9786054370900
401447
https://www.turkishbooks.com/books/rubailer-ve-tuyuglar-p401447.html
Rubâîler ve Tuyuğlar
6.48
DÎBCE
İnsana beyânı öğreten Rahmân'a hamd olsun. Cevâmiu'l-kelim Peygamberine salâtu selâm olsun.
Sadece bir emeğin mahsulü değil, gençlik yıllarının şiddetli anlam arayışının ve ızdırabının mahsulü olan bu şiirlerin unutulup gitmesine gönlüm razı olmadı. Çünkü bu şiirler, üzerimde hâlâ derin izleri bulunan acılarla yazıldı. Esasen bu şiirler kendime bir va'z u nasihatten başka bir şey değildir. Bu şiirlerin ana teması ulvî ile suflî, bâkî ile fânî arasında yaşanan çatışmada bilgelikten yana konulan tavırdır. Hayata bilgece bakabilenler için en uygun şiir tarzı kanaatimce Rubâî ve Tuyuğ gibi nazım şekilleridir. Çünkü Rubâî ve Tuyuğ insan hayatına çok benzemektedir. İnsan nasıl kısacık bir ömürle derin ve anlamlı bir hayatı yaşamak zorunda ise, Rubâî ve Tuyuğ da az sözle bereketli olmak zorundadır. İşte belki de bu yüzden Rubâî ve Tuyuğun özel bir yeri vardır.
Rubâî ve Tuyuğ, şairin ve şiirin hasını bünyesinde barındıran Dîvân Şiiri'ne ait nazım şekilleridir. İnsan ruhundaki ahengi, ritmi, estetiği en saf haliyle keşfedip söze döken Dîvân Şiiri hiçbir zaman eskimiş değildir. Bir şeyin eski olması eskimiş olması manasına gelmez. Dîvân Şiiri kadim bir şiir olup, nevzuhur pek çok şiiri eskitecek bir hususiyete sahiptir. İnsandaki bedi' duyguyu hissedebilen herkes Dîvân Şiiri'nin mertebe-i ulyâsını tabii olarak takdir eder. Dîvân Şiiri'nin kıymet-i asliyesini göremeyenler ise, hakikî manada sanatçılıktan ve şairlikten nasipsiz; bilgi, irfân ve kültür seviyeleri belli bir merhalede tıkanıp kalmış kişilerdir. Dîvân Şiiri her şeyden evvel insan ruhunun bir tahlilidir. İnsanı tahlil eden bir şiirin halktan kopuk olduğunu iddia etmek saçmadır. Zira insanı anlamayan, toplumu da anlayamaz.
Dîvân Şiiri musikîye en yakın şiirdir. Hatta bir nevi güfteli musikîdir. Musikî ise her zamana, mekâna ve insana kolayca hitap eden bir sanattır. Bu yüzden dili ağır olsa bile Dîvân Şiiri her zaman okunacak, zevk alınacak nadide bir şiirdir. Hele Rubâî ve Tuyuğ, hikmet arayışının, insan denen muammayı çözümlemeye çalışmanın ve hayatı irdelemenin bir ifadesi olarak her daim tazeliğini koruyacaktır.
Allah'ın bahşettiği istidatla kelimelere ruh üfleyip Dîvân Şiiri'ni var eden bütün şairlere selâm olsun. Cenâb-ı Zülcelâl, onların isimlerini gök kubbenin altında Bâkî isminin tecellisine mazhar kılsın. Amin...
Muhammed Hikmet
Bahar 2015
İnsana beyânı öğreten Rahmân'a hamd olsun. Cevâmiu'l-kelim Peygamberine salâtu selâm olsun.
Sadece bir emeğin mahsulü değil, gençlik yıllarının şiddetli anlam arayışının ve ızdırabının mahsulü olan bu şiirlerin unutulup gitmesine gönlüm razı olmadı. Çünkü bu şiirler, üzerimde hâlâ derin izleri bulunan acılarla yazıldı. Esasen bu şiirler kendime bir va'z u nasihatten başka bir şey değildir. Bu şiirlerin ana teması ulvî ile suflî, bâkî ile fânî arasında yaşanan çatışmada bilgelikten yana konulan tavırdır. Hayata bilgece bakabilenler için en uygun şiir tarzı kanaatimce Rubâî ve Tuyuğ gibi nazım şekilleridir. Çünkü Rubâî ve Tuyuğ insan hayatına çok benzemektedir. İnsan nasıl kısacık bir ömürle derin ve anlamlı bir hayatı yaşamak zorunda ise, Rubâî ve Tuyuğ da az sözle bereketli olmak zorundadır. İşte belki de bu yüzden Rubâî ve Tuyuğun özel bir yeri vardır.
