9786053204527
406906
https://www.turkishbooks.com/books/sekiz-deniz-yaylasi-p406906.html
Sekiz Deniz Yaylası Güçlü Türkiye Güçlü Bölge
6.48
Tarihimizde, bugün yaşadıklarımıza benzer sıkıntılı dönemler çok olmuştur. Ancak bu tür dönemlerden hep kendi özümüze dönerek, kendi ilkelerimize inanıp onları üstün tutarak, söylediklerimizin arkasında dirayetle durarak, birlik ve beraberlik içerisinde çalışarak çıkmışızdır. İşte bugün de "büyük çıkış" bu çerçeve içerisinde gerçekleşecektir.
Ülkemiz, bölgede küresel bir vizyon ortaya koyabilecek müktesebata ve kabiliyete sahip bir ülkedir. Bölgedeki bütün ülkelerle ortak geçmişi olan bir ülkedir. Yüzyıllarca bölgede izzet, barış ve adalete hizmet etmiş bir ülkedir.
Yapılması gerekenlerin başında, öze dönüş ve kendi medeniyet müktesebatımızı
sahiplenmek gelir. Milletimiz asırlar boyu bütün insanlığın saadeti için en büyük
hizmetleri yapmış ve insanlığa en büyük katkıları sağlamıştır. Doğrunun, iyi ve güzelin, faydalının ve adil olanın hâkim olması için canla başla çalışmıştır. Çünkü iyi insan olmak için herkesin iyiliğini istemek ve bu yolda gayretle çalışmak gereklidir.
Bölgemizdeki halklar yüzyıllarca huzur ve banş içerisinde yaşamışlardı. Geçmişte bu
huzur ve banşr bozan etkiler hep dışandan gelen kışkırtmalar ile oluşmuştur. Bunların başında dışarıdan teşekkül ettirilen haçlı seferleri gelir. Bu gibi dışarıdan beslenen müdahaleleri saymaz isek, bölge halkları onlarca yüzyıl huzur ve barış içerisinde birlikte yaşamasını bilen ve bu uğurda fedakârlık yapabilen halklardır.
Yirminci yüzyıl boyunca yaşanan sıkıntılar bize, insanoğlunun saadeti için artık bazı
temel adımların atılması gereğini aşikâren göstermiştir. Başta ülkemiz, bölgemiz ve tüm dünyanın adıl bu şekilde yeniden yapılandırılmasını istiyorsak, bunu başkalarından bekleyemeyiz.
Hiç kimsenin bizim işimizi bizim için yapmasını bekleyemeyiz. Bir karar verip, o karar doğrultusunda azimle çalışmak mecburiyetindeyiz. Bunu yapabildiği takdirde ülkemizin ve bölgemizin önünde durabilecek hiçbir kuvvet yoktur.
Ülkemiz, bölgede küresel bir vizyon ortaya koyabilecek müktesebata ve kabiliyete sahip bir ülkedir. Bölgedeki bütün ülkelerle ortak geçmişi olan bir ülkedir. Yüzyıllarca bölgede izzet, barış ve adalete hizmet etmiş bir ülkedir.
Yapılması gerekenlerin başında, öze dönüş ve kendi medeniyet müktesebatımızı
sahiplenmek gelir. Milletimiz asırlar boyu bütün insanlığın saadeti için en büyük
hizmetleri yapmış ve insanlığa en büyük katkıları sağlamıştır. Doğrunun, iyi ve güzelin, faydalının ve adil olanın hâkim olması için canla başla çalışmıştır. Çünkü iyi insan olmak için herkesin iyiliğini istemek ve bu yolda gayretle çalışmak gereklidir.
Bölgemizdeki halklar yüzyıllarca huzur ve banş içerisinde yaşamışlardı. Geçmişte bu
huzur ve banşr bozan etkiler hep dışandan gelen kışkırtmalar ile oluşmuştur. Bunların başında dışarıdan teşekkül ettirilen haçlı seferleri gelir. Bu gibi dışarıdan beslenen müdahaleleri saymaz isek, bölge halkları onlarca yüzyıl huzur ve barış içerisinde birlikte yaşamasını bilen ve bu uğurda fedakârlık yapabilen halklardır.
Yirminci yüzyıl boyunca yaşanan sıkıntılar bize, insanoğlunun saadeti için artık bazı
temel adımların atılması gereğini aşikâren göstermiştir. Başta ülkemiz, bölgemiz ve tüm dünyanın adıl bu şekilde yeniden yapılandırılmasını istiyorsak, bunu başkalarından bekleyemeyiz.
Hiç kimsenin bizim işimizi bizim için yapmasını bekleyemeyiz. Bir karar verip, o karar doğrultusunda azimle çalışmak mecburiyetindeyiz. Bunu yapabildiği takdirde ülkemizin ve bölgemizin önünde durabilecek hiçbir kuvvet yoktur.
Tarihimizde, bugün yaşadıklarımıza benzer sıkıntılı dönemler çok olmuştur. Ancak bu tür dönemlerden hep kendi özümüze dönerek, kendi ilkelerimize inanıp onları üstün tutarak, söylediklerimizin arkasında dirayetle durarak, birlik ve beraberlik içerisinde çalışarak çıkmışızdır. İşte bugün de "büyük çıkış" bu çerçeve içerisinde gerçekleşecektir.
Ülkemiz, bölgede küresel bir vizyon ortaya koyabilecek müktesebata ve kabiliyete sahip bir ülkedir. Bölgedeki bütün ülkelerle ortak geçmişi olan bir ülkedir. Yüzyıllarca bölgede izzet, barış ve adalete hizmet etmiş bir ülkedir.
Yapılması gerekenlerin başında, öze dönüş ve kendi medeniyet müktesebatımızı
sahiplenmek gelir. Milletimiz asırlar boyu bütün insanlığın saadeti için en büyük
hizmetleri yapmış ve insanlığa en büyük katkıları sağlamıştır. Doğrunun, iyi ve güzelin, faydalının ve adil olanın hâkim olması için canla başla çalışmıştır. Çünkü iyi insan olmak için herkesin iyiliğini istemek ve bu yolda gayretle çalışmak gereklidir.
Bölgemizdeki halklar yüzyıllarca huzur ve banş içerisinde yaşamışlardı. Geçmişte bu
huzur ve banşr bozan etkiler hep dışandan gelen kışkırtmalar ile oluşmuştur. Bunların başında dışarıdan teşekkül ettirilen haçlı seferleri gelir. Bu gibi dışarıdan beslenen müdahaleleri saymaz isek, bölge halkları onlarca yüzyıl huzur ve barış içerisinde birlikte yaşamasını bilen ve bu uğurda fedakârlık yapabilen halklardır.
Yirminci yüzyıl boyunca yaşanan sıkıntılar bize, insanoğlunun saadeti için artık bazı
temel adımların atılması gereğini aşikâren göstermiştir. Başta ülkemiz, bölgemiz ve tüm dünyanın adıl bu şekilde yeniden yapılandırılmasını istiyorsak, bunu başkalarından bekleyemeyiz.
Hiç kimsenin bizim işimizi bizim için yapmasını bekleyemeyiz. Bir karar verip, o karar doğrultusunda azimle çalışmak mecburiyetindeyiz. Bunu yapabildiği takdirde ülkemizin ve bölgemizin önünde durabilecek hiçbir kuvvet yoktur.
Ülkemiz, bölgede küresel bir vizyon ortaya koyabilecek müktesebata ve kabiliyete sahip bir ülkedir. Bölgedeki bütün ülkelerle ortak geçmişi olan bir ülkedir. Yüzyıllarca bölgede izzet, barış ve adalete hizmet etmiş bir ülkedir.
Yapılması gerekenlerin başında, öze dönüş ve kendi medeniyet müktesebatımızı
sahiplenmek gelir. Milletimiz asırlar boyu bütün insanlığın saadeti için en büyük
hizmetleri yapmış ve insanlığa en büyük katkıları sağlamıştır. Doğrunun, iyi ve güzelin, faydalının ve adil olanın hâkim olması için canla başla çalışmıştır. Çünkü iyi insan olmak için herkesin iyiliğini istemek ve bu yolda gayretle çalışmak gereklidir.
Bölgemizdeki halklar yüzyıllarca huzur ve banş içerisinde yaşamışlardı. Geçmişte bu
huzur ve banşr bozan etkiler hep dışandan gelen kışkırtmalar ile oluşmuştur. Bunların başında dışarıdan teşekkül ettirilen haçlı seferleri gelir. Bu gibi dışarıdan beslenen müdahaleleri saymaz isek, bölge halkları onlarca yüzyıl huzur ve barış içerisinde birlikte yaşamasını bilen ve bu uğurda fedakârlık yapabilen halklardır.
Yirminci yüzyıl boyunca yaşanan sıkıntılar bize, insanoğlunun saadeti için artık bazı
temel adımların atılması gereğini aşikâren göstermiştir. Başta ülkemiz, bölgemiz ve tüm dünyanın adıl bu şekilde yeniden yapılandırılmasını istiyorsak, bunu başkalarından bekleyemeyiz.
Hiç kimsenin bizim işimizi bizim için yapmasını bekleyemeyiz. Bir karar verip, o karar doğrultusunda azimle çalışmak mecburiyetindeyiz. Bunu yapabildiği takdirde ülkemizin ve bölgemizin önünde durabilecek hiçbir kuvvet yoktur.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.