Ortaçağ Türk Toplumları Hakkında

Stok Kodu:
9789753639125
Boyut:
135-210
Sayfa Sayısı:
206
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2000
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
3.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
1.81
1.45
9789753639125
16782
Ortaçağ Türk Toplumları Hakkında
Ortaçağ Türk Toplumları Hakkında
1.446
"Sosyal bilimler alanında iktisat en katı, tarih ise en yumuşak olanıdır. Kökeni iktisatçı olan kişi, birkaç kitap karıştırdıktan sonra bu yumuşaklığın biraz sertleşmesi gerektiğine inanır" diyor Prof. Sencer Divitçioğlu. Kırk yıl boyunca iktisat teorisiyle uğraştıktan sonra rotasını tarih bilimine doğru çeviren bir bilim adamının deneyimiyle konuşuyor kuşkusuz. Ortaçağ Türk Toplumları Hakkında adlı kitapta yer alan dokuz makale, Divitçioğlu'nun, tarihi "katılaştırma" ve onu "boşluk doldurma yöntemiyle yapılan" bir bilim olmaktan çıkarma çabalarının ürünleri. Yazarın, Kök Türkler'den (552-744) Osmanlı'nın İstanbul'u fethetmesine (1453) kadar uzanan dokuz yüz yıllık dönemi açıklamak/ anlamak için geliştirdiği araştırma programının yeni bir halkası. Nasıl Bir Tarih', Osmanlı Beyliğinin Kuruluşu, Oğuz'dan Selçuklu'ya ve Kök Türkler adlı kitaplara eklemlenen bir "deneme"... Divitçioğlu, bu kitapta ortaçağ Türk toplumlarının iktisadî yapılarını, yönetsel ve siyasal erklerini, akrabalık ve soy ilişkilerini, dinsel alanda geçirdikleri evrimleri alışılmadık bir retorikle anlatarak, Türk tarihini "alaturka anlatı" ve "hikâye etme" sanatlarından kurtarıyor. Önce "yüzen" bilgileri topluyor yazar, sonra da bir tarih metodolojisi oluşturuyor ve yaptığı tüm tahlilleri, yorumları formelleştiriyor. Kullandığı dili de, modern sosyal bilimlerin yararlandığı kavram dağarını aratmayacak bir biçimde, çeşitli Türkçe sözlüklerden devşirdiği kelimelerle zenginleştiriyor. Tarihi tersinden ya da düzünden değil, düpedüz "yeniden" ama bu kez "başka türlü" okumayı öneriyor Sencer Divitçioğlu. Tadımlık Nasıl Bir Tarih' Okur, eğer ortaçağ Türk toplumları hakkında yazmış olduğum trilogie'yi (1999, 2000a, 2000b) okumuşsa, tarihi hep "tarih +" olarak algıladığımı anlamıştır. Buradaki (+), antropoloji bilimi ile sosyal bilimler metodolojisidir. Neden' Çünkü tarih, bilimin sine qua non'u olan soyutlama işlemini, ancak antropolojinin avadanlığından ödünç aldığı model, yapı, fonksiyon, kategori, aksiyomatik ve diyagram gibi aletleri kullanarak gerçekleştirir. Doğrusu, tarih de bu işlemde kendine özgü eşsürem/artsürem, dinamik/statik, durağan/devingen ve uzun süre/kısa süre örneği kavramları ortak avadanlığa katarak tarih +'yı zenginleştirir. Arttırılmış tahlil araçları ise, gerek doğa gerekse sosyal bilimlerde olduğu gibi tarihte de nedensellik sorununun çözülmesine yardımcı olur (Hempel, 1992). Bu önemli, fakat tartışmaya açık sorunu, şimdi, kendi merceğimden sergilemeye çalışayım. 