Rubâî ve Tuyuğ, şairin ve şiirin hasını bünyesinde barındıran Dîvân Şiiri'ne ait nazım şekilleridir. İnsan ruhundaki ahengi, ritmi, estetiği en saf haliyle keşfedip söze döken Dîvân Şiiri hiçbir zaman eskimiş değildir. Bir şeyin eski olması eskimiş olması manasına gelmez. Dîvân Şiiri kadim bir şiir olup, nevzuhur pek çok şiiri eskitecek bir hususiyete sahiptir. İnsandaki bedi' duyguyu hissedebilen herkes Dîvân Şiiri'nin mertebe-i ulyâsını tabii olarak takdir eder. Dîvân Şiiri'nin kıymet-i asliyesini göremeyenler ise, hakikî manada sanatçılıktan ve şairlikten nasipsiz; bilgi, irfân ve kültür seviyeleri belli bir merhalede tıkanıp kalmış kişilerdir. Dîvân Şiiri her şeyden evvel insan ruhunun bir tahlilidir. İnsanı tahlil eden bir şiirin halktan kopuk olduğunu iddia etmek saçmadır. Zira insanı anlamayan, toplumu da anlayamaz.
Dîvân Şiiri musikîye en yakın şiirdir. Hatta bir nevi güfteli musikîdir. Musikî ise her zamana, mekâna ve insana kolayca hitap eden bir sanattır. Bu yüzden dili ağır olsa bile Dîvân Şiiri her zaman okunacak, zevk alınacak nadide bir şiirdir. Hele Rubâî ve Tuyuğ, hikmet arayışının, insan denen muammayı çözümlemeye çalışmanın ve hayatı irdelemenin bir ifadesi olarak her daim tazeliğini koruyacaktır.
Allah'ın bahşettiği istidatla kelimelere ruh üfleyip Dîvân Şiiri'ni var eden bütün şairlere selâm olsun. Cenâb-ı Zülcelâl, onların isimlerini gök kubbenin altında Bâkî isminin tecellisine mazhar kılsın. Amin...
Muhammed Hikmet
Bahar 2015
DÎBCE
İnsana beyânı öğreten Rahmân'a hamd olsun. Cevâmiu'l-kelim Peygamberine salâtu selâm olsun.
Sadece bir emeğin mahsulü değil, gençlik yıllarının şiddetli anlam arayışının ve ızdırabının mahsulü olan bu şiirlerin unutulup gitmesine gönlüm razı olmadı. Çünkü bu şiirler, üzerimde hâlâ derin izleri bulunan acılarla yazıldı. Esasen bu şiirler kendime bir va'z u nasihatten başka bir şey değildir. Bu şiirlerin ana teması ulvî ile suflî, bâkî ile fânî arasında yaşanan çatışmada bilgelikten yana konulan tavırdır. Hayata bilgece bakabilenler için en uygun şiir tarzı kanaatimce Rubâî ve Tuyuğ gibi nazım şekilleridir. Çünkü Rubâî ve Tuyuğ insan hayatına çok benzemektedir. İnsan nasıl kısacık bir ömürle derin ve anlamlı bir hayatı yaşamak zorunda ise, Rubâî ve Tuyuğ da az sözle bereketli olmak zorundadır. İşte belki de bu yüzden Rubâî ve Tuyuğun özel bir yeri vardır.
Rubâî ve Tuyuğ, şairin ve şiirin hasını bünyesinde barındıran Dîvân Şiiri'ne ait nazım şekilleridir. İnsan ruhundaki ahengi, ritmi, estetiği en saf haliyle keşfedip söze döken Dîvân Şiiri hiçbir zaman eskimiş değildir. Bir şeyin eski olması eskimiş olması manasına gelmez. Dîvân Şiiri kadim bir şiir olup, nevzuhur pek çok şiiri eskitecek bir hususiyete sahiptir. İnsandaki bedi' duyguyu hissedebilen herkes Dîvân Şiiri'nin mertebe-i ulyâsını tabii olarak takdir eder. Dîvân Şiiri'nin kıymet-i asliyesini göremeyenler ise, hakikî manada sanatçılıktan ve şairlikten nasipsiz; bilgi, irfân ve kültür seviyeleri belli bir merhalede tıkanıp kalmış kişilerdir. Dîvân Şiiri her şeyden evvel insan ruhunun bir tahlilidir. İnsanı tahlil eden bir şiirin halktan kopuk olduğunu iddia etmek saçmadır. Zira insanı anlamayan, toplumu da anlayamaz.
Dîvân Şiiri musikîye en yakın şiirdir. Hatta bir nevi güfteli musikîdir. Musikî ise her zamana, mekâna ve insana kolayca hitap eden bir sanattır. Bu yüzden dili ağır olsa bile Dîvân Şiiri her zaman okunacak, zevk alınacak nadide bir şiirdir. Hele Rubâî ve Tuyuğ, hikmet arayışının, insan denen muammayı çözümlemeye çalışmanın ve hayatı irdelemenin bir ifadesi olarak her daim tazeliğini koruyacaktır.
Allah'ın bahşettiği istidatla kelimelere ruh üfleyip Dîvân Şiiri'ni var eden bütün şairlere selâm olsun. Cenâb-ı Zülcelâl, onların isimlerini gök kubbenin altında Bâkî isminin tecellisine mazhar kılsın. Amin...
Muhammed Hikmet
Bahar 2015
İnsana beyânı öğreten Rahmân'a hamd olsun. Cevâmiu'l-kelim Peygamberine salâtu selâm olsun.
Sadece bir emeğin mahsulü değil, gençlik yıllarının şiddetli anlam arayışının ve ızdırabının mahsulü olan bu şiirlerin unutulup gitmesine gönlüm razı olmadı. Çünkü bu şiirler, üzerimde hâlâ derin izleri bulunan acılarla yazıldı. Esasen bu şiirler kendime bir va'z u nasihatten başka bir şey değildir. Bu şiirlerin ana teması ulvî ile suflî, bâkî ile fânî arasında yaşanan çatışmada bilgelikten yana konulan tavırdır. Hayata bilgece bakabilenler için en uygun şiir tarzı kanaatimce Rubâî ve Tuyuğ gibi nazım şekilleridir. Çünkü Rubâî ve Tuyuğ insan hayatına çok benzemektedir. İnsan nasıl kısacık bir ömürle derin ve anlamlı bir hayatı yaşamak zorunda ise, Rubâî ve Tuyuğ da az sözle bereketli olmak zorundadır. İşte belki de bu yüzden Rubâî ve Tuyuğun özel bir yeri vardır.
Rubâî ve Tuyuğ, şairin ve şiirin hasını bünyesinde barındıran Dîvân Şiiri'ne ait nazım şekilleridir. İnsan ruhundaki ahengi, ritmi, estetiği en saf haliyle keşfedip söze döken Dîvân Şiiri hiçbir zaman eskimiş değildir. Bir şeyin eski olması eskimiş olması manasına gelmez. Dîvân Şiiri kadim bir şiir olup, nevzuhur pek çok şiiri eskitecek bir hususiyete sahiptir. İnsandaki bedi' duyguyu hissedebilen herkes Dîvân Şiiri'nin mertebe-i ulyâsını tabii olarak takdir eder. Dîvân Şiiri'nin kıymet-i asliyesini göremeyenler ise, hakikî manada sanatçılıktan ve şairlikten nasipsiz; bilgi, irfân ve kültür seviyeleri belli bir merhalede tıkanıp kalmış kişilerdir. Dîvân Şiiri her şeyden evvel insan ruhunun bir tahlilidir. İnsanı tahlil eden bir şiirin halktan kopuk olduğunu iddia etmek saçmadır. Zira insanı anlamayan, toplumu da anlayamaz.
Dîvân Şiiri musikîye en yakın şiirdir. Hatta bir nevi güfteli musikîdir. Musikî ise her zamana, mekâna ve insana kolayca hitap eden bir sanattır. Bu yüzden dili ağır olsa bile Dîvân Şiiri her zaman okunacak, zevk alınacak nadide bir şiirdir. Hele Rubâî ve Tuyuğ, hikmet arayışının, insan denen muammayı çözümlemeye çalışmanın ve hayatı irdelemenin bir ifadesi olarak her daim tazeliğini koruyacaktır.
Allah'ın bahşettiği istidatla kelimelere ruh üfleyip Dîvân Şiiri'ni var eden bütün şairlere selâm olsun. Cenâb-ı Zülcelâl, onların isimlerini gök kubbenin altında Bâkî isminin tecellisine mazhar kılsın. Amin...
Muhammed Hikmet
Bahar 2015
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.