2003176010019
81037
https://www.turkishbooks.com/books/sicak-isik-warm-light-p81037.html
Sıcak Işık / Warm Lıght
36.00
Portre, fotoğrafın ilk kullanılmaya başlandığı günlerden beri fotoğrafçıların ilgisini çekmiş, belki de yüklenen geniş anlam itibarı ile de, fotoğrafın açılımı içinde en çok yer tutan bir alan olagelmiştir.
ilk stüdyo portrelerinde resimsel izlerin peşinde koşulmuşsa da, giderek fotoğrafın yapısında var olan gerçeklik duygusu gizli veya belirgin olarak fotoğrafçının dışavurum arzusunu yansıtmaya başlamıştır. Fotoğraf makinasının objektifi ise, fotoğrafçısının tamamen objektif olabilmesine yetmemiş, bu da giderek fotoğrafçının üslubunu yaratmıştır. Stüdyo ortamında sıradan insanların ya da ünlülerin fotoğrafını çeken fotoğrafçılar, konularının gerçekliği ile kendi gerçeklerinin bir karışımını bize sunmuşlardır ve aslında bu çelişkili denge fotoğrafın sıra dışılığını oluşturmaktadır.
Gerçek yaşam ortamında ise fotoğrafı çekilen insan, hayvan, nesne veya doğanın bize ne kadar etkileyici veya şaşırtıcı ölçüde yansıtıldığının en önemli ölçütü, fotoğrafçının konusuyla ne kadar içten, ne kadar sevgi ile ve nasıl bir dürüstlük ile ilişki kurduğudur.
Günümüzden geriye doğru baktığımızda, fotoğraf tarihi içinde kalıcı olarak yerini almış çalışmaların bu özverili ilişkilerle birebir ilintili olduğunu görürüz. Tek bir fotoğraf karesi ile
rastlantısal olarak sanat tarihine geçmek mümkün olmadığı gibi, çok kısa sürelere sığdırılmış, yüzeysel ve tutkusuz yaklaşımlı fotoğraf diliyle evrensel başarı beklemek de hiç mümkün değildir.
"SICAK IŞIK", bir fotoğrafçının kendine ait, doğup büyüdüğü yörenin; insanları, hayvanları ve doğası üzerine yaptığı çok uzun bir çalışmanın bize sunulmasıdır.
Orhan YAYLA, gerçekten de büyük bir dürüstlükle; içindeki önce insan sonra da fotoğrafçı hamurunu yoğuran çevresinin ve insanlarının portrelerini, kendi duygusal ve kültürel gerçekliği ile buluşturmuş ve bütününe bakıldığında, izleyeni derin bir sıcaklıkla sarmalayan bir dünya anlatmayı başarmıştır. Bu dünyanın içinde var olan gizli ve büyülü yaşama sevinci de üstlerine sinmiş bir duyarlılıkla fotoğrafları ayrıca sarmalamaktadır.
Nasıl ki ışıksız fotoğraf düşünülemez ise, gerçekte bütün sıcaklığı ile orada duran insanlar, hayvanlar ve doğa da bu sıcaklığı yansıtmadan fotoğraf kağıtlarına aktarılamazdı. Fotoğrafladığı konularıyla kurmuş olduğu çok sıcak ilişki, Orhan YAYLA´nın işlerinin tümünde çok dikkat çeken ayrı bir özellik olarak öne çıkmaktadır.
Bu anlamda, "SICAK IŞIK" büyük bir samimiyetle ve titiz siyah beyaz tekniğinin de konusuyla
çok dengeli bir ustalıkla kullanıldığı nadir bir portreler bütünüdür.
Mehmet Kısmet
Dragos, İstanbul, 14 Mayıs 2006
Portre, fotoğrafın ilk kullanılmaya başlandığı günlerden beri fotoğrafçıların ilgisini çekmiş, belki de yüklenen geniş anlam itibarı ile de, fotoğrafın açılımı içinde en çok yer tutan bir alan olagelmiştir.
ilk stüdyo portrelerinde resimsel izlerin peşinde koşulmuşsa da, giderek fotoğrafın yapısında var olan gerçeklik duygusu gizli veya belirgin olarak fotoğrafçının dışavurum arzusunu yansıtmaya başlamıştır. Fotoğraf makinasının objektifi ise, fotoğrafçısının tamamen objektif olabilmesine yetmemiş, bu da giderek fotoğrafçının üslubunu yaratmıştır. Stüdyo ortamında sıradan insanların ya da ünlülerin fotoğrafını çeken fotoğrafçılar, konularının gerçekliği ile kendi gerçeklerinin bir karışımını bize sunmuşlardır ve aslında bu çelişkili denge fotoğrafın sıra dışılığını oluşturmaktadır.
Gerçek yaşam ortamında ise fotoğrafı çekilen insan, hayvan, nesne veya doğanın bize ne kadar etkileyici veya şaşırtıcı ölçüde yansıtıldığının en önemli ölçütü, fotoğrafçının konusuyla ne kadar içten, ne kadar sevgi ile ve nasıl bir dürüstlük ile ilişki kurduğudur.
Günümüzden geriye doğru baktığımızda, fotoğraf tarihi içinde kalıcı olarak yerini almış çalışmaların bu özverili ilişkilerle birebir ilintili olduğunu görürüz. Tek bir fotoğraf karesi ile
rastlantısal olarak sanat tarihine geçmek mümkün olmadığı gibi, çok kısa sürelere sığdırılmış, yüzeysel ve tutkusuz yaklaşımlı fotoğraf diliyle evrensel başarı beklemek de hiç mümkün değildir.
"SICAK IŞIK", bir fotoğrafçının kendine ait, doğup büyüdüğü yörenin; insanları, hayvanları ve doğası üzerine yaptığı çok uzun bir çalışmanın bize sunulmasıdır.
Orhan YAYLA, gerçekten de büyük bir dürüstlükle; içindeki önce insan sonra da fotoğrafçı hamurunu yoğuran çevresinin ve insanlarının portrelerini, kendi duygusal ve kültürel gerçekliği ile buluşturmuş ve bütününe bakıldığında, izleyeni derin bir sıcaklıkla sarmalayan bir dünya anlatmayı başarmıştır. Bu dünyanın içinde var olan gizli ve büyülü yaşama sevinci de üstlerine sinmiş bir duyarlılıkla fotoğrafları ayrıca sarmalamaktadır.
Nasıl ki ışıksız fotoğraf düşünülemez ise, gerçekte bütün sıcaklığı ile orada duran insanlar, hayvanlar ve doğa da bu sıcaklığı yansıtmadan fotoğraf kağıtlarına aktarılamazdı. Fotoğrafladığı konularıyla kurmuş olduğu çok sıcak ilişki, Orhan YAYLA´nın işlerinin tümünde çok dikkat çeken ayrı bir özellik olarak öne çıkmaktadır.
Bu anlamda, "SICAK IŞIK" büyük bir samimiyetle ve titiz siyah beyaz tekniğinin de konusuyla
çok dengeli bir ustalıkla kullanıldığı nadir bir portreler bütünüdür.
Mehmet Kısmet
Dragos, İstanbul, 14 Mayıs 2006
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.