1) Tarih geçmişteki olguların hem nedenlerini hem de sonuçlarını, çoklukla, sunduğu belgelerle bize taşır (not: belgeler ile "gözlemlenen olgular" özdeştirler). Yani; sonuç-olguların nedenlerini kronolojik tarihle bulabileceğimiz gibi, bunların nedeni olan neden-olguları da gene kronolojik tarihle bulabiliriz. Tabii ki keyfilikten arınarak, belgeleri okuyarak, üzerlerinde düşünerek, onları tasnif ederek ve aralarındaki nedensellik bağını mantıksal olarak saptayarak. Öyle ise, tarihte nedensellik nedir' 1.a) Diyelim ki; x, t=0 dönemindeki bir olgu, y, t=2 dönemindeki bir sonuç-olguya nedendir. Yani, sekemeçli (sequence) olarak (şimdilik t=1 dönemini atlıyorum), "x, y'nin nedenidir". Bireysel bir neden bireysel bir sonuç doğurmuştur. Bu durumda x ile y arasındaki nedensellik ilişkilerinde "yeterlilik" (sufficiency) koşulu sağlanmıştır. Ve böylece, sekemeçli olaylar arasındaki nedensellik ilişkileri açıklanmıştır (neden-çünkü). 1.b) Şimdi diyelim ki, (x, z, u) t= 0 gibi olgular hep birlikte, t=2 dönemindeki y sonuç-olgusuna neden olsun. O vakit, tarihteki olgular arasındaki nedensellik ilişkileri şekil değiştirir; (x, z, u) olguları teker teker ve hep birlikte y'nin nedeni olur. "x olmadan y olmaz" gibi. Bu durumda tarihte olgular arasındaki nedensellik, "gereklilik" (necessity) koşulu olarak karşımıza çıkar. Çoğul tekil nedenler tekil sonuç meydana getirmiştir ya da vice versa. Ama, bu durumda da olaylar arasındaki tarihî nedensellik açıklanmıştır. 1.c) Tahmin edileceği gibi, tarih çalışmalarında ancak tekil olaylar düzeyinde nedensellik ilişkilerini saptarken, yeterlilik koşulunu yerine getiren örnekler bulmak, hemen hemen olanaksızdır (hipotez geliştirmek zordur). Üstelik nedenselliğe yol açan çoklu olaylar arasından herhangi bir nedeni nasıl ayıklayıp seçebiliriz' Bu bakımdan, tarihteki nedensellik ilişkilerinde ancak gereklilik koşuluyla yetinmek mecburiyetindeyiz. Olsun! Tarihsel açıklamalarda doğa bilimlerinde bulunan nedensellikten yoksun olsak bile, uslama sonucu yapılan bir tahlili tarih bilimine katmış olursak fena mı olur'
"Sosyal bilimler alanında iktisat en katı, tarih ise en yumuşak olanıdır. Kökeni iktisatçı olan kişi, birkaç kitap karıştırdıktan sonra bu yumuşaklığın biraz sertleşmesi gerektiğine inanır" diyor Prof. Sencer Divitçioğlu. Kırk yıl boyunca iktisat teorisiyle uğraştıktan sonra rotasını tarih bilimine doğru çeviren bir bilim adamının deneyimiyle konuşuyor kuşkusuz. Ortaçağ Türk Toplumları Hakkında adlı kitapta yer alan dokuz makale, Divitçioğlu'nun, tarihi "katılaştırma" ve onu "boşluk doldurma yöntemiyle yapılan" bir bilim olmaktan çıkarma çabalarının ürünleri. Yazarın, Kök Türkler'den (552-744) Osmanlı'nın İstanbul'u fethetmesine (1453) kadar uzanan dokuz yüz yıllık dönemi açıklamak/ anlamak için geliştirdiği araştırma programının yeni bir halkası. Nasıl Bir Tarih', Osmanlı Beyliğinin Kuruluşu, Oğuz'dan Selçuklu'ya ve Kök Türkler adlı kitaplara eklemlenen bir "deneme"... Divitçioğlu, bu kitapta ortaçağ Türk toplumlarının iktisadî yapılarını, yönetsel ve siyasal erklerini, akrabalık ve soy ilişkilerini, dinsel alanda geçirdikleri evrimleri alışılmadık bir retorikle anlatarak, Türk tarihini "alaturka anlatı" ve "hikâye etme" sanatlarından kurtarıyor. Önce "yüzen" bilgileri topluyor yazar, sonra da bir tarih metodolojisi oluşturuyor ve yaptığı tüm tahlilleri, yorumları formelleştiriyor. Kullandığı dili de, modern sosyal bilimlerin yararlandığı kavram dağarını aratmayacak bir biçimde, çeşitli Türkçe sözlüklerden devşirdiği kelimelerle zenginleştiriyor. Tarihi tersinden ya da düzünden değil, düpedüz "yeniden" ama bu kez "başka türlü" okumayı öneriyor Sencer Divitçioğlu. Tadımlık Nasıl Bir Tarih' Okur, eğer ortaçağ Türk toplumları hakkında yazmış olduğum trilogie'yi (1999, 2000a, 2000b) okumuşsa, tarihi hep "tarih +" olarak algıladığımı anlamıştır. Buradaki (+), antropoloji bilimi ile sosyal bilimler metodolojisidir. Neden' Çünkü tarih, bilimin sine qua non'u olan soyutlama işlemini, ancak antropolojinin avadanlığından ödünç aldığı model, yapı, fonksiyon, kategori, aksiyomatik ve diyagram gibi aletleri kullanarak gerçekleştirir. Doğrusu, tarih de bu işlemde kendine özgü eşsürem/artsürem, dinamik/statik, durağan/devingen ve uzun süre/kısa süre örneği kavramları ortak avadanlığa katarak tarih +'yı zenginleştirir. Arttırılmış tahlil araçları ise, gerek doğa gerekse sosyal bilimlerde olduğu gibi tarihte de nedensellik sorununun çözülmesine yardımcı olur (Hempel, 1992). Bu önemli, fakat tartışmaya açık sorunu, şimdi, kendi merceğimden sergilemeye çalışayım. 1) Tarih geçmişteki olguların hem nedenlerini hem de sonuçlarını, çoklukla, sunduğu belgelerle bize taşır (not: belgeler ile "gözlemlenen olgular" özdeştirler). Yani; sonuç-olguların nedenlerini kronolojik tarihle bulabileceğimiz gibi, bunların nedeni olan neden-olguları da gene kronolojik tarihle bulabiliriz. Tabii ki keyfilikten arınarak, belgeleri okuyarak, üzerlerinde düşünerek, onları tasnif ederek ve aralarındaki nedensellik bağını mantıksal olarak saptayarak. Öyle ise, tarihte nedensellik nedir' 1.a) Diyelim ki; x, t=0 dönemindeki bir olgu, y, t=2 dönemindeki bir sonuç-olguya nedendir. Yani, sekemeçli (sequence) olarak (şimdilik t=1 dönemini atlıyorum), "x, y'nin nedenidir". Bireysel bir neden bireysel bir sonuç doğurmuştur. Bu durumda x ile y arasındaki nedensellik ilişkilerinde "yeterlilik" (sufficiency) koşulu sağlanmıştır. Ve böylece, sekemeçli olaylar arasındaki nedensellik ilişkileri açıklanmıştır (neden-çünkü). 1.b) Şimdi diyelim ki, (x, z, u) t= 0 gibi olgular hep birlikte, t=2 dönemindeki y sonuç-olgusuna neden olsun. O vakit, tarihteki olgular arasındaki nedensellik ilişkileri şekil değiştirir; (x, z, u) olguları teker teker ve hep birlikte y'nin nedeni olur. "x olmadan y olmaz" gibi. Bu durumda tarihte olgular arasındaki nedensellik, "gereklilik" (necessity) koşulu olarak karşımıza çıkar. Çoğul tekil nedenler tekil sonuç meydana getirmiştir ya da vice versa. Ama, bu durumda da olaylar arasındaki tarihî nedensellik açıklanmıştır. 1.c) Tahmin edileceği gibi, tarih çalışmalarında ancak tekil olaylar düzeyinde nedensellik ilişkilerini saptarken, yeterlilik koşulunu yerine getiren örnekler bulmak, hemen hemen olanaksızdır (hipotez geliştirmek zordur). Üstelik nedenselliğe yol açan çoklu olaylar arasından herhangi bir nedeni nasıl ayıklayıp seçebiliriz' Bu bakımdan, tarihteki nedensellik ilişkilerinde ancak gereklilik koşuluyla yetinmek mecburiyetindeyiz. Olsun! Tarihsel açıklamalarda doğa bilimlerinde bulunan nedensellikten yoksun olsak bile, uslama sonucu yapılan bir tahlili tarih bilimine katmış olursak fena mı olur'
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat