2789786019526
554061
https://www.turkishbooks.com/books/resimli-klasikler-seti-5-kitap-takim-p554061.html
Resimli Klasikler Seti - 5 Kitap Takım
20.889
Set İçindeki Kitaplar;
Dönüşüm
"Gregor Samsa bir sabah yatağında huzursuz düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Kabuklu sert sırtının üzerinde yatıyor, başını birazcık yükselttiğinde, kayıp düşmek üzere olan yorganın tepesinde zar zor tutunduğu kahverengi, bombeli ve yay şeklinde şeritlerle bezeli karnını görüyordu. Gövdesine göre acınacak incelikteki pek çok bacağı gözlerinin önünde çaresizlikle titreşiyordu."
Kafka işte bu sarsıcı, tuhaf cümlelerle başlıyor yirminci yüzyılın en etkileyici eserleri arasında yer alan Dönüşüm'e. Keskinliği ve yalınlığıyla Kafka'nın edebi yoğunluğunu en iyi anlatan bu başyapıt, Arjantinli çizer Luis Scafati'nin hayal gücüyle birleşince, ortaya seyre doyulmaz bir edebi ziyafet çıkıyor.
"Kafka'nın sanatı okuyucuyu onu yeniden okumaya zorluyor. Eserlerinin sonları -ya da olmayan sonları- açık açık ifade edilmeyen, ama hikayenin başka bir bakış açısıyla yeniden okunmasını gerektiren açıklamalar sunuyor."
-Albert Camus-
"[Kafka] ziyadesiyle bürokratikleşmiş bir toplumun şiirsellikten yoksun kumaşını romanın o muazzam şiirine; bir adamın gayet sıradan öyküsünü... bir mite, destana, daha önce görülmemiş bir güzelliğe dönüştürüyor."
-Milan Kundera-
Kara Kedi
"Yazmak üzere olduğum bu çılgın, ama bir o kadar da basit hikayeye inanmanızı beklemiyorum. Kendi aklım bile, olanları apaçık gördüğü halde, onları inkar ederken, sizden bunu beklemem delilik olur. Ama deli olmadığımı biliyorum, hayal görmediğimden de eminim. Yarın öleceğim için bugün içimi dökmem gerek."
Edgar Allan Poe'nun gizemli ve karanlık dünyasına hoş geldiniz! Dehşeti, korkuyu, fantezi ile gerçeklik arasındaki muğlaklığı, insanın karanlık yüzünü ve çaresizliği anlatan Poe'nun tekinsiz öykülerine, bu kez Luis Scafati'nin eşsiz çizimleri eşlik ediyor. Büyük bir özenle kullandığı siyahın hakim olduğu çizimleriyle karanlık ve hassas bir dünyanın kapılarını aralayan Scafati ile duyduğu dehşet ürperişini okuyucusuna iletmekte benzersiz bir dile sahip Edgar Allan Poe'nun öyküleri bir araya gelerek benzersiz bir atmosfer yaratıyor.
"Edgar Allan Poe'nun öykülerini çok sevdiğim için gerilim filmleri yapmaya başladım."
-Alfred Hitchcock-
"Ona (Poe) 'Olağanüstünün Kült Lideri' diyebilirsiniz."
-Jules Verne-
"Edgar Allan Poe, ona hayat veren nefesi üflemeden önce dedektiflik hikayeleri neredeydi?"
-Arthur Conan Doyle-
"... Poe için güç bela sanatçı diyebilirim, bana göre o çok büyük bir bilim insanı."
-D. H. Lawrence-
Palto
"Önüne ne pahasına olursa olsun ulaşacağı bir hedef koyan insanlar gibi kendini şimdiden daha hayat dolu hissediyor, karakteri güçleniyordu. Yürüyüşünde ve hareketlerinde kararsız ve ikircikli ne varsa gitmiş, gözlerinde yeni bir ateş parlamaya başlamıştı. Hatta en cüretkar hayallerinde bazen paltosuna sansar kürkü bir yaka diktirmeyi bile kurar olmuştu."
"Küçük adam"ın çektiği sıkıntılar, maruz kaldığı eşitsizlik ve acılar bu uzun öykünün başkahramanı Akakiy Akakiyeviç'in hayatı üzerinden yalın bir gerçekçilikle anlatılıyor. Böylesi bir anlatım, her ne kadar dönemin Çarlık Rusya'sında büyük tepki alsa ve Gogol, Rus insanını aşağılamakla suçlansa da, Rus edebiyatında büyük bir çığır açıyor. Elinizde tuttuğunuz bu muhteşem eseri daha önce yayınlanmış örneklerinden farklı kılansa, otuzdan fazla kitapta imzası olan ödüllü çizer Noemí Villamuza'nın büyüleyici çizimleri.
"Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık."
-Dostoyevski-
"Gogol'un Palto'da sergilediği sanat, paralel doğruların kesişmekle kalmayıp, solucan misali kıvrılabileceklerine, karmakarışık hale gelebileceklerine işaret eder."
-Vladimir Nabokov, Nikolay Gogol-
Faust
Mantığı elden bırakmadan tanrısal bilginin ve deneyimin peşindeki bir adamın çok, çok eski hikayesini anlatır Faust. Bu arayış sırasında ortaya çıkan trajik sonuçların tasvirleri hem Goethe'nin büyük dehasının kanıtı, hem de edebiyattaki en önemli başarılardan biridir. Johann Wolfgang Goethe'nin, dünya edebiyatının en büyük başyapıtlarından biri kabul edilen ve otuz yılda kaleme aldığı muazzam eseri Faust'a şimdi Harry Clarke'ın 1925 yılında yaptığı muhteşem resimler eşlik ediyor.
Goethe hayatının sonlarına doğru Faust'un, fikirleri ve bu fikirleri temsil eden karakterlerle olayları konu eden ikinci bölümünü yazsa da, insanların ruhunu ve aklını asıl ele geçiren şiirsel yoğunluğuyla ilk bölümdür. Romantik bir hayal gücünün eseri olan bu bölüm yaşayan karakterlerin duyguları, düşünceleri ve arzularıyla dopdoluydu ve pek çok başka sanat eserine de kaynaklık etti.
"Ruhun içine sarıldığı,
Kendini beğenmişliği kahrolsun.
Duyularımızı bırakmayan görünüşün,
Körleştiriciliği kahrolsun!
Kahrolsun düşlerin ikiyüzlülüğü,
Ünümüz ve adımızın sözde kalıcılığı!
Kahrolsun yaltaklanan mal ve mülk,
Kadın, çocuk, hizmetçi ve kul!
Kahrolsun, hazineler vaat ederek,
Akıl almaz şeyler yaptıran,
Ya da tembel bir zevk için,
Yastığımızı hazırlayan Para Tanrısı!
Üzümlerin uyuşturan sıvısı kahrolsun!
En yüksek aşk, umut, inanç,
Her şeyden önce sabır kahrolsun!"
Körler Ülkesi
And Dağları'nın vahşi çorak topraklarında insanların dünyasından elini eteğini çekmiş bir vadi uzanır. Ancak korkunç boğazlar ve buz kaplı bir geçit aşıldıktan sonra ulaşılabilen Körler Ülkesi'dir burası. Vadiyi on yedi gün boyunca karanlığa gömecek bir yanardağ patlamasının ardından, vakti zamanında İspanyol zulmünden kaçarak vadiye sığınmış ve körlük belasıyla cebelleşen insanların dünyayla bağlantısı kopmuştur. Körlüğe derman bulmak için köyden ayrılmış ve koca dünyada mahsur kalmış bir adamın anlattıklarıyla bir efsane olarak varlığını sürdürür Körler Ülkesi. Ta ki Nunez adında genç bir dağcı elim bir kazayla vadide hapsoluncaya kadar...
H. G. Wells'in bu meşhur öyküsüne İspanyol çizer Elena Ferrándiz'in muhteşem resimleri eşlik ediyor.
"... Ann Veronica, Zaman Makinesi, Körler Ülkesi... bunlar Wells'in çağdaşlarının üretebileceğinden çok daha iyi hikayeler."
-Vladimir Nabokov-
"Wells'i yüzyılın başında keşfettiğime çok üzgünüm. Keşke o baş döndüren, kimi zaman da dehşetli mutluluğu hissetmek için onu bugün keşfedebilseydim."
-Jorge Luis Borges-
Dönüşüm
"Gregor Samsa bir sabah yatağında huzursuz düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Kabuklu sert sırtının üzerinde yatıyor, başını birazcık yükselttiğinde, kayıp düşmek üzere olan yorganın tepesinde zar zor tutunduğu kahverengi, bombeli ve yay şeklinde şeritlerle bezeli karnını görüyordu. Gövdesine göre acınacak incelikteki pek çok bacağı gözlerinin önünde çaresizlikle titreşiyordu."
Kafka işte bu sarsıcı, tuhaf cümlelerle başlıyor yirminci yüzyılın en etkileyici eserleri arasında yer alan Dönüşüm'e. Keskinliği ve yalınlığıyla Kafka'nın edebi yoğunluğunu en iyi anlatan bu başyapıt, Arjantinli çizer Luis Scafati'nin hayal gücüyle birleşince, ortaya seyre doyulmaz bir edebi ziyafet çıkıyor.
"Kafka'nın sanatı okuyucuyu onu yeniden okumaya zorluyor. Eserlerinin sonları -ya da olmayan sonları- açık açık ifade edilmeyen, ama hikayenin başka bir bakış açısıyla yeniden okunmasını gerektiren açıklamalar sunuyor."
-Albert Camus-
"[Kafka] ziyadesiyle bürokratikleşmiş bir toplumun şiirsellikten yoksun kumaşını romanın o muazzam şiirine; bir adamın gayet sıradan öyküsünü... bir mite, destana, daha önce görülmemiş bir güzelliğe dönüştürüyor."
-Milan Kundera-
Kara Kedi
"Yazmak üzere olduğum bu çılgın, ama bir o kadar da basit hikayeye inanmanızı beklemiyorum. Kendi aklım bile, olanları apaçık gördüğü halde, onları inkar ederken, sizden bunu beklemem delilik olur. Ama deli olmadığımı biliyorum, hayal görmediğimden de eminim. Yarın öleceğim için bugün içimi dökmem gerek."
Edgar Allan Poe'nun gizemli ve karanlık dünyasına hoş geldiniz! Dehşeti, korkuyu, fantezi ile gerçeklik arasındaki muğlaklığı, insanın karanlık yüzünü ve çaresizliği anlatan Poe'nun tekinsiz öykülerine, bu kez Luis Scafati'nin eşsiz çizimleri eşlik ediyor. Büyük bir özenle kullandığı siyahın hakim olduğu çizimleriyle karanlık ve hassas bir dünyanın kapılarını aralayan Scafati ile duyduğu dehşet ürperişini okuyucusuna iletmekte benzersiz bir dile sahip Edgar Allan Poe'nun öyküleri bir araya gelerek benzersiz bir atmosfer yaratıyor.
"Edgar Allan Poe'nun öykülerini çok sevdiğim için gerilim filmleri yapmaya başladım."
-Alfred Hitchcock-
"Ona (Poe) 'Olağanüstünün Kült Lideri' diyebilirsiniz."
-Jules Verne-
"Edgar Allan Poe, ona hayat veren nefesi üflemeden önce dedektiflik hikayeleri neredeydi?"
-Arthur Conan Doyle-
"... Poe için güç bela sanatçı diyebilirim, bana göre o çok büyük bir bilim insanı."
-D. H. Lawrence-
Palto
"Önüne ne pahasına olursa olsun ulaşacağı bir hedef koyan insanlar gibi kendini şimdiden daha hayat dolu hissediyor, karakteri güçleniyordu. Yürüyüşünde ve hareketlerinde kararsız ve ikircikli ne varsa gitmiş, gözlerinde yeni bir ateş parlamaya başlamıştı. Hatta en cüretkar hayallerinde bazen paltosuna sansar kürkü bir yaka diktirmeyi bile kurar olmuştu."
