9786257025003
485183
https://www.turkishbooks.com/books/pencereler-p485183.html
Pencereler
3.6
"Şu camı açar mısın?"
Ağzımdan çıktıktan sonra saçmaladığımı fark ettim. Ama söylemiştim bir kez. Güldü.
"Bu cam açılmaz, ses yukarıdan dolaşarak sana gelecek."
İşaret parmağıyla önce kulağını gösterdi, sonra elini dudaklarına götürerek konuşmamamı işaret etti.
Çok utandım, üzüldüm. Şeffaf camın bir duvardan daha kalın olduğunu gördüm. Az sonra ben özgürce
çıkıp gideceğim. Çok çok, izleniyor muyum endişesi yaşarım. O, süre bitiminde zorunlu olarak, geldiği
kalabalık, havasız, küçük pencereleri tepelerde koğuşuna dönecek. Pencere var da mendil kadar
gökyüzü yok. "Bu cam açılmaz" derken neden gülmüştü? Düşünemediğime mi saflığıma mı?
Gülebilmişti, onu güldürmüştüm. Belki de bir delikanlı olarak, dik durduğunu, bulunduğu yerin onu
ezmeyi, örselemeyi, moralini bozmayı başaramadığını göstermek istemişti.
Ağzımdan çıktıktan sonra saçmaladığımı fark ettim. Ama söylemiştim bir kez. Güldü.
"Bu cam açılmaz, ses yukarıdan dolaşarak sana gelecek."
İşaret parmağıyla önce kulağını gösterdi, sonra elini dudaklarına götürerek konuşmamamı işaret etti.
Çok utandım, üzüldüm. Şeffaf camın bir duvardan daha kalın olduğunu gördüm. Az sonra ben özgürce
çıkıp gideceğim. Çok çok, izleniyor muyum endişesi yaşarım. O, süre bitiminde zorunlu olarak, geldiği
kalabalık, havasız, küçük pencereleri tepelerde koğuşuna dönecek. Pencere var da mendil kadar
gökyüzü yok. "Bu cam açılmaz" derken neden gülmüştü? Düşünemediğime mi saflığıma mı?
Gülebilmişti, onu güldürmüştüm. Belki de bir delikanlı olarak, dik durduğunu, bulunduğu yerin onu
ezmeyi, örselemeyi, moralini bozmayı başaramadığını göstermek istemişti.
"Şu camı açar mısın?"
Ağzımdan çıktıktan sonra saçmaladığımı fark ettim. Ama söylemiştim bir kez. Güldü.
"Bu cam açılmaz, ses yukarıdan dolaşarak sana gelecek."
İşaret parmağıyla önce kulağını gösterdi, sonra elini dudaklarına götürerek konuşmamamı işaret etti.
Çok utandım, üzüldüm. Şeffaf camın bir duvardan daha kalın olduğunu gördüm. Az sonra ben özgürce
çıkıp gideceğim. Çok çok, izleniyor muyum endişesi yaşarım. O, süre bitiminde zorunlu olarak, geldiği
kalabalık, havasız, küçük pencereleri tepelerde koğuşuna dönecek. Pencere var da mendil kadar
gökyüzü yok. "Bu cam açılmaz" derken neden gülmüştü? Düşünemediğime mi saflığıma mı?
Gülebilmişti, onu güldürmüştüm. Belki de bir delikanlı olarak, dik durduğunu, bulunduğu yerin onu
ezmeyi, örselemeyi, moralini bozmayı başaramadığını göstermek istemişti.
Ağzımdan çıktıktan sonra saçmaladığımı fark ettim. Ama söylemiştim bir kez. Güldü.
"Bu cam açılmaz, ses yukarıdan dolaşarak sana gelecek."
İşaret parmağıyla önce kulağını gösterdi, sonra elini dudaklarına götürerek konuşmamamı işaret etti.
Çok utandım, üzüldüm. Şeffaf camın bir duvardan daha kalın olduğunu gördüm. Az sonra ben özgürce
çıkıp gideceğim. Çok çok, izleniyor muyum endişesi yaşarım. O, süre bitiminde zorunlu olarak, geldiği
kalabalık, havasız, küçük pencereleri tepelerde koğuşuna dönecek. Pencere var da mendil kadar
gökyüzü yok. "Bu cam açılmaz" derken neden gülmüştü? Düşünemediğime mi saflığıma mı?
Gülebilmişti, onu güldürmüştüm. Belki de bir delikanlı olarak, dik durduğunu, bulunduğu yerin onu
ezmeyi, örselemeyi, moralini bozmayı başaramadığını göstermek istemişti.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.