Savunmasız Gezegen Çevrenin Kısa Ekonomik Tarihi

Stok Kodu:
9789756790052
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
176
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2013-10
Çeviren:
Hasan Ünder
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
6.11
4.89
9789756790052
37662
Savunmasız Gezegen
Savunmasız Gezegen Çevrenin Kısa Ekonomik Tarihi
4.89
"İnsanlık, çevresiyle ilişkisinde kritik bir eşiğe ulaşmıştır. Gezegenin yıkımı, insani amaçlar için kullanılamaz hale getirme anlamında, öyle bir noktaya ulaşmıştır ki, insan şimdi hem doğanın büyük çoğunluğunun devamını ve hem de toplumun bekasını ve gelişimini tehdit etmektedir. Bugün çevreyle ilgili olan ve dünyayı bezdiren nakarat acil sorunların uzun bir listesini içerir: Aşırı nüfus artışı, ozon tabakasının ve türlerin yok oluşu, küresel ısınma, asit yağmurları, nükleer kirlenme, tropikal ormanların ve sulak alanların yok edilmesi, erozyon, çölleşme, kıtlık, yer altı sularının çekilmesi ve kirlenmesi, deniz sularının ve haliçlerin kirlenmesi, denizlere petrol dökülmesi, balıkçılıkta aşırı avlanma, denizi doldurarak kazanılan toprakların genişlemesi, zehirli atıklar, böcekleri ve zararlı bitkileri öldürmede kullanılan ilaçların zehirleyici etkileri, kentlerdeki aşırı kalabalıklaşma... Bugün karşı karşıya olduğumuz çevre yıkımının nedenleri ne biyolojiktir ne de tek tek bireylerin tercihlerinin bir sonucudur. Sorunun kökleri üretim ilişkilerinde, teknolojik zorunluluklarda ve egemen toplumsal sistemlerin ayırıcı özelliği olan ve tarihsel olarak koşullanmış demografik eğilimlerdedir. Öyleyse, çevre krizine çare bulmak için ortaya atılan önerilerin çoğunda görmezden gelinen ya da önemsiz görülen şey, çevrenin kötüleşmesinin sadece küçük teknolojik temellerini kurcalamak değil, onun daha büyük toplumsal temellerini eyleme geçerek dönüştürme gerekliliğidir. Başka deyişle, krizin kökleri toplumsaldır, doğa ile toplum arasında sürdürülebilir bir ilişki kurmak; tarihsel ilişkilerin küresel ölçekte dönüştürülmesini gerektirir." (Arka Kapak)
"İnsanlık, çevresiyle ilişkisinde kritik bir eşiğe ulaşmıştır. Gezegenin yıkımı, insani amaçlar için kullanılamaz hale getirme anlamında, öyle bir noktaya ulaşmıştır ki, insan şimdi hem doğanın büyük çoğunluğunun devamını ve hem de toplumun bekasını ve gelişimini tehdit etmektedir. Bugün çevreyle ilgili olan ve dünyayı bezdiren nakarat acil sorunların uzun bir listesini içerir: Aşırı nüfus artışı, ozon tabakasının ve türlerin yok oluşu, küresel ısınma, asit yağmurları, nükleer kirlenme, tropikal ormanların ve sulak alanların yok edilmesi, erozyon, çölleşme, kıtlık, yer altı sularının çekilmesi ve kirlenmesi, deniz sularının ve haliçlerin kirlenmesi, denizlere petrol dökülmesi, balıkçılıkta aşırı avlanma, denizi doldurarak kazanılan toprakların genişlemesi, zehirli atıklar, böcekleri ve zararlı bitkileri öldürmede kullanılan ilaçların zehirleyici etkileri, kentlerdeki aşırı kalabalıklaşma... Bugün karşı karşıya olduğumuz çevre yıkımının nedenleri ne biyolojiktir ne de tek tek bireylerin tercihlerinin bir sonucudur. Sorunun kökleri üretim ilişkilerinde, teknolojik zorunluluklarda ve egemen toplumsal sistemlerin ayırıcı özelliği olan ve tarihsel olarak koşullanmış demografik eğilimlerdedir. Öyleyse, çevre krizine çare bulmak için ortaya atılan önerilerin çoğunda görmezden gelinen ya da önemsiz görülen şey, çevrenin kötüleşmesinin sadece küçük teknolojik temellerini kurcalamak değil, onun daha büyük toplumsal temellerini eyleme geçerek dönüştürme gerekliliğidir. Başka deyişle, krizin kökleri toplumsaldır, doğa ile toplum arasında sürdürülebilir bir ilişki kurmak; tarihsel ilişkilerin küresel ölçekte dönüştürülmesini gerektirir." (Arka Kapak)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat