9786052496374
485913
https://www.turkishbooks.com/books/sisli-koye-kan-damladi-p485913.html
Sisli Köye Kan Damladı
8.4
Kendi öz toprakları üzerinde evsiz, barksız, çaresiz birer yabancıydılar şimdi. Döndüler, ama
umduklarını bulamadılar. çaresizlikten çoban tuttukları insanlara çoban, ırgat tuttuklarına
ırgat, hizmetçi tuttuklarına hizmetçi olup karın tokluğuna çalıştılar. Gün oldu tok, gün oldu
aç kaldılar. İyi komşuların merhametine sığındılar. Bir süre gizlenip çekilmez bir hayat
sürdürdüler. Yaban eller zor gelmiş, vatan hasreti ateş olup yüreklerini yakmıştı. Büyük
aşkla, şevkle ve umutla evlerine dönmüşlerdi ama gördükleri karşısında bütün umutları buzla
tuz olmuştu. Gün geçtikçe horlandılar, dışlandılar, ötekileştirildiler. " Kılıç artığı " sıfatı ile
aşağılandılar. Köy halkı bir sabah kalktığında Zanan Gelini, biricik kızını ve onlarla birlikte
dönen yoldaşlarını yerlerinde bulamadılar. Hepsi kuş olup gitmişti sanki. Zamanında; kendilerine hizmetçi, hizmetkarlık yapanlara hizmetçi olmayı içlerine sindirememişlerdi
demek. Geriye yaralı hatıralarını, kanlı gözyaşlarını, kırık kalplerini dostluk izlerini bırakıp
gittiler. Tandırlarında pişirilen sıcak bir ekmeği bile yemeden bir gece yarısı can havlıyla
kaçarak gittiler.
umduklarını bulamadılar. çaresizlikten çoban tuttukları insanlara çoban, ırgat tuttuklarına
ırgat, hizmetçi tuttuklarına hizmetçi olup karın tokluğuna çalıştılar. Gün oldu tok, gün oldu
aç kaldılar. İyi komşuların merhametine sığındılar. Bir süre gizlenip çekilmez bir hayat
sürdürdüler. Yaban eller zor gelmiş, vatan hasreti ateş olup yüreklerini yakmıştı. Büyük
aşkla, şevkle ve umutla evlerine dönmüşlerdi ama gördükleri karşısında bütün umutları buzla
tuz olmuştu. Gün geçtikçe horlandılar, dışlandılar, ötekileştirildiler. " Kılıç artığı " sıfatı ile
aşağılandılar. Köy halkı bir sabah kalktığında Zanan Gelini, biricik kızını ve onlarla birlikte
dönen yoldaşlarını yerlerinde bulamadılar. Hepsi kuş olup gitmişti sanki. Zamanında; kendilerine hizmetçi, hizmetkarlık yapanlara hizmetçi olmayı içlerine sindirememişlerdi
demek. Geriye yaralı hatıralarını, kanlı gözyaşlarını, kırık kalplerini dostluk izlerini bırakıp
gittiler. Tandırlarında pişirilen sıcak bir ekmeği bile yemeden bir gece yarısı can havlıyla
kaçarak gittiler.
Kendi öz toprakları üzerinde evsiz, barksız, çaresiz birer yabancıydılar şimdi. Döndüler, ama
umduklarını bulamadılar. çaresizlikten çoban tuttukları insanlara çoban, ırgat tuttuklarına
ırgat, hizmetçi tuttuklarına hizmetçi olup karın tokluğuna çalıştılar. Gün oldu tok, gün oldu
aç kaldılar. İyi komşuların merhametine sığındılar. Bir süre gizlenip çekilmez bir hayat
sürdürdüler. Yaban eller zor gelmiş, vatan hasreti ateş olup yüreklerini yakmıştı. Büyük
aşkla, şevkle ve umutla evlerine dönmüşlerdi ama gördükleri karşısında bütün umutları buzla
tuz olmuştu. Gün geçtikçe horlandılar, dışlandılar, ötekileştirildiler. " Kılıç artığı " sıfatı ile
aşağılandılar. Köy halkı bir sabah kalktığında Zanan Gelini, biricik kızını ve onlarla birlikte
dönen yoldaşlarını yerlerinde bulamadılar. Hepsi kuş olup gitmişti sanki. Zamanında; kendilerine hizmetçi, hizmetkarlık yapanlara hizmetçi olmayı içlerine sindirememişlerdi
demek. Geriye yaralı hatıralarını, kanlı gözyaşlarını, kırık kalplerini dostluk izlerini bırakıp
gittiler. Tandırlarında pişirilen sıcak bir ekmeği bile yemeden bir gece yarısı can havlıyla
kaçarak gittiler.
umduklarını bulamadılar. çaresizlikten çoban tuttukları insanlara çoban, ırgat tuttuklarına
ırgat, hizmetçi tuttuklarına hizmetçi olup karın tokluğuna çalıştılar. Gün oldu tok, gün oldu
aç kaldılar. İyi komşuların merhametine sığındılar. Bir süre gizlenip çekilmez bir hayat
sürdürdüler. Yaban eller zor gelmiş, vatan hasreti ateş olup yüreklerini yakmıştı. Büyük
aşkla, şevkle ve umutla evlerine dönmüşlerdi ama gördükleri karşısında bütün umutları buzla
tuz olmuştu. Gün geçtikçe horlandılar, dışlandılar, ötekileştirildiler. " Kılıç artığı " sıfatı ile
aşağılandılar. Köy halkı bir sabah kalktığında Zanan Gelini, biricik kızını ve onlarla birlikte
dönen yoldaşlarını yerlerinde bulamadılar. Hepsi kuş olup gitmişti sanki. Zamanında; kendilerine hizmetçi, hizmetkarlık yapanlara hizmetçi olmayı içlerine sindirememişlerdi
demek. Geriye yaralı hatıralarını, kanlı gözyaşlarını, kırık kalplerini dostluk izlerini bırakıp
gittiler. Tandırlarında pişirilen sıcak bir ekmeği bile yemeden bir gece yarısı can havlıyla
kaçarak gittiler.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.