Paylaşılamayan Balkanlar

Stok Kodu:
9789752551060
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
352
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
6.11
4.89
9789752551060
69629
Paylaşılamayan Balkanlar
Paylaşılamayan Balkanlar
4.89
Avrupa´ya açılan kapı niteliğinde olan Balkanlar, Avrupa ile Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Asya arasında stratejik öneme sahip bir bölgedir. Bu özelliğindendir ki tarihin her devrinde birçok kez istilalara uğramış, birçok millet bölgeye damgasını vurmuş, eserlerini, kültürlerini ve medeniyetlerini bırakmıştır. Bölge insanları hiçbir zaman kendi kaderlerine bırakılmamışlar; büyük devletlerin, bölge devletlerinin ve stratejik taktiklerin arasında kalmışlardır. Bu sebeple bölgeyi iyi anlayabilmek, dünyayı, stratejik güçleri, hedefleri ve taktikleri iyi analiz etmeyi getirir. Osmanlı sonrası karışan, karıştırılan bölge koskoca dünya savaşına yol açacak bir fitil görevi üstlenmiş ve kıvılcım buradan çakılmıştır. İkinci Dünya Savaşı´nda da bölge, işgallere maruz kalmıştır. Soğuk savaş döneminin konjektürü gereği gerilimle ayakta duran bölge, soğuk savaş sonrası Bosna ve Kosova olayları, aynı zamanda mevcut Epir, Makedonya, Transilvanya ve Dobruca ihtilaflarıyla hala ciddi problemlere ve genel savaşlara yol açabilecek potansiyele sahip olduğunu ortaya koymuştur. Türkiye, bir Balkan ülkesi olması, tarihi, kültürel ve stratejik bağlarının mevcudiyeti sebebiyle bölge ile daha da ilgilidir. Özellikle soğuk savaş sonrası şartların itim kuvvetiyle Bosna ve Kosova savaşlarında aktif rol oynamış, Balkan gerçeğini yeniden keşfetmiştir. Özellikle Bosna-Hersek, Makedonya ve Arnavutluk´la yakın ilişkileri, ittifak anlaşmaları Türkiye´yi bölgede etkili bir aktör konumuna yükseltmiştir. Bu politikalardan rahatsız olan Yunanistan ise Sırbistan ile ittifaka yönelmiştir.
Avrupa´ya açılan kapı niteliğinde olan Balkanlar, Avrupa ile Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Asya arasında stratejik öneme sahip bir bölgedir. Bu özelliğindendir ki tarihin her devrinde birçok kez istilalara uğramış, birçok millet bölgeye damgasını vurmuş, eserlerini, kültürlerini ve medeniyetlerini bırakmıştır. Bölge insanları hiçbir zaman kendi kaderlerine bırakılmamışlar; büyük devletlerin, bölge devletlerinin ve stratejik taktiklerin arasında kalmışlardır. Bu sebeple bölgeyi iyi anlayabilmek, dünyayı, stratejik güçleri, hedefleri ve taktikleri iyi analiz etmeyi getirir. Osmanlı sonrası karışan, karıştırılan bölge koskoca dünya savaşına yol açacak bir fitil görevi üstlenmiş ve kıvılcım buradan çakılmıştır. İkinci Dünya Savaşı´nda da bölge, işgallere maruz kalmıştır. Soğuk savaş döneminin konjektürü gereği gerilimle ayakta duran bölge, soğuk savaş sonrası Bosna ve Kosova olayları, aynı zamanda mevcut Epir, Makedonya, Transilvanya ve Dobruca ihtilaflarıyla hala ciddi problemlere ve genel savaşlara yol açabilecek potansiyele sahip olduğunu ortaya koymuştur. Türkiye, bir Balkan ülkesi olması, tarihi, kültürel ve stratejik bağlarının mevcudiyeti sebebiyle bölge ile daha da ilgilidir. Özellikle soğuk savaş sonrası şartların itim kuvvetiyle Bosna ve Kosova savaşlarında aktif rol oynamış, Balkan gerçeğini yeniden keşfetmiştir. Özellikle Bosna-Hersek, Makedonya ve Arnavutluk´la yakın ilişkileri, ittifak anlaşmaları Türkiye´yi bölgede etkili bir aktör konumuna yükseltmiştir. Bu politikalardan rahatsız olan Yunanistan ise Sırbistan ile ittifaka yönelmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat