Sonunda o da sahaya çıkan her oyuncunun en nihayetinde kendi kendinden sorumlu olduğunu ve onun hatalarından dolayı herhangi bir takım arkadaşına, antrenöre ya da hakeme hesap sorulamayacağını anladı. Kendini bir star ya da mızmızlanan bir mimoza yapmak onun kendi elindeydi..."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat