9786051483627
165701
https://www.turkishbooks.com/books/sen-yanim-hep-eksik-p165701.html
Sen Yanım Hep Eksik
2.223
Çocuktum, hayat bugünkü gibi tekdüzeydi ve yokuş yukarı akmıyordu.
Mutluyduk; pazar günleri babam işe gitmeyeceği için güzel, ertesi gün okul olduğu için çirkindi.
O pazar sokağa top oynamaya çıkmış, bir saat iznimin hakkını vermek için deli danalar gibi top peşinde koşmuştum. Eve dönme vakti geldiğinde arkadaşım arkamdan seslenerek güzel bir orta kestiğinde iş işten geçmişti. Topun gelişine vurduğum gibi topun apartmandaki en huysuz, sevilmeyen lanet adamının camından içeri süzülüşü bir oldu.
Ben önde, lanet adam arkamda eli kulağımda oturduğumuz daireye çıkarken içimde bu iri yarı kavgacı adamın babamı döveceğine dair bir korku vardı. Titremeye başlamıştım. Kapının ziline basınca ağzım kurumuştu ve yutkunamıyordum. Kapıyı babam açtı. Onu ilk kez öyle görüyordum. Üstünde röpteşambır, ağzında pipo, elinde kalın bir kitap vardı.
Babam kitap okuyordu. Yedi yaşındaydım, o an, babamı o halde gördükten sonra okumaya ve yazmaya âşık oldum. Elimden ne kitap düştü ne zihnimden geçen kelimeler gitti ne de bir gün dünyanın tanıdığı bir yazar olma hayali…
Ben okumaya yazmaya o gün başladım, babam bir daha hiç kitap okumadı.
Mutluyduk; pazar günleri babam işe gitmeyeceği için güzel, ertesi gün okul olduğu için çirkindi.
O pazar sokağa top oynamaya çıkmış, bir saat iznimin hakkını vermek için deli danalar gibi top peşinde koşmuştum. Eve dönme vakti geldiğinde arkadaşım arkamdan seslenerek güzel bir orta kestiğinde iş işten geçmişti. Topun gelişine vurduğum gibi topun apartmandaki en huysuz, sevilmeyen lanet adamının camından içeri süzülüşü bir oldu.
Ben önde, lanet adam arkamda eli kulağımda oturduğumuz daireye çıkarken içimde bu iri yarı kavgacı adamın babamı döveceğine dair bir korku vardı. Titremeye başlamıştım. Kapının ziline basınca ağzım kurumuştu ve yutkunamıyordum. Kapıyı babam açtı. Onu ilk kez öyle görüyordum. Üstünde röpteşambır, ağzında pipo, elinde kalın bir kitap vardı.
Babam kitap okuyordu. Yedi yaşındaydım, o an, babamı o halde gördükten sonra okumaya ve yazmaya âşık oldum. Elimden ne kitap düştü ne zihnimden geçen kelimeler gitti ne de bir gün dünyanın tanıdığı bir yazar olma hayali…
Ben okumaya yazmaya o gün başladım, babam bir daha hiç kitap okumadı.
Çocuktum, hayat bugünkü gibi tekdüzeydi ve yokuş yukarı akmıyordu.
Mutluyduk; pazar günleri babam işe gitmeyeceği için güzel, ertesi gün okul olduğu için çirkindi.
O pazar sokağa top oynamaya çıkmış, bir saat iznimin hakkını vermek için deli danalar gibi top peşinde koşmuştum. Eve dönme vakti geldiğinde arkadaşım arkamdan seslenerek güzel bir orta kestiğinde iş işten geçmişti. Topun gelişine vurduğum gibi topun apartmandaki en huysuz, sevilmeyen lanet adamının camından içeri süzülüşü bir oldu.
Ben önde, lanet adam arkamda eli kulağımda oturduğumuz daireye çıkarken içimde bu iri yarı kavgacı adamın babamı döveceğine dair bir korku vardı. Titremeye başlamıştım. Kapının ziline basınca ağzım kurumuştu ve yutkunamıyordum. Kapıyı babam açtı. Onu ilk kez öyle görüyordum. Üstünde röpteşambır, ağzında pipo, elinde kalın bir kitap vardı.
Babam kitap okuyordu. Yedi yaşındaydım, o an, babamı o halde gördükten sonra okumaya ve yazmaya âşık oldum. Elimden ne kitap düştü ne zihnimden geçen kelimeler gitti ne de bir gün dünyanın tanıdığı bir yazar olma hayali…
Ben okumaya yazmaya o gün başladım, babam bir daha hiç kitap okumadı.
Mutluyduk; pazar günleri babam işe gitmeyeceği için güzel, ertesi gün okul olduğu için çirkindi.
O pazar sokağa top oynamaya çıkmış, bir saat iznimin hakkını vermek için deli danalar gibi top peşinde koşmuştum. Eve dönme vakti geldiğinde arkadaşım arkamdan seslenerek güzel bir orta kestiğinde iş işten geçmişti. Topun gelişine vurduğum gibi topun apartmandaki en huysuz, sevilmeyen lanet adamının camından içeri süzülüşü bir oldu.
Ben önde, lanet adam arkamda eli kulağımda oturduğumuz daireye çıkarken içimde bu iri yarı kavgacı adamın babamı döveceğine dair bir korku vardı. Titremeye başlamıştım. Kapının ziline basınca ağzım kurumuştu ve yutkunamıyordum. Kapıyı babam açtı. Onu ilk kez öyle görüyordum. Üstünde röpteşambır, ağzında pipo, elinde kalın bir kitap vardı.
Babam kitap okuyordu. Yedi yaşındaydım, o an, babamı o halde gördükten sonra okumaya ve yazmaya âşık oldum. Elimden ne kitap düştü ne zihnimden geçen kelimeler gitti ne de bir gün dünyanın tanıdığı bir yazar olma hayali…
Ben okumaya yazmaya o gün başladım, babam bir daha hiç kitap okumadı.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.