"Küçük adam"ın çektiği sıkıntılar, maruz kaldığı eşitsizlik ve acılar bu uzun öykünün başkahramanı Akakiy Akakiyeviç'in hayatı üzerinden yalın bir gerçekçilikle anlatılıyor. Böylesi bir anlatım, her ne kadar dönemin Çarlık Rusya'sında büyük tepki alsa ve Gogol, Rus insanını aşağılamakla suçlansa da, Rus edebiyatında büyük bir çığır açıyor. Elinizde tuttuğunuz bu muhteşem eseri daha önce yayınlanmış örneklerinden farklı kılansa, otuzdan fazla kitapta imzası olan ödüllü çizer Noemí Villamuza'nın büyüleyici çizimleri.
"Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık."
-Dostoyevski-
"Gogol'un Palto'da sergilediği sanat, paralel doğruların kesişmekle kalmayıp, solucan misali kıvrılabileceklerine, karmakarışık hale gelebileceklerine işaret eder."
-Vladimir Nabokov, Nikolay Gogol-
Faust
Mantığı elden bırakmadan tanrısal bilginin ve deneyimin peşindeki bir adamın çok, çok eski hikayesini anlatır Faust. Bu arayış sırasında ortaya çıkan trajik sonuçların tasvirleri hem Goethe'nin büyük dehasının kanıtı, hem de edebiyattaki en önemli başarılardan biridir. Johann Wolfgang Goethe'nin, dünya edebiyatının en büyük başyapıtlarından biri kabul edilen ve otuz yılda kaleme aldığı muazzam eseri Faust'a şimdi Harry Clarke'ın 1925 yılında yaptığı muhteşem resimler eşlik ediyor.
Goethe hayatının sonlarına doğru Faust'un, fikirleri ve bu fikirleri temsil eden karakterlerle olayları konu eden ikinci bölümünü yazsa da, insanların ruhunu ve aklını asıl ele geçiren şiirsel yoğunluğuyla ilk bölümdür. Romantik bir hayal gücünün eseri olan bu bölüm yaşayan karakterlerin duyguları, düşünceleri ve arzularıyla dopdoluydu ve pek çok başka sanat eserine de kaynaklık etti.
"Ruhun içine sarıldığı,
Kendini beğenmişliği kahrolsun.
Duyularımızı bırakmayan görünüşün,
Körleştiriciliği kahrolsun!
Kahrolsun düşlerin ikiyüzlülüğü,
Ünümüz ve adımızın sözde kalıcılığı!
Kahrolsun yaltaklanan mal ve mülk,
Kadın, çocuk, hizmetçi ve kul!
Kahrolsun, hazineler vaat ederek,
Akıl almaz şeyler yaptıran,
Ya da tembel bir zevk için,
Yastığımızı hazırlayan Para Tanrısı!
Üzümlerin uyuşturan sıvısı kahrolsun!
En yüksek aşk, umut, inanç,
Her şeyden önce sabır kahrolsun!"
Körler Ülkesi
And Dağları'nın vahşi çorak topraklarında insanların dünyasından elini eteğini çekmiş bir vadi uzanır. Ancak korkunç boğazlar ve buz kaplı bir geçit aşıldıktan sonra ulaşılabilen Körler Ülkesi'dir burası. Vadiyi on yedi gün boyunca karanlığa gömecek bir yanardağ patlamasının ardından, vakti zamanında İspanyol zulmünden kaçarak vadiye sığınmış ve körlük belasıyla cebelleşen insanların dünyayla bağlantısı kopmuştur. Körlüğe derman bulmak için köyden ayrılmış ve koca dünyada mahsur kalmış bir adamın anlattıklarıyla bir efsane olarak varlığını sürdürür Körler Ülkesi. Ta ki Nunez adında genç bir dağcı elim bir kazayla vadide hapsoluncaya kadar...
H. G. Wells'in bu meşhur öyküsüne İspanyol çizer Elena Ferrándiz'in muhteşem resimleri eşlik ediyor.
"... Ann Veronica, Zaman Makinesi, Körler Ülkesi... bunlar Wells'in çağdaşlarının üretebileceğinden çok daha iyi hikayeler."
-Vladimir Nabokov-
"Wells'i yüzyılın başında keşfettiğime çok üzgünüm. Keşke o baş döndüren, kimi zaman da dehşetli mutluluğu hissetmek için onu bugün keşfedebilseydim."
-Jorge Luis Borges-
Set İçindeki Kitaplar;
Dönüşüm
"Gregor Samsa bir sabah yatağında huzursuz düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Kabuklu sert sırtının üzerinde yatıyor, başını birazcık yükselttiğinde, kayıp düşmek üzere olan yorganın tepesinde zar zor tutunduğu kahverengi, bombeli ve yay şeklinde şeritlerle bezeli karnını görüyordu. Gövdesine göre acınacak incelikteki pek çok bacağı gözlerinin önünde çaresizlikle titreşiyordu."
Kafka işte bu sarsıcı, tuhaf cümlelerle başlıyor yirminci yüzyılın en etkileyici eserleri arasında yer alan Dönüşüm'e. Keskinliği ve yalınlığıyla Kafka'nın edebi yoğunluğunu en iyi anlatan bu başyapıt, Arjantinli çizer Luis Scafati'nin hayal gücüyle birleşince, ortaya seyre doyulmaz bir edebi ziyafet çıkıyor.
"Kafka'nın sanatı okuyucuyu onu yeniden okumaya zorluyor. Eserlerinin sonları -ya da olmayan sonları- açık açık ifade edilmeyen, ama hikayenin başka bir bakış açısıyla yeniden okunmasını gerektiren açıklamalar sunuyor."
-Albert Camus-
"[Kafka] ziyadesiyle bürokratikleşmiş bir toplumun şiirsellikten yoksun kumaşını romanın o muazzam şiirine; bir adamın gayet sıradan öyküsünü... bir mite, destana, daha önce görülmemiş bir güzelliğe dönüştürüyor."
-Milan Kundera-
Kara Kedi
"Yazmak üzere olduğum bu çılgın, ama bir o kadar da basit hikayeye inanmanızı beklemiyorum. Kendi aklım bile, olanları apaçık gördüğü halde, onları inkar ederken, sizden bunu beklemem delilik olur. Ama deli olmadığımı biliyorum, hayal görmediğimden de eminim. Yarın öleceğim için bugün içimi dökmem gerek."
Edgar Allan Poe'nun gizemli ve karanlık dünyasına hoş geldiniz! Dehşeti, korkuyu, fantezi ile gerçeklik arasındaki muğlaklığı, insanın karanlık yüzünü ve çaresizliği anlatan Poe'nun tekinsiz öykülerine, bu kez Luis Scafati'nin eşsiz çizimleri eşlik ediyor. Büyük bir özenle kullandığı siyahın hakim olduğu çizimleriyle karanlık ve hassas bir dünyanın kapılarını aralayan Scafati ile duyduğu dehşet ürperişini okuyucusuna iletmekte benzersiz bir dile sahip Edgar Allan Poe'nun öyküleri bir araya gelerek benzersiz bir atmosfer yaratıyor.
"Edgar Allan Poe'nun öykülerini çok sevdiğim için gerilim filmleri yapmaya başladım."
-Alfred Hitchcock-
"Ona (Poe) 'Olağanüstünün Kült Lideri' diyebilirsiniz."
-Jules Verne-
"Edgar Allan Poe, ona hayat veren nefesi üflemeden önce dedektiflik hikayeleri neredeydi?"
-Arthur Conan Doyle-
"... Poe için güç bela sanatçı diyebilirim, bana göre o çok büyük bir bilim insanı."
-D. H. Lawrence-
Palto
"Önüne ne pahasına olursa olsun ulaşacağı bir hedef koyan insanlar gibi kendini şimdiden daha hayat dolu hissediyor, karakteri güçleniyordu. Yürüyüşünde ve hareketlerinde kararsız ve ikircikli ne varsa gitmiş, gözlerinde yeni bir ateş parlamaya başlamıştı. Hatta en cüretkar hayallerinde bazen paltosuna sansar kürkü bir yaka diktirmeyi bile kurar olmuştu."
"Küçük adam"ın çektiği sıkıntılar, maruz kaldığı eşitsizlik ve acılar bu uzun öykünün başkahramanı Akakiy Akakiyeviç'in hayatı üzerinden yalın bir gerçekçilikle anlatılıyor. Böylesi bir anlatım, her ne kadar dönemin Çarlık Rusya'sında büyük tepki alsa ve Gogol, Rus insanını aşağılamakla suçlansa da, Rus edebiyatında büyük bir çığır açıyor. Elinizde tuttuğunuz bu muhteşem eseri daha önce yayınlanmış örneklerinden farklı kılansa, otuzdan fazla kitapta imzası olan ödüllü çizer Noemí Villamuza'nın büyüleyici çizimleri.
"Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık."
-Dostoyevski-
"Gogol'un Palto'da sergilediği sanat, paralel doğruların kesişmekle kalmayıp, solucan misali kıvrılabileceklerine, karmakarışık hale gelebileceklerine işaret eder."
-Vladimir Nabokov, Nikolay Gogol-
Faust
Mantığı elden bırakmadan tanrısal bilginin ve deneyimin peşindeki bir adamın çok, çok eski hikayesini anlatır Faust. Bu arayış sırasında ortaya çıkan trajik sonuçların tasvirleri hem Goethe'nin büyük dehasının kanıtı, hem de edebiyattaki en önemli başarılardan biridir. Johann Wolfgang Goethe'nin, dünya edebiyatının en büyük başyapıtlarından biri kabul edilen ve otuz yılda kaleme aldığı muazzam eseri Faust'a şimdi Harry Clarke'ın 1925 yılında yaptığı muhteşem resimler eşlik ediyor.
Goethe hayatının sonlarına doğru Faust'un, fikirleri ve bu fikirleri temsil eden karakterlerle olayları konu eden ikinci bölümünü yazsa da, insanların ruhunu ve aklını asıl ele geçiren şiirsel yoğunluğuyla ilk bölümdür. Romantik bir hayal gücünün eseri olan bu bölüm yaşayan karakterlerin duyguları, düşünceleri ve arzularıyla dopdoluydu ve pek çok başka sanat eserine de kaynaklık etti.
"Ruhun içine sarıldığı,
Kendini beğenmişliği kahrolsun.
Duyularımızı bırakmayan görünüşün,
Körleştiriciliği kahrolsun!
Kahrolsun düşlerin ikiyüzlülüğü,
Ünümüz ve adımızın sözde kalıcılığı!
Kahrolsun yaltaklanan mal ve mülk,
Kadın, çocuk, hizmetçi ve kul!
Kahrolsun, hazineler vaat ederek,
Akıl almaz şeyler yaptıran,
Ya da tembel bir zevk için,
Yastığımızı hazırlayan Para Tanrısı!
Üzümlerin uyuşturan sıvısı kahrolsun!
En yüksek aşk, umut, inanç,
Her şeyden önce sabır kahrolsun!"
Körler Ülkesi
And Dağları'nın vahşi çorak topraklarında insanların dünyasından elini eteğini çekmiş bir vadi uzanır. Ancak korkunç boğazlar ve buz kaplı bir geçit aşıldıktan sonra ulaşılabilen Körler Ülkesi'dir burası. Vadiyi on yedi gün boyunca karanlığa gömecek bir yanardağ patlamasının ardından, vakti zamanında İspanyol zulmünden kaçarak vadiye sığınmış ve körlük belasıyla cebelleşen insanların dünyayla bağlantısı kopmuştur. Körlüğe derman bulmak için köyden ayrılmış ve koca dünyada mahsur kalmış bir adamın anlattıklarıyla bir efsane olarak varlığını sürdürür Körler Ülkesi. Ta ki Nunez adında genç bir dağcı elim bir kazayla vadide hapsoluncaya kadar...
H. G. Wells'in bu meşhur öyküsüne İspanyol çizer Elena Ferrándiz'in muhteşem resimleri eşlik ediyor.
"... Ann Veronica, Zaman Makinesi, Körler Ülkesi... bunlar Wells'in çağdaşlarının üretebileceğinden çok daha iyi hikayeler."
-Vladimir Nabokov-
"Wells'i yüzyılın başında keşfettiğime çok üzgünüm. Keşke o baş döndüren, kimi zaman da dehşetli mutluluğu hissetmek için onu bugün keşfedebilseydim."
-Jorge Luis Borges-
Dönüşüm
"Gregor Samsa bir sabah yatağında huzursuz düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Kabuklu sert sırtının üzerinde yatıyor, başını birazcık yükselttiğinde, kayıp düşmek üzere olan yorganın tepesinde zar zor tutunduğu kahverengi, bombeli ve yay şeklinde şeritlerle bezeli karnını görüyordu. Gövdesine göre acınacak incelikteki pek çok bacağı gözlerinin önünde çaresizlikle titreşiyordu."
Kafka işte bu sarsıcı, tuhaf cümlelerle başlıyor yirminci yüzyılın en etkileyici eserleri arasında yer alan Dönüşüm'e. Keskinliği ve yalınlığıyla Kafka'nın edebi yoğunluğunu en iyi anlatan bu başyapıt, Arjantinli çizer Luis Scafati'nin hayal gücüyle birleşince, ortaya seyre doyulmaz bir edebi ziyafet çıkıyor.
"Kafka'nın sanatı okuyucuyu onu yeniden okumaya zorluyor. Eserlerinin sonları -ya da olmayan sonları- açık açık ifade edilmeyen, ama hikayenin başka bir bakış açısıyla yeniden okunmasını gerektiren açıklamalar sunuyor."
-Albert Camus-
"[Kafka] ziyadesiyle bürokratikleşmiş bir toplumun şiirsellikten yoksun kumaşını romanın o muazzam şiirine; bir adamın gayet sıradan öyküsünü... bir mite, destana, daha önce görülmemiş bir güzelliğe dönüştürüyor."
-Milan Kundera-
Kara Kedi
"Yazmak üzere olduğum bu çılgın, ama bir o kadar da basit hikayeye inanmanızı beklemiyorum. Kendi aklım bile, olanları apaçık gördüğü halde, onları inkar ederken, sizden bunu beklemem delilik olur. Ama deli olmadığımı biliyorum, hayal görmediğimden de eminim. Yarın öleceğim için bugün içimi dökmem gerek."
Edgar Allan Poe'nun gizemli ve karanlık dünyasına hoş geldiniz! Dehşeti, korkuyu, fantezi ile gerçeklik arasındaki muğlaklığı, insanın karanlık yüzünü ve çaresizliği anlatan Poe'nun tekinsiz öykülerine, bu kez Luis Scafati'nin eşsiz çizimleri eşlik ediyor. Büyük bir özenle kullandığı siyahın hakim olduğu çizimleriyle karanlık ve hassas bir dünyanın kapılarını aralayan Scafati ile duyduğu dehşet ürperişini okuyucusuna iletmekte benzersiz bir dile sahip Edgar Allan Poe'nun öyküleri bir araya gelerek benzersiz bir atmosfer yaratıyor.
"Edgar Allan Poe'nun öykülerini çok sevdiğim için gerilim filmleri yapmaya başladım."
-Alfred Hitchcock-
"Ona (Poe) 'Olağanüstünün Kült Lideri' diyebilirsiniz."
-Jules Verne-
"Edgar Allan Poe, ona hayat veren nefesi üflemeden önce dedektiflik hikayeleri neredeydi?"
-Arthur Conan Doyle-
"... Poe için güç bela sanatçı diyebilirim, bana göre o çok büyük bir bilim insanı."
-D. H. Lawrence-
Palto
"Önüne ne pahasına olursa olsun ulaşacağı bir hedef koyan insanlar gibi kendini şimdiden daha hayat dolu hissediyor, karakteri güçleniyordu. Yürüyüşünde ve hareketlerinde kararsız ve ikircikli ne varsa gitmiş, gözlerinde yeni bir ateş parlamaya başlamıştı. Hatta en cüretkar hayallerinde bazen paltosuna sansar kürkü bir yaka diktirmeyi bile kurar olmuştu."
