9786257958158
526772
https://www.turkishbooks.com/books/obezite-aerobik-egzersiz-ve-sirkadiyen-ritim-iliskisi-p526772.html
Obezite, Aerobik Egzersiz Ve Sirkadiyen Ritim İlişkişi Asprosin, Spexin, Lipocalin-2 ve İnsulin Hormonu Üzerine Yapılan Bir Araştırma
16.38
Sirkadiyen ritimde meydana gelen sapmalar veya bozulmalar bireyin metabolizmasında dengesizliklere yol açarak,
sağlığı olumsuz yönde etkiler. Bunun sonucunda obezite, metabolik sendrom veya tip 2 diyabet gibi adipoz doku ile
ilişkili metabolik bozukluklar meydana gelir. Bu yüzden bu hastalıkların önlenmesi ve sirkadiyen saatin daha koordineli
bir şekilde çalışabilmesi için uyku, vücut ısısı, ışık, beslenme, fiziksel aktivite veya egzersiz gibi sirkadiyen saat
üzerinde oldukça yüksek etki düzeyine sahip çevresel uyaranların zamanlamasının optimize edilmesi oldukça önemlidir.
Gabriel ve Zierath (2017) planlanmış yeme düzeni ile birlikte egzersiz gibi dış uyaranların zamanlamasının optimize
edilmesinin, hastalığı önleyen ve prognozu artıran sağlam bir sirkadiyen saat sinyali sürdürme potansiyeline katkıda
bulunacağını bildirmiştir. Bu yüzden egzersiz ve beslenmenin doğru zamanda yapılması oldukça önem arz etmektedir
ve bu literatürde yapılan çalışmalarda da oldukça sık dile getirilmiştir. Özellikle egzersizin zamanlamasını, egzersize en
büyük fizyolojik ve moleküler yanıtla çakışacak şekilde optimize etmek, kronobiyolojik homeostazın korunmasına ve
metabolik hastalıkların yönetimi için mevcut terapötik müdahalelere ek katkı sağlar (Gabriel ve Zierath, 2019; Lewis ve
ark., 2018). Aschroff planında da bahsediği üzere egzersizin insanlar için bir zeitgeber olduğu, yeterince güçlü ve doğru
zamanda yapılan bir egzersizin SCN'nin sirkadiyen ritminde faz kaymalara sebep olduğu bildirilmiştir (Lewis ve ark.,
2018). Günün belirli zamanında yapılan egzersizin, insanlarda günlük ritimleri manipüle etmek (dengelemek) ve
sirkadiyen yanlış hizalanmasının olumsuz sonuçlarını hafifletmek için bir araç olduğu (Schroeder ve ark., 2012), iskelet kası içindeki metabolik yollar ve sistemik enerji homeostazı üzerinde daha etkili olabilmek için kritik bir faktör olduğu
gösterilmiştir (Sato ve ark., 2019). Literatürde yapılan bazı çalışmalarda sabah saatlerinde yapılan egzersizin iştah ve
iştah ile ilişkili hormonlar ve glikoz metabolizması üzerinde daha yararlı olduğu, bazı çalışmalarda ise akşam
saatlerinde yapılan egzersizlerin daha büyük etki yarattığı bildirilmiştir. Bu çelişkide, egzersizin şiddeti, kullanılan
deneysel dizayn, seçilen hormonlar, çalışılan örneklem grubu, seçilen gün saati zamanları gibi çeşitli faktörlerin yanı
sıra, katılımcıların hangi kronotip düzeyine sahip olduğu da önemli rol oynamaktadır. Sirkadiyen ritim ile ilgili yapılan
çalışmalarda kronotipin dikkat edilmesi gereken bir faktör olduğu, katılımcıların kronotiplerinin farklı olmasının
sikadiyen saatler üzerinde farklı etkiler yaratabileceği ve yukarıda belirtilen araştırmalarda farklı sonuçların çıkmasında
bir katkısının olduğu söylenebilir. Literatürde, egzersizin zamanı ile egzersiz performansı arasındaki ilişkiyi inceleyen
oldukça fazla araştırma olmasına rağmen, egzersizin sağlık üzerindeki etkisi ile optimal gün zamanlaması arasındaki
ilişkiyi açıklayan araştırmaların oldukça az olduğu ve bu yüzden yukarıda belirtilen araştırmalardaki tutarsızlığı
minimize etmek için egzersiz, gün zamanı ve sağlık ile ilişkili araştırmaların arttırılması gerektiği düşünülmektedir.
