9786054813254
483506
https://www.turkishbooks.com/books/ogrenci-fikralari-p483506.html
Öğrenci Fıkraları
4.8
Çocuk okuldan gelir, çantasını sinirle fırlatınca annesi merakla sorar:
- Ne oldu yavrum?
Çocuk, kızgın bir sesle cevap verir:
- Anne, öğretmenimiz hiçbir şey bilmiyor, bütün soruları bize soruyor.
*
Bir gün Ahmet'le Ali, okula gidiyorlarmış. Ahmet, Ali'ye:
- Hatırlıyor musun? Hani dün öğretmen, yağmur da yağsa güneş de açsa sınav yapacağım,
demişti.
Ali:
- Evet, ne oldu ki?
Ahmet:
- Görmüyor musun? Kar yağıyor!
*
Küçük Kayseriliye, öğretmeni sormuş:
- Altı kere altı?
- Otuz dokuz.
- Otur, sıfır.
Arkadaşı sorar:
- Bildiğin hâlde neden, otuz dokuz, dedin?
- Pazarlık edecektim, anlamadı...
*
Öğretmen, Ali'yi tahtaya kaldırmış. "At koştu... Suya düştü... Boğuldu!" cümlesini İngilizceye
çevirmesini istemiş. Ali de çevirmiş:
- Dettah, dıgıdık dıgıdık dıgıdık... Cumburlop... Gulu gulu gulu!
- Ne oldu yavrum?
Çocuk, kızgın bir sesle cevap verir:
- Anne, öğretmenimiz hiçbir şey bilmiyor, bütün soruları bize soruyor.
*
Bir gün Ahmet'le Ali, okula gidiyorlarmış. Ahmet, Ali'ye:
- Hatırlıyor musun? Hani dün öğretmen, yağmur da yağsa güneş de açsa sınav yapacağım,
demişti.
Ali:
- Evet, ne oldu ki?
Ahmet:
- Görmüyor musun? Kar yağıyor!
*
Küçük Kayseriliye, öğretmeni sormuş:
- Altı kere altı?
- Otuz dokuz.
- Otur, sıfır.
Arkadaşı sorar:
- Bildiğin hâlde neden, otuz dokuz, dedin?
- Pazarlık edecektim, anlamadı...
*
Öğretmen, Ali'yi tahtaya kaldırmış. "At koştu... Suya düştü... Boğuldu!" cümlesini İngilizceye
çevirmesini istemiş. Ali de çevirmiş:
- Dettah, dıgıdık dıgıdık dıgıdık... Cumburlop... Gulu gulu gulu!
Çocuk okuldan gelir, çantasını sinirle fırlatınca annesi merakla sorar:
- Ne oldu yavrum?
Çocuk, kızgın bir sesle cevap verir:
- Anne, öğretmenimiz hiçbir şey bilmiyor, bütün soruları bize soruyor.
*
Bir gün Ahmet'le Ali, okula gidiyorlarmış. Ahmet, Ali'ye:
- Hatırlıyor musun? Hani dün öğretmen, yağmur da yağsa güneş de açsa sınav yapacağım,
demişti.
Ali:
- Evet, ne oldu ki?
Ahmet:
- Görmüyor musun? Kar yağıyor!
*
Küçük Kayseriliye, öğretmeni sormuş:
- Altı kere altı?
- Otuz dokuz.
- Otur, sıfır.
Arkadaşı sorar:
- Bildiğin hâlde neden, otuz dokuz, dedin?
- Pazarlık edecektim, anlamadı...
*
Öğretmen, Ali'yi tahtaya kaldırmış. "At koştu... Suya düştü... Boğuldu!" cümlesini İngilizceye
çevirmesini istemiş. Ali de çevirmiş:
- Dettah, dıgıdık dıgıdık dıgıdık... Cumburlop... Gulu gulu gulu!
- Ne oldu yavrum?
Çocuk, kızgın bir sesle cevap verir:
- Anne, öğretmenimiz hiçbir şey bilmiyor, bütün soruları bize soruyor.
*
Bir gün Ahmet'le Ali, okula gidiyorlarmış. Ahmet, Ali'ye:
- Hatırlıyor musun? Hani dün öğretmen, yağmur da yağsa güneş de açsa sınav yapacağım,
demişti.
Ali:
- Evet, ne oldu ki?
Ahmet:
- Görmüyor musun? Kar yağıyor!
*
Küçük Kayseriliye, öğretmeni sormuş:
- Altı kere altı?
- Otuz dokuz.
- Otur, sıfır.
Arkadaşı sorar:
- Bildiğin hâlde neden, otuz dokuz, dedin?
- Pazarlık edecektim, anlamadı...
*
Öğretmen, Ali'yi tahtaya kaldırmış. "At koştu... Suya düştü... Boğuldu!" cümlesini İngilizceye
çevirmesini istemiş. Ali de çevirmiş:
- Dettah, dıgıdık dıgıdık dıgıdık... Cumburlop... Gulu gulu gulu!
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.