9786051467436
537458
https://www.turkishbooks.com/books/rusvet-zimmet-irtikap-gorevi-kotuye-kullanma-p537458.html
Rüşvet-Zimmet-İrtikap Görevi Kötüye Kullanma Yargıtay Kararları Işığında
10.32
6352 sayılı yasa(yürürlük: 5 Temmuz 2012) kitabın konusunu oluşturan suçlarda önemli değişiklikler yaptı. Bu nedenle kitabı güncellemem gerekti. Bu çalışmayı yaparken bazı bölümleri yeniden yazdım, çünkü bu bölümde yer alan maddeler -kökten- değişiklik gördü.
Bunun dışında önceki baskının önsözünde yer alan düşünceleri tekrarlamak uygun olur.
Kitabın içeriğini oluşturan suçlar ana başlıkta kamu yönetimine karşı suçlar olarak belirtilir.
Kamu yönetimi, Devletin yasama, yönetme ve yargı fonksiyonlarının dışında kalan, fakat buna rağmen, bir toplumun kamusal hayatına etki yapan bazı faaliyetledir. Devlet ve idare bu hizmeti, idare hukuku terminolojisi ile, ajanları aracığıyla görür. Bu kişiler, yasalardan aldıkları erk ve yetki ile, devlet çarkının dönmesinde önemli bir işlev görürler. Bunun sonucu olarak, toplumda kamusal düzeni kurma iddiasında olan ceza hukuku, koyduğu normlarla, kamu yönetiminin düzgün, yasalara uygun, bir seviyede görülmesine hizmet eder.
Ceza hukukunun geleneksel yaklaşımı içinde, kamu yönetimine karşı suçlar -memur suçları- olarak adlandırılır. Bu suçların failleri kamu yönetimi erkini kullanan görevlilerdir. Bu kişilerin fiilleri, yanı nitelikteki fiillerin başka kişiler tarafından işlendiğinde öngörülen cezalara oranla, çok daha ağır biçimde cezalandırılırlar. Bunun iki nedeni vardır. İlkin, bu suçların failleri kamunun verdiği erkin barındırdığı kolaylıklardan yararlanırlar. Bu noktada, adeta bir görevin kötüye kullanılması söz konusudur. İkinci olarak, bu kişilerin gördükleri göreve toplumda yaşayan bireylerin güven duymalarını sağlamak için de, kamu görevlisinin işlediği görevinden doğan bir suç, çok ağır yaptırımla karşılanır. Bu noktada tipik bir örnek, kamu görevlisinin işlediği zimmet suçudur. Bu suç, niteliği bakımından güvenin kötüye kullanılmasıdır. Bu tür bir fiil, birey tarafından da işlendiğinde cezalandırılır. Fakat aradaki fark, zimmetin çok daha ağır bir suç olarak kabul edilmesidir.
Kitabın konusu, TCK'nın 2. Kitabının, 4. Kısmının, 1. Bölümü ile sınırlıdır. Bu bölümde kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı işlenen suçlar yer almaktadır.
Bu kitaptaki çalışma yönteminin temel niteliğini belirtmem uygun olur. Kitapta bilinenleri tekrarlamadım, yeni TCK'nın yaklaşımlarını ve tartışmalı noktalarını öne çıkarmaya çalıştım.
Bu noktada, çalışmamın temelini oluşturan bir hususu açıklamam gerekir. Elinizdeki kitapta, uygulamacı dikkate alınmıştır. Bu nedenle, konuyla ilgili temel kavramların açıklanmasından mümkün olduğunca kaçınılmıştır. Ayrıca, önceki dönemlerin aksine, madde gerekçelerinde bilimsel bir yaklaşım sergilenmektedir. Bu nedenle, bu açıklamalardan da yararlandım. Hatta bazen yalnızca yollama yapmakla yetindim. Doğru ve yeterli açıklamaları tekrar etmeye hiç gerek yoktu.