sağlığı olumsuz yönde etkiler. Bunun sonucunda obezite, metabolik sendrom veya tip 2 diyabet gibi adipoz doku ile
ilişkili metabolik bozukluklar meydana gelir. Bu yüzden bu hastalıkların önlenmesi ve sirkadiyen saatin daha koordineli
bir şekilde çalışabilmesi için uyku, vücut ısısı, ışık, beslenme, fiziksel aktivite veya egzersiz gibi sirkadiyen saat
üzerinde oldukça yüksek etki düzeyine sahip çevresel uyaranların zamanlamasının optimize edilmesi oldukça önemlidir.
Gabriel ve Zierath (2017) planlanmış yeme düzeni ile birlikte egzersiz gibi dış uyaranların zamanlamasının optimize
edilmesinin, hastalığı önleyen ve prognozu artıran sağlam bir sirkadiyen saat sinyali sürdürme potansiyeline katkıda
bulunacağını bildirmiştir. Bu yüzden egzersiz ve beslenmenin doğru zamanda yapılması oldukça önem arz etmektedir
ve bu literatürde yapılan çalışmalarda da oldukça sık dile getirilmiştir. Özellikle egzersizin zamanlamasını, egzersize en
büyük fizyolojik ve moleküler yanıtla çakışacak şekilde optimize etmek, kronobiyolojik homeostazın korunmasına ve
metabolik hastalıkların yönetimi için mevcut terapötik müdahalelere ek katkı sağlar (Gabriel ve Zierath, 2019; Lewis ve
ark., 2018). Aschroff planında da bahsediği üzere egzersizin insanlar için bir zeitgeber olduğu, yeterince güçlü ve doğru
zamanda yapılan bir egzersizin SCN'nin sirkadiyen ritminde faz kaymalara sebep olduğu bildirilmiştir (Lewis ve ark.,
2018). Günün belirli zamanında yapılan egzersizin, insanlarda günlük ritimleri manipüle etmek (dengelemek) ve
sirkadiyen yanlış hizalanmasının olumsuz sonuçlarını hafifletmek için bir araç olduğu (Schroeder ve ark., 2012), iskelet kası içindeki metabolik yollar ve sistemik enerji homeostazı üzerinde daha etkili olabilmek için kritik bir faktör olduğu
gösterilmiştir (Sato ve ark., 2019). Literatürde yapılan bazı çalışmalarda sabah saatlerinde yapılan egzersizin iştah ve
iştah ile ilişkili hormonlar ve glikoz metabolizması üzerinde daha yararlı olduğu, bazı çalışmalarda ise akşam
saatlerinde yapılan egzersizlerin daha büyük etki yarattığı bildirilmiştir. Bu çelişkide, egzersizin şiddeti, kullanılan
deneysel dizayn, seçilen hormonlar, çalışılan örneklem grubu, seçilen gün saati zamanları gibi çeşitli faktörlerin yanı
sıra, katılımcıların hangi kronotip düzeyine sahip olduğu da önemli rol oynamaktadır. Sirkadiyen ritim ile ilgili yapılan
çalışmalarda kronotipin dikkat edilmesi gereken bir faktör olduğu, katılımcıların kronotiplerinin farklı olmasının
sikadiyen saatler üzerinde farklı etkiler yaratabileceği ve yukarıda belirtilen araştırmalarda farklı sonuçların çıkmasında
bir katkısının olduğu söylenebilir. Literatürde, egzersizin zamanı ile egzersiz performansı arasındaki ilişkiyi inceleyen
oldukça fazla araştırma olmasına rağmen, egzersizin sağlık üzerindeki etkisi ile optimal gün zamanlaması arasındaki
ilişkiyi açıklayan araştırmaların oldukça az olduğu ve bu yüzden yukarıda belirtilen araştırmalardaki tutarsızlığı
minimize etmek için egzersiz, gün zamanı ve sağlık ile ilişkili araştırmaların arttırılması gerektiği düşünülmektedir.
Sirkadiyen ritimde meydana gelen sapmalar veya bozulmalar bireyin metabolizmasında dengesizliklere yol açarak,
sağlığı olumsuz yönde etkiler. Bunun sonucunda obezite, metabolik sendrom veya tip 2 diyabet gibi adipoz doku ile
ilişkili metabolik bozukluklar meydana gelir. Bu yüzden bu hastalıkların önlenmesi ve sirkadiyen saatin daha koordineli
bir şekilde çalışabilmesi için uyku, vücut ısısı, ışık, beslenme, fiziksel aktivite veya egzersiz gibi sirkadiyen saat
üzerinde oldukça yüksek etki düzeyine sahip çevresel uyaranların zamanlamasının optimize edilmesi oldukça önemlidir.
Gabriel ve Zierath (2017) planlanmış yeme düzeni ile birlikte egzersiz gibi dış uyaranların zamanlamasının optimize
edilmesinin, hastalığı önleyen ve prognozu artıran sağlam bir sirkadiyen saat sinyali sürdürme potansiyeline katkıda
bulunacağını bildirmiştir. Bu yüzden egzersiz ve beslenmenin doğru zamanda yapılması oldukça önem arz etmektedir
ve bu literatürde yapılan çalışmalarda da oldukça sık dile getirilmiştir. Özellikle egzersizin zamanlamasını, egzersize en
büyük fizyolojik ve moleküler yanıtla çakışacak şekilde optimize etmek, kronobiyolojik homeostazın korunmasına ve
metabolik hastalıkların yönetimi için mevcut terapötik müdahalelere ek katkı sağlar (Gabriel ve Zierath, 2019; Lewis ve
ark., 2018). Aschroff planında da bahsediği üzere egzersizin insanlar için bir zeitgeber olduğu, yeterince güçlü ve doğru
zamanda yapılan bir egzersizin SCN'nin sirkadiyen ritminde faz kaymalara sebep olduğu bildirilmiştir (Lewis ve ark.,
2018). Günün belirli zamanında yapılan egzersizin, insanlarda günlük ritimleri manipüle etmek (dengelemek) ve
sirkadiyen yanlış hizalanmasının olumsuz sonuçlarını hafifletmek için bir araç olduğu (Schroeder ve ark., 2012), iskelet kası içindeki metabolik yollar ve sistemik enerji homeostazı üzerinde daha etkili olabilmek için kritik bir faktör olduğu
gösterilmiştir (Sato ve ark., 2019). Literatürde yapılan bazı çalışmalarda sabah saatlerinde yapılan egzersizin iştah ve
iştah ile ilişkili hormonlar ve glikoz metabolizması üzerinde daha yararlı olduğu, bazı çalışmalarda ise akşam
saatlerinde yapılan egzersizlerin daha büyük etki yarattığı bildirilmiştir. Bu çelişkide, egzersizin şiddeti, kullanılan
deneysel dizayn, seçilen hormonlar, çalışılan örneklem grubu, seçilen gün saati zamanları gibi çeşitli faktörlerin yanı
sıra, katılımcıların hangi kronotip düzeyine sahip olduğu da önemli rol oynamaktadır. Sirkadiyen ritim ile ilgili yapılan
çalışmalarda kronotipin dikkat edilmesi gereken bir faktör olduğu, katılımcıların kronotiplerinin farklı olmasının
sikadiyen saatler üzerinde farklı etkiler yaratabileceği ve yukarıda belirtilen araştırmalarda farklı sonuçların çıkmasında
bir katkısının olduğu söylenebilir. Literatürde, egzersizin zamanı ile egzersiz performansı arasındaki ilişkiyi inceleyen
oldukça fazla araştırma olmasına rağmen, egzersizin sağlık üzerindeki etkisi ile optimal gün zamanlaması arasındaki
ilişkiyi açıklayan araştırmaların oldukça az olduğu ve bu yüzden yukarıda belirtilen araştırmalardaki tutarsızlığı
minimize etmek için egzersiz, gün zamanı ve sağlık ile ilişkili araştırmaların arttırılması gerektiği düşünülmektedir.
sağlığı olumsuz yönde etkiler. Bunun sonucunda obezite, metabolik sendrom veya tip 2 diyabet gibi adipoz doku ile
ilişkili metabolik bozukluklar meydana gelir. Bu yüzden bu hastalıkların önlenmesi ve sirkadiyen saatin daha koordineli
bir şekilde çalışabilmesi için uyku, vücut ısısı, ışık, beslenme, fiziksel aktivite veya egzersiz gibi sirkadiyen saat
üzerinde oldukça yüksek etki düzeyine sahip çevresel uyaranların zamanlamasının optimize edilmesi oldukça önemlidir.
Gabriel ve Zierath (2017) planlanmış yeme düzeni ile birlikte egzersiz gibi dış uyaranların zamanlamasının optimize
edilmesinin, hastalığı önleyen ve prognozu artıran sağlam bir sirkadiyen saat sinyali sürdürme potansiyeline katkıda
bulunacağını bildirmiştir. Bu yüzden egzersiz ve beslenmenin doğru zamanda yapılması oldukça önem arz etmektedir
ve bu literatürde yapılan çalışmalarda da oldukça sık dile getirilmiştir. Özellikle egzersizin zamanlamasını, egzersize en
büyük fizyolojik ve moleküler yanıtla çakışacak şekilde optimize etmek, kronobiyolojik homeostazın korunmasına ve
metabolik hastalıkların yönetimi için mevcut terapötik müdahalelere ek katkı sağlar (Gabriel ve Zierath, 2019; Lewis ve
ark., 2018). Aschroff planında da bahsediği üzere egzersizin insanlar için bir zeitgeber olduğu, yeterince güçlü ve doğru
zamanda yapılan bir egzersizin SCN'nin sirkadiyen ritminde faz kaymalara sebep olduğu bildirilmiştir (Lewis ve ark.,
2018). Günün belirli zamanında yapılan egzersizin, insanlarda günlük ritimleri manipüle etmek (dengelemek) ve
sirkadiyen yanlış hizalanmasının olumsuz sonuçlarını hafifletmek için bir araç olduğu (Schroeder ve ark., 2012), iskelet kası içindeki metabolik yollar ve sistemik enerji homeostazı üzerinde daha etkili olabilmek için kritik bir faktör olduğu
gösterilmiştir (Sato ve ark., 2019). Literatürde yapılan bazı çalışmalarda sabah saatlerinde yapılan egzersizin iştah ve
iştah ile ilişkili hormonlar ve glikoz metabolizması üzerinde daha yararlı olduğu, bazı çalışmalarda ise akşam
saatlerinde yapılan egzersizlerin daha büyük etki yarattığı bildirilmiştir. Bu çelişkide, egzersizin şiddeti, kullanılan
deneysel dizayn, seçilen hormonlar, çalışılan örneklem grubu, seçilen gün saati zamanları gibi çeşitli faktörlerin yanı
sıra, katılımcıların hangi kronotip düzeyine sahip olduğu da önemli rol oynamaktadır. Sirkadiyen ritim ile ilgili yapılan
çalışmalarda kronotipin dikkat edilmesi gereken bir faktör olduğu, katılımcıların kronotiplerinin farklı olmasının
sikadiyen saatler üzerinde farklı etkiler yaratabileceği ve yukarıda belirtilen araştırmalarda farklı sonuçların çıkmasında
bir katkısının olduğu söylenebilir. Literatürde, egzersizin zamanı ile egzersiz performansı arasındaki ilişkiyi inceleyen
oldukça fazla araştırma olmasına rağmen, egzersizin sağlık üzerindeki etkisi ile optimal gün zamanlaması arasındaki
ilişkiyi açıklayan araştırmaların oldukça az olduğu ve bu yüzden yukarıda belirtilen araştırmalardaki tutarsızlığı
minimize etmek için egzersiz, gün zamanı ve sağlık ile ilişkili araştırmaların arttırılması gerektiği düşünülmektedir.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.