Niyâzî-İ Mısrî Halvetî Dîvân-I İlâhiyât

Stok Kodu:
9786058669369
Boyut:
170-240
Sayfa Sayısı:
816
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-07
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
27.78
22.22
9786058669369
565778
Niyâzî-İ Mısrî Halvetî Dîvân-I İlâhiyât
Niyâzî-İ Mısrî Halvetî Dîvân-I İlâhiyât
22.221
XVII. asırda yaşayan Mehmed Niyâzî-i Mısrî Halvetî (k.s.), Halvetiyyenin Orta Kol diye tanınan Ahmediyye-i Halvetiyye kolunun devamı niteliğinde olan Mısriyye şubesinin kurucu pîridir. Coşkun ve cezbeli bir sûfî olan Hz. Mısrî, İslâm tasavvuf tarihinin en renkli ve en yetkin simâlarındandır. 1618'de Malatya'da doğmuş Diyarbakır, Mardin, Kerbelâ, Şam, Mısır, İstanbul, Elmalı, Uşak, Kütahya ve Bursada yaşamış, nihayet sürgüne gönderildiği Limni'de 1694 senesinde rıhlet etmiştir. İbn Arabî, Hazret-i Mevlânâ ve Yûnus Emre tefekkürünün XVII. asırdaki takipçilerinden olan Mısrî, adeta bu üç büyük zatın düşüncelerinin harmanlandığı mükemmel bir terkiptir. Mısırda öğrenim gördüğü için Mısrî diye tanınan Hz. Pîr, şiirlerinde aşka ve irfana ait hakîkatleri damıtıp süzerek devrinin en güzel Türkçesiyle kaleme almıştır. Aynı zamânda edebiyat tarihimizde kendisini takip eden mutasavvıf şair ve ediplerle, adına Niyâzî-i Mısrî Okulu" diyebileceğimiz büyük bir edebî okulun kurucusu olma vasfını da taşıyan Hz. Mısrî, fikirleriyle bütün çağlara hitâp eden ve insanlığın varmak istediği hakîkatin şâhikalarında dolaşan bir gönül adamıdır. O, İslâmın derinliğini idrâk eden bir ârif-i billah olduğu kadar, Türkçenin de inceliklerini bilen bir şairdir. Bu büyük Hak âşıkı ve ârifinin yol tecrübelerini anlattığı Dîvân-ı İlâhiyâtını anlamaya çalışmak, bir manâda insanın islâmın irfânî derinliğini, vücûd birliğini ve kendini idrâk etmesi anlamına gelmektedir. Hz. Pîri selefi olan sûfî şairlerden ayıran özellik, İlâhiyâtında, sülûk sırasında yaşanılması gereken fark ve cem sırlarını dengeli olarak vermesidir. Şerîatsız hakîkat oldu ilhâd/Hakîkat nûr, ziyâsıdır şerîat diyen Hz. Pîrin ortaya koyduğu vahdet ve kesret/cem ve fark idrâkiyle ilgili denge, tasavvuf yolları içinde, dervîş eğitiminide fevkalâde önemlidir. Sülûku sırasında yaşadığı aşk ve irfân hâllerini yorumlamaya çalışan sâlikin şerîattan hakîkate doğru yol alırken hangi halde hangi reçeteyi kullanacağını bilmesi, nefsinin tehlikeli yollara sapmasını önleyecektir. Niyâzî Hazretlerinin ilâhiyâtı bu sapmaları önleyecek altın kuralları ihtivâ eder.
*
Elinizdeki eser, Hz. Mısrînin pek çok belge ve yeni bilgilerden hareketle yazdığımız hayatıyla yetmişten fazla yazma nüshanın karşılaştırılması sonucunda elde ettiğimiz İlâhiyâtını ihtiva etmektedir.
*
Külliyâtımız, Muhammed Nûrül-Arabî (k.s.)nin şerhi, yine Mısrî Hazretlerinin risâleleri, hakkında yazılmış Menâkıpnameleri ve diğer eserlerle tamamlanacaktır.
XVII. asırda yaşayan Mehmed Niyâzî-i Mısrî Halvetî (k.s.), Halvetiyyenin Orta Kol diye tanınan Ahmediyye-i Halvetiyye kolunun devamı niteliğinde olan Mısriyye şubesinin kurucu pîridir. Coşkun ve cezbeli bir sûfî olan Hz. Mısrî, İslâm tasavvuf tarihinin en renkli ve en yetkin simâlarındandır. 1618'de Malatya'da doğmuş Diyarbakır, Mardin, Kerbelâ, Şam, Mısır, İstanbul, Elmalı, Uşak, Kütahya ve Bursada yaşamış, nihayet sürgüne gönderildiği Limni'de 1694 senesinde rıhlet etmiştir. İbn Arabî, Hazret-i Mevlânâ ve Yûnus Emre tefekkürünün XVII. asırdaki takipçilerinden olan Mısrî, adeta bu üç büyük zatın düşüncelerinin harmanlandığı mükemmel bir terkiptir. Mısırda öğrenim gördüğü için Mısrî diye tanınan Hz. Pîr, şiirlerinde aşka ve irfana ait hakîkatleri damıtıp süzerek devrinin en güzel Türkçesiyle kaleme almıştır. Aynı zamânda edebiyat tarihimizde kendisini takip eden mutasavvıf şair ve ediplerle, adına Niyâzî-i Mısrî Okulu" diyebileceğimiz büyük bir edebî okulun kurucusu olma vasfını da taşıyan Hz. Mısrî, fikirleriyle bütün çağlara hitâp eden ve insanlığın varmak istediği hakîkatin şâhikalarında dolaşan bir gönül adamıdır. O, İslâmın derinliğini idrâk eden bir ârif-i billah olduğu kadar, Türkçenin de inceliklerini bilen bir şairdir. Bu büyük Hak âşıkı ve ârifinin yol tecrübelerini anlattığı Dîvân-ı İlâhiyâtını anlamaya çalışmak, bir manâda insanın islâmın irfânî derinliğini, vücûd birliğini ve kendini idrâk etmesi anlamına gelmektedir. Hz. Pîri selefi olan sûfî şairlerden ayıran özellik, İlâhiyâtında, sülûk sırasında yaşanılması gereken fark ve cem sırlarını dengeli olarak vermesidir. Şerîatsız hakîkat oldu ilhâd/Hakîkat nûr, ziyâsıdır şerîat diyen Hz. Pîrin ortaya koyduğu vahdet ve kesret/cem ve fark idrâkiyle ilgili denge, tasavvuf yolları içinde, dervîş eğitiminide fevkalâde önemlidir. Sülûku sırasında yaşadığı aşk ve irfân hâllerini yorumlamaya çalışan sâlikin şerîattan hakîkate doğru yol alırken hangi halde hangi reçeteyi kullanacağını bilmesi, nefsinin tehlikeli yollara sapmasını önleyecektir. Niyâzî Hazretlerinin ilâhiyâtı bu sapmaları önleyecek altın kuralları ihtivâ eder.
*
Elinizdeki eser, Hz. Mısrînin pek çok belge ve yeni bilgilerden hareketle yazdığımız hayatıyla yetmişten fazla yazma nüshanın karşılaştırılması sonucunda elde ettiğimiz İlâhiyâtını ihtiva etmektedir.
*
Külliyâtımız, Muhammed Nûrül-Arabî (k.s.)nin şerhi, yine Mısrî Hazretlerinin risâleleri, hakkında yazılmış Menâkıpnameleri ve diğer eserlerle tamamlanacaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat