9786257014915
515697
https://www.turkishbooks.com/books/osmanlidan-cumhuriyete-dis-politika-p515697.html
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Dış Politika
11.04
Mustafa Budak, Osmanlı'nın mirası üzerine inşa edilen Ankara'daki hükümetin dış politikası
üzerinden bize yeni bir perspektif sunuyor.
Türkiye'de Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçiş süreci, genellikle, "radikal kopuşlar" çerçevesinde
ele alınır. Böylece, "yeni"nin ne kadar "farklı ve iyi" olduğu vurgulanmak istenir. Oysa toplumsal
ve siyasal süreçler, tek boyutlu bir seyir takip etmez; süreklilik ve değişim karşılıklı etkileşim
içindedir. Bu husus Türkiye'de pek dikkate alınmaz. Fakat hakikat, bu değildir.
Mustafa Budak, Paris Barış Konferansı, Misak-ı Milli, İskenderun Sancağı ve Ankara
İtilafnamesi, Musul vilayeti meselesi, Sevr taslağına karşı İstanbul ve Ankara hükümetlerinin
tavrı, Lozan Konferansı, Sevr-Lozan mukayesesi gibi konuları içeren makalelerinin çoğunda bu
gerçeği, göz önünde tutuyor. Ayrıca, sanılanın aksine İstanbul ve Ankara hükümetleri, bu geçiş
döneminde, İstanbul ve Boğazlar, İzmir, Doğu Trakya, kapitülasyonlar ve borçlar, Ermenistan,
Kürdistan gibi ülkenin temel meselelerinde farklı düşünmüyor. Buna örnek, her iki hükümetin
Sevr taslağına karşı gösterdikleri tavırdır. Hatta 1921 tarihli Londra Konferansı'nda Ahmet
Tevfik Paşa'nın olumlu yaklaşımını da hatırlamak gerekir. Sadece içinde bulundukları siyasî
şartlardan dolayı sorun çözme yöntemleri farklılık göstermiştir.
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Dış Politika, sözkonusu geçiş sürecini dış politika üzerinden anlama
çabasının bir ürünüdür.
üzerinden bize yeni bir perspektif sunuyor.
Türkiye'de Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçiş süreci, genellikle, "radikal kopuşlar" çerçevesinde
ele alınır. Böylece, "yeni"nin ne kadar "farklı ve iyi" olduğu vurgulanmak istenir. Oysa toplumsal
ve siyasal süreçler, tek boyutlu bir seyir takip etmez; süreklilik ve değişim karşılıklı etkileşim
içindedir. Bu husus Türkiye'de pek dikkate alınmaz. Fakat hakikat, bu değildir.
Mustafa Budak, Paris Barış Konferansı, Misak-ı Milli, İskenderun Sancağı ve Ankara
İtilafnamesi, Musul vilayeti meselesi, Sevr taslağına karşı İstanbul ve Ankara hükümetlerinin
tavrı, Lozan Konferansı, Sevr-Lozan mukayesesi gibi konuları içeren makalelerinin çoğunda bu
gerçeği, göz önünde tutuyor. Ayrıca, sanılanın aksine İstanbul ve Ankara hükümetleri, bu geçiş
döneminde, İstanbul ve Boğazlar, İzmir, Doğu Trakya, kapitülasyonlar ve borçlar, Ermenistan,
Kürdistan gibi ülkenin temel meselelerinde farklı düşünmüyor. Buna örnek, her iki hükümetin
Sevr taslağına karşı gösterdikleri tavırdır. Hatta 1921 tarihli Londra Konferansı'nda Ahmet
Tevfik Paşa'nın olumlu yaklaşımını da hatırlamak gerekir. Sadece içinde bulundukları siyasî
şartlardan dolayı sorun çözme yöntemleri farklılık göstermiştir.
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Dış Politika, sözkonusu geçiş sürecini dış politika üzerinden anlama
çabasının bir ürünüdür.
Mustafa Budak, Osmanlı'nın mirası üzerine inşa edilen Ankara'daki hükümetin dış politikası
üzerinden bize yeni bir perspektif sunuyor.
Türkiye'de Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçiş süreci, genellikle, "radikal kopuşlar" çerçevesinde
ele alınır. Böylece, "yeni"nin ne kadar "farklı ve iyi" olduğu vurgulanmak istenir. Oysa toplumsal
ve siyasal süreçler, tek boyutlu bir seyir takip etmez; süreklilik ve değişim karşılıklı etkileşim
içindedir. Bu husus Türkiye'de pek dikkate alınmaz. Fakat hakikat, bu değildir.
Mustafa Budak, Paris Barış Konferansı, Misak-ı Milli, İskenderun Sancağı ve Ankara
İtilafnamesi, Musul vilayeti meselesi, Sevr taslağına karşı İstanbul ve Ankara hükümetlerinin
tavrı, Lozan Konferansı, Sevr-Lozan mukayesesi gibi konuları içeren makalelerinin çoğunda bu
gerçeği, göz önünde tutuyor. Ayrıca, sanılanın aksine İstanbul ve Ankara hükümetleri, bu geçiş
döneminde, İstanbul ve Boğazlar, İzmir, Doğu Trakya, kapitülasyonlar ve borçlar, Ermenistan,
Kürdistan gibi ülkenin temel meselelerinde farklı düşünmüyor. Buna örnek, her iki hükümetin
Sevr taslağına karşı gösterdikleri tavırdır. Hatta 1921 tarihli Londra Konferansı'nda Ahmet
Tevfik Paşa'nın olumlu yaklaşımını da hatırlamak gerekir. Sadece içinde bulundukları siyasî
şartlardan dolayı sorun çözme yöntemleri farklılık göstermiştir.
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Dış Politika, sözkonusu geçiş sürecini dış politika üzerinden anlama
çabasının bir ürünüdür.
üzerinden bize yeni bir perspektif sunuyor.
Türkiye'de Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçiş süreci, genellikle, "radikal kopuşlar" çerçevesinde
ele alınır. Böylece, "yeni"nin ne kadar "farklı ve iyi" olduğu vurgulanmak istenir. Oysa toplumsal
ve siyasal süreçler, tek boyutlu bir seyir takip etmez; süreklilik ve değişim karşılıklı etkileşim
içindedir. Bu husus Türkiye'de pek dikkate alınmaz. Fakat hakikat, bu değildir.
Mustafa Budak, Paris Barış Konferansı, Misak-ı Milli, İskenderun Sancağı ve Ankara
İtilafnamesi, Musul vilayeti meselesi, Sevr taslağına karşı İstanbul ve Ankara hükümetlerinin
tavrı, Lozan Konferansı, Sevr-Lozan mukayesesi gibi konuları içeren makalelerinin çoğunda bu
gerçeği, göz önünde tutuyor. Ayrıca, sanılanın aksine İstanbul ve Ankara hükümetleri, bu geçiş
döneminde, İstanbul ve Boğazlar, İzmir, Doğu Trakya, kapitülasyonlar ve borçlar, Ermenistan,
Kürdistan gibi ülkenin temel meselelerinde farklı düşünmüyor. Buna örnek, her iki hükümetin
Sevr taslağına karşı gösterdikleri tavırdır. Hatta 1921 tarihli Londra Konferansı'nda Ahmet
Tevfik Paşa'nın olumlu yaklaşımını da hatırlamak gerekir. Sadece içinde bulundukları siyasî
şartlardan dolayı sorun çözme yöntemleri farklılık göstermiştir.
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Dış Politika, sözkonusu geçiş sürecini dış politika üzerinden anlama
çabasının bir ürünüdür.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.