9789755096452
114013
https://www.turkishbooks.com/books/olumu-gozlerinden-gordum-p114013.html
Ölümü Gözlerinden Gördüm
3.333
Bazı matemlerin sonu yoktur! Ölünceye kadar sürüp gider. Öldükten sonra da bitmez. İsrafil suruna üflese de, kıyamet kopsa da, mahşer toplansa da bitmez o matem.
Ölümü Gözlerinden Gördüm, İranlı çevirmen-şair Haşim Hüsrevşahinin kaleminden sarsıcı bir ilk roman. İranın batı kapısı, belleği, şairler kenti Tebrizde yaklaşık bir asırlık zaman diliminde geçen roman; şiddetin, zulmün ve adaletsizliğin pençesindeki yaşamları, kıvrak bir dilin yalın asaletiyle anlatıyor. İnsanoğlunun içinde boğulduğu hırs, öfke, basiretsizlik ve acı denizinin evrensel bir dışavurumu olan Ölümü Gözlerinden Gördüm, edebiyatın yaşamı ifade etmekteki gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor.
2010 yılının en önemli yazınsal ürünlerinden biri olacağına inandığımız bu roman, çok yakın ve bir o kadar uzak İranın tarihini içerden bir bakışla keşfetmemize olanak sağlıyor.
Nahidin babası, kızını alıp getirmiş, kendi eliyle vermiş gardiyanlara: Siz delirttiniz kızımı, siz düzeltin, iyileştirin, demiş ve çekip gitmiş, kayıplara karışmıştı. Aralık ayının sonlarına doğruydu. Ocak ayının başında alınıp bu dört katlı binaya getirildiğinde Nahid hiçbir şey bilmiyordu, bildiği ve belleğine kazınan tek bir şey vardı belki; sadece koşmalıydı, sadece dönmeliydi, sadece uçmalıydı. Koştu, döndü ve sonunda uçtu
Bazı matemlerin sonu yoktur! Ölünceye kadar sürüp gider. Öldükten sonra da bitmez. İsrafil suruna üflese de, kıyamet kopsa da, mahşer toplansa da bitmez o matem.
Ölümü Gözlerinden Gördüm, İranlı çevirmen-şair Haşim Hüsrevşahinin kaleminden sarsıcı bir ilk roman. İranın batı kapısı, belleği, şairler kenti Tebrizde yaklaşık bir asırlık zaman diliminde geçen roman; şiddetin, zulmün ve adaletsizliğin pençesindeki yaşamları, kıvrak bir dilin yalın asaletiyle anlatıyor. İnsanoğlunun içinde boğulduğu hırs, öfke, basiretsizlik ve acı denizinin evrensel bir dışavurumu olan Ölümü Gözlerinden Gördüm, edebiyatın yaşamı ifade etmekteki gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor.
2010 yılının en önemli yazınsal ürünlerinden biri olacağına inandığımız bu roman, çok yakın ve bir o kadar uzak İranın tarihini içerden bir bakışla keşfetmemize olanak sağlıyor.
Nahidin babası, kızını alıp getirmiş, kendi eliyle vermiş gardiyanlara: Siz delirttiniz kızımı, siz düzeltin, iyileştirin, demiş ve çekip gitmiş, kayıplara karışmıştı. Aralık ayının sonlarına doğruydu. Ocak ayının başında alınıp bu dört katlı binaya getirildiğinde Nahid hiçbir şey bilmiyordu, bildiği ve belleğine kazınan tek bir şey vardı belki; sadece koşmalıydı, sadece dönmeliydi, sadece uçmalıydı. Koştu, döndü ve sonunda uçtu
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.