Kitabı zenginleştiren elbette Yargıtay kararlarıdır. Bu kararlara iki kaynaktan ulaştım. Yargıtay Kararları Dergisi, bu kaynaklardan ilkidir.
İkinci kaynak ise, www. adalet. org başlığını taşıyan web sitesidir.
Kararları Eylül 2015 tarihi itibariyle taradım ve kitapta yer verdim.
Bunun dışında önceki baskının önsözünde yer alan düşünceleri tekrarlamak uygun olur.
Kitabın içeriğini oluşturan suçlar ana başlıkta kamu yönetimine karşı suçlar olarak belirtilir.
Kamu yönetimi, Devletin yasama, yönetme ve yargı fonksiyonlarının dışında kalan, fakat buna rağmen, bir toplumun kamusal hayatına etki yapan bazı faaliyetledir. Devlet ve idare bu hizmeti, idare hukuku terminolojisi ile, ajanları aracığıyla görür. Bu kişiler, yasalardan aldıkları erk ve yetki ile, devlet çarkının dönmesinde önemli bir işlev görürler. Bunun sonucu olarak, toplumda kamusal düzeni kurma iddiasında olan ceza hukuku, koyduğu normlarla, kamu yönetiminin düzgün, yasalara uygun, bir seviyede görülmesine hizmet eder.
Ceza hukukunun geleneksel yaklaşımı içinde, kamu yönetimine karşı suçlar -memur suçları- olarak adlandırılır. Bu suçların failleri kamu yönetimi erkini kullanan görevlilerdir. Bu kişilerin fiilleri, yanı nitelikteki fiillerin başka kişiler tarafından işlendiğinde öngörülen cezalara oranla, çok daha ağır biçimde cezalandırılırlar. Bunun iki nedeni vardır. İlkin, bu suçların failleri kamunun verdiği erkin barındırdığı kolaylıklardan yararlanırlar. Bu noktada, adeta bir görevin kötüye kullanılması söz konusudur. İkinci olarak, bu kişilerin gördükleri göreve toplumda yaşayan bireylerin güven duymalarını sağlamak için de, kamu görevlisinin işlediği görevinden doğan bir suç, çok ağır yaptırımla karşılanır. Bu noktada tipik bir örnek, kamu görevlisinin işlediği zimmet suçudur. Bu suç, niteliği bakımından güvenin kötüye kullanılmasıdır. Bu tür bir fiil, birey tarafından da işlendiğinde cezalandırılır. Fakat aradaki fark, zimmetin çok daha ağır bir suç olarak kabul edilmesidir.
Kitabın konusu, TCK'nın 2. Kitabının, 4. Kısmının, 1. Bölümü ile sınırlıdır. Bu bölümde kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı işlenen suçlar yer almaktadır.
Bu kitaptaki çalışma yönteminin temel niteliğini belirtmem uygun olur. Kitapta bilinenleri tekrarlamadım, yeni TCK'nın yaklaşımlarını ve tartışmalı noktalarını öne çıkarmaya çalıştım.
Bu noktada, çalışmamın temelini oluşturan bir hususu açıklamam gerekir. Elinizdeki kitapta, uygulamacı dikkate alınmıştır. Bu nedenle, konuyla ilgili temel kavramların açıklanmasından mümkün olduğunca kaçınılmıştır. Ayrıca, önceki dönemlerin aksine, madde gerekçelerinde bilimsel bir yaklaşım sergilenmektedir. Bu nedenle, bu açıklamalardan da yararlandım. Hatta bazen yalnızca yollama yapmakla yetindim. Doğru ve yeterli açıklamaları tekrar etmeye hiç gerek yoktu.
Kitabı zenginleştiren elbette Yargıtay kararlarıdır. Bu kararlara iki kaynaktan ulaştım. Yargıtay Kararları Dergisi, bu kaynaklardan ilkidir.
İkinci kaynak ise, www. adalet. org başlığını taşıyan web sitesidir.
Kararları Eylül 2015 tarihi itibariyle taradım ve kitapta yer verdim.
6352 sayılı yasa(yürürlük: 5 Temmuz 2012) kitabın konusunu oluşturan suçlarda önemli değişiklikler yaptı. Bu nedenle kitabı güncellemem gerekti. Bu çalışmayı yaparken bazı bölümleri yeniden yazdım, çünkü bu bölümde yer alan maddeler -kökten- değişiklik gördü.
Bunun dışında önceki baskının önsözünde yer alan düşünceleri tekrarlamak uygun olur.
Kitabın içeriğini oluşturan suçlar ana başlıkta kamu yönetimine karşı suçlar olarak belirtilir.
Kamu yönetimi, Devletin yasama, yönetme ve yargı fonksiyonlarının dışında kalan, fakat buna rağmen, bir toplumun kamusal hayatına etki yapan bazı faaliyetledir. Devlet ve idare bu hizmeti, idare hukuku terminolojisi ile, ajanları aracığıyla görür. Bu kişiler, yasalardan aldıkları erk ve yetki ile, devlet çarkının dönmesinde önemli bir işlev görürler. Bunun sonucu olarak, toplumda kamusal düzeni kurma iddiasında olan ceza hukuku, koyduğu normlarla, kamu yönetiminin düzgün, yasalara uygun, bir seviyede görülmesine hizmet eder.
Ceza hukukunun geleneksel yaklaşımı içinde, kamu yönetimine karşı suçlar -memur suçları- olarak adlandırılır. Bu suçların failleri kamu yönetimi erkini kullanan görevlilerdir. Bu kişilerin fiilleri, yanı nitelikteki fiillerin başka kişiler tarafından işlendiğinde öngörülen cezalara oranla, çok daha ağır biçimde cezalandırılırlar. Bunun iki nedeni vardır. İlkin, bu suçların failleri kamunun verdiği erkin barındırdığı kolaylıklardan yararlanırlar. Bu noktada, adeta bir görevin kötüye kullanılması söz konusudur. İkinci olarak, bu kişilerin gördükleri göreve toplumda yaşayan bireylerin güven duymalarını sağlamak için de, kamu görevlisinin işlediği görevinden doğan bir suç, çok ağır yaptırımla karşılanır. Bu noktada tipik bir örnek, kamu görevlisinin işlediği zimmet suçudur. Bu suç, niteliği bakımından güvenin kötüye kullanılmasıdır. Bu tür bir fiil, birey tarafından da işlendiğinde cezalandırılır. Fakat aradaki fark, zimmetin çok daha ağır bir suç olarak kabul edilmesidir.
Kitabın konusu, TCK'nın 2. Kitabının, 4. Kısmının, 1. Bölümü ile sınırlıdır. Bu bölümde kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı işlenen suçlar yer almaktadır.
Bu kitaptaki çalışma yönteminin temel niteliğini belirtmem uygun olur. Kitapta bilinenleri tekrarlamadım, yeni TCK'nın yaklaşımlarını ve tartışmalı noktalarını öne çıkarmaya çalıştım.
Bu noktada, çalışmamın temelini oluşturan bir hususu açıklamam gerekir. Elinizdeki kitapta, uygulamacı dikkate alınmıştır. Bu nedenle, konuyla ilgili temel kavramların açıklanmasından mümkün olduğunca kaçınılmıştır. Ayrıca, önceki dönemlerin aksine, madde gerekçelerinde bilimsel bir yaklaşım sergilenmektedir. Bu nedenle, bu açıklamalardan da yararlandım. Hatta bazen yalnızca yollama yapmakla yetindim. Doğru ve yeterli açıklamaları tekrar etmeye hiç gerek yoktu.
Kitabı zenginleştiren elbette Yargıtay kararlarıdır. Bu kararlara iki kaynaktan ulaştım. Yargıtay Kararları Dergisi, bu kaynaklardan ilkidir.
İkinci kaynak ise, www. adalet. org başlığını taşıyan web sitesidir.
Kararları Eylül 2015 tarihi itibariyle taradım ve kitapta yer verdim.
Bunun dışında önceki baskının önsözünde yer alan düşünceleri tekrarlamak uygun olur.
Kitabın içeriğini oluşturan suçlar ana başlıkta kamu yönetimine karşı suçlar olarak belirtilir.
Kamu yönetimi, Devletin yasama, yönetme ve yargı fonksiyonlarının dışında kalan, fakat buna rağmen, bir toplumun kamusal hayatına etki yapan bazı faaliyetledir. Devlet ve idare bu hizmeti, idare hukuku terminolojisi ile, ajanları aracığıyla görür. Bu kişiler, yasalardan aldıkları erk ve yetki ile, devlet çarkının dönmesinde önemli bir işlev görürler. Bunun sonucu olarak, toplumda kamusal düzeni kurma iddiasında olan ceza hukuku, koyduğu normlarla, kamu yönetiminin düzgün, yasalara uygun, bir seviyede görülmesine hizmet eder.
Ceza hukukunun geleneksel yaklaşımı içinde, kamu yönetimine karşı suçlar -memur suçları- olarak adlandırılır. Bu suçların failleri kamu yönetimi erkini kullanan görevlilerdir. Bu kişilerin fiilleri, yanı nitelikteki fiillerin başka kişiler tarafından işlendiğinde öngörülen cezalara oranla, çok daha ağır biçimde cezalandırılırlar. Bunun iki nedeni vardır. İlkin, bu suçların failleri kamunun verdiği erkin barındırdığı kolaylıklardan yararlanırlar. Bu noktada, adeta bir görevin kötüye kullanılması söz konusudur. İkinci olarak, bu kişilerin gördükleri göreve toplumda yaşayan bireylerin güven duymalarını sağlamak için de, kamu görevlisinin işlediği görevinden doğan bir suç, çok ağır yaptırımla karşılanır. Bu noktada tipik bir örnek, kamu görevlisinin işlediği zimmet suçudur. Bu suç, niteliği bakımından güvenin kötüye kullanılmasıdır. Bu tür bir fiil, birey tarafından da işlendiğinde cezalandırılır. Fakat aradaki fark, zimmetin çok daha ağır bir suç olarak kabul edilmesidir.
Kitabın konusu, TCK'nın 2. Kitabının, 4. Kısmının, 1. Bölümü ile sınırlıdır. Bu bölümde kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı işlenen suçlar yer almaktadır.
Bu kitaptaki çalışma yönteminin temel niteliğini belirtmem uygun olur. Kitapta bilinenleri tekrarlamadım, yeni TCK'nın yaklaşımlarını ve tartışmalı noktalarını öne çıkarmaya çalıştım.
Bu noktada, çalışmamın temelini oluşturan bir hususu açıklamam gerekir. Elinizdeki kitapta, uygulamacı dikkate alınmıştır. Bu nedenle, konuyla ilgili temel kavramların açıklanmasından mümkün olduğunca kaçınılmıştır. Ayrıca, önceki dönemlerin aksine, madde gerekçelerinde bilimsel bir yaklaşım sergilenmektedir. Bu nedenle, bu açıklamalardan da yararlandım. Hatta bazen yalnızca yollama yapmakla yetindim. Doğru ve yeterli açıklamaları tekrar etmeye hiç gerek yoktu.
Kitabı zenginleştiren elbette Yargıtay kararlarıdır. Bu kararlara iki kaynaktan ulaştım. Yargıtay Kararları Dergisi, bu kaynaklardan ilkidir.
İkinci kaynak ise, www. adalet. org başlığını taşıyan web sitesidir.
Kararları Eylül 2015 tarihi itibariyle taradım ve kitapta yer verdim.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.