9789944981079
363080
https://www.turkishbooks.com/books/seyh-i-ekber-muhyiddin-arabi-hz-hakikati-nasil-anlatiyor-p363080.html
Şeyh-i Ekber Muhyiddin Arabi Hz. Hakikatı Nasıl Anlatıyor ?
2.4
ŞEYH-İ EKBER MUHYEDDIN-İ ARABI HAKİKATI NASIL ANLATIYOR ?
Şeyh-i Ekber Muhyeddin-i Arabi Hazretleri buyururlar ki :
"627 Hicret yılı Muharrem ayının son günlerinde bir gece ma-na aleminde Beşeriyetin Fahr-i Ebedisi, Nefs-i Natıka-i Kainatın Kalbi, İmamü'l Enbiya vel Evliya Hazretlerini gördüm. Yed-i seadetlerinde bir kitab vardı.
Bana hitab ederek:
" Bu kitab Fususü'l-Hıkem = (Hikmetlerin Özü) kitabıdır. Bunu al, (kalbi ma'rifetullah zevkıyla çarpan ) insanlara arzet, lazım gelen feyzi alsınlar" diye emrettiler."
Ey hakikat yolcusu !
Şunu söyleyelim ki:
Veli, nebi'nin vilayetinin varisidir. Nübüvvet vazifesinde tebliğ, umumadır. Nebi, cem'i ezdada me'murdur. Ancak hakaaik-ı ilahiyye herkesin isti'dadında kabule mazhar olamaz, dolayısiyle inkara saplanılır. Eğer bir şey nebi vasıtasiyle beyan edilip inkar edilecek olur ise küfrü mucib olacağından, bu hususlar merhameten veraset-i nebeviyye-i Muhammediyeye malik olanlar tarafından nas'ın anlayacağı şekilde şerh ile beyan edilir ki, irfan yolundan geride kalınıp, inkara saplanılıp da küfre dahil olunulmasın diye.
Resul-i Zişan Efendimiz, şöyle buyurmuşlardır:
(Men reani fekad reel hak feinneş şeytan la yetemesselu bi.)
Ma'nası:
" Her kim beni görürse Hakk'ı görmüşdür. Zira Şeytan benim suretimde mütemessil olamaz. Kat'iyyen o surette zahir olamaz."
Evet, Resul-i Ekrem (Ve ma erselnake illa rahmeten lil'alemiyn)'dir.
İsm-i hadi'nin mazhar-ı tammıdır. Şeytan ise ism-i mudillin mazharıdır.
İsm-i mudıll'in mazharı olan Şeytan, mümkün değildir ki, ism-i hadi'nin suretinde zahir olabilsin.
Şeyh-i Ekber Muhyeddin-i Arabi Hazretleri buyururlar ki :
"627 Hicret yılı Muharrem ayının son günlerinde bir gece ma-na aleminde Beşeriyetin Fahr-i Ebedisi, Nefs-i Natıka-i Kainatın Kalbi, İmamü'l Enbiya vel Evliya Hazretlerini gördüm. Yed-i seadetlerinde bir kitab vardı.
Bana hitab ederek:
" Bu kitab Fususü'l-Hıkem = (Hikmetlerin Özü) kitabıdır. Bunu al, (kalbi ma'rifetullah zevkıyla çarpan ) insanlara arzet, lazım gelen feyzi alsınlar" diye emrettiler."
Ey hakikat yolcusu !
Şunu söyleyelim ki:
Veli, nebi'nin vilayetinin varisidir. Nübüvvet vazifesinde tebliğ, umumadır. Nebi, cem'i ezdada me'murdur. Ancak hakaaik-ı ilahiyye herkesin isti'dadında kabule mazhar olamaz, dolayısiyle inkara saplanılır. Eğer bir şey nebi vasıtasiyle beyan edilip inkar edilecek olur ise küfrü mucib olacağından, bu hususlar merhameten veraset-i nebeviyye-i Muhammediyeye malik olanlar tarafından nas'ın anlayacağı şekilde şerh ile beyan edilir ki, irfan yolundan geride kalınıp, inkara saplanılıp da küfre dahil olunulmasın diye.
Resul-i Zişan Efendimiz, şöyle buyurmuşlardır:
(Men reani fekad reel hak feinneş şeytan la yetemesselu bi.)
Ma'nası:
" Her kim beni görürse Hakk'ı görmüşdür. Zira Şeytan benim suretimde mütemessil olamaz. Kat'iyyen o surette zahir olamaz."
Evet, Resul-i Ekrem (Ve ma erselnake illa rahmeten lil'alemiyn)'dir.
İsm-i hadi'nin mazhar-ı tammıdır. Şeytan ise ism-i mudillin mazharıdır.
İsm-i mudıll'in mazharı olan Şeytan, mümkün değildir ki, ism-i hadi'nin suretinde zahir olabilsin.
ŞEYH-İ EKBER MUHYEDDIN-İ ARABI HAKİKATI NASIL ANLATIYOR ?
Şeyh-i Ekber Muhyeddin-i Arabi Hazretleri buyururlar ki :
"627 Hicret yılı Muharrem ayının son günlerinde bir gece ma-na aleminde Beşeriyetin Fahr-i Ebedisi, Nefs-i Natıka-i Kainatın Kalbi, İmamü'l Enbiya vel Evliya Hazretlerini gördüm. Yed-i seadetlerinde bir kitab vardı.
Bana hitab ederek:
" Bu kitab Fususü'l-Hıkem = (Hikmetlerin Özü) kitabıdır. Bunu al, (kalbi ma'rifetullah zevkıyla çarpan ) insanlara arzet, lazım gelen feyzi alsınlar" diye emrettiler."
Ey hakikat yolcusu !
Şunu söyleyelim ki:
Veli, nebi'nin vilayetinin varisidir. Nübüvvet vazifesinde tebliğ, umumadır. Nebi, cem'i ezdada me'murdur. Ancak hakaaik-ı ilahiyye herkesin isti'dadında kabule mazhar olamaz, dolayısiyle inkara saplanılır. Eğer bir şey nebi vasıtasiyle beyan edilip inkar edilecek olur ise küfrü mucib olacağından, bu hususlar merhameten veraset-i nebeviyye-i Muhammediyeye malik olanlar tarafından nas'ın anlayacağı şekilde şerh ile beyan edilir ki, irfan yolundan geride kalınıp, inkara saplanılıp da küfre dahil olunulmasın diye.
Resul-i Zişan Efendimiz, şöyle buyurmuşlardır:
(Men reani fekad reel hak feinneş şeytan la yetemesselu bi.)
Ma'nası:
" Her kim beni görürse Hakk'ı görmüşdür. Zira Şeytan benim suretimde mütemessil olamaz. Kat'iyyen o surette zahir olamaz."
Evet, Resul-i Ekrem (Ve ma erselnake illa rahmeten lil'alemiyn)'dir.
İsm-i hadi'nin mazhar-ı tammıdır. Şeytan ise ism-i mudillin mazharıdır.
İsm-i mudıll'in mazharı olan Şeytan, mümkün değildir ki, ism-i hadi'nin suretinde zahir olabilsin.
Şeyh-i Ekber Muhyeddin-i Arabi Hazretleri buyururlar ki :
"627 Hicret yılı Muharrem ayının son günlerinde bir gece ma-na aleminde Beşeriyetin Fahr-i Ebedisi, Nefs-i Natıka-i Kainatın Kalbi, İmamü'l Enbiya vel Evliya Hazretlerini gördüm. Yed-i seadetlerinde bir kitab vardı.
Bana hitab ederek:
" Bu kitab Fususü'l-Hıkem = (Hikmetlerin Özü) kitabıdır. Bunu al, (kalbi ma'rifetullah zevkıyla çarpan ) insanlara arzet, lazım gelen feyzi alsınlar" diye emrettiler."
Ey hakikat yolcusu !
Şunu söyleyelim ki:
Veli, nebi'nin vilayetinin varisidir. Nübüvvet vazifesinde tebliğ, umumadır. Nebi, cem'i ezdada me'murdur. Ancak hakaaik-ı ilahiyye herkesin isti'dadında kabule mazhar olamaz, dolayısiyle inkara saplanılır. Eğer bir şey nebi vasıtasiyle beyan edilip inkar edilecek olur ise küfrü mucib olacağından, bu hususlar merhameten veraset-i nebeviyye-i Muhammediyeye malik olanlar tarafından nas'ın anlayacağı şekilde şerh ile beyan edilir ki, irfan yolundan geride kalınıp, inkara saplanılıp da küfre dahil olunulmasın diye.
Resul-i Zişan Efendimiz, şöyle buyurmuşlardır:
(Men reani fekad reel hak feinneş şeytan la yetemesselu bi.)
Ma'nası:
" Her kim beni görürse Hakk'ı görmüşdür. Zira Şeytan benim suretimde mütemessil olamaz. Kat'iyyen o surette zahir olamaz."
Evet, Resul-i Ekrem (Ve ma erselnake illa rahmeten lil'alemiyn)'dir.
İsm-i hadi'nin mazhar-ı tammıdır. Şeytan ise ism-i mudillin mazharıdır.
İsm-i mudıll'in mazharı olan Şeytan, mümkün değildir ki, ism-i hadi'nin suretinde zahir olabilsin.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.