Said B. Mansurun Musannefinin Yeniden İnşası

Stok Kodu:
1000000046564
Boyut:
160-235
Sayfa Sayısı:
276
Basım Yeri:
İstanbul
Basım Tarihi:
1997
%20 indirimli
4.00
3.20
1000000046564
63533
Said B. Mansurun Musannefinin Yeniden İnşası
Said B. Mansurun Musannefinin Yeniden İnşası
3.20
Medeniyetler ve ekonomiler savaşında kültürün, üstünlük ve hâkimiyet unsuru olarak fevkalâde önem kazandığı günümüzde, kendi kültür kaynaklarına sahip olabilmenin milletler için ne kadar ehemmiyet arzettiği her türlü izahtan varestedir. İlimler tarihi içinde hem kemmiyet, hem keyfiyet bakımından mühim bir yer işgal eden İslâm kültür eserlerini -müdâfaa üslûbuna iltifat etmeden- ilim dünyasının istifâdesine sunmak gereği ortadadır. Özellikle bu kaynaklar arasında ilme, çağlar boyu kıymetini yitirmek bir tarafa önemini giderek daha da hissettirecek isnâd sistemi gibi bir boyut kazandıran, hadîs edebiyatının ilk kaynaklarını teşkil eden klâsikleri, kendi aslî hüviyeti içinde ilmî bir edisyonla yeniden ortaya koymak hem anlayış hem yorum, hem üslûb hem de ifâde açısından ihtiyaç duyduğumuz eksiklikleri giderecek ve Peygamberi (s.a.s.) ona en yakın neslin eserlerinden okuyup anlama imkanına kavuşturacaktır. Ayrıca böyle bir çalışma, karakteri itibariyle hadîs edebiyatının yazılı kaynakları hakkında ileri sürülen çeşitli şüphe ve tereddütlerin mâhiyet ve mevkiini, farklı bir mesâiye ihtiyaç duyulmadan belirlemesi bakımından da mühimdir. Nasların yorumunda hiç bir dinî hüviyeti olmayan, sadece linguistik izahlar ve usulcu yorumlarla uğraşmak yerine fıkhu l-hadîsi (sünnet tatbikatını) ihtiva eden musannefleri hele ilk musannefleri ortaya koymak daha isabetli olacaktır. Asırlar sonra bir eserin kendi hüviyetiyle ortaya konulabilmesi bir yana, onun izlerine rastlamak bile son derece sevindiricidir. Ancak, bir eseri aslî hüviyetiyle tam olarak ortaya koyamasak bile, bu zor işe teşebbüs cesareti veren ilmî bir metodolojiye sahip olduğumuz ortadadır. Bu, başka milletlerin sahip olmadığı hem bir övünç kaynağı, hem de ilham kaynağımızdır. Günümüzde derleme şeklinde de olsa örneklerinin artmaya başladığını büyük bir memnuniyetle müşahede ettiğimiz bu tür çalışmalara bir yenisini eklemek üzere benzeri nâdir bulunabilecek bir hadîs klâsiği olan Saîd b. Mansûr un Musannef ini tez konusu olarak seçtik. Bundan böyle her dalda gerçekleştirileceğine inandığımız yeniden inşâ çalışmalarına genel bir metodoloji geliştirme anlamı da taşıyan araştırmamızda, müellifin talebelerinin eserlerini esas aldık. Giriş ve üç bölümden oluşan araştırmamızın, giriş bölümünde böyle bir çalışmanın gereği ve imkânı anlatılmaya gayret edilmiş aynı zamanda böyle bir çalışmayı gerekli kılacak çok değerli hadîs edebiyatı klâsiklerinin mevcudiyeti ve öneminden ve bu eserlerin yeniden inşâ çalışmalarıyla ortaya konulmasının gereği üzerinde durulmuştur. Eserlerin, müelliflerinin isimlerine nisbetle adlandırıldığı bir dönemde kaleme alınan her hangi bir eseri tanıma bakımından biyografik bilgiler önem arzetmektedir. Bu sebeple birinci bölümde, doğumundan, ölümüne kadar yaşadığı kültür çevresini detaylı bir şekilde işlemeye gayret ettiğimiz Saîd b. Mansûr un biyografisiyle eseri arasında irtibat kurmaya çalıştık. Ayrıca her eser gibi, yeniden inşa ettiğimiz bu eserin de tabii olarak ilmî gelenekten etkilenmesi sonucu, farklı ya da benzer yönlerini ve meziyyetlerini tahlil etmeye imkân vermesi itibariyle, yazıldığı dönemin ilmî anlayış ve geleneklerini özetleyip hocaları, talebeleri ve eserlerini geniş biçimde inceledik. İkinci bölümde ise hadîs edebiyatının geçirdiği evreleri, ilk musannefler ve bunların genel özelliklerini tesbit etmek suretiyle aynı dönem eserlerinin mukayesesi neticesinde benzerliklerinden yararlanmaya ve çalışmamızın çok ihtiyaç duyduğu yazılı kaynak ve belgelere mümkün olduğunca ulaşmaya gayret ettik. Hususiyle çalışma konumuz olan eserin, te lif tarihi, ismi, özellikleri ve kendinden sonraki dönem ve müelliflere etkilerini araştırdık. Dönemin tasnif anlayışı, musannef eserlerin en belirgin özelliği (karakteristiği) olan bab başlıklarının teşekkülü ve mantığını kronolojik bir üslüb dahilinde takdim ettik. Bu çalışmada takip ettiğimiz metodu, sürdürüleceğini ümit ettiğimiz yeniden inşâ çalışmalarına usûl yönünden yardımcı olacağı düşüncesiyle anlattık. Üçüncü bölümü teşkil eden arapça kısımda, titiz bir metin tenkidi ile yeniden inşa edilen musannef metnini verdik. İstifade ettiğimiz kaynaklara dipnotlarda atıfta bulunurken, umumî teamüle uygun biçimde onlar için belirlenen rumuzları kullanmayı tercih ettik. Her hangi bir rumuzu olmayanları ise ismi ile zikretmeyi uygun bulduk. Yeniden inşa edilen musannef metnine, yapılan metin tenkidinin dışında müdahale etmeyip, kitab isimleri ye bab başlıkları dahil olmak üzere eserin aslî hüviyetiyle ortaya konulmasına gayret ettik. Sonuna eklediğimiz hadîs, kitab isimleri, konu ve şahıs isimleri indeksleriyle eserin kullanımını kolaylaştırdık.
Medeniyetler ve ekonomiler savaşında kültürün, üstünlük ve hâkimiyet unsuru olarak fevkalâde önem kazandığı günümüzde, kendi kültür kaynaklarına sahip olabilmenin milletler için ne kadar ehemmiyet arzettiği her türlü izahtan varestedir. İlimler tarihi içinde hem kemmiyet, hem keyfiyet bakımından mühim bir yer işgal eden İslâm kültür eserlerini -müdâfaa üslûbuna iltifat etmeden- ilim dünyasının istifâdesine sunmak gereği ortadadır. Özellikle bu kaynaklar arasında ilme, çağlar boyu kıymetini yitirmek bir tarafa önemini giderek daha da hissettirecek isnâd sistemi gibi bir boyut kazandıran, hadîs edebiyatının ilk kaynaklarını teşkil eden klâsikleri, kendi aslî hüviyeti içinde ilmî bir edisyonla yeniden ortaya koymak hem anlayış hem yorum, hem üslûb hem de ifâde açısından ihtiyaç duyduğumuz eksiklikleri giderecek ve Peygamberi (s.a.s.) ona en yakın neslin eserlerinden okuyup anlama imkanına kavuşturacaktır. Ayrıca böyle bir çalışma, karakteri itibariyle hadîs edebiyatının yazılı kaynakları hakkında ileri sürülen çeşitli şüphe ve tereddütlerin mâhiyet ve mevkiini, farklı bir mesâiye ihtiyaç duyulmadan belirlemesi bakımından da mühimdir. Nasların yorumunda hiç bir dinî hüviyeti olmayan, sadece linguistik izahlar ve usulcu yorumlarla uğraşmak yerine fıkhu l-hadîsi (sünnet tatbikatını) ihtiva eden musannefleri hele ilk musannefleri ortaya koymak daha isabetli olacaktır. Asırlar sonra bir eserin kendi hüviyetiyle ortaya konulabilmesi bir yana, onun izlerine rastlamak bile son derece sevindiricidir. Ancak, bir eseri aslî hüviyetiyle tam olarak ortaya koyamasak bile, bu zor işe teşebbüs cesareti veren ilmî bir metodolojiye sahip olduğumuz ortadadır. Bu, başka milletlerin sahip olmadığı hem bir övünç kaynağı, hem de ilham kaynağımızdır. Günümüzde derleme şeklinde de olsa örneklerinin artmaya başladığını büyük bir memnuniyetle müşahede ettiğimiz bu tür çalışmalara bir yenisini eklemek üzere benzeri nâdir bulunabilecek bir hadîs klâsiği olan Saîd b. Mansûr un Musannef ini tez konusu olarak seçtik. Bundan böyle her dalda gerçekleştirileceğine inandığımız yeniden inşâ çalışmalarına genel bir metodoloji geliştirme anlamı da taşıyan araştırmamızda, müellifin talebelerinin eserlerini esas aldık. Giriş ve üç bölümden oluşan araştırmamızın, giriş bölümünde böyle bir çalışmanın gereği ve imkânı anlatılmaya gayret edilmiş aynı zamanda böyle bir çalışmayı gerekli kılacak çok değerli hadîs edebiyatı klâsiklerinin mevcudiyeti ve öneminden ve bu eserlerin yeniden inşâ çalışmalarıyla ortaya konulmasının gereği üzerinde durulmuştur. Eserlerin, müelliflerinin isimlerine nisbetle adlandırıldığı bir dönemde kaleme alınan her hangi bir eseri tanıma bakımından biyografik bilgiler önem arzetmektedir. Bu sebeple birinci bölümde, doğumundan, ölümüne kadar yaşadığı kültür çevresini detaylı bir şekilde işlemeye gayret ettiğimiz Saîd b. Mansûr un biyografisiyle eseri arasında irtibat kurmaya çalıştık. Ayrıca her eser gibi, yeniden inşa ettiğimiz bu eserin de tabii olarak ilmî gelenekten etkilenmesi sonucu, farklı ya da benzer yönlerini ve meziyyetlerini tahlil etmeye imkân vermesi itibariyle, yazıldığı dönemin ilmî anlayış ve geleneklerini özetleyip hocaları, talebeleri ve eserlerini geniş biçimde inceledik. İkinci bölümde ise hadîs edebiyatının geçirdiği evreleri, ilk musannefler ve bunların genel özelliklerini tesbit etmek suretiyle aynı dönem eserlerinin mukayesesi neticesinde benzerliklerinden yararlanmaya ve çalışmamızın çok ihtiyaç duyduğu yazılı kaynak ve belgelere mümkün olduğunca ulaşmaya gayret ettik. Hususiyle çalışma konumuz olan eserin, te lif tarihi, ismi, özellikleri ve kendinden sonraki dönem ve müelliflere etkilerini araştırdık. Dönemin tasnif anlayışı, musannef eserlerin en belirgin özelliği (karakteristiği) olan bab başlıklarının teşekkülü ve mantığını kronolojik bir üslüb dahilinde takdim ettik. Bu çalışmada takip ettiğimiz metodu, sürdürüleceğini ümit ettiğimiz yeniden inşâ çalışmalarına usûl yönünden yardımcı olacağı düşüncesiyle anlattık. Üçüncü bölümü teşkil eden arapça kısımda, titiz bir metin tenkidi ile yeniden inşa edilen musannef metnini verdik. İstifade ettiğimiz kaynaklara dipnotlarda atıfta bulunurken, umumî teamüle uygun biçimde onlar için belirlenen rumuzları kullanmayı tercih ettik. Her hangi bir rumuzu olmayanları ise ismi ile zikretmeyi uygun bulduk. Yeniden inşa edilen musannef metnine, yapılan metin tenkidinin dışında müdahale etmeyip, kitab isimleri ye bab başlıkları dahil olmak üzere eserin aslî hüviyetiyle ortaya konulmasına gayret ettik. Sonuna eklediğimiz hadîs, kitab isimleri, konu ve şahıs isimleri indeksleriyle eserin kullanımını kolaylaştırdık.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat