9786056183980
367133
https://www.turkishbooks.com/books/neden-p367133.html
Neden Düşüncelerimizin ve Davranışlarımızın Altında Yatan Nedenler
7.2
İnsanların neden kendi yaptıklarına, başkalarının onlara yaptıklarına ya da daha genel olarak dünyada olup bitenlere neden gösterdiklerini hiç merak ettiniz mi? Ben ettim ve kendimi bu kitabı yazarken buldum. Bu kitabı yazmak beni alışılmış güzergahımın, devrimler ve demokratikleşme gibi büyük ölçekli siyasal süreçleri çözümleme güzergahının dışına itti. Beni güzergahın dışına savuran iki farklı rüzgardı.
Birincisi, kişide iletişim araçlarının, öğrencilerin ve meslektaşlarım olan sosyal bilimcilerin, karmaşık toplumsal görüngeleri hep aynı şekilde açıldıklarını fark ettim ve neden düzenli olarak birkaç etkili aktörün kararlarına odaklanıp, tahmin edilemeyen sonuçları, artımlı etkileri ve kesintisiz, toplumsal etkileşim müzakerelerini ihmal ettiklerini merak ettim.
İkincisi, pek çok toplumsal sürecin, söz gelişi, kendi kendine konuşmaktan ya da bir büyük ustanın satranç hamlelerini planlamasından ziyade yoğun bir söyleşiye benzediğine ilişkin hüzünlü iddiam, kimseyi pek fazla ikna etmedi. Bunun nedeni, belki de çok büyük bir toplumsal ölçekle ilgilenmemde. Belki de, bir betimlemeyi ya da açıklamayı anlaşılır ve inanılır kılmak için neyin gerekli olduğu konusunda yeterince düşünmemiş olmamdı. İyi ya da kötü, her iki meydan okumayı da kitapta uzun uzadıya ele almaya karar verdim.
Sonuç karşınızda.
Birincisi, kişide iletişim araçlarının, öğrencilerin ve meslektaşlarım olan sosyal bilimcilerin, karmaşık toplumsal görüngeleri hep aynı şekilde açıldıklarını fark ettim ve neden düzenli olarak birkaç etkili aktörün kararlarına odaklanıp, tahmin edilemeyen sonuçları, artımlı etkileri ve kesintisiz, toplumsal etkileşim müzakerelerini ihmal ettiklerini merak ettim.
İkincisi, pek çok toplumsal sürecin, söz gelişi, kendi kendine konuşmaktan ya da bir büyük ustanın satranç hamlelerini planlamasından ziyade yoğun bir söyleşiye benzediğine ilişkin hüzünlü iddiam, kimseyi pek fazla ikna etmedi. Bunun nedeni, belki de çok büyük bir toplumsal ölçekle ilgilenmemde. Belki de, bir betimlemeyi ya da açıklamayı anlaşılır ve inanılır kılmak için neyin gerekli olduğu konusunda yeterince düşünmemiş olmamdı. İyi ya da kötü, her iki meydan okumayı da kitapta uzun uzadıya ele almaya karar verdim.
Sonuç karşınızda.
İnsanların neden kendi yaptıklarına, başkalarının onlara yaptıklarına ya da daha genel olarak dünyada olup bitenlere neden gösterdiklerini hiç merak ettiniz mi? Ben ettim ve kendimi bu kitabı yazarken buldum. Bu kitabı yazmak beni alışılmış güzergahımın, devrimler ve demokratikleşme gibi büyük ölçekli siyasal süreçleri çözümleme güzergahının dışına itti. Beni güzergahın dışına savuran iki farklı rüzgardı.
Birincisi, kişide iletişim araçlarının, öğrencilerin ve meslektaşlarım olan sosyal bilimcilerin, karmaşık toplumsal görüngeleri hep aynı şekilde açıldıklarını fark ettim ve neden düzenli olarak birkaç etkili aktörün kararlarına odaklanıp, tahmin edilemeyen sonuçları, artımlı etkileri ve kesintisiz, toplumsal etkileşim müzakerelerini ihmal ettiklerini merak ettim.
İkincisi, pek çok toplumsal sürecin, söz gelişi, kendi kendine konuşmaktan ya da bir büyük ustanın satranç hamlelerini planlamasından ziyade yoğun bir söyleşiye benzediğine ilişkin hüzünlü iddiam, kimseyi pek fazla ikna etmedi. Bunun nedeni, belki de çok büyük bir toplumsal ölçekle ilgilenmemde. Belki de, bir betimlemeyi ya da açıklamayı anlaşılır ve inanılır kılmak için neyin gerekli olduğu konusunda yeterince düşünmemiş olmamdı. İyi ya da kötü, her iki meydan okumayı da kitapta uzun uzadıya ele almaya karar verdim.
Sonuç karşınızda.
Birincisi, kişide iletişim araçlarının, öğrencilerin ve meslektaşlarım olan sosyal bilimcilerin, karmaşık toplumsal görüngeleri hep aynı şekilde açıldıklarını fark ettim ve neden düzenli olarak birkaç etkili aktörün kararlarına odaklanıp, tahmin edilemeyen sonuçları, artımlı etkileri ve kesintisiz, toplumsal etkileşim müzakerelerini ihmal ettiklerini merak ettim.
İkincisi, pek çok toplumsal sürecin, söz gelişi, kendi kendine konuşmaktan ya da bir büyük ustanın satranç hamlelerini planlamasından ziyade yoğun bir söyleşiye benzediğine ilişkin hüzünlü iddiam, kimseyi pek fazla ikna etmedi. Bunun nedeni, belki de çok büyük bir toplumsal ölçekle ilgilenmemde. Belki de, bir betimlemeyi ya da açıklamayı anlaşılır ve inanılır kılmak için neyin gerekli olduğu konusunda yeterince düşünmemiş olmamdı. İyi ya da kötü, her iki meydan okumayı da kitapta uzun uzadıya ele almaya karar verdim.
Sonuç karşınızda.
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.