9786058363731
403578
https://www.turkishbooks.com/books/siradisi-sanat-adamlari-p403578.html
Sıradışı Sanat Adamları Öncü 29 Antikçağ Sanatkârı
2.223
İki tutum yanlıştır:
Birincisi, "onlar bizden değil" diye Antikçağ'a sırtını dönmek, onu bilme ve anlama çabasını gereksiz bulmak. İkincisi, "biz de onlardanız" diye Antikçağ'a insanlığın ufku ve ideali imiş gibi bir kutsallık atfetmek. "Onlar bizden değil" diyenler, kendilerinden olmayanları anlamadıkça, kendilerini de anlamış olmayacaklarını bilmelidirler. İnsan, "başkası" olmadığını fark ederek kendi şuuruna varır.
"Biz de onlardanız" diyenler ise, kendilerini "başkası" zanneden ruh hastalarıdır. Bunlar, deliliğin ve cinnetin son kertesi olarak, akıl hastanelerinde falan görülen tiplerdir. Kendilerini Napolyon, Fatih veya İskender zannederler. Oysa, "biz de onlardanız" demenin şartlarına malik değildirler. Onların geçtiği süreçlerin hiçbirinden geçmemişlerdir; ne kadar peşlerinden koşarlarsa koşsunlar onlara yetişemezler; onlarla aptal bir hayranlıktan başka hiçbir yakınlık kuramazlar. Osmanlı tarihinin son 300 yılı, birinci yanlışın, Cumhuriyet dönemi ise ikinci yanlışın hazin örnekleriyle doludur. Biz burada her ikisinden ayrı üçüncü bir tutumu temsil ediyoruz:
"Başkası"nı bilmek ve anlamak, kendini bilme ve anlamanın ilk şartıdır.
Birincisi, "onlar bizden değil" diye Antikçağ'a sırtını dönmek, onu bilme ve anlama çabasını gereksiz bulmak. İkincisi, "biz de onlardanız" diye Antikçağ'a insanlığın ufku ve ideali imiş gibi bir kutsallık atfetmek. "Onlar bizden değil" diyenler, kendilerinden olmayanları anlamadıkça, kendilerini de anlamış olmayacaklarını bilmelidirler. İnsan, "başkası" olmadığını fark ederek kendi şuuruna varır.
"Biz de onlardanız" diyenler ise, kendilerini "başkası" zanneden ruh hastalarıdır. Bunlar, deliliğin ve cinnetin son kertesi olarak, akıl hastanelerinde falan görülen tiplerdir. Kendilerini Napolyon, Fatih veya İskender zannederler. Oysa, "biz de onlardanız" demenin şartlarına malik değildirler. Onların geçtiği süreçlerin hiçbirinden geçmemişlerdir; ne kadar peşlerinden koşarlarsa koşsunlar onlara yetişemezler; onlarla aptal bir hayranlıktan başka hiçbir yakınlık kuramazlar. Osmanlı tarihinin son 300 yılı, birinci yanlışın, Cumhuriyet dönemi ise ikinci yanlışın hazin örnekleriyle doludur. Biz burada her ikisinden ayrı üçüncü bir tutumu temsil ediyoruz:
"Başkası"nı bilmek ve anlamak, kendini bilme ve anlamanın ilk şartıdır.
İki tutum yanlıştır:
Birincisi, "onlar bizden değil" diye Antikçağ'a sırtını dönmek, onu bilme ve anlama çabasını gereksiz bulmak. İkincisi, "biz de onlardanız" diye Antikçağ'a insanlığın ufku ve ideali imiş gibi bir kutsallık atfetmek. "Onlar bizden değil" diyenler, kendilerinden olmayanları anlamadıkça, kendilerini de anlamış olmayacaklarını bilmelidirler. İnsan, "başkası" olmadığını fark ederek kendi şuuruna varır.
"Biz de onlardanız" diyenler ise, kendilerini "başkası" zanneden ruh hastalarıdır. Bunlar, deliliğin ve cinnetin son kertesi olarak, akıl hastanelerinde falan görülen tiplerdir. Kendilerini Napolyon, Fatih veya İskender zannederler. Oysa, "biz de onlardanız" demenin şartlarına malik değildirler. Onların geçtiği süreçlerin hiçbirinden geçmemişlerdir; ne kadar peşlerinden koşarlarsa koşsunlar onlara yetişemezler; onlarla aptal bir hayranlıktan başka hiçbir yakınlık kuramazlar. Osmanlı tarihinin son 300 yılı, birinci yanlışın, Cumhuriyet dönemi ise ikinci yanlışın hazin örnekleriyle doludur. Biz burada her ikisinden ayrı üçüncü bir tutumu temsil ediyoruz:
"Başkası"nı bilmek ve anlamak, kendini bilme ve anlamanın ilk şartıdır.
Birincisi, "onlar bizden değil" diye Antikçağ'a sırtını dönmek, onu bilme ve anlama çabasını gereksiz bulmak. İkincisi, "biz de onlardanız" diye Antikçağ'a insanlığın ufku ve ideali imiş gibi bir kutsallık atfetmek. "Onlar bizden değil" diyenler, kendilerinden olmayanları anlamadıkça, kendilerini de anlamış olmayacaklarını bilmelidirler. İnsan, "başkası" olmadığını fark ederek kendi şuuruna varır.
"Biz de onlardanız" diyenler ise, kendilerini "başkası" zanneden ruh hastalarıdır. Bunlar, deliliğin ve cinnetin son kertesi olarak, akıl hastanelerinde falan görülen tiplerdir. Kendilerini Napolyon, Fatih veya İskender zannederler. Oysa, "biz de onlardanız" demenin şartlarına malik değildirler. Onların geçtiği süreçlerin hiçbirinden geçmemişlerdir; ne kadar peşlerinden koşarlarsa koşsunlar onlara yetişemezler; onlarla aptal bir hayranlıktan başka hiçbir yakınlık kuramazlar. Osmanlı tarihinin son 300 yılı, birinci yanlışın, Cumhuriyet dönemi ise ikinci yanlışın hazin örnekleriyle doludur. Biz burada her ikisinden ayrı üçüncü bir tutumu temsil ediyoruz:
"Başkası"nı bilmek ve anlamak, kendini bilme ve anlamanın ilk şartıdır.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.