9789753421409
37858
https://www.turkishbooks.com/books/paslanmaz-celik-sicanin-intikami-p37858.html
Paslanmaz Çelık Sıçanın İntıkamı
0.444
Kaypak Jim diGriz, yine huzurlarınızda! Bu kez galaksiyi militarist Cliaand'lıların istila seferberliğinden kurtarması gerekiyor. Ancak işler o kadar da kolay değil: Herşeyden önce Jim artık evli barklı, ikiz çocuk sahibi bir aile babası! Üstelik Cliaand'lılar son derece iyi hazırlanmış dahice bir plan uyguluyorlar. Bu yıldızlararası istila planına karşı Paslanmaz Çelik Sıçan tek başına mücadele etmek zorunda.
Belki tam olarak tek başına demek doğru olmaz. En azından önce ailesinden, sonra da bir gezegen dolusu güzel kadından yardım aldığı söylenebilir.
"´Ne yapıyorsun sen' Dur!´ diye ani bir korkuyla bağırdım. Bir süre baltayı öylece tuttu. Bu sırada ben, manzaranın ürkütücülüğü karşısında kıvranıyor, Kraj´ın elindeki o korkunç şeye bakmaktan başka hiçbir şey yapamıyordum. Sonra kolunu tüm gücüyle şiddetli bir biçimde indirdi. Sanırım vurduğunda bağırdım. Bunu yapmış olmalıyım, çünkü duyduğum acı tarif edilemeyecek kadar büyüktü.
Sağ elimin, bileğinden koparak hareketsiz bir biçimde masanın üzerinde kaldığını ve oluk oluk kanın fışkırmakta olduğunu görmek de bir o kadar tarifsizdi. Balta bir daha havalandı ve hızla aşağı indi. Sol elim de diğeri gibi kopmuş, vücudumdaki tüm kan masanın üzerine, oradan da yere akıp gitmişti ve bu sefer ben, tüm bunlar olup biterken avaz avaz bağırdığımdan, haykırdığımdan emindim."
Kaypak Jim diGriz, yine huzurlarınızda! Bu kez galaksiyi militarist Cliaand'lıların istila seferberliğinden kurtarması gerekiyor. Ancak işler o kadar da kolay değil: Herşeyden önce Jim artık evli barklı, ikiz çocuk sahibi bir aile babası! Üstelik Cliaand'lılar son derece iyi hazırlanmış dahice bir plan uyguluyorlar. Bu yıldızlararası istila planına karşı Paslanmaz Çelik Sıçan tek başına mücadele etmek zorunda.
Belki tam olarak tek başına demek doğru olmaz. En azından önce ailesinden, sonra da bir gezegen dolusu güzel kadından yardım aldığı söylenebilir.
"´Ne yapıyorsun sen' Dur!´ diye ani bir korkuyla bağırdım. Bir süre baltayı öylece tuttu. Bu sırada ben, manzaranın ürkütücülüğü karşısında kıvranıyor, Kraj´ın elindeki o korkunç şeye bakmaktan başka hiçbir şey yapamıyordum. Sonra kolunu tüm gücüyle şiddetli bir biçimde indirdi. Sanırım vurduğunda bağırdım. Bunu yapmış olmalıyım, çünkü duyduğum acı tarif edilemeyecek kadar büyüktü.
Sağ elimin, bileğinden koparak hareketsiz bir biçimde masanın üzerinde kaldığını ve oluk oluk kanın fışkırmakta olduğunu görmek de bir o kadar tarifsizdi. Balta bir daha havalandı ve hızla aşağı indi. Sol elim de diğeri gibi kopmuş, vücudumdaki tüm kan masanın üzerine, oradan da yere akıp gitmişti ve bu sefer ben, tüm bunlar olup biterken avaz avaz bağırdığımdan, haykırdığımdan emindim."
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.