"Küçük adam"ın çektiği sıkıntılar, maruz kaldığı eşitsizlik ve acılar bu uzun öykünün başkahramanı Akakiy Akakiyeviç'in hayatı üzerinden yalın bir gerçekçilikle anlatılıyor. Böylesi bir anlatım, her ne kadar dönemin Çarlık Rusya'sında büyük tepki alsa ve Gogol, Rus insanını aşağılamakla suçlansa da, Rus edebiyatında büyük bir çığır açıyor. Elinizde tuttuğunuz bu muhteşem eseri daha önce yayınlanmış örneklerinden farklı kılansa, otuzdan fazla kitapta imzası olan ödüllü çizer Noemí Villamuza'nın büyüleyici çizimleri.
"Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık."
-Dostoyevski-
"Gogol'un Palto'da sergilediği sanat, paralel doğruların kesişmekle kalmayıp, solucan misali kıvrılabileceklerine, karmakarışık hale gelebileceklerine işaret eder."
-Vladimir Nabokov, Nikolay Gogol-
Faust
Mantığı elden bırakmadan tanrısal bilginin ve deneyimin peşindeki bir adamın çok, çok eski hikayesini anlatır Faust. Bu arayış sırasında ortaya çıkan trajik sonuçların tasvirleri hem Goethe'nin büyük dehasının kanıtı, hem de edebiyattaki en önemli başarılardan biridir. Johann Wolfgang Goethe'nin, dünya edebiyatının en büyük başyapıtlarından biri kabul edilen ve otuz yılda kaleme aldığı muazzam eseri Faust'a şimdi Harry Clarke'ın 1925 yılında yaptığı muhteşem resimler eşlik ediyor.
Goethe hayatının sonlarına doğru Faust'un, fikirleri ve bu fikirleri temsil eden karakterlerle olayları konu eden ikinci bölümünü yazsa da, insanların ruhunu ve aklını asıl ele geçiren şiirsel yoğunluğuyla ilk bölümdür. Romantik bir hayal gücünün eseri olan bu bölüm yaşayan karakterlerin duyguları, düşünceleri ve arzularıyla dopdoluydu ve pek çok başka sanat eserine de kaynaklık etti.
"Ruhun içine sarıldığı,
Kendini beğenmişliği kahrolsun.
Duyularımızı bırakmayan görünüşün,
Körleştiriciliği kahrolsun!
Kahrolsun düşlerin ikiyüzlülüğü,
Ünümüz ve adımızın sözde kalıcılığı!
Kahrolsun yaltaklanan mal ve mülk,
Kadın, çocuk, hizmetçi ve kul!
Kahrolsun, hazineler vaat ederek,
Akıl almaz şeyler yaptıran,
Ya da tembel bir zevk için,
Yastığımızı hazırlayan Para Tanrısı!
Üzümlerin uyuşturan sıvısı kahrolsun!
En yüksek aşk, umut, inanç,
Her şeyden önce sabır kahrolsun!"
Körler Ülkesi
And Dağları'nın vahşi çorak topraklarında insanların dünyasından elini eteğini çekmiş bir vadi uzanır. Ancak korkunç boğazlar ve buz kaplı bir geçit aşıldıktan sonra ulaşılabilen Körler Ülkesi'dir burası. Vadiyi on yedi gün boyunca karanlığa gömecek bir yanardağ patlamasının ardından, vakti zamanında İspanyol zulmünden kaçarak vadiye sığınmış ve körlük belasıyla cebelleşen insanların dünyayla bağlantısı kopmuştur. Körlüğe derman bulmak için köyden ayrılmış ve koca dünyada mahsur kalmış bir adamın anlattıklarıyla bir efsane olarak varlığını sürdürür Körler Ülkesi. Ta ki Nunez adında genç bir dağcı elim bir kazayla vadide hapsoluncaya kadar...
H. G. Wells'in bu meşhur öyküsüne İspanyol çizer Elena Ferrándiz'in muhteşem resimleri eşlik ediyor.
"... Ann Veronica, Zaman Makinesi, Körler Ülkesi... bunlar Wells'in çağdaşlarının üretebileceğinden çok daha iyi hikayeler."
-Vladimir Nabokov-
"Wells'i yüzyılın başında keşfettiğime çok üzgünüm. Keşke o baş döndüren, kimi zaman da dehşetli mutluluğu hissetmek için onu bugün keşfedebilseydim."
-Jorge Luis Borges-
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.