9786057901088
537038
https://www.turkishbooks.com/books/sahabe-ile-aramizdaki-63-fark-p537038.html
Sahabe İle Aramızdaki 63 Fark
5.28
Dahası onlar cahiliye karanlığının örttüğü cevherlerdi. İslam onların örtülerini kaldırınca cevherler ortaya çıktı.
Elbette ki sahabenin Allah Rasulüyle yaşamasının farkı olacaktı ama, onlar bir ikazı bir defa alırlardı ikincisi yoktu. Bize gelecek olursak; bizim vazifemiz, bize verilen süreyi gücümüz yettiğince Müslüman geçirmektir. "onun gibi olmalıyız, yoksa boş" hissi ümitsizlik hissidir, şeytan vesvesesidir. Böyle bir vesvesenin varlığına tepki göstermek için de "ashab aslında o kadar da ulaşılmaz değil" demeyelim. Çünkü sahabi gibi olmak dağlar kadar iman ister.
Anmadan, anlatmadan, anlamadan nasıl örnek alabiliriz. Bugün bize batılın istediklerinden niçin bahsediliyor. Önce isimleri ezberletiliyor sonra taklit başlıyor. Çocuklarımız topa vururken "Messi ve top ağlarda" diyorsa. Burada bir aidiyet sorunu oluşmuş demektir. Buda onları anmakla, anlatmakla oluyor. Biz ve neslimiz kaç sahabenin ismini biliyoruz? Buna mukabil kaç futbolcu veya başkalarının ismini biliyoruz. Bunun için biz değerlerimizin mimarlarını o kadar yâd etmeliyiz ki, bir iş yaparken onları hatırlayalım ve onlar gibi yapmaya gayret edelim. Mesela, namaz kılarken Hz. Ebu Bekir, Abbad bin Bişr gözümüzün önüne gelsin... Biz üç nesil sonra yaşamaya başlasak ta anlatacağız. Biz anlatırız, evlatlarımız anlar, inşallah onların evlatları da yaşar. Bu kadar uzun soluklu da olsa onları yâd etmeye devam edeceğiz.
Elbette ki sahabenin Allah Rasulüyle yaşamasının farkı olacaktı ama, onlar bir ikazı bir defa alırlardı ikincisi yoktu. Bize gelecek olursak; bizim vazifemiz, bize verilen süreyi gücümüz yettiğince Müslüman geçirmektir. "onun gibi olmalıyız, yoksa boş" hissi ümitsizlik hissidir, şeytan vesvesesidir. Böyle bir vesvesenin varlığına tepki göstermek için de "ashab aslında o kadar da ulaşılmaz değil" demeyelim. Çünkü sahabi gibi olmak dağlar kadar iman ister.
Anmadan, anlatmadan, anlamadan nasıl örnek alabiliriz. Bugün bize batılın istediklerinden niçin bahsediliyor. Önce isimleri ezberletiliyor sonra taklit başlıyor. Çocuklarımız topa vururken "Messi ve top ağlarda" diyorsa. Burada bir aidiyet sorunu oluşmuş demektir. Buda onları anmakla, anlatmakla oluyor. Biz ve neslimiz kaç sahabenin ismini biliyoruz? Buna mukabil kaç futbolcu veya başkalarının ismini biliyoruz. Bunun için biz değerlerimizin mimarlarını o kadar yâd etmeliyiz ki, bir iş yaparken onları hatırlayalım ve onlar gibi yapmaya gayret edelim. Mesela, namaz kılarken Hz. Ebu Bekir, Abbad bin Bişr gözümüzün önüne gelsin... Biz üç nesil sonra yaşamaya başlasak ta anlatacağız. Biz anlatırız, evlatlarımız anlar, inşallah onların evlatları da yaşar. Bu kadar uzun soluklu da olsa onları yâd etmeye devam edeceğiz.
Dahası onlar cahiliye karanlığının örttüğü cevherlerdi. İslam onların örtülerini kaldırınca cevherler ortaya çıktı.
Elbette ki sahabenin Allah Rasulüyle yaşamasının farkı olacaktı ama, onlar bir ikazı bir defa alırlardı ikincisi yoktu. Bize gelecek olursak; bizim vazifemiz, bize verilen süreyi gücümüz yettiğince Müslüman geçirmektir. "onun gibi olmalıyız, yoksa boş" hissi ümitsizlik hissidir, şeytan vesvesesidir. Böyle bir vesvesenin varlığına tepki göstermek için de "ashab aslında o kadar da ulaşılmaz değil" demeyelim. Çünkü sahabi gibi olmak dağlar kadar iman ister.
Anmadan, anlatmadan, anlamadan nasıl örnek alabiliriz. Bugün bize batılın istediklerinden niçin bahsediliyor. Önce isimleri ezberletiliyor sonra taklit başlıyor. Çocuklarımız topa vururken "Messi ve top ağlarda" diyorsa. Burada bir aidiyet sorunu oluşmuş demektir. Buda onları anmakla, anlatmakla oluyor. Biz ve neslimiz kaç sahabenin ismini biliyoruz? Buna mukabil kaç futbolcu veya başkalarının ismini biliyoruz. Bunun için biz değerlerimizin mimarlarını o kadar yâd etmeliyiz ki, bir iş yaparken onları hatırlayalım ve onlar gibi yapmaya gayret edelim. Mesela, namaz kılarken Hz. Ebu Bekir, Abbad bin Bişr gözümüzün önüne gelsin... Biz üç nesil sonra yaşamaya başlasak ta anlatacağız. Biz anlatırız, evlatlarımız anlar, inşallah onların evlatları da yaşar. Bu kadar uzun soluklu da olsa onları yâd etmeye devam edeceğiz.
Elbette ki sahabenin Allah Rasulüyle yaşamasının farkı olacaktı ama, onlar bir ikazı bir defa alırlardı ikincisi yoktu. Bize gelecek olursak; bizim vazifemiz, bize verilen süreyi gücümüz yettiğince Müslüman geçirmektir. "onun gibi olmalıyız, yoksa boş" hissi ümitsizlik hissidir, şeytan vesvesesidir. Böyle bir vesvesenin varlığına tepki göstermek için de "ashab aslında o kadar da ulaşılmaz değil" demeyelim. Çünkü sahabi gibi olmak dağlar kadar iman ister.
Anmadan, anlatmadan, anlamadan nasıl örnek alabiliriz. Bugün bize batılın istediklerinden niçin bahsediliyor. Önce isimleri ezberletiliyor sonra taklit başlıyor. Çocuklarımız topa vururken "Messi ve top ağlarda" diyorsa. Burada bir aidiyet sorunu oluşmuş demektir. Buda onları anmakla, anlatmakla oluyor. Biz ve neslimiz kaç sahabenin ismini biliyoruz? Buna mukabil kaç futbolcu veya başkalarının ismini biliyoruz. Bunun için biz değerlerimizin mimarlarını o kadar yâd etmeliyiz ki, bir iş yaparken onları hatırlayalım ve onlar gibi yapmaya gayret edelim. Mesela, namaz kılarken Hz. Ebu Bekir, Abbad bin Bişr gözümüzün önüne gelsin... Biz üç nesil sonra yaşamaya başlasak ta anlatacağız. Biz anlatırız, evlatlarımız anlar, inşallah onların evlatları da yaşar. Bu kadar uzun soluklu da olsa onları yâd etmeye devam edeceğiz.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.